onedio

OHAL Haberleri

OHAL ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. OHAL ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

İzmir'de de OHAL Kararı
İzmir’de de İl Emniyet Müdürlüğü’ne il genelinde fiili 'olağanüstü hal' (OHAL) anlamına gelen bir haftalık arama kararı verildiği ortaya çıktı Ankara ve Kadıköy'de olduğu gibi İzmir için de OHAL anlamına gelebilecek bir karar verildiği ortaya çıktı. İzmir'in Konak ve Çiğli İlçelerinde polise 4 Nisan'a kadar 24 saat boyunca her türlü arama yapma yetkisi verildiği ortaya çıktı. Fatih Yağmur 'un radikal.com.tr'de yer alan haberine göre, İzmir’in Çiğli İlçesi için verilen kararda her türlü umuma açık yer ve çevrelerde üst araması, araç araması ve özel eşyalar da dahil arama yapılması için karar verildiği ortaya çıktı. Çiğli Kaymakamı Mustafa Arı tarafından verilen arama kararında alışveriş merkezleri, terminaller ve yollar gibi her alanda arama yapılması açıkça ifade ediliyor. Verilen kararda Çiğli İlçesi için, “11 Şubat 2014 Salı Günü Saat 08.00’den 5 Nisan 2014 Saat 08.00’e kadar arama kararının geçerli olduğu belirtildi. İzmir 22. Sulh Ceza Mahkemesi’nin verdiği arama kararının gerekçesi olarak ise PKK’nın eylemlerini arttıracağı istihbaratlarının olduğu gösterildi. İzmir Konak için verilen arama kararında ise 4-9 Mart tarihleri arasında arama kararının geçerli olduğu belirtildi. Arama kararında kişilerin özel kağıtlarının ve eşyalarının da aranması ifadesinin yer alması dikkat çekti. Bu kararın gerekçesinde ise Taksim Gezi olaylarının engellenmesi ve '17 Aralık' operasyonu çerçevesinde yapılması muhtemel eylemler olduğu ifade edildiT24.
Kız Arkadaşınızın Her Halini Görmemeniz İçin 23 Sebep
Bir erkek için sevgili dedin mi akan sular durur. Devlet su işleriyle herhangi bir alakası olmayan bu durum için her er kişinin sevdiceğine söylediği ; “Seni her halinle seviyorum” şeklinde bir tanımlaması vardır.Kız arkadaşını her haliyle sevmek sevebilmek her delikanlının harcı değildir. OHAL dediğimiz olağanüstü haller söz konusu olduğunda akan sular durur mu, gelin en komik fotoğraflar eşliğinde bir bakalım;
Taksim'de İç Güvenlik Paketi'ne Protesto
Mecliste görüşülmesine başlanan İç Güvenlik Paketi'ne karşı Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Birleşik Haziran Hareketi'nin (BHH) çağrısıyla binlerce kişi Taksim İstiklal caddesinde yürüdü.Eylem Türkiye saatiyle 17.00'de Taksim Tünel'de başladı.Yürüyüşe katılanlar, yasa tasarısını 'Hırsız katil Erdoğan', 'Faşizme karşı omuz omuza', 'İç güvenlik yasasına hayır' ve 'Bu daha başlangıç, mücadeleye devam' sloganlarıyla protesto etti.Gezi eylemleri sırasında başından yaralanan ve aylarca yoğun bakımda kaldıktan sonra ölen Berkin Elvan'ın annesi ve babası da eyleme katılanlar arasındaydı. Galatasaray meydanında bekleyen polis memurları, grubun Taksim meydanına çıkmasını engellemek için TOMA ve çelik kuvvet ile önlem aldı.Yürüyüşe şu anda İstanbul'da yapılan Avrupa Sol İkinci Akdeniz Toplantısı'na katılan Avrupa Sol partisi üyeleri de eşlik etti.
Burak Can Karamanoğlu Davası Başladı
Berkin Elvan'ın cenaze töreninin ardından Okmeydanı'nda çıkan olaylarda öldürülen Burak Can Karamanoğlu cinayeti ile ilgili olarak üçü tutuklu, biri firari toplam 5 sanıklı davaya başlandı.İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, ölen Burak Can Karamanoğlu'nun ailesinden kimse katılmazken, tutuklu sanıklar Oğuz K., Volkan G. ve Zafer Karadağ ile tutuksuz sanık Mustafa S. ve avukatları katıldı.Burak Can'ın vurulduğu silahı kullandığı iddia edilen sanık Oğuz K., sorgusunda, terör örgütü üyesi olmadığını belirterek, “Terörist hiç değilim. Vatanını milletini seven biriyim. Örgütün çağrısı üzerine orada bulunuyor değildim. Orada oturduğum için, olay tarihinde orada bulunmam normaldir' dedi.'KIZLARA HAVA ATMAK İÇİN HAVAYA ATEŞ ETTİM'Olay günü ilk olarak 18.00-18.30 sıralarında Burak Can'ı vuran silah ile kızlara hava atmak için 4-5 el havaya ateş ettiğini söyleyen Oğuz K., “Pınarbaşı kasabının önünde ateş ettim. Burası ölenin vurulduğu yerden 200 metre mesafededir. Yanımdaki arkadaşım Volkan G. de ateş etmek istedi. Silahı ona verdim. O da 2-3 el havaya ateş açtı' dedi.Saat 20.00 sıralarında aynı kasabın önünde yeniden birkaç el havaya ateş açtığını söyleyen Oğuz K., “Bir amacım olmaksızın, havam olsun diye ateş açtım. Saat 20.30-21.00 sıralarında yine havam olsun diye 2-3 el aynı kasabın önünde ateş açtım. Ateş ettiğim yer ölenin düştüğü yere uzaktır' dedi.Burak Can'ın saat 21.45 sıralarında vurulduğunu söyleyen Oğuz K., kendisinin 21.27 sıralarında olay yerinden aracıyla ayrıldığını, silahını da firari sanık Gökhan K.'ya verdiğini belirterek, “21.27'de olay yerinden ayrıldığıma dair kamera kaydı bulunmaktadır' dedi.'BURAK CAN'I GÖKHAN K. VURDU'Oğuz K., olay yerinden ayrıldıktan sonra kız arkadaşı ile birlikte gece 03.00'e kadar dolaştığını, ardından da evine gittiğini belirterek, “Diğer gün Gökhan'ın yanına gittim. Silahımı geri aldım. 1-2 gün sonra da silahı Zafer K.'ya sattım. 25 Mart'ta gözaltına alındım. Kendimi temize çıkarmak için Zafer'i arayarak silahın teslimini sağladım. Suç işleyen biri bunu yapmaz. Biz cezaevindeyken Gökhan K. bize avukat yolladı. Mahkemede ismini vermememizi istedi. Rahmetli Burak Can'ın ailesine başsağlığı diliyorum. Burak Can'ı vuran Gökhan K.'dır. Silahımı olay günü 21.27'de ona verdim, bir gün sonra da aldım. Adliye'de Burak Can'ın benim silahımla vurulduğunu öğrendim. Polis bana Gökhan'ı tanıyıp tanımadığımı sordu, korkudan tanımadığımı söyledim' dedi.'OĞUZ BİR ANDA SİLAHINI ÇIKARARAK ATEŞ ETTİ'Burak Can'ın öldürüldüğü silahla olay günü ateş ettiği öne sürülen bir diğer tutuklu sanık Volkan G. de, “Olay günü Oğuz bir anda silahı belinden çıkartarak birkaç kez ateş etti. Niye ateş etti, bilmiyorum. Kavga yoktu, olay yoktu, polis yoktu, kızlar vardı. Ben de istedim. Silahı verdi, 2 kez de ben havaya ateş ettim. Saat akşam 6,5-7 arasıydı. Oğuz birkaç dakika sonra yeniden havaya ateş etti' dedi.'GÖKHAN K. BENİ TEHDİT ETTİ'Firari sanık Gökhan K.'dan korktuğunu, bu nedenle hem kendisi hem de ailesi için koruma istediğini beyan eden Volkan G., “Oğuz'un o gece silahı Gökhan'a verdiğini gördüm. Karanlıktı, saati tam olarak hatırlamıyorum. Tahminen 20.00 sıralarıydı. Olaydan sonra da Gökhan silahın bana verildiğini bir yere söylememem için beni tehdit etti. Gökhan K. herkesi korkutur' dedi.26 Mart tarihinde gözaltına alındığını, örgütle işi olmadığını belirten Volkan G., “Burak Can'ın vurulduğu yeri bilmiyorum. Suçsuzum, tahliyemi istiyorum' dedi.Olayda kullanılan silahın Oğuz K. tarafından kendisine getirildiğini kaydeden tutuklu sanıklardan Zafer K., “Ben de silahı tamir etmesi için tutuksuz sanık Mustafa S.'ye verdim, satmadım ona. Korktuğum için polise silahı sattığımı söyledim. Silah ticareti yapmadım, bir silah tamiratı ne duruma getirdi beni. Suçsuzum, tahliyemi istiyorum' dedi.SANIK MUSTAFA S: BURAK CAN ARKADAŞIMDIDavanın tutuksuz sanığı Mustafa S. ise ölen Burak Can Karamanoğlu ile arkadaş olduğunu, 3 yıl aynı binada oturduklarını belirterek, “İstanbul'un OHAL'i Okmeydanı. Örgüt esnafa zorla kepenk kapattırır. Burak Can olayından sonra kendimizi korumak için silahı aldım. Orada tekstil işi yapıyoruz, kendi yerimiz var. Bu nedenle aldım silahı. Suçsuzum, beraatimi istiyorum' dedi.Duruşma sonunda, tutuklu sanıkların avukatları, müvekkillerinin tutukluluk halinin kaldırılmasını istedi. Ancak mahkeme, üç sanığın da tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.İDDİANAME...Berkin Elvan'ın cenazesinin kaldırıldığı 12 Mart tarihinde Okmeydanı'nda çıkan olaylarda, Burak Can Karamanoğlu silahla vurularak öldürülmüştü. Yapılan operasyonda, Oğuz K., Volkan G., Gökhan K., Zafer Karadağ ve Mustafa S. gözaltına alındı. Burak Can'ın vurulduğu silah da Mustafa S.'de ele geçirildi. Araştırmada, ruhsatsız silahın Oğuz K.'ya ait olduğu tespit edildi. Oğuz K.'nın, olaydan sonra silahı Zafer K.,'ya, Zafer K.'nın da Mustafa S.'ye sattığı tespit edildi. Oğuz K., daha sonra silahı olay gecesi Gökhan K.'ya verdiğini söyledi.Soruşturma sonucunda 5 kişiye dava açıldı. Oğuz K., Volkan G. ve Gökhan K. hakkında “Terör örgütüne üye olmak', “Örgüt adına eylem yapmak', “Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet', “Ruhsatsız silah bulundurmak' ve “Kasten cinayet' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Üç sanık, ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 12 yıl 9 aydan 52 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.Şüphelilerden Mustafa S. “Ruhsatsız silah bulundurmak' ve “Kasten adam öldürmek' suçlarından müebbet hapis ve 6 aydan 3 yıla kadar, Zafer Karadağ ise “Ruhsatsız silah ticareti'nden 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.DHA
Bankalar Somalı Madencilerden Faiz İstedi
Manisa'nın Soma ilçesindeki maden işçileri, 13 Mayıs’taki faciadan sonra ertelenen kredi borçları için 3 aylık gecikme faizi isteyen bankaları protesto ettiManisa’nın Soma ilçesinde madenciler, 13 Mayıs 2014’te, 301 işçinin hayatını kaybettiği faciadan sonra ertelenen kredi borçlarının üç aylık gecikme faiziyle birlikte istenmesini protesto etmek için yürüyüş yaptılar. CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel 'in de destek verdiği bir grup işçi, Beşyol madenci heykeli önünden yürüyerek bankaların önüne bozuk para attı.'Soma bir emekçi şehri'Cihan Haber Ajansı’ndan Ömer Çakmak ’ın haberine göre, bir kamu bankası önüne toplanan maden işçileri adına basın açıklaması yapan Eren Malkoç şunları söyledi:'Madenciler ve ailelerinin burada toplanmalarının nedeni, bankaların kredi ve kredi kartlarını üç ay erteleyip üç ayın sonunda toplu ödeme şekliyle geri istemeleri ve faiz uygulamasıdır. 13 Mayıs, kara gün olarak Somamıza ve tüm dünyaya büyük bir acı yaşattı ama bu acılar henüz daha bitmemişken bizleri, bazı konular ve bazı olumsuz olaylarla baş başa bıraktılar. Bu hem maddi hem de manevi olarak bizi ikilem içerisinde bırakmalarıdır. Bizler yerin derinliklerinde, bir avuç kömür için bir ömür verenleriz ama bu söz artık yerin derinliklerinde kalmayıp yerin üstündekiler de canımızı yakmaya başlamıştır. Bugünkü konumda 301 madenci şehidi vermiş Somamızda OHAL bölgesi ilan edilmesini istiyor ve bununla ilgili acil bir şekilde burada yaşayan halkın, vergiden muaf ve kredi borçlarının silinmesini talep ediyoruz. Soma, bir emekçi şehri. Soma'da yaşayan biz emekçiler, kıt kanaat geçimini sağlayan kişileriz. Bizler halen daha facianın psikolojik sorunlarını atlatamazken bizleri bir de bankaların yaratmış olduğu bu sorun daha da kötüye sürüklemektedir. Burada en çok mağdur olan taraf biz madencilerdik ama görünen o ki bizden daha çok mağdur olan taraf bankalarmış. Biz mağdur olduğumuz halde kendi aramızda toplamış olduğumuz bir miktar parayı bankaya bağışlayıp mağduriyetini gidermesi için huzurlarınızda bankaya teslim ediyoruz. Sayın devlet büyüklerinden de bu olayı dikkate almalarını istiyor, aksi takdirde yakın zaman içersinde düzelmezse, bizleri kaosun içinde yalnız bırakırlarsa daha büyük ve daha kalabalık kitleyle Ankara'ya yürüyeceğimizi buradan duyurmak istiyoruz.''Mayıs'ta herkes söz veriyordu'CHP Milletvekili Özel ise, 'Soma daha önce tarımı bitirilmiş, sanayi yatırımları yapılmamış, madenlere mahkûm bırakılmış, madende alın teri sökülmüş olan emekçilerin kenti olarak madenlere bağımlıdır. Somanın esnafı da, Soma'nın her kademesinde çalışan memuru da, Soma'daki herkesin aslında her biri de madencidir. Bugün görülüyor ki Soma'nın Somalıdan başka, madencinin de madenciden başka dostu yoktur. 13 Mayıs'ta ülke ve dünya büyük bir yasa büründüğünde herkes söz veriyordu. Özel bankalar kredileri erteleme, şehitlerimizin ailelerinin borcunu silme ve bütün madencilerimizin borçlarını faizsiz öteleme yarışına girmişti. Devlet bankaları bundan geri kalmadı ama bugün geldiğimiz noktada görüyoruz ki özel bankalar ve hepimizin gururu olması gerekirken her bir tuğlasında bu ülkede yaşamış herkesin alın teri olan, hakkı hukuku olan Ziraat Bankası da madenciye ötelediği borçları, faiziyle geri istemektedir. Bu bize iki şey gösteriyor. Bir, özel bankalar ki kapitalist sistemin, sömürünün en vahşi örneklerinden birinin Türkiye'de tüketici kredilerinde, kredi kartlarında, esnaf kardeşlerimize uyguladıkları ticari kredilerin acımasız faizlerinde göstermiştir. Bugün de kan emiciliklerini madenciler üzerinde göstermektedir. İkinci nokta, devleti yönetenlerin gerek Ziraat Bankası gerekse bankacılık sistemiyle o acımasız sistemle yüz yüze bırakması, sahip çıkmamasıdır. Size bir hususu arz etmek isterim. Elimde bir kanun teklifi var. Meclis'in kayıtlarına geçti. Hazırladığım yedi maddelik kanun teklifiyle şunu öneriyoruz. Sadece kazaya uğrayan maden ve şirkette çalışanlar değil, tüm Soma ve bugün Zonguldak'ta işsiz kalanlar, Şırnak'taki madenlerde hayatını verenler, geçtiğimiz günlerde Balıkesir İvrindi'de güvensiz koşullarda çalışırken hayatını kaybedenler, kısacası maden iş kolunda yer altı yer üstü ayrım olmaksızın yan yardımcı şirketler olmak üzere çalışan Türkiye'deki 50 bin maden emekçisi için bir kanun teklifi verdik. Şu ana kadar bankalara, özel ve kamu bankaları ayırmaksızın olan bütün borçların bir yıl süreyle tamamen ertelenmesini, yapılmış tebligatların, başlatılmış icra işlemlerinin geri çekilmesini, borçların bir yıl süreyle faizsiz olarak 36 taksite bölünmesini, burada oluşacak masraf veya faiz varsa bunun Hazine tarafından karşılanmasını öneriyoruz' şeklinde konuştu.Soma'da 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın ardından, bankalar, Somalı işçilerin kullandığı kredilerin 3 ay boyunca erteleceğini ve faiz borcu almayacaklarını açıklamıştı.T24
'AKP Hükümeti IŞİD'den Desteğini Çekene Kadar Direniş Sürecek'
HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan , kentte ilan edilen sokağa çıkma yasağının karşılığının OHAL olduğunu söyledi.Nursel Aydoğan, Diyarbakır'da yaşananlara ilişkin T24'e yaptığı değerlendirmede, 'Türkiye’nin her tarafından çevik kuvvet getirildi. Tanklar da askerde şehrin ana noktalarında bekliyor. Bu görüntü, OHAL tablosudur. Önemli olan zaten işin özüdür.'Sokağa çıkma yasağına ilişkin sık sık duyuru yapıldığını anlatan Aydoğan, ara sokaklarda halkın dışarıda olduğunu söyledi. Emniyet’in uyarısına rağmen gençlerin Kobanê direnişini sürdüreceklerini söylediklerini ifade etti.Aydoğan, halkın AKP hükümetinin IŞİD’den desteğini çekeceğini ifade edinceye kadar direnişi sürdürme kararlığını dile getirdiklerini vurguladı.HDP’nin bazı milletvekilileri sınırda sıfır noktasında adeta nöbetteler. Suruç’a sığınan Kobanê halkının ihtiyaçlarıyla ilgili çalışmalar yürütüyor.Meclis İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Van Milletvekili Kemal Aktaş , sınırda yaşananların bile tek başına insan hakları ihlali olduğunu söyledi.Kobanê’deki gelişmelerin netleşmesinden sonra kapsamlı bir inceleme başlatıp hak incelemesi yapacaklarını söyledi. Aktaş, IŞİD güçlerinin frenlendiğine ilişkin bilgiler geldiğini ifade etti.Kemal Aktaş’la sınırın sıfır noktasında olan Hakkari Milletvekili Adil Zozani , IŞİD’in püskürtülmesine tanıklık ettiklerini belirterek, “Bir iki gün içinde Kobanê IŞİD çetelerinden temizlenmiş olacak sanırım” diye konuştu.Örgütün kırılma noktasında olduğuna dikkat çeken Zozani, “Kobanê’nin kurtulması demek Kürdistan halkalarının ve Ortadoğu halkalarının kurtulması demek” dedi.
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
Son yaşananlar Kürt sorunu denilen meselenin ne kadar karmaşık olduğunu bir kez daha gösterdi. Her şey kontrol altında derken olaylar sürecin kırılgan zeminde ilerlediğini ortaya koydu. Peki tüm bunlar neden oldu? Olaylar neden bir anda kontrol dışına çıktı... Türkiye Kobani’den uzak durmaya çalışırken neden Kobani bir anda ulusal bir mesele haline geldi?Olaylara aktüel siyaset üzerinden bakıp Kobani üzerine yoğunlaşılabilir. Ancak büyük resimde farklı dinamikler var. En başta Kürt sorunu artık uluslararası bir sorun ve büyük güçler denkleme dahil olmak istiyorlar. Şimdi gelin önce görünen, sonra görünmeyen faktörleri analiz edelim.
Almanya Dediğiniz Hitler’in Nazi Almanya’sı Mı?
CHP’den Davutoğlu’na yargı paketi tepkisi: Amacınız tüm muhalifleri, CHP ve MHP’lileri cezaevine koymak mı?Hükümetin alelacele TBMM’den geçirmeye çalıştığı yargı paketine tepki gösteren CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na, “Almanya dediğiniz Hitler’in Nazi Almanya’sı mı? Amacınız tüm muhalifleri, CHP ve MHP’lileri cezaevine koymak mı? - Bu paketle getirmek istediğiniz düzenlemelerin Hitler Almanya’sı, Nazilerin özel muhafız birliği SS ve gizli polis Gestapo’nun uygulamaları ile aynı olmasının gerekçesi nedir? Gestapo’ların ‘koruyucu gözaltı’ uygulaması ile sizin getireceğiniz ‘önleme gözaltısı’nın farkı nedir?” diye sordu.CHP’li Umut Oran, Başbakan Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi verdi. Oran önergesinde, 'Hükümetinizce hazırlanan, ancak AKP milletvekillerince yasa teklifi adı altında Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu dahil çok sayıda kanunda köklü değişiklikler öngören 35 maddelik yargı paketi 14 Ekim 2014 tarihinde TBMM’ye sunuldu. Pakette, savunma hakkının kısıtlanması, anayasal suçlarda şüpheli veya sanığın bütün mal varlığına el konulabilmesi, arama kararı için somut delil yerine “makul şüphenin” yeterli olması ve sulh ceza hâkiminin Türkiye’nin her yerinde operasyon yapabilmesi düzenlenmektedir” dedi. Oran, Davutoğlu’na şu soruları yöneltti:Kastettiğiniz Nazi Almanya’sı mı?- Bu paket için sürekli Almanya örneğini vermenizin gerekçesi nedir? Bu açıklamanızla Hitler dönemi Nazi Almanya’sını mı kastediyorsunuz?Amacınız CHP ve MHP’yi saf dışı bırak mı?- Bu paketle amacınız, muhalefette olup da meşru yollardan iktidara gelmeye çalışan CHP ve MHP gibi partilerin yöneticilerini, üyelerini polis ve istihbarat personeline izletip saf dışı bırakıp, cezaevine koymak mıdır?- Bu paket aynen yasalaştığı takdirde Anayasal suç bahanesiyle AKP karşıtlarının tamamının iletişimlerinin polis tarafından dinlenilip izlenmesine yol açmayacak mı?- Somut delil yerine “makul şüphe” ile tutuklama sadece AKP karşıtlarına, muhaliflere mi uygulanacak?Gestapo ve SS’den farkı nedir?- Bu paketle getirmek istediğiniz düzenlemelerin Hitler Almanyası, Nazilerin özel muhafız birliği SS ve gizli polis Gestapo’nun uygulamaları ile aynı olmasının gerekçesi nedir? Gestapo’ların “koruyucu gözaltı” uygulaması ile sizin getireceğiniz “önleme gözaltısı”nın farkı nedir?- Bu pakette yer alan her bir düzenlemenin Alman mevzuatındaki karşılığı nedir?Yasalara 12. Cumhurbaşkanı mı karar veriyor ?- Selefinizin açıklamaların hemen üstüne bu paketin hazırlanması karşısında TBMM’nin hangi yasayı çıkaracağına 12. Cumhurbaşkanı mı karar vermektedir?Sıkıyönetim, OHAL’e dönüş- Sulh ceza hâkiminin tek başına Türkiye’yi kapsayacak operasyon kararı alabilmesi Devlet Güvenlik Mahkemesi, Özel Yetkili Mahkeme’lere verilmiş olan yetkiyle aynı değil midir? Türkiye bu paketle sıkıyönetim, OHAL yargı düzenine dönmüş olmayacak mı?- Böylesine köklü bir düzenlemeyi neden ilgili tüm kurumların görüşünü alarak yasa tasarısı şeklinde TBMM’ye sunmadınız? Paketi, içeriği nedeniyle mi yasa teklifi olarak TBMM’ye sundunuz?Venedik Komisyonu’na aykırı- Temel hak ve özgürlükleri kısıtlayacağı eleştirileri getirilen bu düzenleme için AB normlarıyla uyum açısından AKP veya Başbakanlık olarak Avrupa Birliği Venedik Komisyonu’ndan herhangi bir görüş aldınız mı, böyle bir girişiminiz oldu mu? Fasıllar açılmaz!- Avrupa Parlamentosu’nda Yargı ve Temel Haklar ile ilgili 23. Fasılla ve Adalet, Özgürlük ve Güvenlik başlıklı 24. Fasılların açılması yönünde girişimlerin olduğu bilinmektedir. Bahse konu yeni yargı paketi ilgili fasılların açılmasını tehlikeye düşürmez mi, bu konuda herhangi bir önlem aldınız mı, aldığınız önlem varsa bunlar nelerdir?
Tunceli'de 'PKK Mezarlığı' Gerginliği; Kente Giriş-Çıkış Yasaklandı
Tunceli'deki Pülümür Vadisi'nde yaptırılan 'PKK Mezarlığı'nın bugün açılacağı haberleri üzerine Tunceli Valiliği ikinci bir emre kadar kente giriş ve çıkışları yasakladı. Kente gelen araçlar, güvelik güçlerince geldikleri yöne geri gönderilirken, bu kararın olumsuz bir durumda sicillerin zarar görmesini önlemeye yönelik olduğu belirtildi.İçişleri Bakanlığı'nın onayı ile Tunceli Valiliği'nce alınan bu karar tepki gösteren Tunceli Belediye Başkanı DBP'li Mehmet Ali Bul, bölgede güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmada ölen örgüt mensupları için yaptırılan PKK Mezarlığı'nın açılışının engellenmesi amacıyla 7 ilçe ile çevre iller ve Pülümür Vadisi'ne giden tüm yolların asker ve polis panzerleriyle kapatıldığını söyledi.Tunceli'ye 30 kilometre uzaklıkta bulunan Pülümür Vadisi'ndeki Alacık Köyü yakınlarında yaptırılan PKK Mezarlığı'nın bugün açılmasının planlandığını kaydeden Mehmet Ali Bul, kentte olağanüstü hal uygulaması yapıldığını öne sürdü. Tunceli Belediye Başkanı Bul, şunları söyledi:'Bugünkü durum 1990'lara dönüştür. Bütün yollar asker ve polisler tarafından kapatılmış. Vali Yardımcısı ile yaptığımız görüşmelerde kararın İçişleri Bakanlığı tarafından alındığını söyledi. Görüşmeleri sürdürüyoruz. Bu durum barış sürecine hiçbir biçimde hizmet etmiyor. İnsanların seyahat özgürlükleri hukuksuz olarak ellerinden alınmış durumda. OHAL döneminde bile böylesine bir yasak alınmamıştı. Umarım Valilik bu kararından kısa sürede döner ve kente giriş çıkışlar serbest bırakılır. Biz mezarlarımızı ziyaret etmek için oraya gitmeye çalışacağız.'1990'LI YILARI GERİDE BIRAKTIDBP İl Başkanı Ergin Doğru, bu sabah erken saatlerden itibaren bütün yolların askeri ve polis araçlarıyla kapatıldığını belirterek, 'İzmir'den bile çevik kuvvet getirilmiş' dedi.Bu uygulamayla 1990'lı yılların bile gerisine gidildiğini ileri süren Doğru, 'Bu konuda muhatap bulamıyoruz. Böyle bir yasak; akıl ve mantık işi değil. Barış sürecinde insanlar mezarlarını ziyaret edemiyorsa, barış bunun neresinde? Umarım kısa sürede bu karardan vazgeçilir ve insanlar özgür bırakılır' diye konuştu. DHA
Tunceli'ye Giriş-Çıkış Yasağı
Tunceli'de mezarlık gerginliği yaşanıyor. Çatışmalarda hayatını kaybeden PKK'lılar için Pülümür'de yaptırılan mezarlığa açılış yapılacağı bilgisi üzerine, Tunceli valiliğinin kente giriş ve çıkışları yasaklandı.Tunceli'deki Pülümür Vadisi'nde yaptırılan 'PKK Mezarlığı'nın bugün açılacağı haberleri üzerine Tunceli Valiliği ikinci bir emre kadar kente giriş ve çıkışları yasakladı. Kente gelen araçlar, güvelik güçlerince geldikleri yöne geri gönderilirken, bu kararın olumsuz bir durumda sicillerin zarar görmesini önlemeye yönelik olduğu belirtildi.İçişleri Bakanlığı'nın onayı ile Tunceli Valiliği'nce alınan bu karar tepki gösteren Tunceli Belediye Başkanı DBP'li Mehmet Ali Bul, bölgede güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmada ölen örgüt mensupları için yaptırılan PKK Mezarlığı'nın açılışının engellenmesi amacıyla 7 ilçe ile çevre iller ve Pülümür Vadisi'ne giden tüm yolların asker ve polis panzerleriyle kapatıldığını söyledi.Tunceli'ye 30 kilometre uzaklıkta bulunan Pülümür Vadisi'ndeki Alacık Köyü yakınlarında yaptırılan PKK Mezarlığı'nın bugün açılmasının planlandığını kaydeden Mehmet Ali Bul, kentte olağanüstü hal uygulaması yapıldığını öne sürdü. Tunceli Belediye Başkanı Bul, şunları söyledi:'Bugünkü durum 1990'lara dönüştür. Bütün yollar asker ve polisler tarafından kapatılmış. Vali Yardımcısı ile yaptığımız görüşmelerde kararın İçişleri Bakanlığı tarafından alındığını söyledi. Görüşmeleri sürdürüyoruz. Bu durum barış sürecine hiçbir biçimde hizmet etmiyor. İnsanların seyahat özgürlükleri hukuksuz olarak ellerinden alınmış durumda. OHAL döneminde bile böylesine bir yasak alınmamıştı. Umarım Valilik bu kararından kısa sürede döner ve kente giriş çıkışlar serbest bırakılır. Biz mezarlarımızı ziyaret etmek için oraya gitmeye çalışacağız.'1990'lı yıları geride bıraktıDBP İl Başkanı Ergin Doğru, bu sabah erken saatlerden itibaren bütün yolların askeri ve polis araçlarıyla kapatıldığını belirterek, 'İzmir'den bile çevik kuvvet getirilmiş' dedi.Bu uygulamayla 1990'lı yılların bile gerisine gidildiğini ileri süren Doğru, 'Bu konuda muhatap bulamıyoruz. Böyle bir yasak; akıl ve mantık işi değil. Barış sürecinde insanlar mezarlarını ziyaret edemiyorsa, barış bunun neresinde? Umarım kısa sürede bu karardan vazgeçilir ve insanlar özgür bırakılır' diye konuştu.HDP'li Çelik: Anayasal suç işleniyorPKK mezarlığının açılışı nedeniyle Tunceli'ye giriş çıkışların yasaklanmasının ardından kent girişindeki önlemlerde sürüyor. Tunceli-Erzincan ve Tunceli-Elazığ karayollarında jandarma ve polis tarafından birçok noktada barikatlar kurularak araç giriş ve çıkışlarına acil durumlar hariç izin verilmiyor. Aynı şekilde Tunceli'nin 7 ilçesinde de giriş ve çıkışlar yasak kapsamına alındı. Elazığ'a giderek buradan uçakla başka illere seyahat edecek bazı vatandaşların da ilden çıkamadığı için biletlerini iptal ettirmek zorunda kaldığı belirtildi. Tunceli Valiliği, yasağın ne zaman kalkacağı konusunda henüz bir açıklama yapılmadı.HDP Muş Milletvekili Demir Çelik, kente gelerek polis ve jandarmanın önlem aldığı bölgede gazetecilere açıklama yaptı. İnsanların hiç bir yere gidemediğini ve asla kabul edemeyecekleri bir manzaranın bulunduğunu söyleyen Çelik, 'Şu an Dersim genelinde anayasal bir suç işleniyor. İnsanların seyahat etme özgürlüğü elinde alınmış durumda. Valilik bu hakkı vatandaşın elinde alma hakkını kendisinde görüyor ve kesinlikle bir anayasa ihlali söz konusu. Bu durumu kabul etmiyoruz, protesto ediyoruz ve kınıyoruz. Bu konuyu barışçıl bir çözüme kavuşturmak için Tunceli Valiliği'ni aradım Vali ile görüşmek istedim ancak şu ana kadar telefonuma çıkmış değil. Buradaki güvenlik birimleri sadece sınırlı sayıda çok az bir partili ve şehitlikte yakını bulunan bazı kişilerin gidebileceğini söylüyor. Ancak 12 Eylül döneminde yaşanmayan durumlar yaşanıyor. Böyle bir uygulama günümüz Türkiye'sine asla yakışmıyor' dedi.Vali: Karar İçişleri Bakanlığı'na aitHDP Milletvekili Demir Çelik, daha sonra görevli polis müdürünün telefonundan kendisini arayan Tunceli Valisi Osman Kaymak ile kısa bir görüşme yaptı. Görüşmenin ardından açıklama yapan Çelik, 'Şimdi vali ile kısa bir görüşme yaptım. Kararın İçişleri Bakanlığı'na ait olduğunu söyledi. Kararı veren İçişleri Bakanı da olsa, Başbakan da olsa insanların seyahat özgürlüğünü kısıtlamak faşizmdir. Bu hukuk devletiyle izah edilebilecek bir durum değildir. İnsanlar cenazesini istediği şekilde defneder, sahip çıkar. Dini vecibelerini yerine getirme hak ve özgürlüğü anayasal bir haktır. Bunu çiğneyen devletse biz bu devletin otoriterizmine itiraz edeceğiz, isyan edeceğiz. Hakkımızı da kazanmanın bir yoluna bakacağız. Polis noktasında geçiyoruz ancak Vali, jandarmanın izin verip vermeyeceğini bilmediğini söyledi' dedi.Milletvekili Çelik, beraberinde Tunceli Belediye Başkanı Mehmet Ali Bul, Yardımcısı Nurhayat Altun ile birlikte izin verilen 4 araçla birlikte PKK mezarlığına gitmek üzere hareket etti.Çelik ile birlikte bölgeye gitmek isteyen gazetecilere ise izin verilmedi. Görevli polisler, gazetecilerin de yasak kapsamında olduğunu belirterek, izin veremeyeceklerini söyledi.Tunceli'de yasak 24 saat daha uzatıldıTunceli'de bugün açılışı yapılacağı belirtilen PKK mezarlığı nedeniyle İçişleri Bakanlığı'nın aldığı kente giriş ve çıkış yasağının 24 saat uzatıldığı belirtildi. DBP'lilerin yarın saat 11.00'de mezarlığa gidip açılış yapacağını açıklaması üzerine İçişleri Bakanlığı'nın yasağı uzattığı öğrenildi.HDP Muş Milletvekili Demir Çelik, Tunceli'ye giriş- çıkışa izin verilmemesi nedeniyle özel izinle Pülümür'e gitti. Çelik, Alacık Köyü'ndeki PKK Mezarlığı'na gidişlerine izin verilmediği için kentte geri döndü.Kente giriş ve çıkışlara yasak getirilmesini aralarında Milletvekili Demir Çelik, Belediye Başkanı Mehmet Ali Bul'un da bulunduğu yaklaşık 700 kişilik grup, Sanat Sokak üzerinde toplanıp Seyit Rıza Meydanı'na yürüyerek kararı protesto etti. Sloganlar atılan yürüyüşün ardından ilk konuşmayı yapan DBP Tunceli İl Başkanı Ergin Doğru yaptı. Doğru, mezarlıkta yarın saat 11.00'de açılış yapacaklarını belirterek, 'Buradan açıklıyoruz hiçbir kimse bizi engelleyemez. Şehitlerimize onların dik duruşlarına hiçbir zaman saygısızlık yapmayacağız. Buradan askere de polise de ilan ediyoruz; Yarın saat 11.00'de halkımızla birlikte şehitliğimize giderek açılışını yapacağız' dedi.HDP Muş Milletvekili Demir Çelik, HDP merkez yönetimi ile Tunceli Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü yetkilileri yaptığı görüşmede mezarlığın bugün açılışı için anlaştıklarını öne sürdü. Çelik, anlaşmaya rağmen iyi niyet gösterilmediğini ileri sürerek, 'İş, İçişleri Bakanlığı'na, Başbakanlığa havale edilerek halkın meşru demokratik hakkı gasp edilmiştir. Biz anayasal ve yasal olarak seyahat etmenin, cenazeyi sahiplenme hakkına sahibiz. Bu haklarımız Türkiye Cumhuriyeti'nin faşist zihniyeti tarafından alıkonulmuş, gasp edilmiştir. Kınıyorum. Gün boyu Vali ile İçişleri Bakanı ile olan görüşmelerimizde iyi niyet göstermelerini istediysek de onlar kaygılarını, kuşkularını değil düşman hukukunu bize kusmuşlardır' dedi.Basın açıklamasının ardından yürüyüşe katılanlar olaysız dağıldı. Öte yandan Tunceli'ye ise çevre illerden polis takviyesi yapıldığı öğrenildi.CNN Türk