Kiss Cam, Mahremiyet ve Etik: Bir Coldplay Gecesinden Ahlak Felsefesine
17 Temmuz gecesi...Coldplay’in etkileyici sahne şovları, binlerce kişinin katılımıyla bir müzik şölenine dönüşüyor. Ancak gecenin sonunda sosyal medyada konuşulan şey ne müziğin büyüsü ne de ışıkların ahengi oluyor.Tartışmaların merkezinde, dev ekranlarda beliren iki isim var: Veri şirketi Astronomer’ın CEO’su Andy Byron ve İnsan Kaynakları Direktörü Kristin Cabot.İkilinin samimi halleri, “kiss cam” olarak bilinen ve çiftleri öpüşmeye teşvik eden kamera oyununun hedefi haline geliyor. Ancak bu sefer izleyiciler gülüşmüyor, kahkaha atmıyor. Çünkü ekranlara yansıyan sadece bir çiftin utangaç tebessümü değil; paniğe kapılmış iki profesyonelin istemsiz bir mahremiyet ihlali.Cabot yüzünü çevirerek saklıyor. Byron eğilerek kadrajdan çıkıyor.Ve biz izleyiciler olarak şu soruyla baş başa kalıyoruz: Eğlencenin sınırı nerede biter? Mahremiyet, rıza ve kurumsal sorumluluk nerede başlar?Bu yazıda, bu olayı hem gündelik ahlaki sorularla hem de Kant, Spinoza, Mill ve Foucault gibi düşünürlerin ışığında inceliyoruz. Çünkü modern çağda bir konser anı, bir toplum aynasına dönüşebiliyor.