onedio

Kırşehir Haberleri

Kırşehir, İç Anadolu Bölgesi'nde bulunan ildir. 2018 verilerine göre toplam nüfusu 153,511'dir. Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu'dur.

Kırşehir

İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan ilin çevresinde Aksaray, Nevşehir, Yozgat ve Ankara bulunmaktadır. Kırşehir şehrinin konumu itibarıyla iklimi kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları ise sıcak ve kurak geçmektedir. Kırşehir'de önemli akarsular bulunmaktadır. Kızılırmak ve Deliceırmak Türkiye açısından öneme sahip ırmaklardır. Kızılırmak, denize dökülen bir akarsudur. Deliceırmak ise Yozgat ve Kırşehir sınırını belirlemektedir.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Sinop'ta İşsiz Öğretmen Canına Kıydı
Sinop’ta işsiz öğretmen 35 yaşındaki Gamze Filiz Arslan, dün evde bulunan av tüfeğiyle yaşamına son verdi. Bir süre İstanbul’da özel bir dershanede kimya öğretmeni olarak görev yaptıktan sonra işsiz kalarak memleketi Sinop’a gelen Gamze Filiz Arslan, evde bulunan av tüfeğini çenesinin altına dayayıp ateş ederek canına kıydı. Silah sesi üzerine odaya giren aile fertleri Arslan’ın kanlar içerisinde yerde görünce durumu hemen sağlık ekiplerine bildirdi. Eve gelen ekipler, Arslan’ın öldüğü belirledi. İntiharla ilgili soruşturma devam ederken, genç öğretmenin cansız bedeni, otopsi için Sinop Atatürk Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. DHA
AKP Esnafı Da “Sıfırladı”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, TESK’in 2005’ten bu yana tuttuğu kayıtlara göre, AKP iktidarının son 9 yılında toplam 1 milyon 145 bin 641; yani yılda ortalama 135 bin esnaf ve sanatkâr mesleği bırakarak sicil kaydını sildirdiğini bildirdi. Nevşehir, Burdur ve Bartın başta olmak üzere 17 ilde durumun çok daha vahim olduğunu, bakkal, bayi ve büfe esnafının işyerlerinin daha çok kapandığını vurgulayan Umut Oran, '30 Mart'ta esnaf da kendisinin sıfırlayan AKP'yi sıfırlayacaktır. Esnaf ve sanatkârımız ekonomik yapıda hak ettikleri ve olması gereken konuma CHP iktidarında gelecektir' dedi. Yazılı açıklama yapan Umut Oran, CHP'nin esnaf ve sanatkara yönelik proje ve çözüm önerilerini de anlattı. Umut Oran'ın açıklaması şöyle: TESK’in 2005’ten bu yana tuttuğu kayıtlara göre, AKP iktidarının son 9 yılında toplam 1 milyon 145 bin 641; yani yılda ortalama 135 bin esnaf ve sanatkâr mesleği bırakarak sicil kaydını sildirdi. Ocak 2005-Şubat 2014 döneminde ticari faaliyeti bırakan esnaf ve sanatkâr sayısı, aynı dönemde bu alanda faaliyete geçenlerin yaklaşık dörtte üçünü oluşturdu. Bu dönemde faaliyetine son veren esnaf ve sanatkâr sayısı Şubat sonu itibariyle 1 milyon 510 bin dolayında bulunan faaliyetteki mevcut esnaf ve sanatkâr sayısının da yaklaşık yüzde 80’ine denk geliyor. 1.5 milyon dolayındaki mevcut esnaf ve sanatkârlar, aileleriyle birlikte düşünüldüğünde ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Sosyoekonomik ve demografik açıdan stratejik önem taşıyan, toplumun sigortası konusundaki esnaf ve sanatkâr kesimi, büyük zincirlerle rekabette zorlanıyor, mevzuattan kaynaklanan sorunlar, ağır mali yükler altında eziliyor. AKP iktidarı, küçük esnafı, perakendecilik sektörüne giren büyük sermaye gruplarına ezdirdi. Pıtrak gibi çoğalan AVM’ler, esnaf ve sanatkâra büyük darbe vurdu ve vurmaya da devam ediyor. Esnaf ve sanatkârlarımız, ekonomik ve sosyal yapımızın istikrar unsuru, toplumumuzun orta direğidir; bölgeler arası dengeli büyüme ve gelişmeye katkısı, istihdam artışı-işsizliğin azalmasındaki önemli rolü yadsınamaz. - CHP olarak bizler, esnaf ve sanatkârlarımızın talep değişikliklerine ve çeşitliliklerine ve rekabet koşullarına hızla uyum sağlayabildikleri bir düzen öngörüyoruz. Ekonomik ve sosyal yapımızın istikrar unsuru, toplumun orta direği olan esnaf ve sanatkâr kesim, AKP iktidarı döneminde ağır darbe yedi. AKP iktidarı, küçük esnafı, perakendecilik sektörüne giren büyük sermaye gruplarına ezdirdi. Bölgeler arası dengeli büyüme ve gelişmeye katkısı, istihdam artışı-işsizliği azaltmadaki önemli rolü dolayısıyla Türkiye’nin demografik yapısı açısından son derece büyük önem taşıyan esnaf ve sanatkâr kesimde, AKP döneminde tam bir yaprak dökümü yaşandı. Ülke genelinde pıtrak gibi çoğalan AVM’ler, esnaf ve sanatkâra büyük darbe vurdu ve vurmaya da devam ediyor. Sosyoekonomik ve demografik açıdan stratejik önem taşıyan esnaf ve sanatkâr kesimi, büyük zincirlerle rekabette zorlanıyor, mevzuattan kaynaklanan sorunlar, ağır mali yükler altında eziliyor. 9 yılda 1,2 milyon esnaf ve sanatkâr faaliyetini sonlandırdı Esnaf ve sanatkârların çatı kuruluşu olan Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu’nun (TESK) istatistik kayıtlarını tutmaya başladığı 2005’ten, Şubat 2014’e kadar olan dönemde 1 milyon 212 bin 73 esnaf ve sanatkâr “sicil terkini” yaptırdı, yani faaliyetine son vererek kaydını sildirdi. Buna göre yılda ortalama 135 bin dolayında esnaf ve sanatkar mesleki faaliyetini bırakmak, işyerini terk etmek zorunda kaldı. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Sicil Gazetesi’nde yayımlanan ilanlardan derlenen bu verilere göre; aynı dönemde esnaf ve sanatkârlık için sicil kaydı yaptıranların sayısı ise 1 milyon 709 bin 438 oldu. Buna göre Ocak 2005-Şubat 2014 döneminde ticari faaliyeti bırakan esnaf ve sanatkâr sayısı, aynı dönemde bu alanda faaliyete geçenlerin yaklaşık dörtte üçünü (yüzde 71) oluşturdu. Anılan 9 yıllık dönemde faaliyetine son verenlerin sayısı Şubat sonu itibariyle 1 milyon 510 bin dolayında bulunan faaliyetteki mevcut esnaf ve sanatkâr sayısının da yaklaşık yüzde 80’ine karşılık geliyor. 17 ilde durum çok vahim Bu dönemde mesleği bırakanların yeni ticaret hayatına atılanlara oranı özellikle Nevşehir, Burdur, Bartın gibi illerde rekor kırdı. Bunlarla birlikte Aydın, Ardahan, Balıkesir, Ordu, Kars, Bolu, Amasya, Afyon, Eskişehir, Düzce, Trabzon, Konya, Artvin veKırıkkale’de de sicil kaydını sildirenlerin sayısı, yeni kayıt yaptıranların üzerinde; Kastamonu, Manisa, Bingöl, Rize, Muğla, Kırşehir, Kütahya, Sinop, Gümüşhane, Niğde, Zonguldak, Karaman ve Yalova’da ise iki sayı neredeyse başa baş gerçekleşti. Mesleği bırakanların, yeni başlayanlar oranı üç büyük kentte de rekor düzeylere ulaştı. Kapanma rekoru bakkal, bayi ve büfelerdeSicil terkini yapan esnaf gruplarının başında bakkallık, bayilik, büfecilik; kahvecilik, kıraathanecilik ve internet kafe işletmeciliği; minibüsçülük; taksicilik; kadın ve erkek kuaförlüğü; nakliyecilik ve nakliye komisyonculuğu; kamyonculuk, kamyonetçilik; lokantacılık; pazarcılık; servis aracı işletmeciliği geliyor. Kır kahvesi, çay bahçesi, çay ocağı, piknik ve dinlenme yeri işletmeciliği; tuhafiyecilik; şoförlük; konfeksiyon imal ve satıcılığı; otobüsçülük; kafe, kafeterya, kahvaltı salonu işletmeciliği; emlakçılık; aperatif yiyecek maddeleri imal ve satıcılığı; turistik, otantik hediyelik ve hatıra eşya imal ve satıcılığı ve hırdavatçılık da en fazla sicil terkini yapılan işler arasında... AKP, AVM’de ranta baktı esnafı unuttu AKP iktidarı, küçük esnafı, büyük sermayeye karşı koruyucu önlemleri almadı. Büyük sermaye gruplarının perakendecilik sektörüne girerek bu işi büyük ölçekli zincirlerle yapma eğilimi sonucunda İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropoller başta olmak üzere ülke genelinde pıtrak gibi çoğalan AVM’lerin sayısı 300’e ulaştı. Daha önce çarşı ve pasaj dükkânlarında gerçekleşen perakende ticaret, ülke genelinde yaygınlaşan AVM’lerde toplanırken, kentlerin geleneksel dokusundaki bozulma ve çarpık gelişme de bununla at başı gitti. Kentlerin en merkezi yerlerine dikilen AVM’ler, bir yandan halkın ortak kullanım alanı olan ve nefes almasını sağlayan yeşil alanlar ve meydanları yok ediyor, bir yandan da kent ekonomisi ve demografisinin en önemli unsurları olan küçük mağaza ve işyerlerinin varlığını tehdit ediyor. Esnaf ve sanatkâr kesim nüfusun yüzde 10’u… Şubat sonu itibariyle sayıları 1 milyon 510 bin 945 olan mevcut esnaf ve sanatkârlar, aileleriyle birlikte düşünüldüğünde ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Esnaf ve sanatkâr sayısında nüfusuyla orantılı olarak İstanbul 169 bin 761 kişiyle başı çekiyor. Bu ili 98 bin 429 esnaf ve sanatkârla İzmir, 71 bin 299 kişiyle Ankara, 63 bin 719 kişiyle Antalya, 57 bin 102 ile Bursa, 44 bin 409 kişi ile Konya, 43 bin 12 kişiyle Mersin, 40 bin 475 kişiyle Manisa izliyor. Daha sonra 38 bin 547 kişiyle Adana ve 37 bin 407 kişiyle Balıkesir geliyor. Ülke genelindeki toplam esnaf ve sanatkârların yüzde 44’ü bu on ilde kayıtlı. Bölgelere göre bakıldığında ise ülke genelindeki toplam esnaf ve sanatkarların yüzde 25.9’unun Marmara’da olduğu görülüyor. Bu bölgede esnafın nüfusa oranı yüzde 1.7 düzeyinde. Ülkedeki tüm esnaf ve sanatkarların yüzde 18’i Ege, yüzde 15.2’si Akdeniz, yüzde 14.6’sı İç Anadolu, yüzde 13.1’i Karadeniz, yüzde 7’si Güneydoğu, yüzde 6.2’si Doğu Anadolu bölgesinde. Esnaf sayısının bölge nüfusuna oranı yüzde 2.8’le Ege’de en yüksek düzeye ulaşıyor. Karadeniz yüzde 2.6 ile ikinci sırada…   Esnaf ve sanatkâr toplumun sigortası… Esnaf ve sanatkârlarımız, ekonomik ve sosyal yapımızın istikrar unsuru, toplumumuzun orta direğidir. Esnaf ve sanatkârlar, özellikle işletme sayılarının çokluğu, ülke çapında istihdama sağladıkları büyük katkı, bölgesel sosyoekonomik dengelerin kurulması ve üretimde azımsanmayacak bir paya sahip olmaları nedeniyle, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomik ve sosyal yapının önemli bir unsurudur. Anayasamız devletin esnaf ve sanatkârları koruyup desteklemesini hükme bağlıyor.  Dolayısıyla esnaf ve sanatkârı koruyup desteklemek anayasal bir görevdir… Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal yapısında esnaf ve sanatkârlar ve küçük işletmelerin önemi saymakla tükenmez. Daha az yatırımla üretim yapabilmeleri ve ürün çeşitliliği sağlamaları, emek-yoğun çalışarak ve ülke çapında istihdam yaratarak işsizliği azaltmaya katkıda bulunmaları, istihdamı daha düşük maliyetle sağlamaları bu kesimin ülke ekonomisi açısından önemini gösteriyor. Bu kesim talep değişikliklerine daha kısa sürede uyum sağlama becerisine sahip, ekonomik dalgalanma ve krizlerden korumasız olarak etkilenmekle beraber, bu şartlara genellikle büyük işletmelerden daha kolay ve çabuk uyum sağlayabiliyor. Bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarını azaltmaya katkıda bulunan esnaf, sanatkâr ev küçük işletmeler, yan sanayi olarak büyük ölçekli firma ve yatırımları destekliyor ve tamamlıyor, nitelikli işgücünün yetiştirilmesine katkıda bulunuyor.  Bu kesim, gelirin dengeli dağılımına katkı sağlamaları ve orta sınıf olarak toplumsal hayatta denge faktörü olmaları ve istikrara katkıları ile demokrasinin vazgeçilmez unsuru ve adeta toplumun sigortası konumunda bulunuyor. Esnaf ve sanatkâr ağır sorunlar altında eziliyor… ü  Sosyoekonomik ve demografik açıdan stratejik önem taşıyan esnaf ve sanatkâr kesimi, büyük zincirlerle eşitsiz rekabet koşulların yanı sıra mevzuattan kaynaklanan sorunlar, BAĞ-KUR’la ilgili yükümlülükler başta olmak üzere ağır mali yükler altında eziliyor. ü  Esnaf ve sanatkâr kesimi büyük sermaye kuruluşları karşısında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. ü  Esnaf ve sanatkâr işletmeleri, finans kaynaklarına ulaşamıyor. Bu nedenle de gelişmiş teknoloji kullanarak üretim yapabilme ya da tüketicinin büyük zincirlere tercih edeceği kaliteli ve ucuz hizmeti sunma kapasitelerini geliştiremiyorlar. Yeterli finans desteği bulamadıkları için kendilerini yenileyemiyor, rekabet gücü kazanamıyorlar. ü  Esnaf ve sanatkâr işletmeleri ağır bürokratik işlemlerden mağdurlar; vergi ve sosyal güvenlik ödemelerinden dolayı zorlanıyorlar. ü  Pazarlama, yönetim, tanıtım bilgilerinin eksik oluşu, esnaf ve sanatkâr işletmelerinin büyük perakende zincirleri ve sermaye kuruluşları ile rekabet etmesini imkânsız hale getiriyor. ü  Son kredi kartı düzenlemesiyle taksitin sınırlanması esnafı olumsuz etkiledi. Protestolu senetler ile takipteki alacaklardaki artışlar da koşulları iyice içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Esnaf da kendisini sıfırlayan AKP’ye sıfır verecek 30 Mart yerel seçimleri, Türkiye’nin 12 yılını çalan AKP iktidarından kurtulma sürecinde önemli bir dönüm noktası olacak. Yerel seçimlerde oy kullanacak seçmenin önemli bir bölümünü esnaf ve sanatkâr kesim oluşturuyor. Esnaf ve sanatkârın oy tercihi, ülkenin kaderini belirleyecek nitelikte ve AKP uygulamalarından zihniyetinden kurtulma yönünde büyük önem taşıyor. Türkiye’nin 12 yılını çalan; küçük esnafı AVM’lere ezdirerek yok eden bu rantçı iktidardan kurtulmada esnaf ve sanatkârımıza büyük görev düşüyor… Esnaf ve sanatkâr kesimin iradesi;  ekonomide haksız rekabetin ve tekellerin hâkimiyetinin sona erdiği yeni Türkiye’ye giden yolda belirleyici olacaktır. Bu nedenle esnafımız da iktidarı döneminde kendisini bitiren AKP’yi sandıkta sıfırlayacağına inanıyorum. Peki CHP ne yapacak?   CHP ise bölgeler arası dengeli büyüme ve gelişmeye katkıda bulunan, ülke çapında istihdamı artıran, ekonomik ve toplumsal yapının vazgeçilmez unsuru olan esnaf ve sanatkârlarımızın talep değişikliklerine ve çeşitliliklerine, rekabet koşullarına hızla uyum sağlayabildikleri bir düzen öngörmektedir. Esnaf ve sanatkârımız ekonomik yapıda hak ettikleri ve olması gereken konuma CHP iktidarında gelecektir. Bu doğrultuda; 1-      Ekonomik büyümeden esnaf, sanatkâr ve küçük işletmelere yeterli pay verilecektir. 2-      Ülke ekonomisinin canlandırılması için hazırlanan destek paketlerine esnaf ve sanatkârlar öncelikli olarak dâhil edilecek, tamamen bu kesime özel teşvik ve destek paketi hazırlanacaktır. 3-      Bu kapsamda, yeni işyeri açacak esnaf ve sanatkârlara 5 yıl süreyle vergi indirimi, 4-      Esnafımıza, bir önceki yıl ödediği SGK primi ve gelir vergisi oranında, sıfır faizli Cansu Suyu Kredisi verilmesi, 5-      Nakliyeci esnafına indirimli akaryakıt, şoför, minibüsçü ve servisçi esnafına bir kereye mahsus KDV ve ÖTV alınmadan araçlarını yenileme imkânı, esnafın yanında çalışanların sosyal güvenlik primlerinde indirim, kalfaların sigorta primlerinin devlet tarafından karşılanması, enerji fiyatlarında indirime gidilmesi, 6-      Halk Bankası’nın ayakkabı kutuları yerine yeniden esnaf ve KOBİ’lerle ilgilenmesi, Ziraat’in ise yeniden çiftçinin bankası haline gelmesi, 7-      Yapısı güçlendirilecek, siyasi baskılardan arındırılıp, özerkleştirilecek Halk Bankası tarafından kullandırılan esnaf kredilerinde sıfırdan başlayan faizlerle çeşitlendirilmesi sağlanacaktır. 8-      Esnaf ve sanatkârlara Halk Bankası tarafından kullandırılan krediler mesleklere göre çeşitlendirilecek, kredilerin vadeleri uzatılacak ve bütçeden ayrılan destek miktarı artırılacaktır. 9-      Çok sayıda vergi, harç ve prim yükü altında ezilmekte olan esnaf ve sanatkârlar bu kargaşadan ve yükten kurtarılacaklardır. Vergi sisteminde bürokrasi azaltılacak, esnaf ve sanatkârın vergi işlem ve mevzuatı kolaylaştırılıp, sadeleştirilecektir. 10-  Gelir Vergisi Kanunu’nda esnaf ve sanatkâr tanımı yenilenecek, esnaf muaflığının kapsamı yeniden tanımlanacaktır. Kaldırılmış olan, vergiden muaf esnaf ve sanatkârların esnaf odalarına kayıtlı olmaları koşulu yeniden öngörülecek, Vergiden Muaf Esnaf Belgesi’nin esnaf odalarınca verilmesi sağlanacaktır. 11.  __Esnaf ve sanatkârlar ile ücretlilere uygulanan gelir vergisi oranları diğer mükelleflerin tabi olduğu tarifeden 5 puan düşük olarak belirlenecektir. 12-  Esnaf ve sanatkârların birikmiş vergi ve SGK prim borçlarının gecikme faizleri, enflasyon oranı esas alınarak yeniden yapılandırılacaktır. 13-  Esnaf ve sanatkârlarımızı, sanayi ve bilgi toplumunun yeni üretim sektörlerine, katma değeri yüksek yeni mal ve hizmet üretimlerine, kendi faaliyet alanlarında inovasyona yönlendirecek girişimcilik, bilgi ve teknoloji, finansman ve kredi desteği sağlanacaktır. 14-  Küçük Sanayi Sitelerinde faaliyet gösteren esnaf ve sanatkârlara sağlanmakta olan düşük faizli ve sosyal amaçlı kredi desteği uygulamaları güçlendirilerek, bu kesimin üretimini artırıcı, rekabet gücünü geliştirici araca dönüştürülecektir. 15-  Esnaf ve sanatkârların üst destek kuruluşlarının siyasi ipotek veya baskı altına alınma uygulamalarına son verilecektir. Esnaf Kredi ve Kefalet Kooperatiflerinin esnafa destek çalışmalarının güçlü ve etkin olması özendirilecek ve denetlenecektir. 16-  Esnaf ve sanatkârlara, KOBİ’lere sağlanan kredi olanaklarının yeni kredi ve finansman yöntemleri ile ‘on yılda beş katına’ çıkartılması hedef alınacaktır. 17-  Hiper ve grosmarketlerin kuruluş ve faaliyetlerine sınırlama getiren AB mevzuatı ülkemizde de yürürlüğe konularak, bu kurumların mahallelerde alt birimler açarak bakkallarla rekabete girmelerinin önü alınacaktır. 18-  Esnaf, sanatkâr ve KOBİ’lerin sanayi envanteri eksiksiz olarak çıkartılacak, bu birimlerin sorunlarına en üst düzeyde sahip çıkılacaktır. 19-  Anayasada düzenlenen haklardan olan “Yaşam Hakkı” bütün temel haklardan daha üstün olduğundan 60 günden fazla prim borcu bulunan esnaf ve sanatkârların ve ailelerinin sağlık hizmetinden faydalanması sağlanacaktır. 20-  Düz lise ve üniversite mezunu işsiz gençlerin çıraklık eğitimi yoluyla kendilerini yeni meslek alanlarına yönlendirmesi amacıyla çıraklık eğitimi bütünüyle yenilenecek ve geliştirilecektir. 21-  Mesleki eğitim yapan işletmeler ve meslek kuruluşları beşeri, teknik ve mali açılardan teşvik edilecektir. 22-  Esnaf ve sanatkârların el emeğine dayalı veya küçük işletmelerde üretilen mallarının dış pazarlarda tanıtılmasına katkı sağlayacak fuarlara katılmaları, özel teşvik sistemi ile desteklenecektir. 23-  Ticari amaç kapsamında yurt dışında işbirlikleri kurmak ve seminer, konferans ve fuarlara katılmak üzere yapılacak geziler için vize kolaylığı sağlanması amacıyla girişimler başlatılacaktır. 24-  Devlet, esnaf ve sanatkâra yönelik danışmanlık hizmetlerinin yoğunluğu ve çeşitliliğini artırıcı önlemler alacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Sıra Türkiye'ye Gelince Herkesin Çevrecilik Damarı Kabarıyor'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bu ülkede faiz ödemesine giden her fazla kuruş, milletin hakkının gaspıdır. Faize gitmeyen kaynak yatırıma dönüşecek' dedi.KIRŞEHİRCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Polat Enerji tarafından Kırşehir'in Mucur ilçesi Geycek mevkisinde yapımı tamamlanan Geycek Rüzgar Enerji Santrali (RES) açılış töreninde, santralin Mucur'a, Kırşehir'e, Türkiye'ye hayırlı olmasını diledi.Geycek RES'in, 285 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirildiğini, 150 megawatlık gücüyle Türkiye'nin en büyük enerji santrallerinden biri olacağını belirterek, bu yatırımı Mucur'a ve Türkiye'ye kazandıran Polat Holding'e teşekkür etti.'Her enerji tesisi bizim için altın kıymetinde'Türkiye büyüdükçe, üretimi artıkça, refah seviyesi yükseldikçe enerji talebi ve enerjiye yatırım ihtiyacının arttığına işaret eden Erdoğan, bir ülkenin refah düzeyinin enerji tüketimiyle ilişkili olduğunu, Türkiye'nin de 12 yılda enerji tüketiminin 2 kat arttığını, 2023'te de bu ihtiyacın bugüne göre 2 kat daha artma eğiliminde bulunduğunu söyledi.Türkiye'nin 120 milyar dolarlık yeni enerji yatırımına ihtiyac duyduğunu ve enerjide dışa bağımlılığı azaltmanın hem stratejik hem de cari açığın azaltılması bakımından hayati önem taşıdığını ifade eden Erdoğan, 'Hangi kaynağa dayanırsa dayansın devreye giren her enerji tesisi bizim için altın kıymetinde' dedi.'Sıra Türkiye'ye gelince herkesin çevrecilik damarı kabarıyor'Erdoğan, doğalgaz ve petrol yerine mümkün olduğu kadar kömüre dayalı termik santraller, HES, rüzgar, güneş ve jeotermal kaynakları ikame etmenin çabası içerisinde bulunduklarını belirterek, şöyle devam etti:'Siz bakmayın Batı'daki çevreci akımların sürekli kömürü, nükleer enerjiyi kötülediklerine. Bugün Almanya, Amerika gibi gelişmiş ülkelerin tamamında birinci sıradaki enerji kaynağının hala kömür olduğunu görürsünüz. Aynı şekilde nükleer enerjiyi en çok kullanan ülkeler de yine gelişmiş ülkelerdir. Çin'de neredeyse her hafta yeni bir kömür santrali devreye alınıyor. Sıra Türkiye'ye gelince herkesin çevrecilik damarı kabarıyor. Aslında burada dert, çevrecilik hassasiyeti sergilemek değil Türkiye'nin gelişmesini, büyümesini, kalkınmasını engellemek. Açık söylüyorum, en büyük çevreci biziz. Son 12 yılda bu alanda ortaya konan performansı hiçbir dönemde, hiçbir iktidar ortaya koyamamıştır. Şu anda ülkemizdeki yenilenebilir enerji kaynaklarının tamamını seferber etmiş durumdayız. Bizden önce böyle bir şey yok denecek noktada. Örneğin RES'lerle Türkiye adeta bizim dönemde tanıştı, ondan önce böyle bir şey yok ve hızla artarak devam ediyor.Türkiye'nin hedeflediğimiz şekilde büyümesini sadece bu kaynaklarla gerçekleştirmesi de mümkün değil. Onun için bunların yanında kömürü de kullanacağız, nükleer enerjiyi de kullanacağız. Onun için hem Kuzey'de hem Güney'de, biliyorsunuz Sinop ve Akkuyu ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Elbette tahrip etmeden, çevreyi bozmadan, çevrenin bize Allah'ın bir emaneti olduğu gerçeğini unutmadan bunu yapacağız. Ne çevreciliğin kalkınmamızı engellemek için bir silah gibi kullanılmasına izin vereceğiz ne de tabiatın felaketi pahasına bir kalkınmacılık anlayışına geçit vereceğiz.''12 yılda 3,5 milyar ağaç ve fidan'Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 12 senede Türkiye genelinde 3,5 milyar ağaç ve fidan dikildiğini, bunların yaklaşık 600 milyonunun yetişmiş ağaç olduğunu anlatarak, süratle ağaç ve fidan dikimine devam edileceğini, dengeli sürdürülebilir bir kalkınma anlayışıyla Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırmakta kararlı olduklarını vurguladı.Her alanda olduğu gibi enerji yatırımlarında da özel sektöre öncelik verdiklerine dikkat çeken Erdoğan, özel sektörün kurulu enerji gücündeki payının, 12 yıl önce yüzde 32 iken, bugün yüzde 72'ye ulaştığını, bunun artarak süreceğini kaydetti.Özel sektörü enerji alanında yatırım yapmaya teşvik ettiklerini, edeceklerini, yenilenebilir enerji yatırımları için özendirici tesisler verdiklerini dile getiren Erdoğan, açılışı yapılan Geycek RES'in yenilenebilir enerji yatırımları konusunda önemli ve örnek bir tesis olduğunu söyledi.Geçmişte büyüklerin dereler için 'Su akar, Türk bakar' dediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Şimdi ne yapıyoruz? Şimdi 'Su akar, Türk yapar' diyoruz. Bir taraftan barajlar bir taraftan HES'lerle hem enerji üretimimizi artırıyoruz, bunun yanında içme suyu, kullanma suyu üretiyoruz. Aksi takdirde durumumuz çok büyük bir felaket olabilirdi. 20 milyon ağaca tekamül eden emisyon azaltımıyla çevre dostu bir tesis olan şu andaki santralin üreteceği enerji sayesinde doğalgaz faturamızdan yılda 40 milyon lira, eski rakamla 40 trilyon lira tasarruf edeceğiz. Bu tesisle jeotermal kaynaklar bakımından zaten zengin olan Kırşehir'in esen rüzgarı da ekonomimize kazandırılmış oluyor' diye konuştu.'Bu RES'lerle bir çevrecilik dersi veriyoruz'Cumhurbaşkanı Erdoğan, rüzgar enerji tribünlerinin dağlara ayrı bir güzellik, hava kattığını, farklı bir mimari estetik kazandırdığını, 30 yıl önce yurtdışında bunları gördüklerinde 'Acaba bunlar nedir? Bizim ülkemizde neden yok' diye baktıklarını anlatarak, şunları kaydetti:'Bizim ülkedeki siyasi mantalite bu işe çok uzaktı, dertli değillerdi, araştırma yoktu. Bizi evde kömürün kokusuna, külüne vesairine mahkum etmişlerdi. Analarımız, babalarımız neler çekti, ama biz geldik, siyasi hayatımın en etkin dönemlerinde İstanbul gibi bir yerde doğalgazı tüm çevresine yaydım. Türkiyemizde şu anda doğalgazın gitmediği il sayısı artık 8-9 tane kaldı, bunun dışında her yer doğalgazı gördü. Bizim insanca yaşamak hakkımız değil mi? 780 bin kilometrekarelik vatan toprakları üzerinde bunu sağlamak siyasilerin görevidir. Bu RES'lerle de inanıyorum ki yenilenebilir enerjiden bir çevrecilik dersini veriyoruz.''Amaç, Türkiye'yi faiz lobisine teslim olmaya zorlamaktı'Erdoğan, bu tür tesislerin inşaat ve işletme aşamasında, yapıldıkları bölgeye sağladıkları katkının da dikkate alınması gerektiğini söyledi.Polat Grubu'nun buna ilave olarak tüm bölgeye hizmet verecek bir spor tesisini de ülkeye kazandırdığını ifade eden Erdoğan, bunun için de kendilerini tebrik etti.Büyüyen, güçlenen Türkiye'nin zorlukları birer birer aşarak hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlediğini belirten Erdoğan, 'Elbette bundan rahatsız olanlar var. Türkiye'yi yeniden 70 sente muhtaç oluğumuz o eski günlere götürmek isteyenler var. Bizi o günlere döndürmek için tüm güçleriyle çalışanlar, her fırsatta, biliyorsunuz bunu değerlendirmenin gayreti içerisindeler' diye konuştu.Erdoğan, 17-25 Aralık darbe teşebbüsünün hedeflerinden birinin de Türkiye'nin ekonomisi olduğuna işaret ederek, 'Ekonominin omurgası olan, lokomotifi olan iş adamlarımızdı. Onlarla birlikte başta Enerji Bakanımız olmak üzere bu alanda görev yapan kamu personeli de hedefler arasında yer alıyordu' değerlendirmesinde bulundu.Buradaki asıl amacı bildiklerini vurgulayan Erdoğan, 'Asıl amaç Türkiye'yi ekonomik olarak çökertmekti, enerji projelerimize darbe vurmaktı. Amaç Türkiye'yi geçmişte defalarca yaptıkları gibi, yeniden faiz lobisine teslim olmaya zorlamaktı. Ülkemizde yaşanan ekonomik krizlere baktığımızda, en belirgin tezahürlerin, akıl almaz düzeylere ulaşan faiz oranları, faiz ödemeleri olduğunu görüyorsunuz' dedi.Türkiye'de, toplanan vergilerin tamamının tek başına faiz ödemelerini karşılayamadığı dönemleri yaşadıklarını dile getiren Erdoğan, ülkeye o günleri bir daha asla yaşatmamaya kararlı olduklarını vurguladı.'Bunların hiçbirine eyvallahımız olmadı, olmayacak'Merkez Bankasının uyguladığı faiz oranları konusundaki itirazlarını her fırsatta, her platformda dile getirdiğini anlatan Erdoğan, şu görüşlerini bildirdi:'Bu ülkede faiz ödemesine giden her fazla kuruş milletin hakkının gasbıdır. Çünkü faize gitmeyen o para, ister kamuda olsun ister özel sektör olsun, nereye gidecek söyleyeyim. Bu kaynak aynen burada olduğu gibi yatırıma dönüşecek, üretime dönüşecek, istihdama dönüşecek. Diyorlar ki; 'Yatırım notumuz zarar görür.' Eğer işimiz Batı'daki derecelendirme kuruluşlarına, ekonomik analiz yapan çevrelere kalsa, bize yağmurlu havada bir bardak su vermezler. Ekonomik potansiyeli bizimle mukayese dahi edilemeyecek ülkeler allanıp pullanırken, Türkiye sürekli riskli gösterildi. Hatta son ekonomik kriz sonrası yerle yeksan olmuş tüm ülkeler hala bizim üzerimizde tutuluyor, bizden daha güçlü gösteriliyor. Hepsi yalan, bizim bunların hiçbirine eyvallahımız olmadı, olmayacak.''Biz bugüne kadar onlara rağmen yatırım çektik, onlara rağmen büyüdük, onlara rağmen güçlendik ama bunu kendi içimizdeki bir takım kurumlarımıza hala anlatamadık' ifadesini kullanan Erdoğan, 'Faiz oranı, enflasyon öngörüsünün neredeyse iki katı. Böyle bir çarpıklık olabilir mi? İnşallah bunların hepsi de düzelecek. Türkiye'de geçtiğimiz 12 yılda pek çok şey nasıl düzeldiyse, nasıl hale yola girdiyse bu mesele de inşallah makul bir çizgiye, milletin ve memleketin hayrına bir yere gelip oturacak' diye konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:'Aynı şekilde Türkiye'yi siyasi ve ekonomik olarak çökertmek isteyen üst aklın da onun kuklalarının da hevesleri kursaklarında kalmaya devam edecek. Milletin iradesi yerine o veya bu vesayet sisteminin devamını arzu edenlerin, bu yönde gayret gösterenlerin çabaları bugüne kadar sonuç vermedi, bundan sonra da inşallah vermeyecek. Paralel yapı başta olmak üzere demokrasimize, ekonomimize, istikrarımıza kast eden herkese karşı mücadelemiz sonuna kadar sürecek. Milletimizin kendisine hizmet edene, vefası, şükranı ne kadar samimiyse, ihanet edene de tepkisi o kadar şiddetlidir.'Ülkeye ve millete hizmet eden, yatırım yapan, üreten, Türkiye'yi 2023 hedeflerine yaklaştıracak adım atan herkesin daima yanında ve destekçisi olduklarını vurgulayan Erdoğan, nerede bir yatırım varsa, nerede bir hizmet varsa orada bulunmanın kendisi için en büyük mutluluk olduğunu söyledi.'Benim kavgam bu ülkeye ve bu millete düşmanlık edenlerledir'Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:'Az önce Adnan Bey bir şey söyledi, 'Mayıs ayında Soma'da 250 megavatlık yine bir rüzgar santralinin açılışı var' dedi. Buyurun, burada şimdi 150, bunu açıyoruz. Soma'da daha büyüğünü açacağız. Bu, nereden nereye geldiğimizi göstermesi bakımından önemli. Bütün yerlerde taş üstüne kim taş koyarsa bizim orada olmak sorumluluğumuzdur, görevimizdir ve tabii ki bizler de olacağız.Benim kavgam bu ülkeye ve bu millete düşmanlık edenlerledir. Benim öfkem sadece ve sadece ülkesine ve milletine düşmanlık edenlere karşıdır. Bu ülkeye, bu millete hizmet eden herkese gönlüm de kapım da sonuna kadar açıktır.'Polat Grubu'nu ve tüm ortaklarını bu yatırım için tebrik ettiğini belirten Erdoğan, Geycek Rüzgar Enerji Santrali'nin hayırlı olmasını diledi.NotlarKonuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat tarafından, rüzgar tribünü şeklinde bir plaket hediye edildi.Daha sonra Erdoğan, 'Yeni Türkiye'nin yeni enerjisi' diyerek, beraberindekilerle santralin açılış şalterini indirdi. Erdoğan, bu sırada Adnan Polat'ın babası İbrahim Polat'ın da sahneye gelmesini isteyerek, 'İbrahim Bey gelir misin? Evladın unutuyor, ben unutmuyorum' diyerek espri yaptı.Açılış törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Kırşehir Valisi Necati Şentürk, Kırşehir ve çevre illerin bazı milletvekilleri, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Başkanı Mustafa Yılmaz, Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat, iş adamları ve çok sayıda davetli katıldı.Muhabir: Kadir Karakuş, Esra AltınmakasAA
2009 Yerel Seçimlerinde Sandıktan Ne Çıkmıştı?
Türkiye, 2014 seçiminden çıkacak sonuçları bekliyor. Peki sandıktan 2009'da ne çıkmıştı?Yerel seçimde oy verme işlemi sona ererken, Türkiye sandıktan çıkacak sonuçları bekliyor. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere Türkiye’nin birçok kentinde büyük bir çekişmeye sahne olması beklenen oy sayma işlemleri sürüyor. Peki 2009’da sandığa giden 40 milyon seçmenin tercihi ne olmuştu? İşte rakamlarla 2009 yerel seçimlerinin sonuçları: 2009’da 48 milyon 49 bin 446 48 milyon 49 bin 446 seçmenden, 40 milyon 932 bin 260’ı sandığa gitti. Katılım oranının yüzde 85,19 olduğu 2009 yerel seçimlerinde, geçerli oy sayısı milyon 988 bin 763 oldu. Toplam 15 milyon 458 bin 985 oy alan AKP, oyların yüzde 38,8’ini toplarken, yüzde 23,1 ile 9 milyon 218 bin 445 oy alan CHP yüzde 23,1 ile ikinci parti olmuştu. 6 milyon 403 bin 831 oy alan MHP yüzde 16,1 ile üçüncü, 2 milyon 271bin 566 oy alan DTP oyların yüzde 5,7’sini almıştı. 2009 seçimlerinde il il alınan sonuçlar şöyle: Adana MHP 29,7 AKP 29.5 CHP 26,2 DTP 9 Adıyaman AKP 49,3 SP 24,1 CHP 13,4 MHP 6,4 Afyon AKP 48,2 MHP 31,6 SP 11,6 CHP 4,7 Ağrı AKP 39,6 DTP 32,4 SP 21,2 MHP 1,6 Aksaray AKP 58,2 MHP 31,5 CHP 5,6 SP 3,4 Amasya AKP 40,1 MHP 27 CHP 24,9 DP 4,9 Ankara AKP 38,5 CHP 31,5 MHP 26,9 SP 1,1 Antalya CHP 40,8 AKP 35 MHP 17,5 DTP 3,4 Ardahan AKP 36,9 DSP 17,5 CHP 15,9 DTP 13 Artvin CHP 43,7 AKP 41,3 DSP 4,5 DP 4,2 Aydın CHP 26 MHP 25,4 AKP 25 DP 17,5 Balıkesir MHP 41,1 AKP 36,4 CHP 14 DP 3,1 Bartın MHP 39,9 AKP 27,9 CHP 23,3 DSP 4 Batman DTP 59,7 AKP 36,7 SP 1,6 BBP 0,7 Bayburt AKP 34,9 MHP 29,9 SP 23,9 BBP 4 Bilecik AKP 38,2 CHP 37,8 MHP 12,7 DP 5 Bingöl AKP 42,8 DTP 33,8 SP 17,2 MHP 1,4 Bitlis AKP 43,1 DTP 34,4 SP 16,1 CHP 1,6 Bolu AKP 43,4 CHP 40,6 MHP 9,2 SP 4,2 Burdur AKP 40 CHP 38,5 MHP 17,8 SP 1,7 Bursa AKP 47,3 CHP 27 MHP 12,5 DP 6,1 Çanakkale CHP 39,4 AKP 32,9 MHP 23 DSP 2,5 Çankırı AKP 46,9 MHP 44,6 CHP 2,3 SP 2,1 Çorum AKP 45,7 CHP 34,8 MHP 11,4 SP 6,5 Denizli AKP 40 CHP 30,1 MHP 21,9 DP 2,6 Diyarbakır DTP 65,6 AKP 31,3 SP 0,6 CHP 0,5 Düzce AKP 42,5 MHP 37 SP 10,4 CHP 6,5 Edirne CHP 57,1 AKP 31,7 MHP 3,8 DSP 2,5 Elazığ AKP 47,8 MHP 23,3 SP 15,4 CHP 7,7 Erzincan AKP 51,3 MHP 33,9 CHP 9,8 SP 2 Erzurum AKP 56,8 MHP 33,9 SP 5,8 DTP 1,2 Eskişehir DSP 51,5 AKP 37,1 MHP 5,7 CHP 2,7 Gaziantep AKP 52,5 CHP 30 MHP 5,8 DTP 5,5 Giresun CHP 46,5 AKP 35,7 MHP 11,8 SP 3 Gümüşhane MHP 41,8 AKP 41,6 CHP 8,6 DP 4,8 Hakkari DTP 80,2 AKP 15,1 CHP 1,2 SP 1,1 Hatay AKP 50,9 CHP 32,8 MHP 9,9 BBP 3,6 Iğdır DTP 39,6 AKP 30,5 MHP 27,1 SP 0,8 Isparta MHP 38,7 AKP 31,9 DP 17 SP 6,6 İstanbul AKP 44,2 CHP 37 MHP 5,1 SP 4,9 İzmir CHP 55,2 AKP 30,7 MHP 7,2 DSP 1,6 K.Maraş AKP 65,3 MHP 22 BBP 4,2 SP 2,6 Karabük MHP 31 AKP 30,9 DP 19,7 SP 9,2 Karaman AKP 49,4 MHP 20,8 CHP 20,7 SP 6,2 Kars AKP 32,7 MHP 27,9 CHP 22,1 DTP 14,7 Kastamonu MHP 49,3 AKP 38,7 CHP 8,6 SP 1,3 Kayseri AKP 60,5 MHP 23 CHP 8,6 SP 4,5 Kırıkkale AKP 31,8 DP 28,3 MHP 21,8 SP 9,4 Kırklareli CHP 49,9 AKP 35,3 MHP 9,9 DSP 1,8 Kırşehir AKP 37,3 CHP 32 MHP 19,5 SP 6,8 Kilis AKP 49,9 MHP 26,2 CHP 11,2 BTP 9 Kocaeli AKP 47,2 CHP 31,3 SP 8,4 MHP 7,2 Konya AKP 68 SP 14,9 MHP 11,2 CHP 3,2 Kütahya AKP 62 MHP 16,6 CHP 8,3 SP 7,6 Malatya AKP 53,1 SP 29 CHP 13,7 MHP 2 Manisa MHP 38,7 AKP 34,7 CHP 13,9 DTP 4,9 Mardin AKP 45 DTP 36,3 DP 10,7 CHP 3 Mersin CHP 31 MHP 25,1 AKP 21,3 DTP 17,5 Muğla CHP 46 MHP 24,2 AKP 20,4 DP 4,9 Muş AKP 50,5 DTP 37,2 SP 6 MHP 2,9 Nevşehir AKP 52,8 MHP 35,4 CHP 4,4 SP 3,9 Niğde AKP 39,9 MHP 29,6 CHP 26,2 SP 1,8 Ordu DSP 52,7 AKP 39,4 MHP 3,5 CHP 2,2 Osmaniye MHP 48,8 AKP 38,8 CHP 6,3 DTP 2,2 Rize AKP 46,8 ANAP 41,8 SP 3,9 CHP 3,3 Sakarya AKP 45,3 MHP 35,7 CHP 8,1 SP 7,3 Samsun AKP 48,4 CHP 21,5 MHP 20,9 DP 3,4 Siirt DTP 49,4 AKP 45,8 CHP 1,8 MHP 1,1 Sinop CHP 52,1 AKP 39,5 MHP 3,6 SP 1,4 Sivas BBP 50,8 AKP 33,3 SP 6,9 CHP 5,7 Şanlıurfa BĞZ 44 AKP 39,3 DTP 10,5 BTP 2,2 Şırnak DTP 53,7 AKP 42,6 DSP 0,9 MHP 0,8 Tekirdağ CHP 45,6 AKP 27 MHP 18,8 SP 3,4 Tokat AKP 49,6 MHP 18,8 SP 18,5 CHP 10,3 Trabzon AKP 47,8 CHP 41 MHP 5,3 SP 3,9 Tunceli DTP 30 BĞZ 24,5 AKP 21,6 CHP 15,1 Uşak MHP 39,6 AKP 33 CHP 20,9 SP 2,9 Van DTP 53,5 AKP 39,2 SP 3,6 DSP 0,9 Yalova DP 35,4 AKP 33,7 CHP 19,1 MHP 4,2 Yozgat AKP 54,7 MHP 39,1 CHP 3 SP 1,6 Zonguldak CHP 45,8 AKP 34,5 MHP 8,5 SP 5,3T 24
İşte Resmi Olmayan Sonuçlara Göre İl İl Kazananlar
Üç büyük şehirde tablo değişmedi. CHP’ İzmir’i kaptırmadı. İstanbul ve Ankara AK Parti’de kaldı. Melih Gökçek Ankara'da 5'inci kez kazandı. Mansur Yavaş CHP'nin oylarını yükseltse de Gökçek'in gerisinde kaldı. Mustafa Sarıgül İstanbul’da Kılıçdaroğlu’nun 2009’da aldığından fazla oy topladı, ancak Topbaş’ı deviremedi. CHP kalesi İzmir’de yüzde 6.63 oy kaybetti. İzmir’in ilçelerinin 23’ünü CHP, 5'ini AKP, ikisini de MHP aldı. MHP’nin Türkiye genelinde oy oranı değişmedi. Ancak sahip olduğu 10 belediye başkanlığı sayısını 8’e düşürdü. 3 şehri teslim eden MHP’nin kazandığı yeni il Mersin. 30 büyükşehirin 18’ini AK Parti aldı. 5 şehri CHP, 3’ünü ise MHP kazandı. Bağımsız Mardin Adayı ile birlikte Diyarbakır ve Van ile birlikte BDP hepsi Güneydoğu’da 3 büyükşehiri elde etti. Şanlıurfa’da Osman Baydemir BDP’nin oylarını üçe katladı. Ancak AK Parti adayı eski vali Celalettin Güvenç’in yarısı kadar oy alabildi. MHP İstanbul’da varlık gösteremedi. MHP oyları ilk kez seçime giren HDP’nin aldığı yüzde 4.84’ün gerisinde kaldı. Güneydoğu’da sürpriz yok. BDP var olan belediye başkanlıklarına 3 yeni il daha ekledi. Toplam 115 belediye BDP’de. Ahmet Türk Mardin'de tek bağımsız aday olarak seçimi kazandı. Al Jazeera Türk
2014’ün İlk Üç Ayında İş Kazalarında 276 İşçi Hayatını Kaybetti
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin Mart Ayı İş Cinayetleri Raporu’na en az 112 emekçi yaşamını yitirdi. İnşaat, metal, ticaret, büro, eğitim ve tarım sektörlerinde yaşandığı belirtilen cinayetlerle birlikte meclis tarafından ortaya konulan önceki aylara ait rakamlarla birlikte yılın ilk üç ayı içerisinde yaşamlarını yitiren toplam işçi sayısı 276. Çalışma alanlarında yaşanan iş cinayetlerine dair her ay rapor hazırlayan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin basın, emek ve meslek örgütlerinden derlediği veriler ışığında hazırladığı 'Mart Ayı İş Cinayetleri Raporu'nu açıkladı. Hazırlanan raporda yer alan rakamlar, iş cinayetlerinin artık bir katliama dönüştüğünü bir kez daha ortaya koydu. Buna göre, tespit edebildiği kadarıyla Mart ayında en az 112 emekçi yaşamını yitirdi. 2014 Ocak ayında en az 87 emekçi, Şubat ayında en az 77 emekçiden sonra Mart ayında yine en az 112 işçinin iş cinayetlerine kurban gitmesi üzerine yılın ilk üç ayı içerisinde toplamda en az 276 işçinin yaşamını yitirdiği kaydedildi. Bu derece yüksek bir rakama ulaşan iş cinayetlerinin en çok inşaat, metal, ticaret, büro, eğitim ve tarım sektörlerinde yaşandığı belirtildi. İnşaat sektöründe ölümler gizleniyor Bu alanlar içerisinde yine tespit edebildiği kadarıyla inşaat sektöründe, 14’ü düşme ve 6’sı ezilme, göçük nedenli olmak üzere 25 işçi can verdi. Sektörde yaşanan iş cinayetlerinin, ülkenin dört bir yanında yaygınlık gösterdiği biçimde çocuk ve göçmenlerden yaşlılara kadar uzanan bir yelpazeyi kapsadığı vurgulandı. İnşaat sektöründe yaşanan iş cinayetlerine ilişkin altı çizilen bir diğer husus da yaşanan işçi ölümlerinin gizlenmesi oldu. Mimarlar Odası’nın 24 Mart’ta yaptığı açıklamaya göre, 17 Şubat’ta hakkında tarihi sit derecesinin kaldırılmasına ilişkin iptal kararı bulunmasına rağmen Atatürk Orman Çiftliği’nde yapılan Başbakanlık Hizmet Binası inşaatında, Kontur Sel Alüminyum isimli taşeron firmada çalışan 27 yaşındaki işçi Savaş Oğuz’un düşerek ölümünün kamuoyundan gizlendiğine işaret edildi. İşçi Sağlı ve Güvenliği Meclis’inin verilerine göre, ülkenin sanayisinin temelini oluşturan sektörlerden olan metalde ise 20 işçi yaşamını yitirdi. Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema sektöründe de Mart ayında 18 emekçi yaşamını yitirdi. Örnek olarak ise 19 Mart’ta, Kars TÜİK’te çalışan sosyolog Veysi Erim’in 6 çalışanı öldürdükten sonra intihar ettiğine dikkat çekildi. KESK Büro Emekçileri Sendikası’nın yaptığı açıklamaya göre, Veysi Erim’in mobbing uygulandığı ve kendisine ırkçı ayrımcılık yapıldığı gerekçesiyle bir süredir psikolojik tedavi gördüğü ve tayinini istediği raporda belirtildi. Mevsimlik göç başlamadan görülen ölümler korkutuyor! Yine Tarım-Orman sektöründe de 1’i orman işçisi, 2’si balıkçı ve 12’si çiftçi olmak üzere 15 emekçi hayatını kaybetti. Raporda, Mart ayı içerisinde bu oranda bir iş cinayetinin yaşanmasının yanı sıra Nisan ayıyla birlikte, mevsimlik tarım göçünün başlayacağı ve yollarda birçok ölümün yaşanacağının altını çizildi. Yine silikozis yine ölüm... Raporda, kot kumlama yüzünden yakalandıkları Slikozis hastalığı sonucu 58’nci işçi ölümünün yaşandığı da kaydedildi. Bingöl’ün Karlıova ilçesine bağlı Taşlıçay köyünde yaşayan 24 yaşındaki Osman Ceylan’ın, 20 Mart’ta can verdiği belirtildi. Osman Ceylan’ın Taşlıçay’da bulunan 160 hastadan birisiydi ve köyde yaşamını yitiren 11’nci silikozis hastası olduğu bilgileri de yine raporda yer aldı. Çocuk, kadın, göçmen ve yaşlı emeği ölümleri devam ediyor Raporda, çocuk işçi ölümlerine de dikkat çekildi. Buna göre, biri 14 yaş ve altı, ikisi 15-17 yaş aralığında olmak üzere 3 çocuk emekçi ay içerisinde can verdi. 13 yaşındaki Resul Yılmaz, Adana’nın Seyhan ilçesinde tarlaya gübrelemeye giderken, traktörün devrilmesi, 15 yaşındaki kır pidecisinde çalışan Hüseyin Demir’in Ağrı’da bisikletiyle servis yaparken halk otobüsünün çarpması ve 16 yaşındaki Ali Fırat Belder’in ise Şanlıurfa’da çalıştığı inşaatın 9’ncu katından düşmesi sonucu can verdiği bilgileri aktarıldı. Böylece 2014 yılının ilk üç ayında altısı 14 yaş ve altı, yedisi 15-17 yaş aralığında olmak üzere 13 çocuk emekçi can vermiş olduğuna dikkat çekilmeye çalışıldı. 3 ayda 15 kadın iş cinayetine kurban gitti Ay içerisinde hayatını kaybeden kadın işçi sayısı ise 8 oldu. 60 yaşındaki G.Y, bahçesinde çalışırken kalp krizi, 57 yaşındaki Asiye Dağdalen tarlasına giderken traktörün devrilmesi; 64 yaşındaki Halime Sevim tarlasından dönerken patpatın devrilmesi; 24 yaşındaki sınıf öğretmeni Seda Akal, derste geçirdiği kalp krizi; 33 yaşındaki metal işçisi Mine Serten servis kazası; 25 yaşındaki metal işçisi Gamze Buran servis kazası; 31 yaşındaki acil tıp teknisyeni Sema Kurt ambulans devrilmesi ve belediye işçisi Zeynep Bilici trafik kazası sonucu can verdi. Bu rakamlarla birlikte 2014 yılının ilk üç ayında 15 kadın emekçi can vermiş olduğu raporda belirtildi. İşçi Meclis’inin hazırladığı rapora göre, 27 Mart’ta Manisa Emekliler Parkı Yer Altı Otoparkı inşaatında duvarlardan birinde henüz belirlenemeyen bir sebeple toprak kayması sonucu 21 yaşındaki Afgan işçi Salman Muhammad Jawad toprak altında kalarak can verdi. Böylece, 2014 yılının ilk üç ayında biri Türkmen, biri Bulgar, biri Afgan, beşi Gürcü ve altısı Suriyeli olmak üzere 14 göçmen emekçi can vermiş olduğu kaydedildi. Yine çalışma alanlarına, cinsiyet, yaş ve etnik kökenine göre gruplandırılan bu iş cinayetlerinin dışında çiftçi, kamu çalışanı, metal, inşaat taşımacılık, tersane ve belediye işçisi olarak çalışan 51 yaş ve üstünde 25 emekçinin daha hayatlarını kaybettiği belirtildi. Mersin, İstanbul, Kars ve İzmir iş cinayetlerinde ilk sırada Rakamlarla ortaya konulan bu işçi ölümleri en çok Mersin, İstanbul, Kars ve İzmir’de yaşandı. Mart ayında 12 işçi Mersin’de; 7’şer işçi İstanbul ve Kars’ta; 6 işçi İzmir’de; 5 işçi Kocaeli’nde; 4’er işçi Ankara, Eskişehir, Kırşehir ve Manisa’da; 3’er işçi Bursa, Hatay, Isparta, Konya, Kütahya ve Sakarya’da; 2’şer işçi Adana, Ağrı, Antalya, Diyarbakır, Gaziantep, Kayseri, Muğla, Rize, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ ve Zonguldak; 1’er işçi ölümü ise Adıyaman, Aydın, Balıkesir, Bingöl, Burdur, Çankırı, Çorum, Edirne, Giresun, Karabük, Kırıkkale, Samsun, Şırnak, Tokat, Trabzon, Tunceli ve Irak/Erbil’de yaşandı. ANF
IŞİD'den Türkçe Rica ve Veryansın...
Türkiye, Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) rehin aldığı 80 yurttaş nedeniyle teyakkuzdayken, Türkiyeli Twitter kullanıcıları örgütü sanal dünyada adeta kilitledi. IŞİD’in Musul’u ele geçirmesinin ardından örgütün ‘ Islamic State Media ‘ adlı (resmi olmayan) hesabını takip edenlerin sayısı bir hayli arttı. Ancak hesabı yöneten kişinin bir mesajında ‘Türkiye‘ ve ‘İsrail‘ sözcüklerini Türkçe olarak yazmasının ardından sosyal medyada, örgütün Türkiyeli bir üyesinin bu hesabı yönettiği öne sürüldü. Bir yandan da hesap, Türkçe soru yağmuruna tutuldu. Öyle ki, daha önceden IŞİD’in ilerleyişine dair an be an bilgiler veren hesap yaklaşık 16 saattir sorulara cevap vermekten başka bir şey yapamıyor. Dilbilimci olduğu için Türkçe’yi tanıyabildiğini öne süren hesap en son “Saygılarımla: Türk Dili bana sormayın ve laneti (Küfürlü dil) kullanmayın lütfen. yine ben Türkçe bilmiyorum. Teşekkür ederim” diye yazdı. Yazılanlardan bazılarını anlamak için Google’ın çeviri hizmeti olan Google Translate’i kullandığını öne süren IŞİD mensubu, “Kürt ve Türklerin yüzde 99′u normal insanlar gibi konuşmayı bilmiyor” dedi. Türkiyeli kullanıcılarla hesabı yöneten kişi arasında yaşanan ilginç diyaloglardan bazıları şöyle: Neden bütün Türk arkadaşlar seni takip ediyor? Sadece saygılı ve akıllı olanların ve cahil sorularla beni rahatsız etmeyenlerin beni takip etmesini dilerdim. Yaşıyor musun? 15 saattir video ve fotoğraf paylaşmadın. Evet yaşıyorum, sadece Türk ve Kürt cahilllerden bezdim.. Sadece beddua ediyorlar.. Birinizin Adidas giydiğini gördüm. Neden Adidas? Neden Adidas olmasın? Irak’taki girişimlerinizi takdir ediyorum. Türkiye’nin en güzel şehri olan Kırşehir’i ele geçirmeyi hiç düşündünüz mü? Bunun için planımız yok. Türkler ne zaman serbest bırakılacak? Bu konuda yetkili değilim ve inanıyorum ki yakında serbest bırakılacaklar. Belki ama sadece belki müzakereler [sonrasında]. Sadece tahmin ediyorum. Belki de bu soruyu Erdoğan’a sormalısın. Neden Türkçe konuşmuyorsun? İnşallah bir gün. Diken
Toplumun En Neşeli İnsanları Çingeneler (Romanlar) Hakkında Bilinmeyenler
Çingeneler, aslen kuzey Hindistan kökenli olup günümüzde ağırlıklı olarak Avrupa'da yaşayan göçebe bir halk. Türkçede Roman sözcüğü de sıklıkla Çingene anlamında kullanılır.[ Hindistan'ın Pencap-Sind (Pakistan, Karaçi) nehir havzası boyunca Pakistan ve Afganistan'ın da içinde bulunduğu bölgelerden 1050 civarında İran ve Anadolu üzerinden dünyaya yayılmış bir Hint-Avrupa halkıdır.
Sınav Zorlaştı 10 Kişiden 4’ü Ehliyet Alamadı
Milli Eğitim Bakanlığı’nın geçtiğimiz yıl Özel Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursu Yönetmeliği’nde yaptığı değişiklikler adayları zorluyor. Değişiklikle ilk kez belirlenen illerde direksiyon sınavlarında müfettiş ve bakanlık denetçisi görevlendirildi.Yönetmelikten önce Türkiye genelinde direksiyon sınavlarına ilk girişte başarı oranı yüzde 95 iken, yönetmeliğin ilk uygulandığı 2013 yılı Temmuz ayından itibaren başarı oranı yüzde 60’lara düştü. Direksiyon eğitimi dersi sınavının altı aylık başarı ortalaması temmuzda yüzde 83,3, ağustosta yüzde 72,1, eylülde yüzde 73,8, ekimde yüzde 65,7, kasımda yüzde 70,9, aralıkta yüzde 64,9 olarak gerçekleşti. Sürücü belgesi almak için yapılan sınavlardaki yüzde 95’lik genel başarı oranı Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetmenlerinin katıldığı sınavlarda yüzde 60’lara düştü. Temmuz 2013-Mart 2014 dönemi verilerine göre bir milyon 639 bin 509 kişinin girdiği sınavlarda bir milyon 173 bin 490 kişi başarılı, 466 bin 19 kişi başarısız oldu. Bakanlık temsilcisinin katıldığı sınavlarda ise başarı oranı yüzde 60’lara kadar düştü. Bakanlık temsilcisinin katıldığı sınavlarda 203 bin 617 kişiden 78 bin 108 kişi sınavda başarısız olarak ehliyet almak için tekrar sınava girdi. Bakanlık temsilcisinin olmadığı ancak il temsilcilerinin girdiği sınavlarda ise başarı oranı yüzde 71’lerde gerçekleşti. Ehliyet sınavlarında başarısız iller sıralamasında ilk sırada yüzde 56 ile Denizli yer aldı. Denizli’yi sırasıyla Edirne, Uşak izledi. En başarılı iller sıralamasında yüzde 87,2 ile Niğde birinci olurken, yüzde 86,5’le Siirt ikinci ve yüzde 82,2 ile Kırşehir üçüncü oldu. Direksiyon uygulama sınavlarına ilk girişte başarısız olanların önemli bir kısmının dubalar arasına geri geri park yapamadığı gözlendi. Sürücü adaylarının başarısız olduğu diğer uygulamalardan bazıları ise şu şekilde sıralandı: “Trafiği tehlikeye düşürecek şekilde araç kullanıyor. Araç kumanda pedallarına (gaz, fren, debriyaj) yeterince intibak edemiyor. Direksiyon hâkimiyeti zayıf. Araç kullanımı esnasında heyecanlı ve telaşlı. Yaya, okul ve hemzemin geçitlerinde geçiş kurallarına uymuyor. Aracı geri viteste kullanma kurallarına uymuyor. Kendisini geçmek isteyen araçlarla ilgili geçilme kurallarına uymuyor.” Zaman