onedio
article/comments
article/share
Haberler
Yeni Müfredat, Eski Sorular: Eğitimi Geleceğe Taşıyan Ne?

etiket Yeni Müfredat, Eski Sorular: Eğitimi Geleceğe Taşıyan Ne?

“Bir ülkenin geleceği, o ülke insanlarının göreceği eğitimin niteliğiyle belirlenir.”

— Albert Einstein

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Gözler Yeni Müfredatta, Kalpler Eski Endişelerde

Gözler Yeni Müfredatta, Kalpler Eski Endişelerde

2025 yılında Türkiye eğitim sistemi yine bir dönüşüm sürecine girdi. MEB, yeni müfredat reformunu “çağın gereklerine uyum” sloganıyla tanıttı. Fakat öğretmen odalarında, veli WhatsApp gruplarında ve üniversite kantinlerinde hâlâ aynı sorular yankılanıyor:

  • Müfredat ne kadar çağdaş?

  • Sınavlar yine sistemin kalbinde mi?

  • Eleştirel düşünce, merak ve yaratıcılık gerçekten öncelikli mi?

Müfredat Değişiyor, Ama Eğitim Paradigması Yerinde Sayıyor

Yeni açıklanan müfredatın en dikkat çekici yanı sadeleştirme çabası. Ders içerikleri kısaltılmış, kavramlar güncellenmiş, hatta yapay zekâya dair bazı ifadeler bile yer bulmuş. Ne var ki temel bir gerçek hâlâ değişmedi: Türkiye’de eğitim hâlâ ezbere, sınava ve müfredat merkezli ilerliyor. Eğitim bir sistem değil, bir ekosistemdir. Ve bu ekosistemde en az kitap kadar önemli olan şey; öğretmenin tutumu, okulun kültürü ve öğrencinin merakıdır.

Dünya Nereye Gidiyor, Biz Nerede Duruyoruz?

Dünyada birçok ülke “beceri temelli öğrenme” modeline geçti. Finlandiya, Singapur, Kanada gibi ülkeler öğrencilerine proje temelli, işbirliğine dayalı ve dijital okuryazarlıkla örülmüş bir öğrenme ortamı sunuyor. Türkiye’de ise “bilgi” hâlâ “başarı”nın tek ölçütü. Peki ama hangi bilgi?

  • 2025 yılında hâlâ 2. sınıf öğrencilerine ödev diye “kalem” tanımı yaptırıyoruz.

  • Lise çağındaki gençlere “matematiği sevdirmenin” yolu hâlâ formül ezberletmek sanılıyor.

  • Ve üniversitelerde eleştirel düşünceye değil, not ortalamasına yatırım yapılıyor.

Yapay Zekâlı Sınıflar, Meraksız Öğrenciler Olmasın!

Yapay Zekâlı Sınıflar, Meraksız Öğrenciler Olmasın!

Eğitimde dijitalleşme bir zorunluluk. Ama teknolojiyi sadece tahtaya akıllı panel koymak sanmak büyük bir yanılgı. Asıl mesele, dijital okuryazarlığı, yapay zekâ etiğini, bilgi kirliliğiyle başa çıkmayı ve veriye dayalı düşünmeyi öğretmek.

Ve unutmayalım: Yapay zekâ çağı, merak etmeyen insanları hızla dışarda bırakacak.

Önerilerim Var! (Sadece Eleştirip Geçmeyelim)

Eğer gerçekten çocuklarımızı geleceğe hazırlamak istiyorsak…

  • Müfredat yerine merak odaklı bir sistem kuralım.

  • Öğretmenleri sadece bilgi aktarıcı değil, “öğrenme yoldaşı” olarak konumlandıralım.

  • Kodlamadan önce etik, ezberden önce anlam, sınavdan önce sorgulama öğretelim.

  • Okulları sadece sınava hazırlayan değil, hayata hazırlayan alanlara dönüştürelim.

Son Söz: Müfredatı Değil, Eğitimin Anlamını Tartışalım

Bugün müfredat değişir, yarın tekrar değişir. Ama bizim asıl tartışmamız gereken şey başka:

“Eğitim, bir çocuğun içindeki potansiyeli nasıl fark eder ve onu nasıl topluma faydalı hale getirir?”

Onedio okurları, artık bu soruyu hep birlikte tartışmamızın zamanı geldi.

Çünkü geleceği sadece çocuklar değil, biz birlikte inşa edeceğiz.

Kayhan Karlı

Eğitimci, danışman, yazar

Instagram | YouTube

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam