Yarım Asırlık Efsane: Aslan Yüzlü Adam Stephan Bibrowski'nin Hikayesi
Bir zamanlar dünyanın en büyük sirki olarak anılan Barnum & Bailey gösterilerinde her akşam alkışlarla sahneye çıkan bu adam, izleyicilere sadece görüntüsüyle değil, kişiliğiyle de etki bırakıyordu. Stephan Bibrowski, yüzünü ve bedenini kaplayan uzun altın sarısı tüylerle 'Lionel the Lion-Faced Man' adıyla tanınıyordu. Ancak bu gösterinin ardında onu sıradan bir insandan farklı kılan sadece görüntüsü değildi. Hayatı boyunca insanların ilgisini çekti fakat pek azı onun kim olduğunu gerçekten öğrenmek istedi.
1890’da Polonya’da dünyaya gelen Stephan Bibrowski, doğduğunda vücudunun tamamına yakınını kaplayan tüyleriyle ailesini şaşkına çevirdi.

Annesi Benedetta, doğumdan önce bir aslan saldırısına tanıklık ettiğini ve bu travmanın oğlunu bu şekilde etkilediğini iddia etti. Stephan’ın bu görünümü o dönemde büyük bir endişe kaynağıydı. Bazı kaynaklar annesinin onunla bağ kuramadığını ve onu henüz dört yaşındayken bir sirk yöneticisine verdiğini ileri sürerken, başka anlatımlarda annesinin Stephan’ı sevgiyle büyüttüğü söyleniyor.
Hangi versiyon doğru olursa olsun, Stephan çok küçük yaşta sirk dünyasına adım attı ve burada 'Lionel' adıyla tüm dünyayı dolaşan bir yıldıza dönüştü.
Stephan'ın asıl yükselişi ABD’ye gelişiyle başladı.

Henüz 11 yaşındayken New York’a getirilen Stephan, burada önce sahil kenarı gösterilerinde sahne aldı, ardından Barnum & Bailey sirki tarafından keşfedildi. Sadece görüntüsüyle değil, izleyicilerle kurduğu sıcak bağ ve sahne becerileriyle dikkat çekiyordu. Diğer gösterilerinin aksine, Stephan konuşmayı severdi ve seyircilerle iletişim kurmaktan keyif alırdı.
Uzun yıllar boyunca dünyanın farklı yerlerinde performanslar sergileyerek hem sahnede hem de insanlar arasında iz bıraktı. Gövdesini kaplayan 8 santimetreye varan saçları dışında zekası, çok dil bilmesi ve ileriye dönük hayalleriyle de hayranlık uyandırıyordu. Diş hekimi olma isteği bile vardı fakat o hayali gerçekleştiremeden, 1932 yılında Berlin’de kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
Stephan’ın hikayesi, hipertrikoz adı verilen bir rahatsızlığın sirklere nasıl pazarlanabildiğini gösteren örneklerden sadece biri.

Ondan önce Rusya doğumlu Fedor Jeftichew, 'Jo-Jo the Dog-Faced Boy' adıyla sahneye çıkmış ve hatta köpek gibi havlamaya zorlanmıştı. Benzer şekilde, günümüzde Meksika’da doğan Jesus Aceves de gençliğinde sirklere katılmış ve 'kurt adam' olarak sergilenmişti. Ancak zamanla bu tür gösteriler sona erdi.
Stephan için ise sirk hayatı sadece bir vitrin değil, kendini kabul ettirdiği, hayalini yaşadığı bir dünyaydı. Kendisini hiçbir zaman sıradan olarak görmedi, hatta bir gün saçları yanarsa sadece normal biri olarak kalacağından korkuyordu. Belki de bu yüzden, aslan yüzlü adam olarak tanınsa da sahnedeki tüm ışıkların ardında sade, zeki ve duyarlı biri olarak kalmayı başardı.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın