onedio
article/comments
article/share
Haberler
Yapay Zeka Temelli İlaç Geliştirme: Geleceğin Tıbbını Şekillendiren Teknoloji

etiket Yapay Zeka Temelli İlaç Geliştirme: Geleceğin Tıbbını Şekillendiren Teknoloji

Gelin, yapay zekanın ilaç geliştirme dünyasında nasıl bir devrim yarattığını konuşalım. Tıp bilgisi olmayan biri için bu konu hem büyüleyici hem de biraz gizemli gelebilir. Aklınıza şu sorular takılıyor olabilir: Yapay zeka gerçekten ilaçları daha hızlı mı buluyor? Bu nasıl oluyor? Hangi hastalıklara umut oluyor? Ya da işin riskli tarafları neler? Hadi, bu sorulara sade ve anlaşılır bir şekilde yanıt arayalım, ayrıca Türkiye'de bu alanda yapılan çalışmaları da ele alalım.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

İlaç geliştirmek, eskiden beri tam bir sabır sınavı.

İlaç geliştirmek, eskiden beri tam bir sabır sınavı.

Bir ilacın laboratuvardan eczane raflarına ulaşması on yılı, hatta bazen daha fazlasını alabiliyor. Üstelik bu süreç milyarlarca dolar yutuyor. Binlerce kimyasal bileşik test ediliyor, ama çoğu ya işe yaramıyor ya da güvenli bulunmuyor. Hastalar acil çözümler beklerken, bu uzun yolculuk çoğu zaman hayal kırıklığı yaratıyor. İşte yapay zeka, tam da bu noktada sahneye çıkıyor ve adeta bir sihirbaz gibi bu zorlu süreci hızlandırmaya çalışıyor.

Yapay zeka, devasa miktarda veriyi ışık hızında analiz edebilen bir süper güç. İlaç geliştirmede bu gücünü birkaç farklı şekilde kullanıyor. Mesela, yeni moleküller tasarlamak için kimyasal yapıların özelliklerini inceliyor ve hangi bileşiğin bir hastalığa çare olabileceğini tahmin ediyor. Eskiden bu iş yıllar sürerken, şimdi haftalar içinde sonuç alınabiliyor. Google’ın DeepMind şirketinin geliştirdiği AlphaFold, proteinlerin nasıl katlandığını saniyeler içinde çözerek bu alanda adeta bir çığır açtı. Bu, ilaç tasarımı için muazzam bir adım, çünkü proteinlerin yapısını anlamak, doğru molekülü bulmanın anahtarı.

Ayrıca, yapay zeka hastalıkların kök nedenlerini anlamada da harikalar yaratıyor. Genetik veriler, hasta kayıtları, bilimsel makaleler gibi devasa bilgi yığınlarını tarıyor ve örneğin kanserin hangi genetik mutasyonlardan kaynaklandığını ortaya çıkarabiliyor. Bu sayede her hastanın genetik yapısına özel, kişiselleştirilmiş tedaviler geliştirmek mümkün hale geliyor. Klinik deneyler gibi pahalı ve riskli bir aşamada da yapay zeka devreye giriyor. Hangi hastaların bir ilaca daha iyi yanıt verebileceğini öngörüyor, deneylerin tasarımını optimize ediyor ve hatta yan etkileri önceden tahmin ederek başarısızlık riskini azaltıyor. Bir başka ilginç kullanım alanı ise mevcut ilaçların başka hastalıklar için yeniden değerlendirilmesi. Mesela, COVID-19 pandemisinde yapay zeka, antiviral ilaçların virüse karşı işe yarayıp yaramayacağını hızlıca analiz etti.

Peki, son yıllarda neler oldu?

Bu alanda inanılmaz gelişmeler var. İngiliz bir şirket olan Exscientia, yapay zeka ile sıfırdan tasarladığı bir ilacı 2020’de klinik deneylere soktu; bu, geleneksel yöntemlere kıyasla çok daha hızlı bir süreçti. BenevolentAI adlı başka bir şirket, nadir hastalıklar için çalışırken baricitinib adlı bir ilacın COVID-19 tedavisinde etkili olabileceğini keşfetti ve bu ilaç acil kullanım onayı aldı. DeepMind’in AlphaFold’u ise 2021’de veri tabanını açık kaynak yaparak bilim dünyasına büyük bir hediye verdi; bu, dünya çapında araştırmacıların yeni ilaçlar geliştirmesini hızlandırdı. Özellikle kanser ve nadir genetik hastalıklar gibi karmaşık alanlarda yapay zeka umut vadediyor. Lösemi gibi kanser türlerinde hangi tedavilerin daha etkili olabileceğini öngören sistemler, hastalar için yeni bir umut ışığı yakıyor.

Türkiye'de de bu alanda dikkat çekici çalışmalar yürütülüyor. Örneğin, Prof. Dr. Adil Mardinoğlu liderliğinde yürütülen projeler, yapay zeka ve sistem biyolojisi tabanlı yaklaşımlarla yeni ilaç hedefleri belirliyor. Mardinoğlu’nun çalışmaları, Alzheimer, prostat kanseri ve kas atrofisi gibi hastalıklara yönelik aday ilaçların geliştirilmesinde rol oynuyor; bu ilaçlar 2025 itibarıyla insan deneylerine başlama aşamasına gelmiş durumda. Ayrıca, Bursa Uludağ Üniversitesi'nden Doç. Dr. Şehime Gülsün Temel, biyoinformatik yöntemlerle kollajen VI ilişkili distrofiler gibi nadir hastalıklar için hub genler ve metabolik yolaklar belirleyerek ilaç yeniden konumlandırma stratejileri geliştiriyor. Yine aynı üniversiteden Atakan Burak Ceyhan ve Ali Kaynar, ağırlıklı gen ko-ekspresyon ağı analizi gibi yapay zeka destekli tekniklerle metabolik modelleme yaparak potansiyel tedavi hedefleri ortaya koyuyor. Bu çalışmalar, Türkiye'de yapay zekanın ilaç geliştirme sürecini nasıl hızlandırdığını gösteriyor. Dahası, 17 Ekim 2025’te İstanbul’da düzenlenecek Bioexpo Fuarı’nda, yapay zeka temelli ilaç geliştirme üzerine bir panel gerçekleştirilecek. Bu panelde Prof. Dr. Adil Mardinoğlu, Dr. Cem Baydar ve Dr. Duygu Dağlıkoca gibi alanında uzman isimler, bu teknolojinin geleceğini ve Türkiye’deki uygulamalarını tartışacak.

Ama her güzel hikayenin bir gölgeli tarafı var. Yapay zekanın ilaç geliştirmedeki rolü de risksiz değil. Öncelikle, hastaların genetik verileri ve sağlık kayıtları gibi hassas bilgilerin güvenliği büyük bir mesele. Bu veriler yanlış ellere geçerse ne olur? Bir başka endişe, bu teknolojinin daha çok gelişmiş ülkelerde kullanılması ve yoksul ülkelerin yeni tedavilere erişimde geri kalması. Ayrıca, yapay zekanın karar alma süreci bazen bir 'kara kutu' gibi; neden bir ilacı önerdiğini tam olarak anlamak zor olabiliyor, bu da güven sorunlarına yol açabilir. Ve tabii ki etik sorular var: Yapay zeka, hangi hastalıklara öncelik verecek? Daha kârlı olan yaygın hastalıklara mı, yoksa daha az insanın etkilendiği nadir hastalıklara mı odaklanacak?

Geleceğe bakarsak, yapay zeka ilaç geliştirmeyi sadece hızlandırmakla kalmayacak, aynı zamanda tedavileri daha erişilebilir ve kişiselleştirilmiş hale getirecek.

Geleceğe bakarsak, yapay zeka ilaç geliştirmeyi sadece hızlandırmakla kalmayacak, aynı zamanda tedavileri daha erişilebilir ve kişiselleştirilmiş hale getirecek.

Belki bir gün ilaç geliştirme süreci on yıldan birkaç yıla inecek. Her bireyin genetik yapısına özel ilaçlar yaygınlaşacak, nadir hastalıklara çözümler bulunacak ve belki de maliyetler düşerek ilaçlar daha uygun fiyatlı olacak. Ama bu, biraz da şirketlerin kâr odaklı politikalarına bağlı.

Sonuç olarak, yapay zeka ilaç geliştirmede adeta bir süper kahraman gibi hareket ediyor: hızlı, güçlü ve yenilikçi. Ama her süper kahramanın zayıf noktaları olduğu gibi, veri güvenliği, etik meseleler ve eşitsizlik gibi sorunları çözmek, bu teknolojinin tam potansiyelini ortaya çıkarmak için şart. Tıp bilgisi olmayan biri olarak bu dünyayı anlamak hem heyecan verici hem de biraz kafa karıştırıcı, değil mi? Ama şunu unutmayın: Yapay zeka, sadece bilim insanlarının değil, hepimizin hayatını değiştirecek bir devrimin parçası. Bir gün, belki de bir yapay zeka sayesinde sevdiğiniz birinin hayatını kurtaran bir ilacın hikayesini okuyacaksınız. Ve o an, bu teknolojinin ne kadar 'gerçek' olduğunu hissedeceksiniz.

Instagram

X

Linkedin

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam