onedio

İçişleri Bakanlığı Haberleri

İçişleri Bakanlığı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. İçişleri Bakanlığı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Kırım'da Neler Oluyor?
Ukrayna’nın özerk Kırım bölgesinde çekildiği iddia edilen bir görüntü, bu sabah Rus savaş gemilerinden kalkan askeri MI-24 Hind savaş helikopterlerinin Ukrayna hava sahasına girerek Kırım’da Sivastopol havalimanına doğru uçtuğunu gösteriyor. Youtube’a yüklenen bu amatör videoda gözüken helikopterler, yerel medyaya göre Ukrayna Sınır Güvenliği tarafından da teyit edildi. Helikopterlerin radara yakalanmayacak şekilde alçaktan uçarak ilerledikleri gözüküyor. Zete
AYM ile İçişleri Bakanlığı Arasında Tweet Atışması: 'Işıklarımız Hiç Sönmüyor'
Yerel mahkemenin Anayasa Mahkemesi'nin CHP'li Enis Berberoğlu'nun yeniden yargılanması gerektiği yönündeki kararına direnmesinin yankıları sürerken yeni bir tartışma baş gösterdi. Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Yıldırım sosyal medya hesabından AYM binasının fotoğrafını paylaşarak 'Işıklar yanıyor' dedi. Kimi sosyal medya kullanıcıları bunu darbe dönemlerine gönderme olarak yorumlarken, İçişleri Bakanlığı yanıt olarak 'Işıklarımız hiç sönmüyor' mesajını paylaştı. 
Devletin En Üstüyle Sıcak İlişki Kurduğu İddia Edilen Şeriatçı Yapılanma: SADAT
Son günlerde adından sıklıkla söz ettiğimiz bir yapı SADAT. Kendi ifadeleriyle kuruluş amacı da şu şekilde: 'İslam İttifakına hizmet etmek amacıyla, İslam Ülkelerinin dini hassasiyetlerine saygılı, TSK' nin çeşitli kademelerinde başarı ile hizmet etmiş, 64 subay ve astsubayın desteğinde, ileri çıkan 23 kurucu hissedar tarafından “SADAT Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” kurulmuştur.' Gelin bu yapıyı kendi sitelerinden aldığımız bilgilerle daha iyi anlamaya çalışalım.
Dünya Kupası'nın Gelmiş Geçmiş En İyi İlk 11'i
FIFA Dünya Kupası Rüya Takımı, 2002 FIFA Dünya Kupası sonrasında yapılan internet oylaması sonucu futbolseverler tarafından seçilen kadrodur. Kadroda yer alan Arjantinli Diego Maradona en çok oyu alan futbolcu olmuştur. FIFA'nın internet sitesinde yer alan oylamada yarım milyondan kişi oy kullanmış, 111.035 kişi ise Maradona'ya oy vermiştir. Brezilyalı Pele en çok oy alan ikinci, Fransız Zidane ise üçüncü futbolcu olmuştur.Bir kaleci, üç savunma, dört orta saha ve üç forvetten oluşan kadro Dünya Kupası'nın gelmiş geçmiş en iyi ilk 11'i kabul edilir. İşte o efsane kardo;
Türk Polis Teşkilatı'nın Kuruluşunun 169. Yılı
Emniyet Genel Müdürlüğü , rütbeleri polis memurluğundan başlayıp emniyet genel müdürlüğüne kadar uzanan, tüm il ve ilçelerde örgütlenmiş, kırsalda görevini askeri polis olan jandarmaya bırakmış, kentte ise görevi kendisi yöneten iç güvenlikten sorumlu devlet teşkilatıdır. 1845 tarihinde temeli atılmıştır.Merkez teşkilatı bünyesinde Ana Komuta Kontrol, Strateji Geliştirme, Arşiv, Asayiş, Bilgi İşlem, Dış İlişkiler, Eğitim, Güvenlik, Haberleşme, Havacılık, İdari ve Mali işler, İkmal-Bakım, İnşaat-Emlak, İnterpol, İstihbarat, Kaçakçılık ve Organize suçlarla mücadele, Koruma, Kriminal, Özel Harekat, Personel, Sağlık İşleri, Sivil Savunma, Sosyal Hizmetler, Teftiş Kurulu, Terörle Mücadele Harekat, Trafik Eğitim ve Araştırma, Trafik ve Denetleme, Yabancılar Hudut İltica Daireleri vardır. Taşra teşkilatını ise, il emniyet müdürlükleri ve ilçe emniyet amirlikleri oluşturur. Genel müdürlük, üst kurum ve yönetim bakımından İçişleri Bakanlığı'na bağlıdır. Kurumun yapılanması iki şekilde olmuştur. Birincisi Merkez Teşkilatı ve ikincisi ise Taşra Teşkilatı'dır.Merkez Teşkilatı,Daire Başkanlıkları şeklinde yapılanmıştır.Taşra Teşkilatı ise 81 ilde İl Emniyet Müdürlükleri olarak faaliyet yürütmektedir. Merkez Teşkilatı'ndaki daire başkanlıklarının bazıları direkt olarak emniyet genel müdürüne bağlı olmak ile birlikte diğerleri ise 5 adet emniyet genel müdür yardımcısına bağlı olarak hizmet vermektedir. Taşra teşkilatında ise illerin başında il emniyet müdürü bulunmakta ve ildeki bütün birimler il emniyet müdürüne bağlı olmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde, belediye teşkilatlanması tamamlanmış olan il, ilçe ve beldelerde güvenlik, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından sağlanmakta; daha küçük birimlerin ve yapılaşmaya açılmamış alanların güvenliği ise Jandarma Genel Komutanlığı tarafından sağlanmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez ve 81 ilde teşkilatlanmış olup konularına göre uzmanlaşmış alt birimlere ayrılmıştır. Suç türlerinin değişken olması neticesi polis teşkilatında da bu değişen suç ile mücadele edebilmek için her geçen gün yeni uzmanlık birimleri oluşturulmaktadır. Türk Polisinin Hizmetiçi Eğitimleri Emniyet Genel Müdürlüğü Eğitim Dairesi Başkanlığı tarafından, Hizmetöncesi eğitimi ise Polis Koleji, Polis Akademisi, Polis Meslek Eğitim Merkezleri (POMEM) ve Polis Meslek Yüksek Okulları tarafından verilmektedir. Polis Akademisinde eğitim lisans seviyesinde olup mezunlar komiser yardımcısı rütbesi ile göreve başlar. Polis Koleji ise lise seviyesinde bir eğitim kurumu olup, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi'ne öğrenci yetiştirmekten mesuldür. Polis Meslek Eğitim Merkezlerinde çeşitli alanlarda lisans eğitimi almış olanlar 6 aylık mesleki eğitim ile polis memuru olarak göreve başlarlar. Polis Meslek Yüksek Okullarında ise eğitim 2 yıllık önlisans seviyesinde olup mezunlar polis memuru rütbesiyle göreve başlamaktadırlar. İnsanların hak ve özgürlüklerinin güven altında bulundurulması gereklidir. Günümüzde devletler, toplumda huzuru ve düzeni sağlama, insanların can ve mal güvenliğini koruma, yasa hakimiyetini sağlamak istemektedirler. Bunun için yasalara ve yasaları uygulayacak bir kuvvete gerek vardır. Türkiye sınırları içerisinde bu görevi yürüten teşkilatlardan biri, Polis Teşkilatıdır. Kulluk Neferi Karakol Bekleyen Yeniçeri Keçeli Yeniçeri Neferi Odabaşı Yeniçeri Kışlası Amiri Kulluk Bayrakdarı Emniyet Amiri Baş Falakacı Sadaret Ceza Amiri Vezir Baş Tebdili Sarıazamın Hususi Ziyaretlerinde Maiyet Amiri Kuloğlu Baş Cuhadarı Belediye Tahsildarları Amiri Baş Kılavuz Alaylarda Yol Açan Çavuşların Amiri Cellât İdam Hükümlerini İnfaza Memur Cellât başı Cellâtların Amiri Subaşı Şehrin İnzibat Amiri Asesbaşı Yeniçeri Ocağı İnzibat Amiri Böcek Başı Gizli Polis Amiri Polis tarihi Türk tarihi ile başlamıştır. Tarih boyunca çeşitli devlet kurmuş olan Türkler kamu düzeni ve güvenliğini ulusal savunma ile birlikte yürütmüşlerdir. Eski Türkler'de kamu düzen ve güvenliği işleri Subaşı'lar tarafından belli yasalara uygun olarak yürütülmüştür. Oğuz Han'ın Oğuz Türesi, Cengiz Han'ın Uluğ Yasası, Timur'un Tüzükkatı o devirlerin belli başlı hukuk kuralları örnek olarak gösterilebilir. Bu yasalarda, suçların önlenmesi kadar işlenen suçlarda suçluların yakalanmasına da önem verilmiştir. Eski Türklerde Polis Teşkilatı bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere askeri teşkilat içinde yer almış ve Askeri özellikler göstermiştir. Osman Bey Karahisarı ele geçirdiği zaman, kentin yönetimini oğlu Orhan Bey'e vermiş ve onun yanına arkadaşı olan Gündüz Alp'i de Subaşı olarak tayin etmiştir. Bu kişi bugünkü anlamda ilk Polis Amiridir. Subaşılar barış döneminde savaş için gerekli olan askerleri disipline etmek ve eğitmekle birlikte, kentin dirlik ve düzenini de sağlamışlardır. Savaş zamanında ise yetiştirdikleri kıtalara komuta etmişlerdir. Osmanlı'da Polis Teşkilatı, Askeri Teşkilat kadrosu içinde yer almış, askeri amirler aynı zamanda Polis Amiri olarak da görev yapmışlardır. Devlet ve ordu teşkilatı zamanla büyümüş Padişahlar bütün yönetsel, askeri ve bunlarla birlikte ülkede kamu düzen ve güvenliğinin sağlanması işlerini, devlet ricali ve halk karşısında kendilerini temsil eden sadrazamlar vasıtasıyla yürütmüşlerdir. Bu nedenle sadrazamlar, bu görevler için özel memurlar, tebdil çuhadarlar kullanmışlardır. Emniyet makamları; Sadrazam, Yeniçeri ağası, Falakacı, Cebecibaşı ve Cebeciler, Kaptanpaşa, Topçubaşı ve Topçular, Bostancıbaşılar, Kadı ve Böcekcibaşından oluşmuştur. En büyük sorumlu olan Yeniçeri Ağası, suç işleyenleri Falakacılara dövdürmüş ve hapsettirmiştir. Falakacılar, Yeniçeri Ağasının emri altında, falaka taşıyan acemi oğlanlardan oluşmuştur. Cebecibaşı ve Cebeciler; Ayasofya, Kocapaşa ve Ahırkapı taraflarının, Kaptanpaşa; ve Galata semtinin, Topçubaşı ve Topçular; Tophane semti ile Beyoğlu'nun, Bostancıbaşı ve Bostancılar; Üsküdür, Eyüp, Kağıthane, Boğaziçi, Kadıköy, Adalar ve Kağıthane, Boğaziçi, Kadıköy, Adalar ve Ayastebanos'un, kamu düzen ve güvenliğini sağlamışlardır. Böcekçibaşılar ise, suçluları izleme ve yakalama işleriyle uğraşmışlardır. Ayrıca Başkent'de sadrazamın, illerde de valilerin emrinde 'Baştebdil' adı verilen İstihbarat Şefi çalışmıştır. Bu dönemde 'Kadı'lar da polis görevi yapmaya devam etmiş, Sadrazam ve Yeniçeri Ağası'ndan sonra, Adli, İdari ve Yerel Yönetim işleri yanında, İstanbul, Galata, Üsküdar ve Eyüp Kadılıkları, polisiyle işleri, özellikle ahlak zabıtasına ait işlerin yürütülmesinde polis amiri olarak görev yapmışlardır. Taşrada ise, Kapıkulu ve Eyalet Askerleri iç düzen ve güvenliğin sağlanmasından sorumlu tutulmuş, şehir ve kasabalarda Kollukçular, Yasakçılar, Bekçiler, Edirne Şehri ve çevresinde Bostancı Ocağı, Halep ve çevresinde Çöl Beyleri polis hizmeti görmüşlerdir. İkinci Meşrutiyet ilanı ile 1908 yılında Fransız ve Alman Polis Teşkilatları esas alınarak Polis Teşkilatının yeniden organize edilmesi kararlaştırılmış ve 1909 yılında çıkarılan 'İstanbul Vilayeti ve Emniyeti Umumiye Müdüriyeti Teşkilatına Dair Kanun' ile sonra artık yaşaması imkânsız olan Zaptiye Nezareti kaldırılarak, yerine Dahiliye Nezaretine bağlı ve memlekete şamil polis işlerinin yürütülmesiyle görevli 'Emniyet Umumiye Müdürlüğü' ve İstanbul Vilayetine bağlı bir polis müdüriyeti kurulmuştur. General Ali Galip Pasiner, Emniyet Umumiye Müdürlüğü'ne 12 Ağustos 1909 tarihinde tayin edilmiştir. Aynı yıl içinde Avrupa memleketlerinin polis işlerine dair bir inceleme seyahati yapmış ve polisin teşkilatının bu günkü esasını oluşturmuştur 1913 tarihli Polis Nizamnamesi, İkinci Meşrutiyet devrinin koşullarına ve zamanın ihtiyaçlarına göre hazırlanmış ve bu Nizamname ile polisin örgütlenmesi, görev ve yetkileri, personelin dereceleri, sınıfları, mesleğe giriş, yükselme ve diğer tüm özlük işleri, soruşturma, yargılama, istifa, tayin, izin cezalandırma işleri, levazım işleri, polis karakolları ve görevleri, polisin kıyafeti ve davranış biçimleri yeniden düzenlenmiştir. Mondros Mütarekesi'nin yapıldığı 1918 tarihinden, Mili Polis Teşkilatının kurulduğu 1920 tarihine kadar, bütün yurtta Osmanlı Devletinin Polisi olarak hizmet etmiştir. 24 Haziran 1920 tarihinden, İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesi'nin kaldırıldığı 24 şubat 1923 tarihine kadar geçen sürede ise polis teşkilatı ikilemiş, birisi merkezi İstanbul'da ve Osmanlı Devletine tabi olarak Kurtuluş Savaşı boyunca ve gittikçe daralmışolan bir bölgede ve yalnızca İstanbul'da, diğeri ise, merkezi Ankara'da hızla genişlemiş olan bir bölgede, İstanbul hariç Misak-ı Milli ile çizilen sınırlar içinde faaliyet göstermiştir. 24 Haziran 1920 de Milli Hükümetin Emniyeti Umumiye Müdürlüğü kurulmuş, 1 genel müdür, 1 genel müdür yardımcısı ile emniyet, seyrisefer, memurin şubelerinden ve 6 kişilik Teftiş Kurulundan oluşan küçük bir kadro ile çalışmaya başlamıştır. Ankara'da Milli Hükümetin Emniye-i Umumiyesi Erzurum Milletvekili Durak Bey tarafından 1920 de teşkilatlandırılmaya başlanmış, aynı yıl içinde A. Naci Bey, 1923 yılında Halit Bey Emniyet Genel Müdürü olarak görev almışlardır. AKKM Dairesi Başkanlığı Arşiv Dairesi Başkanlığı Asayiş Dairesi Başkanlığı Bilgi Teknolojileri Dairesi Başkanlığı Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı Güvenlik Dairesi Başkanlığı Haberleşme Dairesi Başkanlığı Havacılık Dairesi Başkanlığı Hukuk Müşavirliği İdari Mali İşler Dairesi Başkanlığı İkmal ve Bakım Dairesi Başkanlığı İnşaat Emlak Dairesi Başkanlığı İnterpol Dairesi Başkanlığı İstihbarat Dairesi Başkanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı Koruma Dairesi Başkanlığı Kriminal Polis Labaratuvarları Dairesi Başkanlığı Özel Harekat Dairesi Başkanlığı Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı Personel Dairesi Başkanlığı Saglık İşleri Dairesi Başkanlığı Sivil Savunma Uzmanlığı Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı Tanık Koruma Dairesi Başkanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı Terörle Mücadele Harekat Dairesi Başkanlığı Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı Trafik Planlama ve Destek Dairesi Başkanlığı Trafik Uygulama ve Denetleme Dairesi Başkanlığı Yabancılar Hudut İltica Dairesi Başkanlığı Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi Başkanlığı Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı Türkiye Büyük Millet Meclisi Koruma Dairesi Başkanlığı Genel emniyet ve asayişin sağlanmasına yönelik hizmetlerin ilgili mevzuata uygun olarak yürütülmesini sağlamak, Asayiş suçundan toplumun nasıl korunacağı hakkında halkın bilgilendirilmesi, çocukların ve gençlerin suça yönelmelerini ve suçta kullanılmalarını önleyici tedbirlerin alınması hizmetlerini yürütmek, Asayiş suçları hakkındaki bilgi ve istatistikleri değerlendirmek, suç analizi yapmak veya yaptırmak ve bunları değerlendirerek asayiş suçlarının önlenmesi için suçla mücadele yöntemlerini belirlemek, taşra teşkilatının çalışmalarına yön vermek ve toplumun her zaman için Türk polisine güvenmesini sağlamaktır. Bu görevlerin uygulama sahası, ilgili yönetmelik uyarınca il ve ilçe belediye sınırlarının içidir.Deniz Polisi Liman sahalarında, körfezlerde ve iç sularda görevli polis gücüdür. Denizlerdeki adli ve idari işlerden emniyet adına sorumlu birimdir. Aynı zamanda Polis Kurbağa Adamlarda bu birime bağlıdır. Polis Kurbağa Adamlar denizlerde, göllerde nehirlerdeki arama kurtarma faaliyetlerini yürütür. İki çeşittir: Yunuslar ve Şahinler. Yunuslar daha çok asayişle ilgili konulara müdahil olmakla birlikte, genelde toplu gezerler ve bir motosiklete iki kişi binerler. Öndeki öncü, arkada oturan artçı diye adlandırılır. Artçı elinde silah taşır. Kıyafetleri kırmızı siyah ve beyaz renklerden oluşmaktadır. Armalarında başında kep bulunan bir yunus balığı figürü yer alır. Şahinler ise Yunusların aksine motosiklete genelde tek binerler ve tek motor halinde devriye gezerler. Bölgelerindeki trafik aksamalarına ve yoğunluklarına ayrıca trafik kazalarına bakarlar. Bu görevlerinin yanı sıra normal polislik görevlerini de (asayiş) sağlamakla yükümlüdürler. Şahinler genelde eskort ve yol açma hizmetlerinde kullanılmakla birlikte olaylara hızlı müdahaleleri ve sempatik polis tavırlarıyla insanlara daha yakın görünmektedirler. Şahinlerin kıyafeti fosforlu sarıdan yeşile dönmüş ayrıca lacivert ve beyaz da bulunmaktadır. Armalarında bir pençesinde şimşek gagasında da zeytin dalı bulunan şahin figürü yer almaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Dairesi Başkanlığı 19 Ekim 1981 tarihinde, Fransız yapımı 18 adet SA-318C Alouette marka, keşif ve gözetleme helikopterleriyle kurulmuştur. Havacılık Daire Başkanlığının görevleri asayiş ve kaçakçılıkla mücadele hizmetlerinde yardımcı olmanın dışında, terör örgütlerinin ve bölücü eşkıyanın yakalanması için özel harekat timlerinin ve malzemelerinin havadan nakli ve bu amaçla da özel hareket timleriyle müşterek eğitim yapılması, ayrıca karayolları üzerinde trafik kontrolü, V.I.P.'nin havadan taşınması, hasta ve yaralıların havadan nakli, belli noktalar arası kurye hizmeti gibi hizmetleri yapmakla birlikte, personelinin uçuş ve bakım konularında eğitimi ve tabii afetlerde de halkımıza havadan yardım malzemesi taşınmasıdır. Havacılık Dairesi Başkanlığı kuruluşundan bu yana geçen zaman içinde birçok konuda önemli mesafe kaydetmiştir. Kuruluş yıllarında bünyesinde emniyet hizmetleri sınıfı uçucu pilot yok iken, günümüzde emniyet hizmetleri sınıfı pilot sayısı 43, Emniyet hizmetleri sınıfı bakım yöneticisi ve uçuş ekibi sayısı 49'a ulaşmıştır. 18 adet SA-318C Alouette marka helikopteri ile kurulan Havacılık Dairesi Başkanlığı, 1989 yılında Fransa'dan satın alınan 4 adet 1981 model Puma ve 1991 yılında ABD'den satın alınan biri V.I.P. dizaynlı 5 adet UH-60 Blackhawk helikopterleri ile mevcut helikopter filosunu güçlendirerek, Başbakanlık V.I.P. ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde teşkilatımızın hizmetlerinin daha aktif olmasını sağlamıştır. Polisin çocuklara yönelik olarak yürüteceği hizmetler konusunda ve ayrıca 0-18 yaş grubu çocukların gelişim özellikleri, davranış bilimleri, mülakat teknikleri, iletişim becerisi ve en önemlisi topluma kazandırma gibi konularda özel eğitim almış bir polis birimidir. 1924 yılında Emniyet Umumiye Müdür Muavinliğine bağlı olarak devletin genel güvenliğine yönelen her türlü tehdit ve yıkıcı faaliyetlerle mücadeleyi yürütmek üzere kurulmuş olan 1.Şube ile başlamıştır. Birinci Şube, 04.06.1937 tarihinde yürürlüğe giren 3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 9’uncu maddesiyle Güvenlik Dairesi Başkanlığı bünyesinde Yıkıcı Faaliyetler Şubesine dönüştürülmüştür. Ülke güvenliğini tehdit eden yıkıcı faaliyetlerin 1971’li yıllardan itibaren silahlı eylemlere dönüşmesi ve terörün yoğunlaşması üzerine, terörle mücadelenin etkili şekilde sürdürülebilmesi ve koordine edilmesi amacıyla, Güvenlik Dairesi Başkanlığı bünyesinde bulunan Yıkıcı Faaliyetler Şubesi, 1986 yılında “Terörle Mücadele ve Harekat Dairesi Başkanlığı” adıyla yeni bir yapıya kavuşturulur. Küreselleşen sorunlar sadece bir ulus-devletin sınırları içinde güvenlik sağlamayı imkânsız hale getirmiştir. Suçlular sınır aşan suçlar işlemekte, bir ülkede suç işleyip, diğer ülkelere kaçmaktadırlar. Bazen de suçun kaynağı başka bir ülke olabilmektedir. Suçun uluslararasılaşması polisliğin de uluslararasılaşmasını kaçınılmaz hale getirmektedir. İstenilen düzeyde olmasa da İnterpol ve Europol uluslararası polislikte işbirliğine iyi birer örnektir. Dünya polisliği ile karıştırılmamalıdır. Dünya polisliği ulusları aşan bir yapılanma idealini ifade eder. Çevik Kuvvet , kanunlar çerçevesinde yapılan toplantı, gösteri ve yürüyüşlerde düzeni sağlaması, katılımcıları koruması ve gerektiğinde toplumsal olaylara müdahale etmesi amacıyla Emniyet Teşkilatı bünyesinde oluşturulan polis birimidir. 1965'te Toplum Polisi olarak Adana, İstanbul, Ankara, Zonguldak ve İzmir'de teşkil edilmiş ve halk arasında (giydikleri yeşil kıyafet ve beyaz miğferden ötürü) 'Fruko' olarak tanınmıştır.1982'de Toplum Polisi yerine Çevik Kuvvet kuruldu ve giydikleri korunma giysileri sebebiyle kamuoyunda daha çok robokop ( ingilizce: robocop ) adıyla tanınırlar. Özel Harekat , terorizm ve kaçakçılık gibi yasadışı olayların yerleşkelerine yapılan ani baskın görevlerinde yer alır.Olağanüstü durumlara hazırlıklıdırlar.Üstün eğitim ve tehçizata sahiptirler.. Emniyet Genel Müdürlüğü'nde bulunan rütbe dereceleri ve işaretleri Askeri statüyle görevli kolluk kuvvetleri Kolluk Yetkisini Kullanan Kamu Görevlileri Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Genel Müdürleri
Ucube Davasında TDK'dan Yanıt Geldi: 'Hakaret Anlamı Taşımamaktadır'
Heykeltıraş Mehmet Aksoy'un Kars'ta yıktırılan 'İnsanlık Anıtı' heykeli için 'Ucube' dediği gerekçesiyle Başbakan Recep Tayip Erdoğan hakkında açtığı 100 bin TL'lik tazminat davasının 4. duruşması görüldü. Mahkemenin Türk Dil Kurumu Başkanlığı (TDK)'na 'ucube'nin anlamını sorduğu yazıya 90 gün sonra yanıt geldi. Türk Dil Kurumu Başkanlığı mahkemeye yolladığı bir sayfalık yazıda, 'ucube'nin olumsuz anlamda olduğunu ancak hakaret anlamı taşımadığını belirtti ve ekledi: 'Bu söz kişinin bazı kişi ve varlıklara ilişkin kanaatini anlatan kelimedir' İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen duruşmaya davacı Heykeltıraş Mehmet Aksoy'un avukatı Turgun Kazan ve Davalı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ferah Yıldız katıldı. Turgut Kazan, Türk Dil Kurumu'nun yazısına karşı yazılı beyanda bulunduğunu belirterek, tanık dinletmek istediğini söyledi. 'Davanın reddini istiyorum' Başbakan Erdoğan'ın avukatı Yıldız ise tanık dinletme taleplerini kabul etmediğini belirterek, 'Bu dava manevi tazminat davasıdır. Tanıkla ispat edilecek bir neden yoktur. Davanın reddini istiyorum' dedi. Müvekkilinin söz konusu heykelin, oradaki tarihi bir özelliği olan cami ve yanındaki yapıların özelliğini bozması bakımından 'ucube' kelimesini kullandığını belirterek, 'Daha önce de bu kelimeyi eser hakkında kullanmadığını, davacının şahsı hakkında da böyle bir saldırıda bulunmadığı konusunda yazılı beyanlarda bulunduk' ifadelerini kullandı. Tanıklar dinlenecek Avukat Turgut Kazan'ın tanıklarını hangi konuda bilgi sahibi oldukları detaylı bir şekilde mahkemeye yazılı olarak bildirmesine karar veren hakim, bir sonraki duruşmada tanıkların hazır edildiklerinde dinlenmesine karar verdi. Söz konusu heykelin yapımı ve yıkımı nedeniyle Kars Belediyesi'nin zarara uğratılıp uğratılmadığının Kars Belediyesi ve İçişleri Bakanlığı'ndan sorulmasına karar veren hakim duruşmayı erteledi. 'Ucube' hakaret anlamı taşımamaktadır Türk Dil Kurumu Başkanlığı'ndan 12 Şubat 2014 tarihinde gelen bir sayfalık yazıda, 'Dilimize Arapça'dan girmiş olan 'ucube' kelimesinin kurumumuzca yayımlanmış olan Türkçe Sözlük'te 'Sıfat, çok acayip, şaşılacak kadar çirkin olan. 'Bakımsızlıktan, pislikten ,yaralı bereli karınları şiş, yüzleri sarı, sıska iki ucube halinde süründükten sonra ölmüşler.' H.E.Adıvar' şeklinde tanımlanmıştır. Ferit Develioğlu tarafından hazırlanan Osmanlıca -Türkçe Ansiklopedik Lügat adlı eserde de söz konusu kelime 'Pek acayip şey, garip şaşılacak şey' şeklinde anlamlandırılmıştır. Bu tanımlamadan da anlaşılacağı üzere 'Ucube' sözü olumsuz anlamda olmakla, birlikte hakaret anlamı taşımamaktadır. Bu söz, bazı kişi ve varlıklara ilişkin kanaatini anlatan bir kelimedir' ifadeleri kullanıldı. Avukat TDK eleştirdi: Ucube sözcüğünün çok çirkin anlamına geldiği açıktır Avukat Turgut Kazan da TDK'nın yazısına ilişkin 24 Mart 2014 tarihinde dilekçe ile cevap verdi. Avukat Kazan mahkemeye sunduğu dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:'Türk Dil Kurumu cevabındaki Türkçe Sözlük ve Osmanlıca- Türkçe Ansiklopedik lügattan aktarılan tanımlar doğrudur. Kabul ediyoruz. Gerçekten de 'ucube' sözcüğünün çok çirkin anlamına geldiği açıktır. Ama bu tanımlar aktarıldıktan sonra konuşmanın yapıldığı yer ve konuşmanın üslubunu ele alınmadan '...Tanımlardan anlaşılacağı üzere ucube sözü hakaret anlamı taşımamaktadır''...Kişinin (yani başbakanın) kanaatini anlatan bir kelimedir' sonucuna varılması tam bir teslimiyet ve Başbakan'a biat ifadesidir. Kabul edilemez. Gerçek ortadır. Aşağılama kastıyla hareket edildiği açıktır. Ucube sözcüğü TDK'nın belirttiği gibi Başbakan'ın 'Kanaatini anlatan bir kelime' sayılamaz. Başbakan bu sıfatıyla ve miting meydanında devletin sanat ve kültür politikasını belirlermiş gibi hareket edemez. Milyonların önünde sanatçının yarattığı heykeli ve onu yaratan sanatçıyı küçük düşüremez. Böyle bir yaklaşım temsil ettiği makamın emri sayılır. TDK da bu emre uymuştur' denildi. Avukat Kazan dilekçesinin sonunda aralarında Ressam Bedri Baykam, Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Başkanı Metin Sözen ve Resam Mehmet Güleryüz'ün tanık olarak dinlenmesini istedi.CNN TÜRK