onedio

Milli Savunma Bakanlığı Haberleri

Milli Savunma Bakanlığı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Milli Savunma Bakanlığı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Devletin En Üstüyle Sıcak İlişki Kurduğu İddia Edilen Şeriatçı Yapılanma: SADAT
Son günlerde adından sıklıkla söz ettiğimiz bir yapı SADAT. Kendi ifadeleriyle kuruluş amacı da şu şekilde: 'İslam İttifakına hizmet etmek amacıyla, İslam Ülkelerinin dini hassasiyetlerine saygılı, TSK' nin çeşitli kademelerinde başarı ile hizmet etmiş, 64 subay ve astsubayın desteğinde, ileri çıkan 23 kurucu hissedar tarafından “SADAT Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” kurulmuştur.' Gelin bu yapıyı kendi sitelerinden aldığımız bilgilerle daha iyi anlamaya çalışalım.
"Hayalet" Anka'lar Geliyor
Sadece İsrail ve Amerika'nın ürettiği anti-radar özelliğine sahip boyalardan sonra, dünyada bir ilk olan anti-radar özellikli kompozit malzeme üretimi Hacettepe Teknokent'te faaliyet gösteren TDU firması tarafından gerçekleştirildi. Gövdelerinin kaplanacağı bu kompozit malzeme ile İHA'lar ve savaş gemileri radara yakalanmayacak. İlk olarak ANKA'ların görünmez olması için çalışmalar başladı. TSK'nın insansız hava araçları ve gemileri hayalet olmaya hazırlanıyor. Amerika ve İsrail'de uzun yıllardır kullanılan ve İsrail'in 25 ülkeye sattığı anti-radar özelliğine sahip boyalarına rakip olarak kompozit malzeme Hacettepe Teknokent'te üretildi. Yüzde 100 yerli imkanlarla üretilen bu kompozit malzeme ile İHA'ların ve savaş gemilerinin gövdeleri kaplanacak. Her türlü görsel, radar, kızılötesi ve termal izi azaltan bu kompozit ürün ile İHA'lar hayalet gibi görünmeyecek. Dünyada milyarlarca dolarlık pazarı bulunan görünmezlik ürünleri pazarına girecek olan firma yetkilisi Ümit Öztürk , kompozit ürünlerinin radar dalgalarını soğurarak radar kesitini azalttığını, gizleme ağının her durumda görsel, radar , kızılötesi ve termal izi azalttığını söyledi. Öztürk, radar kamuflaj teknolojisinin Türkiye dışında dünyada yalnız ABD ve İsrail'de bulunduğunu kaydetti. İlk hedef ANKA TSK'nın insansız hava aracı ANKA , hayalet olmaya hazırlanan ilk hava aracı oldu. Savunma Sanayi Müsteşarlığının önemli projelerinden olan ve İsrail Heronlarıyla denk görev yapacağı için TSK'nın terörle mücadelesinde kritik önem taşıyan milli insansız hava aracı ANKA'nın kompozit gövde ile kaplanması gündemde. Öztürk, milli insansız hava aracı ANKA'ya bu kaplamanın uygulanması için TUSAŞ yetkilileriyle görüşmeler yaptıklarını, ilk incelemenin ardından olumlu yanıt aldıklarını açıkladı. Ürün hakkında Milli Savunma Bakanlığı ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı'na da bilgi verdiklerini anlatan Öztürk, seri üretimin yapılması amacıyla fabrika kurma çalışmalarının da devam ettiğini aktardı. Performansları azalmayacak Ümit Öztürk , ' Amerika ve İsrail'de insansız hava araçları radara yakalanmamak için özel anti-radar boyalarla boyanıyor. Bu boyalar hava şartlarından kolay bir şekilde etkilendiği gibi boyalar gövdeye inanılmaz bir ağırlık veriyor. Türkiye'de üretilen bu kompozit gövdeler hem insansız hava araçlarının performansını etkilemeyecek kadar hafif hem de hava şartlarından etkilenmiyor. İsrail bu antiradar boyaları 25 ülkeye satıyor ' diye konuştu. Büşra Arslan - Sabah
TOKİ, Marmara Üniversitesi'nin Arazilerini Satıyor
Marmara Üniversitesi, fakülte ve birimlerini Maltepe'deki yeni kampüse taşımaya başladı. Nişantaşı, Validebağ, Halkalı, Bahçelievler gibi İstanbul'un emlak değeri en yüksek semtlerindeki araziler ise TOKİ eliyle satılacak. Radikal'den Gülden Aydın'ın haberine göre, Maltepe'deki yeni kampüse taşınacak olan Marmara Üniversitesi'nin arazileri TOKİ tarafından satılacak. Marmara Üniversitesi’nin Maltepe Başıbüyük’teki 3.000 dönümlük yeni kampüsünün inşaatı, hızla devam ediyor. Haydarpaşa’daki 7 bin öğrencili Tıp Fakültesi, geçtiğimiz şubatta Maltepe’ye taşındı bile. Diş Hekimliği Fakültesi binası ise bitmek üzere. Sağlık Bilimleri Fakültesi (Hemşirelik, Ebelik, Diyetisyenlik, Fizyoterapi, Hastane Yöneticiliği)’nin temeli mayıs, Eczacılık Fakültesi’nin temeli ise Haziranda atılacak. Nişantaşı’ndaki Diş Hekimliği ile İletişim fakülteleri, önümüzdeki haziranda geçici olarak Haydarpaşa’ya taşınacak. Maltepe’deki şantiye görevlileri, “Fakülteler peyderpey yapılıyor. İnşaatı biten buraya taşınacak” diyor. Tıp Fakültesi’nin yapımını üstlenen ZEK-SAN, Van Erciş ve TOKİ Elazığ afet konutları, TOKİ Denizli; Diş Hekimliği Fakültesi’ni yapan iki firmadan RG, Adalet Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, TANK Yapı ise Milli Savunma Bakanlığı’ndan aldığı önemli ihalelerle tanınıyor. Arazi askeriyenin Maltepe Başıbüyük’teki kampüs projesi, askeri tesislerin taşınması gündeme geldiğinde ortaya çıktı. 2011’de, içinde Kenan Evren Kışlası’nın da bulunduğu arazi, O dönem Kara Kuvvetleri Komutanı olan Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun desteğiyle Marmara Üniversitesi’ne verilmiş. Kıvrıkoğlu, müteahhitlerin göz diktiği adalar ve Marmara Denizi manzaralı bu değerli arazide bilim kurumunun yer almasını olumlu bulmuş.TOKİ, İstanbul ’un Anadolu ve Avrupa yakasındaki 14 kampüsünden boşalan arazileri ihaleyle satacak. Yeni AVM ve rezidanslarla betonlaşma gündeme gelecek. TOKİ Başkanlığı, görüşmelerin seyri hakkında “Marmara Üniversitesi ile protokol çalışmalarımız, taslaklar üzerinde karşılıklı görüşmelerimiz devam ediyor. Henüz imza aşamasına gelmedik” diyor. Rektör Gül: Satış değil takas Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Zafer Gül, boşalacak arazilerin akıbetini anlattı: “Üniversitemizin tüm arazileri, Milli Emlak’tan tahsisli. Dolayısıyla satılması değil, kurumlar arası takası söz konusu. Yeni kampüs, Maliye Bakanlığı’na bağlı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün arazilerine yapılıyor. Üniversite olarak bizim ihaleye vermemiz, para işlerine girmemiz söz konusu olamaz. Araziler bize ait değil. Kamu arazileri. TOKİ eliyle satışa çıkarılmasını sağlayan Milli Emlak’ın bağlı bulunduğu Maliye Bakanlığı. Üniversitemizin satışla bir ilgisi yok. TOKİ ile başlayan protokol görüşmelerine Maliye Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve üniversitemiz katılıyor. Yerel seçimler nedeniyle duran görüşmeler haziranda bitecek ve imza atılacak. İşlemler tamamlandığında kamuoyuna duyuracağız. Askeri arazideki inşaatlara başlamak için kışlanın taşınmasını bekliyoruz. Üniversitemizin 75 bin öğrencisi, 3 bini akademik kadro 5 bin personeli var. Maltepe’de bir teknokent kuruyoruz. Yeşil kampüs, akıllı binalar… Tepeye rüzgâr türbini ve gözlemevi kuracağız. Türkiye ’de rol model olmak istiyoruz. Sağlık Bilimleri kampüsünü Avrupa Yatırım Bankası’ndan aldığımız 35 milyon Euro ile yapıyoruz. Depremden etkilenmeyen raylı sistemli, en ileri ameliyat tekniklerinin kullanıldığı 720 yataklı hastanemiz eylülde açılacak. “ İşte o araziler Göztepe: 147 dönüm, Üsküdar (Bağlarbaşı): 39 dönüm Üsküdar (Validebağ): 50 dönüm Nişantaşı: 24 dönüm Bahçelievler: 4 dönüm, Halkalı: 1.182 dönüm, Kartal: 1.000 dönüm, Selimpaşa: 11 dönüm. Toplam: 2.457 dönüm.CNN Türk
Ege Ordu’nun Kapatılması Ve Jandarma’nın İçişleri’ne Devri TBMM’de
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın, Ege Ordu Komutanlığı’nın kapatılacağı ve Jandarma Genel Komutanlığı’nın tamamen İçişleri Bakanlığı’na bağlanacağı iddialarına açıklık getirmesini istedi.  CHP’li Umut Oran, MSB’nin yanıtlaması istemiyle TBMM’ye iki ayrı soru önergesi sundu. Önergelerde anıt bekleyen sorular şöyle:Ege Ordu Komutanlığı’nın lağvedileceği bilgisi doğru mudur? Bu bilgi doğruysa gerekçesi nedir? Bilgi doğruysa lağvedilme kararının uygulamaya geçirileceği takvim/zamanlama nedir? Ege Ordu’nun kapatılması ile NATO arasında ilişki var mı? Türkiye’nin 4. Ordusu ve karargâhı NATO’ya bağlı olmayan tek ordu komutanlığı olan Ege Ordu Komutanlığı’nın kapatılmasında, NATO’ya bağlı olmamasının büyük payı olduğu iddiası doğru mudur? Ege Ordu’nun kapatılması için NATO vb. uluslarararası yapılardan gelen herhangi bir talep var mıdır? Varsa bu talep kimden gelmiştir ve içeriği tam olarak nedir? Bağlı birlik ve TSK mensupları ne olacak? NATO’dan bağımsız olarak 20 Temmuz 1975 tarihinde kurulan Ege Ordu Komutanlığında karargâhı ve bağlı birliklerinde bugün itibariyle kaç subay, astsubay, uzman erbaş ve sivil personel çalışmaktadır? Ege Ordu Komutanlığı’nın kapatılması halinde bağlı birlikleri olan Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri, 57. Topçu Eğitim Tugayı (İzmir), 19. Piyade Tugayı (Edremit), 11. Motorize Piyade Tugayı (Denizli), 3. Piyade Eğitim Tugayı (Antalya) ve 1. Piyade Eğitim Tugayı’nın (Manisa) akıbetleri ne olacaktır? Jandarma İçişleri’ne mi devrediliyor? Jandarma Genel Komutanlığı’nın (JGK), Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı ile halen süren askeri hiyerarşi, atama, terfi ilişiği kesilerek, idari yönetim dışında tüm yetki, görev ve yapılanma açısından tamamıyla İçişleri Bakanlığı’na bağlanacağı bilgisi doğru mudur? Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim 1923 tarihinde yeniden yapılandırılan jandarma teşkilatı, 10 Haziran 1930 tarihli 1706 sayılı Kanunla bugünkü yapısına kavuşturulmuşken, tam 84 yıl sonra böyle bir radikal değişikliğe neden gerek görüldü? Kolluk kuvveti olsa da Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) bağlı olan Jandarma Genel Komutanlığı’nın siyasi kişiliğin başında bulunduğu bir bakanlığa tam olarak bağlanmasının gerekçeleri nedir? Fransa’da bile Jandarmanın başında general var Halen Fransa’da dahi Ulusal Jandarma Teşkilatı, Denis Favier isimli bir generale bağlıdır. Fransız Jandarma Teşkilatı aynen bizde olduğu gibi idari açıdan İçişleri’ne, askeri açıdansa Savunma Bakanlığına bağlı iken niçin Türkiye çok daha radikal bir adım atmaktadır? Konunun AB mevzuatı ile herhangi bir ilgisi var mıdır? Sınır tümen komutanlıkları ne olacak? Jandarma sınır tümen komutanlıkları yeni yapılanmada kime bağlı olacak, İçişleri Bakanlığı’na mı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na mı Genelkurmay Başkanlığı’na mı bağlanacak? Jandarma sınır tümen komutanlıkları, Sınır Güvenliği Teşkilatına mı dönüştürülecek? Mevcut Kara Kuvvetleri Komutanlığı hudut komutanlıkları da oluşturulacak bu yeni sınır teşkilatına mı bağlanacak? Jandarma, müsteşarlık veya genel müdürlüğe mi dönüşecek? Jandarma Genel Komutanlığı, bağlandığı tarihte İçişleri Bakanlığı teşkilat yapısında hangi noktayla monte edilecek? Jandarma Genel Komutanlığı müsteşarlık veya genel müdürlük olarak mı yönetilecek? İçişleri Bakanlığı’na bağlandığı takdirde Jandarma teşkilatının en üst amiri kim olacak, asker mi yoksa sivil personel mi? JÖH’ler ne olacak? JGK’nın İçişleri’ne bağlanmasının ardından Jandarma Özel Harekat birliklerinin akıbeti ne olacak, buradaki personel hangi kuvvete-komutanlığa kaydırılacak? Bugün itibariyle Jandarma Genel Komutanlığı’nda kaç orgeneral, korgeneral, tümgeneral, tuğgeneral, albay, yarbay, binbaşı, yüzbaşı, üsteğmen, teğmen, astsubay, uzman jandarma görev yapmaktadır? Bu personelin her bir rütbeye göre dağılımı ayrı ayrı nedir? Halen yurt genelinde kaç adet jandarma karakol, üs komutanlığı ve harekât merkezi bulunmaktadır? Halen Jandarma Genel Komutanlığı personeli olan TSK mensubu subay, astsubay, uzman erbaşın, JGK’nın İçişleri Bakanlığına dahil edileceği tarih itibariyle statüleri, özlük hakları ne olacaktır? İçişleri’ne polis yetmiyor mu? Kolluk kuvveti olan polisin İçişleri Bakanlığına bağlı olması yeterli gelmiyor mu?
'Yunanistan Türkiye'nin  16 Ada ve 1 Kayalığını İşgal Etti'
Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri Albay Ümit Yalım, Yunanistan’ın Ege Denizi’nde Türkiye’ye ait 16 ada ve 1 kayalığa el koyduğunu savundu. Yalım, “Erdoğan ve AKP Hükümeti, 17 Aralık 2004’te Avrupa Birliği’nden müzakere tarihi aldı. Yani müzakere tarihi, 16 Türk adası ve 1 kayalığın karşılığında alındı” dedi. Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk ’ün, “Yunanistan işgal ettiği iki adamıza karakol kurdu!..” başlığıyla yayımlanan (9 Ağustos 2014) haberi şöyle: Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı, tek kurşun atmadan işgal ettiği adalarımızdaki askerlerini teftiş etti. Bunun fotoğraflarını da resmi internet sitesinde yayımlandı. Ülkemizin Güneydoğu’sunda devletin varlığı giderek azalırken, Ege Denizi’nde ise Kanuni Sultan Süleyman ve 4. Mehmet döneminde fethedilen, Atatürk ve İnönü’nün Lozan’da vermediği 16 ada ve bir kayalığı Yunan askerleri tek kurşun atmadan, kolayca işgal etti. Didim’deki Bulamaç ve Eşek adalarının işgaliyle başlayan gelişmeleri, adalarımızla ilgili çalışmalarıyla bilinen Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Albay Ümit Yalım, gelişmeleri SÖZCÜ’ye belgelerle şöyle anlattı: “Türkiye Cumhuriyeti, Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık görevi sırasında Batı’dan bölünerek tarihinin ilk ve en büyük toprak kaybını yaşadı. 2004 yılında Yunan Silahlı Kuvvetleri Türkiye Cumhuriyeti’ne ait toplam 16 ada ve 1 kayalığı teker teker işgal etti. Erdoğan, TSK’ya işgalin önlenmesi için direktif vermediği gibi, Yunanistan’a da adaların boşaltılması için bir tek nota bile verilmedi. İşgale sessiz kalan Erdoğan ve AKP Hükümeti, 17 Aralık 2004’te Avrupa Birliği’nden müzakere tarihi aldı. Yani müzakere tarihi, 16 Türk adası ve 1 kayalığın karşılığında alındı. Yunanistan’a alenen verilen adalar ve kayalıklar, 1936 yılında dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin envanterine kaydettirilmiştir. İzmir, Aydın ve Muğla il sınırları içerisinde bulunan bu adalarda Yunan Bayrağı dalgalanıyor, Yunan askerleri dolaşıyor. İşgal altındaki adalarımıza pasaport ile giriyoruz. Adalarımızın çevresindeki karasularımız Yunan Sahil Güvenlik Botları tarafından her gün ihlal ediliyor. Bu şahıslar Türk karasularının 6 mil içinde bulunan adalara nasıl gidiyor? Türkiye yol geçen hanı mı? Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerimiz korumakla görevli, Türk Deniz Kuvvetleri Doğu Akdeniz Özel Görev Grubu, Girit Adası’nın etrafındaki 5 Türk adasını neden korumuyor? Güney Deniz Saha Komutanlığı, Ege Denizi’ndeki 11 Türk adasını ve 1 Türk kayalığını neden korumuyor? Deniz Kuvvetleri Komutanı neden görevini yapmıyor? Türkiye topraklarında devletin tek bayrağı olan Türk Bayrağı’nın yanı sıra Güneydoğu’da PKK paçavrasının da bazı illerde dalgalanmasına göz yumulduğunu söyleyerek duruma isyan eden Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Albay Ümit Yalım, şöyle konuştu: “16 adamızda da Yunan Bayrağı’nın yurttaki üçüncü bayrak olarak dalgalanmasına seyirci kalıyoruz. Ülkemizde bayrağımızdan başka bayrak dalgalandırmak isteyenler ihanet içindedir. 2004 yılından beri tam 10 yıldır, İzmir Aydın ve Muğla il sınırları içinde Yunan Bayrağı dalgalanıyor ve vatan topraklarında Yunan askerleri dolaşıyor. Buna seyirci kalanlar eninde sonunda bu ihanetin bedelini ödeyecektir.” Yunanistan Kara Kuvvetleri’nin o dönemdeki komutanı Korgeneral Athanasios Tselios ve Savunma Bakanı Yardımcısı Konstantinos Davakis, 4 Eylül 2013 tarihinde, Yunan işgali altındaki Kalolimnoz ve Bulamaç adalarını teftişe gitti. Türk karasuları içindeki adalara helikopterle inen komutan ile bakan, burnumuzun dibinde kurulan karakoldaki Yunan askerlerini ziyaret edip hatıra fotoğrafı çektirdi. Ziyaretin fotoğrafları, Yunanistan Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın internet sitesi­ne de konuldu.T 24
Erdoğan'ın Atamalarına CHP İtirazı
CHP, cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan'ın yeni görevinin YSK kararıyla kesinleştiğini savunup, Erdoğan'ın başbakan sıfatıyla yaptığı son atamalarının durdurulmasını talep etti. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığının, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) 15 Ağustos 2014 tarihli kararı ile kesinleştiğini, milletvekilliği ve başbakanlık görevlerinin bu tarih itibari ile sona erdiğini gerekçe göstererek, Erdoğan'ın başbakan sıfatı ile imzaladığı iki atama işleminin iptali için mahkemeye başvurdu. Tanal, Erdoğan'ın başbakan sıfatıyla imzaladığı Milli Savunma Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na yapılan iki atama işleminin iptali için dava açtığını belirterek, 'Halen Ankara'da yargıçlar var' diyoruz, yargıçlara güveniyoruz. Atama işlemlerinin iptal edileceğini umuyor, hukuk devletine yakışır bir vaziyette bir karar bekliyoruz' dedi. 'Anayasa'nın 101. maddesi gereği partisiyle ilişiği kesilir' TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nda da yer alan CHP'li vekil, başvurusunu Danıştay Başkanlığı'na sunulmak üzere İstanbul İdare Mahkemesi'ne yaptı. Tanal, mahkeme önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, Anayasa'nın 8'inci maddesinin yürütme organıyla ilgili yetkileri belirlediğini belirtirken, Anayasa'nın şu maddelerini hatırlattı: 'Anayasa'nın 6'ncı maddesinde 'Yetkisini Anayasa'dan almayan biri yetki kullanılamaz', 101. maddesinin son fıkrasında 'Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve TBMM üyeliği sona erer', 109. maddesinde 'Milletvekili olmayan birisinin başbakan olarak atanması mümkün değildir.' Turgut Özal dönemine atıf Turgut Özal'ın 1989'da cumhurbaşkanı seçildiğinde, dönemin başbakanlığı tarafından Danıştay'dan alınan istişari görüşü de anımsatan Tanal, 'Bir başbakan, cumhurbaşkanı seçildiği tarihten itibaren Anayasa'nın 101. maddesi uyarınca partisiyle ilişiği kesilir ve başbakanlığı sona erer, milletvekilliği düşer' ifadesinin yer aldığını söyledi. Tanal şöyle devam etti: 'Günümüze uyarladığımız zaman, YSK 10 Ağustos'ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi sonucunu 15 Ağustos 2014 tarihinde Meclis'e, Cumhurbaşkanlığına bildirir, halka duyurur, kendi sitesinde yayımlar. Bunu yayımladığı zaman ne olur? 15 Ağustos 2014 tarihinden itibaren cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekilliği, başbakanlığı düşmüştür. 15 Ağustos 2014 tarihinden itibaren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı olarak Anayasa'nın 86 ve devamı maddeleri uyarınca cumhurbaşkanı özlük haklarından yararlanır. 15 Ağustos 2014 tarihinden sonra Recep Tayyip Erdoğan, başbakan sıfatıyla üçlü kararname imzalayamaz, atama yapamaz; tüzük, yönetmelik imzalayamaz. Aksi takdirde bu tam hukuksuzdur, tam yetkisizdir, Anayasa'yı ihlal suçunu işlemiş olur. Resmi Gazete'de sonuçların bildirilmesi sadece bir bildirici işlemdir, kurucu işlem değil. Kurucu işlem milli iradenin tecellisiyle olur. YSK 15 Ağustos 2014 tarihinde ilan ettikten sonra bu, seçimin sonucudur.' AA
Ağrı Valisi: Hava Şehitleri Anıtı'nın Yıkılması Mümkün Değil
AĞRI Valisi Mehmet Tekinarslan, Belediye Başkanı Sırrı Sakık'ın Hava Şehitleri Anıt'ını ucubeye benzetmesi ve yıkılmasını istemesiyle ilgili olarak 'Hava Şehitleri Anıtı'nın bulunduğu yer 3 bin metrekarelik hazineye ait bir sit alanı. Burada herhangi bir işlem yapmak hukuken de mümkün değildir' dedi.DBP'li Belediye Başkanı Sırrı Sakık, geçtiğimiz gün Hava Şehitleri Anıtı'nın yıkılmasını isteyerek, 'O anıt, Kürtlerin gözünün içine sokulan bir anıttır. Bu acıları sen getirip, Kürt'ün gözünün içine sokarak o pervaneyi oraya dikersen valla ben o anıta manıta saygı duymam. Yetkim olursa aynı anda yıkarım. O anıt bir ucubedir' demişti. Vali Mehmet Tekinarslan, Başkan Sakık'ın bu sözlerine katıldığı bir düğünde cevap verdi. Vali Tekinarslan, anıtın tarihçesine değinerek 1939 yılında İran Şahı'nın düğün merasiminden dönen Diyarbakır hava filosuna ait bir uçağın Ağrı civarında düştüğünü ve iki pliotun da şehit olduğunu hatırlattı. Mehmet Tekinarslan, bu pilotların kesinlikle Ağrı Dağı'nda 1926-1930 yılları arasındaki çatışmalarda şehit olmadığını ve hava operasyonlarına katılmadıklarını söyledi. Tekinarslan ' Uçağın düşüş şekli, düştükten sonraki kalıntıları ve bu kalıntıların hangilerinin anıtta kullanıldığı bilgilerini Belediye Başkanımız Sayın Sırrı Bey ile paylaştım. Kendisi tabi bizim belediye başkanımız. Biz kendisine değer veriyoruz, samimi ve içten buluyoruz. Ancak gündeme getirdiği konuya bakış açısı kendi tercihi olabilir. Resmi kaynaklar dışında bu konuyla ilgili paralel bilgiler var. Oradan aldığı bilgilerle mi vatandaşlarımızla paylaşıyor ? Bu uçakların 1929'da düştüğü fikrini aklına kim soktu bilmiyoruz. Hava şehitleri anıtının bulunduğu yer 3 bin metrekarelik hazineye ait bir sit alanı. Burada herhangi bir işlem yapmak hukuken de mümkün değildir. Ben Sırrı Bey ile iki kez konuştum ve oranın durumunu anlattı. Türk Tarih Kurumu'ndan, Milli Savunma Bakanlığı'ndan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan buradaki anıtla ilgili tarihçeyi sorabilirler' diye konuştu.Vali Mehmet Tekinarslan, çözüm sürecini zedelememek için çok dikkatli davrandıklarını belirterek şöyle devam etti:'Burada özellikle çözüm süreci bağlamında bir tırnak kesmiyoruz, biz çok ciddi bir beyin ameliyatı yapıyoruz. Çözüm sürecinin burada etkili olmasıyla şehrimizin ve halkımızın hayatlarını her noktada olağan şekilde devam ettirmesi emeklerimizin de karşılığını aldığımızı gösterir. Ağrılı hemşerilerimiz de burada gereken özeni göstermiştir. Kendi kurumlarımız çerçevesinde biz tam yetkilerimize göre hareket etmek durumundayız. Çocuklarımızın geleceğinin, huzurunun bu tür siyasi polemiklerle zedelenmesini arzu etmiyoruz.'Milliyet
Milli 'Lazer Silahı' Projesinde İkinci Aşamaya Geçildi
Geliştirdiği yüksek teknolojili ürünlerle Türk Silahlı Kuvvetlerinin vurucu gücünü artıran Bilim, Sanayi Teknoloji Bakanlığı'na bağlı çalışan Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ( TÜBİTAK ), savunma sanayisinde devrim yapacak yeni bir projeye öncülük ediyor.TÜBİTAK'ın dünyada sadece sayılı ülkelerde bulunan lazer silahın geliştirilmesi için başlattığı projenin diğer ortakları ASELSAN ve Bilkent Üniversitesi . Savunma sanayisinde büyük devrim olacak lazer sistemi, TÜBİTAK'ın yüksek bütçeli çalışmaları arasında yer alırken, Milli Savunma Bakanlığı da projeyi yakından takip ediyor. Türkiye'nin önemli kurumlarını bir araya getiren proje için TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi ( BİLGEM ), TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ( MAM ), TÜBİTAK Ulusal Metroloji Enstitüsü ( UME ) ve Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi ( UNAM ) birlikte çalışıyor.Türk mühendisler, ülkelerin savunmasında geleceğin teknolojik silahı olarak tabir edilen ' lazersilahlar' için çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Yüksek GüçlüLazer Sistemi (YGLS) Projesi'nin bütçesi 120 milyon lira olarak planlanıyor. Bu yılın başında hız kazanan çalışmalarda birinci altı aylık dönem tamamlandı. Yüksek güçlü lazersistemlerinin yerli olarak geliştirilmesi için başlatılan projede, tasarım aşamasına geçildi. Proje için tedarik faaliyetleri devam ediyor.Dünyada sayılı ülkelerde var olan teknolojiyle 6 yıl içinde 2 ayrı lazer silah geliştirilmesi hedefleniyor. Proje yöneticisi kuruluş olan TÜBİTAK BİLGEM, proje sonunda kullanılabilecek 2 yüksek güçlü lazersisteminin, istenen teknik özelliklerde üretilmesinden sorumlu olacak. Lazer sistemi ile kara, deniz ve havada tehdit unsuru oluşturan hedefler algılanacak, takip edilecek ve lazerle etkisiz hale getirilecek. Yüksek Güçlü Lazer Sistemi Projesi kapsamında geliştirilecek silahlar; insansız hava araçları, seyir füzeleri ve havan mühimmatlarına karşı kullanılabilecek.Kaynak: AA