Zeka Seviyesi Düşük Bireyler Daha Fazla Cinsellik Yaşıyor, Daha Fazla Çocuk Sahibi Oluyor
'Sex, Status, and Reproductive Success in the Contemporary United States' adlı araştırmaya göre, zeka seviyesi düşük bireyler daha fazla cinsel birliktelik yaşıyor ve daha fazla çocuk sahibi oluyor. Yapılan bu araştırma, daha yüksek IQ seviyesine sahip bireylerin, cinsel aktiviteyi ve çocuk sahibi olmayı daha az tercih ettiklerini ortaya koyuyor.
Araştırmaya göre, zeka ile cinsel ve üreme davranışları arasındaki ilişki modern toplumda hala evrimsel kalıpların izlerini taşıyor.
İşte detaylar...
İnsan ilişkilerinde statünün her zaman bir yeri var.

Ancak iş sadece sosyal çevrede “havalı” görünmekten ibaret değil. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan kapsamlı bir araştırma, sosyal statünün erkekler açısından yalnızca toplumsal saygınlık değil, aynı zamanda cinsel ilişki sıklığı ve biyolojik çocuk sayısı üzerinde ciddi etkileri olduğunu gösteriyor.
Rosemary L. Hopcroft’un Evolution and Human Behavior dergisinde 2006’da yayımlanan "Sex, Status, and Reproductive Success in the Contemporary United States" adlı akademik makalesinde bu durum geniş bir perspektiften ele alınmış.
Hopcroft, Amerika’daki güncel verileri kullanarak 1989–2000 yılları arasındaki General Social Survey (GSS) verilerini analiz etti. Bu anket, ABD genelinde rastgele seçilmiş bireylerden toplanan demografik, sosyoekonomik ve davranışsal bilgileri kapsıyor. Ayrıca 1994 GSS verileri üzerinden yapılan regresyon analizleriyle iki temel mesele üzerine yoğunlaşılmış: Katılımcıların ne kadar sık cinsel birliktelik yaşadıkları ve kaç çocukları oldukları. Bu iki değişken, katılımcıların gelir düzeyine, eğitim seviyelerine ve IQ seviyelerine göre karşılaştırılarak, farklı sosyoekonomik gruplar arasındaki ilişki araştırılmış.
Bulgular bi' hayli ilginç!

Hopcroft’un bulguları oldukça net: Yüksek gelirli erkekler, düşük gelirli hemcinslerine göre hem daha sık cinsel ilişkiye giriyor hem de daha fazla çocuk sahibi oluyor.
Bu sonuçlar, evrimsel psikolojideki “kadınlar, kaynaklara erişimi olan erkekleri tercih eder” hipotezini destekliyor. Bu hipotez ise tamamen toplumsal cinsiyetten bağımsız.
Kadınlar için tablo biraz daha karmaşık. Eğitim seviyesi arttıkça biyolojik çocuk sayısı düşüyor. Bu durum, eğitimli kadınların daha fazla kariyer odaklı yaşadığını ve çocuk yapma yaşını ertelediğini düşündürüyor.

Fakat her şey bir yana, ortak kümede başka bir konu var. O da zeka seviyesi.
Şaşırtıcı gelebilir ama IQ seviyesi arttıkça hem kadınlarda hem erkeklerde cinsel ilişki sıklığı azalıyor, hem de çocuk sayısı düşüyor.

Yani daha zeki bireyler ortalama olarak daha az cinsel birliktelik yaşıyor ve daha az çocuk sahibi oluyor. Bu durum; entelektüel ilgilerin, bireysel yaşam tercihleri ve üreme davranışları üzerinde güçlü etkiler yarattığını ortaya koyuyor.
Statü sahibi bireyler daha fazla çocuk yapıyor, bu da bireylerin çocukları da daha avantajlı başlıyor. Bunun sonucunda da gelecek nesilde statü farkı sürüyor.
Yani araştırmanın alt metinlerinden birisi şu: Statü farkları sadece bugünün refahını değil, geleceğin nüfusunu da şekillendiriyor.
Yani kısacası...
Hopcroft’un çalışması, hem akademik hem de toplumsal açıdan önemli çıkarımlar sunuyor. Erkeklerde statü, cinsel yaşam ve üreme başarısıyla pozitif bir ilişki gösterirken, kadınlarda statü (özellikle eğitim) daha az çocuk sahibi olma ile sonuçlanıyor.
Ayrıca zeka düzeyi yüksek bireyler genel olarak daha az cinsel birliktelik yaşıyor ve daha az çocuk sahibi oluyor. Modern dünyada bile evrimsel kalıpların izleri silinmiş değil.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
o yüzden ülkede angut sayısı fazla.
ahmet minguzzinin pippa baccanin gonca kurisin katilleri ortaliga siciliyor boylece.
Fark ediyoruz