onedio

Okan Buruk Haberleri

Okan Buruk ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Okan Buruk ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Galatasaray-Beşiktaş Derbisinde Kazanan Çıkmadı: 1-1
Süper Lig'in 8.haftası RAMS Park'ta heyecan dolu bir derbi oynandı. Galatasaray'ın ev sahipliğinde oynanan derbide karşılıklı goller vardı. Hakemin kırmızı kartına başvurduğu karşılaşmada iki takım da pozisyonlar üretti. Deplasmanda üç puan için maça çıkan Beşiktaş kendisini öne geçiren golü Abraham'la buldu. Rafa Silva'nın savunma arkasına hareketlendiği pozisyonda Davinson kırmızı kart görürken Galatasaray eştliği getiren golü ikinci yarının başında İlkay'la buldu.Maçta karşılıklı ataklar gol getirmedi ve maç bu skorla bitti.
Galatasaray-Beşiktaş Derbisinde Yedek Kalan Mauro Icardi Isınmaya Çıkmadı
Süper Lig’in 8. haftasında Galatasaray ile Beşiktaş kozlarını paylaştığı maçta Icardi'nin yedek kalması gündem oldu. . Rams Park’ta oynanacak mücadele öncesi yaşanan gelişme, taraftarlar ve basın arasında şaşkınlık yarattı. Teknik direktör Okan Buruk, Liverpool maçının ardından Beşiktaş derbisinde de Arjantinli yıldız Mauro Icardi'yi yedek başlattı.  Mauro Icardi'nin ise bu karara tepkisini sahaya çıkmayarak gösterdiği iddia edildi.
Galatasaray-Beşiktaş Derbisinde İlk 11'ler Belli Oldu
Dev derbiye dakikalar kala Okan Buruk ve Sergen Yalçın'ın ilk 11'leri belli oldu.RAMS Park'ta 20.00'de başlayacak maça artık dakikalar kaldı. Galatasaray ve Beşiktaş'ta oynayıp oynamayacağı merak edilen isimlerden Osimhen ve Abraham ilk 11'de başlıyor. Yasin Kol'un hakemliğinde oynanacak maç beIN Sports 1 ekranlarından yayınlanacak.
Erman Toroğlu'ndan Yedek Kalan Mauro Icardi ile İlgili Sert Eleştiriler
Galatasaray’ın yıldız golcüsü Mauro Icardi, son haftalarda beklenmedik bir şekilde yedek kulübesine çekildi. Arjantinli futbolcu, hem Şampiyonlar Ligi’ndeki Liverpool karşılaşmasında hem de Süper Lig’de Beşiktaş’a karşı oynanan derbide teknik direktör Okan Buruk’un tercihiyle yedek başladı. İki maçta da ısınmaya dahi çıkmayan Icardi’nin bu durumu taraftarların dikkatinden kaçmadı. Sosyal medyada “Icardi krizi mi var?” yorumları yapılırken, yıldız golcünün moralinin bozuk olduğu da gözlerden kaçmadı. Ekol Sports ekranlarında Erman Toroğlu da bu konuya değindi. Toroğlu, 'Icardi'nin suratını gördün mü? Çarşamba pazarı. Fenerbahçe aleyhine twit at... Göbek olmuş şöyle, kalça olmuş böyle... Galatasaray taraftarı da alkışlıyor.'
İsmail Kartal'dan Emenike Cevabı
Fenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, 1-0 kazandıkları Gaziantepspor maçının ardından açıklamalarda bulundu.İsmail Kartal'ın açıklamaları şu şekilde'Hafta başından beri ben ve ekibim rakibi analiz ettik, zor geçeceğini biliyorduk. Maç her iki takım lehine de sonuçlanabilirdi. Biz kazandık, bunun için oyuncularımı tebrik ediyorum. Baktığınız zaman bu ligde her an her şey olabiliyor. Bunun olmaması için mücadele ettik. Gaziantepspor takımı iyi hazırlanmış, onları tebrik ederim, onlar da kazanabilirdi. İki takımın da pozisyonları vardı.'EMENİKE OLAYIBir soru üzerine Emenike olayını da değerlendiren İsmail Kartal, 'Ben de futbol oynadım, zaman zaman böyle gerginlikler olabilir, öfke olabilir, maçtan sonra oturulup konuşulur, birbirimize sarılırız. Sonra işimize bakarız. Bu tip olaylar dünyanın en büyük takımlarında oluyor olmaya devam edecek. Oyuncular bana güveniyor ben de onlara güveniyorum, onları çok seviyorum. Çok çalışıyoruz, her şeyin daha iyi olması için çalışıyoruz. Açık ve net konuşmam gerekirse, bir hamle yapacaktım, düşüncelerim içinde Emenike, Kuyt, Diego birini çıkarmak vardı. Bir hamle yapacaktım, tercihimi o an gerginlik olunca Emenike'den yana kullandım. Hem oyuna müdahale etmek, hem Emenike'yi korumak için bu kararı verdim' şeklinde konuştu.PENALTI HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜOkan Buruk'un 'penaltı değildi' şeklinde görüş belirttiğinin hatırlatılması üzerine ise sarı-lacivertli çalıştırıcı, 'Penaltı pozisyonunu daha izlemedim, ama unutulmasın ki bizim ilk maçımızda da penaltı verilmedi, hatta o pozisyon kırmızı kartmış. Bütün kamuoyu böyle kabul etti. O gün biz de kaybedebilirdik. Biz hakemlerimize güveniyoruz, izlemediğim için bu pozisyon hakkında yorum yapmayacağım' diye konuştu.skorer
“Beşiktaş'tan Önce Hayatımın Amacı Yoktu”
Beşiktaş’ın 33 yıllık malzemecisi Süreyya Soner’in belgeseli çekiliyor: “Güzel Adam Süreyya”. Beşiktaş macerasından önce Yeşilçam’da çalışan Soner o günleri hatırlattığımızda, “Beşiktaş olmasa ben hayatta evlenmezdim. Beşiktaş’tan önce hayatımın amacı yoktu. Beşiktaş’ta işe başlayınca düzene girdik” diyorBeşiktaş’ın yeni formalarının tanıtıldığı Reklam filmini izlemişsinizdir. Emeğe yaptığı vurguyla sadece Beşiktaşlıların değil, tüm futbolseverlerin gönlünü fetheden bu reklamın yıldızı Süreyya Soner’di. Beşiktaş’ın 33 yıllık malzemecisi Süreyya Soner, hayatını anlatacak belgeselin heyecanını yaşıyor şimdi. Gökçe Kaan Demirkıran’ın yönettiği belgeseli yakın bir zamanda izleyeceğiz. Biz de belgeselden önce Süreyya Soner’le bir söyleşi yaptık. Hem Soner’in anılarını konuştuk hem de belgeseli...Sizi en son Beşiktaş futbol takımının yeni sezon formaları için hazırlanan reklam filminde gördük. Neler hissettiniz?Sadece bir kere izledim. Kendimihiç seyretmem ben.Nasıl oldu bu reklamda rol almanız?Yöneticiler söyleyince oldu. Yöneticiler söylemeseydi olmazdı zaten.Bir de belgeseliniz çekiliyor...Bir gün İnönü Stadı’nın müdürü Turgut Bey çağırdı beni. “Bir arkadaş seninle görüşmek istiyor” dedi. Ben de kabul ettim. “Neden?” diye sordum, “Belgesel için” dedi. “Ne belgeseli müdürüm?” dedim. Arkadaş geldi, Turgut Bey tanıştırdı bizi. “Gökçe Kaan Demirkıran” dedi. Gökçe de “Abi, senin belgeselini çekmek istiyorum” dedi.Ben de şaşırdım.“Yılmaz Güney bana hayatı öğretti”Zorladınız mı Demirkıran’ı, yoksa hemen kabul ettiniz mi?Çok zorlamadım. Kabul ettim hemen. İlk önce altyapıdan bir çocuğun babası Kitap yazmamı istemişti. Onu kabul etmemiştim, Gökçe yönetimden izin alınca kabul ettim. Bir de “Üniversite öğrencisiyim” filan deyince dayanamadım. Çünkü ben okumadım. Bu yüzden de okuyanlara büyük saygı duyuyorum. Babam denizaltı subayıydı, okumamızı çok istemişti ama okumadım.Hemen iş hayatına mı atıldınız?Okumadığım için babam matbaaya verdi. Oradan başladık işte.Yeşilçam maceralarınız da var sizin...Benim arkadaşlarım hep Yeşilçam’daydı. Gide gele alıştık. Ama hep günlük işler yapıyorduk. Adam olmadığı zaman arayıp “Süreyya gel, film var. Mersin’e ya da Adana’ya gideceğiz iki günlüğüne” diyorlardı. Set işçiliği yapıyordum. Arkadaşlar da seviyordu beni. Böyle böyle birçok sette çalıştım devamlılık olmadığı için. Her artistle tanışmış oldum. Bir ara 9-10 günlük bir çalışmamız oldu Gebze’de. “Süreyya gel, adam yok fakat adam gelince yollarız” dediler. Yılmaz Güney’in “Kahreden Kurşun” filmini çektik. Yılmaz Güney’den çok şey öğrendim ben.9-10 günde hayatı öğretti bana.Beşiktaş’a nasıl “transfer oldunuz” diye sorayım...1981’di. Yedinci ayda altyapıda çalışmaya başladım. Ziya Doğan getirdi zaten beni. Bir maç esnasında tanışmıştık. Ahmet Abi vardı, daha sonra rahmetli oldu, o A takımındaydı. O ayrılınca ben geçtim A takımına. Şeref Stadı’ndaydık o zaman. Zor şartlar, her yer çamur. Makine yok, ufak merdaneli makineler var sadece. Formaları yıkamak zor...“Futbolcular Türkçe öğreniyor, ancak öyle anlaşıyoruz”Hiç aklınıza gelir miydi bunun 30 yıllık bir macera olacağı?Hayatta gelmezdi. Ben sigortalı bir iş arıyordum. Yeşilçam’da iyi para alıyordum ama sigorta yok. Yevmiye alıyoruz sadece.O zamanlar evli miydiniz?Bekardım. Beşiktaş olmasa ben evlenmezdim. Düşünmezdim bile.Beşiktaş’tan önce gelecek konusunda endişeli miydiniz? Bu yüzden mi evlenmeyi düşünmediniz?Tabii. Ev yok, sigorta yok.. Beşiktaş’tan önce hayatımın amacı yoktu açıkçası.Sizin futbolcularla aranız hep iyi oldu...Benim herkesle aram iyidir.Nedir bunun sırrı? Yabancı diliniz var mı?Ben ilkokulu yedi senede bitirdim. Onlar Türkçe öğreniyor, ancak öyle anlaşıyoruz. Ya da tercüman arkadaşlar yardımcı oluyor.Nasıl hazırlık yapıyorsunuz maçlardan önce?Beş ya da altı saat önce gidiyoruz. Hiç kriz yaşamadık. Allah göstermesin. Yalnız değilim. Arkadaşlarım da var. Defalarca kontrol ediyoruz malzemeleri. Armalara, reklamlara, numaralara sürekli bakıyoruz. Futbolcu sahaya çıkana kadar kontrol altında malzemeler.Kaç takım formayla gidiyorsunuz maçlara?Fazla götürürüz. Garantiye alıyoruz. Disiplinli çalışıyoruz.“En son ne zaman evde yemek yedim hatırlamıyorum”Tertipli, düzenlisiniz. Ev hayatına da yansıyor mu bu alışkanlık?Benim ev hayatım yok. Sabah 5.30’da yola çıkıyorum. İdman olsun olmasın çıkarım evden.Ailenizi görebiliyor musunuz?Akşam çay içmeye gidiyorum eve. En son ne zaman evde yemek yedim, hatırlamıyorum.Çok da geziyorsunuz tabii. Kaç ülke gördünüz?Hiç bilmiyorum. Ben otelden sahaya, sahadan otele giderim. Zaten malzemeleri başıboş bırakmıyoruz, çalınır çünkü.Eskiden maç sırasında da soyunma odasında duruyordunuz güvenlik amacıyla, değil mi?Tabii. Güvenlik, polis yok. Kapıyı kırıp eşyaları çalarlardı. Küçük bir radyom vardı, maçın kaç kaç olduğunu oradan öğreniyordum. Sonradan güvenlik gelince maçları izlemeye başladık. Benim işim soyunma odasında, sahada değil. Futbolcuların takıları var, telefonu var, pasaportu var...“Süleyman Seba evlenip ne yapacaksın dedi”Süleyman Seba ile aranız nasıldı?İyiydi. Arada giderdik, görmek için. Bizi görünce “Maaşları almaya mı geldiniz?” derdi. “Baba” derdim ben ona bazen. Çok eskiden “Baba ben evleneceğim” dedim. “Tamam, tamam... Sen evlen gerisi kolay. Ama evleneceksin de ne yapacaksın?” dedi. Kendi bekardı tabii. Bekar olmasına rağmen hiç yalnız kalmadı. Arkadaşları hiç yalnız bırakmadı. Arkadaşlıklarıçok sağlamdı.Evliliğinizde destek oldu mu?1991-92 sezonuydu. Cumartesi şampiyon olduk, pazar gününe düğün salonu tuttu Rıza (Çalımbay) Beşiktaş’ta. Ben de iş olsun diye Başkan’a, “Başkanım evleneceğim ama takım elbisem yok. Bir maaş ikramiye ver de elbise alayım” dedim. “Süreyya daha üç aylığımı almadım” dedi. “Ama” dedi sonra, “Benim mağazam var, oraya git. Beş taksit de, yedi taksit de yaparlar.” Ben de “Başkanım ne taksiti, daire mi alıyoruz” dedim. Beşiktaş’ın parasından vermezdi, kendi parasından verirdi.“15 senedir maçlara geliyorum hep yedeksin”Antalya’da Efes Kupası’nda Galatasaray ile oynuyorduk 2006’da. Tribünler yedek kulübesine yakın. Bir taraftar bir ayağını kulübeye atmış diğeri tribünde, elinde bayrak bağırıyor. Tam yanımızda. Tigana’ya bağırıyor “Değişiklik yap” diye. Tayfur Havutçu’ya “Yaşlandın. Gençlere bırak artık” diyor. Okan Buruk’a “Git Galatasaray’da oyna” diye bağırıyor. Sergen’e “At yarışı oyna” diyor. Sergen’in yanında Murat Şahin var. O “Abi sıra sana geliyor” dedi. Ben de kalktım, “Herkes rahatsız oluyor. Sus. Polis çağıracağım yoksa” dedim. Şöyle bir baktı, adımı da bilmiyor herhalde, “Ulan bıyıklı” dedi, “15 senedir maçlara geliyorum, hep yedeksin. Ne oynadığın bile belli değil. Sağda mı oynuyorsun solda mı? Kiralık da mı vermiyorlar?” Yedek kulübesi dağıldı gülmekten. Yıllar sonra biri tweet attı bana, Twitter hesabım var benim de... “Süreyya Abi babamı tanıdın mı?” demiş. Baktım, tanır gibi oldum. O taraftar babasıymış. Ben de tweet attım, “Baban futbolcu sandı. Sen de doktor mu sanıyorsun?” dedim.“Oğlum 2.5 ay isimsiz kaldı”Sene 1991. Eşim hamile. Biz de Kıbrıs’a kampa gittik. Gittiğimizin ikinci günü çocuğum dünyaya geliyor. Hanım aradı “Adını ne koyalım?” dedi. Ben de “Maçlar başlasın da ilk gol atan futbolcunun adını veririz” dedim. Elbet Metin, Ali, Feyyaz’dan biri gol atacak.Milliyet
'Duruşunu Tarif Etme, Dur Emre'
Ligde geride kalan haftayı değerlendiren Uğur Meleke'ye göre, Emre Belözoğlu her olaydan sonra duruşunu tarif etmeye çalışmaktan ve kendisi hariç herkeste sorun aramaktan vazgeçmeli.Mehmet Topal var olduğunda değil, yok olduğunda hissedilen bir adam. Fenerbahçe-Eskişehir maçının ilk yarısında sahada olmadığı halde en çok hissedilen Mehmet'ti garip bir şekilde. Maçın kaderine direkt tesir eden Emre'nin atılması ise, bence gördüğü sarı kartla değil, 46'da Mehmet Topal'ın girişiyle başladı. Çünkü Mehmet girerken çıkan Meireles değil, Emre olmalıydı...Eskişehir'in sezon başından beri aradığı hücum organizasyonunu bulduğu maçtı sanırım Kadıköy'deki. Erman Kılıç, Serdar Özkan, Mirkan, Mori, Sissoko, Ömer'in hepsi denendi, ama hiçbiri tam olarak oturmadı Erkan Zengin'in etrafına. Nihayet Kadıköy'de hücumda Ömer-Mori ikilisinin uyumu ve sağda Sissoko'nun kuvveti, ideale yakın bir görüntü sergiledi.“Emre bir kez daha meşhur Temel fıkrasında olduğu gibi otobanda herkesin ters yönden geldiğini iddia ediyor, oysa belki de tek ters yönde olan kendisi! Kendisi dışında herkeste sorun arıyor, bütün dünyanın kendisinin karşısında olduğunu iddia ediyor, oysa açıkça, bariz bir biçimde o bütün dünyanın karşısında maalesef...”50'de Ömer çıkana kadar, Eskişehir savunması sık sık uzun oynadı ve bu atılan uzun toplara birlikte yükselen Mori-Ömer ikilisi ciddi üstünlük kurdular rakiplerine. Ertuğrul Sağlam takımlarının savunmadan uzun çıkışlarına alışık değilizdir ama görünen o ki bu oyuncu kadrosuyla bu santrforlarla zaman zaman uzun topu da denemeliler.Tabii ilk yarıda Eskişehir'e net pozisyonları getiren tek unsur uzun toplar değildi, orta sahayı da adeta yürüyerek geçti Kırmızı siyahlılar. Bu noktada da Fenerbahçe'de Mehmet Topal'ın eksikliği bariz biçimde hissedildi. İsmail Kartal orta sahayı üçlü kurmuş, Mehmet'in görevini Emre'ye vermişti Kadıköy'de. Ama 34'lük Emre, ilk yarıda Mehmet'in atletik performansından çok uzak kaldı. Hücumları karşılamakta yetersizdi, zaten bu yüzden de sinirlendi, agresifleşti...Zaten bence Fenerbahçe'nin Emre krizi de bu noktada başladı. İsmail Kartal'ın devre arasında Mehmet'i sokması doğruydu ama bence çıkan isim son haftaların en formda adamı Meireles değil, Emre olmalıydı. İkinci devrede 4-4-2'ye dönüş, Eskişehir orta sahasında Lawal ve Sissoko'nun çok kuvvetli adamlar olması Emre'yi iyice yıprattı ve sonra malum kartlar geldi zaten.Tabii ki Emre'nin gördüğü kartların sebebi asla sportif sebepler değil. Sakın yanlış anlaşılmasın. Emre bir kez daha meşhur Temel fıkrasında olduğu gibi otobanda herkesin ters yönden geldiğini iddia ediyor, oysa belki de tek ters yönde olan kendisi! Kendisi dışında herkeste sorun arıyor, bütün dünyanın kendisinin karşısında olduğunu iddia ediyor, oysa açıkça, bariz bir biçimde o bütün dünyanın karşısında maalesef...Ve ne acı ki, her yanlışından sonra çıkıp yine aynı şeyleri anlatıyor, kendisine karşı bir algı manipülasyonu olduğunu iddia ediyor. Hareketlerini açıklamaya, duruşunu tarif etmeye çalışıyor... Oysa Emre'nin –tabii ki psikolojik destek almak dışında- yapması gereken tek şey var: Duruşunu tarif edip durma Emre, sadece dur... Sen düzgün durursan, zaten hiçbir zaman duruşunu tarif etmek zorunda kalmayacaksın...Özkalfa, büyük maç yönetecek sakinlikte değil...Tolga Özkalfa, Süper Lig'in yeni hakemlerinden biri değil. Çok uzun süredir hayatımızda olan, 37 yaşını doldurmuş tecrübeli bir hakemimiz. Kural bilgisi ile adaletiyle ilgili söylenebilecek bir şey yok. Lakin en önemli sorunu, müsabaka tansiyonu yükseldiğinde sakin kalamaması. Ki bu özellik, büyük maç yönetmek için olmazsa olmaz bir özellik.Birer birer kararlarını irdelemeyeceğim, zaten bunun kimseye bir faydası yok. Ama Tolga Özkalfa'nın hâlâ büyük maçlarda görevlendirilmesinin nedenine değinmek lazım: Zira o bir FIFA hakemi. Üstelik de geçtiğimiz hafta taktı kokartı koluna.Bir hakemin 37 yaşında FIFA kokartı takması zaten başlı başına absürt... Hakemliğinin bitmesine sekiz yıl kalmış, bu hakem ne zaman üç kategoriyi atlayacak da elit olacak da büyük maç yönetecek, imkan ihtimal dışı! Almanlar İngilizler ilk kokart takma yaşını 30'un altına çekmeye çalışırken, bizim 37 yaşında bir hakeme kokart takmamız gerçekten çok acı.Üstelik Özkalfa'nın kokart takmış olmasının nedeni de süper yetenekleri, süper fizik kalitesi filan değil... Sadece iyi İngilizce bilmesi! Ne yazık ki bu çağda hâlâ FIFA listesine yazacak yedi tane İngilizce bilen hakem bulamıyoruz.Hakemlikle ilgili esas problemimiz de bu zaten. Verdikleri yanlış kararlar filan değil. Alttan iyi hakem de yetiştiremiyor oluşumuz...“Biliç, dünyanın en iyi teknik adamı değil. Dünyanın en iyi taktisyeni, ya da dünyanın en yeteneklisi de sayılmaz asla. Belki maçların sonunu getirmekte de büyük güçlük çekiyor... Ama Biliç, Beşiktaş için en doğru teknik adam. Çünkü kulüple hoca arasında bir hedef birliği, bir kariyer birliği, bir seviye birliği sağlanmış.”Tebrikler Okan Hoca'ya...Haftanın dikkat çekici bir diğer performansı da bir zamanlar Emre'nin süper bücür ekürisi olarak anılan Okan Buruk'tan geldi...Geçtiğimiz sezon son anda kümede kalmış, teknik direktörü Sergen Yalçın'ı kaybetmiş, 15 oyuncu göndermiş, 15 oyuncu almış; eklektik bir futbolcu grubuyla, takım görüntüsünden çok uzak bir Gaziantepspor teslim aldı Okan Hoca... Ama gerek takımda adalet duygusunu çabuk tesis etmeyi başarması, gerek gençlere güveniyle çok iyi bir performans sergiledi ilk 11 haftada...84'lü İbrahim Akın kenarda otururken, 94'lü Emre Nefiz'le başlayabiliyor Galatasaray önünde. Sezona üç santrforla giriyor, biri 92'li Muhammet, biri 95'li Serhan, biri de 96'lı Oğulcan. Gençlere bu denli güven verince, takımda deneyimli olanın değil sadece iyi olanın formayı alacağına inandırınca, bireysel performanslar da yükseliyor zaten. Galatasaray önünde de iyi futbollarını sürdürdüler, büyük rakiplerinden daha fazla topa sahip oldular ama Muhammet'in sakatlığında santrforsuz oynayınca sonuca gidemediler.Galatasaray'daysa galibiyete rağmen sıradanlığın değiştiğini söylemek zor. Belli ki Hamzaoğlu'nun bu sıradanlığı tamir etmek için çok çalışması gerekecek.Biliç, transferde de kalpleri kazandıBiliç, dünyanın en iyi teknik adamı değil. Dünyanın en iyi taktisyeni, ya da dünyanın en yeteneklisi de sayılmaz asla. Belki maçların sonunu getirmekte de büyük güçlük çekiyor... Ama Biliç, Beşiktaş için en doğru teknik adam. Çünkü kulüple hoca arasında bir hedef birliği, bir kariyer birliği, bir seviye birliği sağlanmış. Kulüple hocanın nabzı aynı, tansiyonu aynı, heyecanı aynı. Üstelik Biliç, sadece camiayla sağladığı gönül birlikteliği ve karizmasıyla değil, transferdeki başarısıyla da takdiri hak ediyor bugünlerde...İtiraf edeyim, Atiba transfer edildiğinde meseleye çok şüpheci bakmıştım... Hırvat basını geçmişte Biliç'i kendi çalıştığı menejerlik şirketinden oyuncuları milli takıma çağırmakla suçlamıştı; herhalde o önyargının da etkisiyle Hilbert'in gidişinin hemen ardından Atiba'nın gelişine hiç olumlu bakmamıştım. Fena halde yanıldım ve ben de şu sıralar Atiba'nın hayranlarından biriyim itiraf etmek gerekirse.Transfer başarısını Demba Ba tercihinde de, Sosa tercihinde de gösterdi Biliç Hoca. Doğrusu Türkiye'ye bir Kanadalı, bir Senegalli, bir de Arjantinli getirip hepsinden yüzde yüz verim almak çok önemli bir transfer başarısı. Şimdi doğrusu Beşiktaş'ın hangi sağ beki alacağını da merakla bekliyorum; hem Serdar yine Serdarlığını yapmaya başladığı için, hem de artık Biliç'in doğru tercih yapacağına ben de bütün kalbimle inandığım için...Trabzon bildiğiniz gibiTrabzon Yanal'la başlattığı harika serisini Gençlerbirliği önünde de rahatlıkla sürdürdü. Evet Ersun Yanal gerçekten de iyi bir teknik adam ama son derece talihli olduğunu da eklemek gerek başarısına.Çünkü Fenerbahçe'nin başına geçtiğinde de Aykut Kocaman'dan hazır bir takım devralmış, üstünde pek fazla oynama yapmadan, tempo artırarak daha arzulu bir ekip üretmişti sadece. Şimdi Trabzon'da da Halilhodzic'ten bence hazır bir takım teslim aldı. Transferler doğru yapılmış. Oyuncu kalitesi çok iyi. Kondisyon yerinde. Kadro genişliği, bolca rotasyonla sağlanmış. 18-20 hazır kıta adam var. Halilhodzic sadece bir iskelet takım ortaya koymakta, bir 11 netleştirmekte çok geç kalmıştı, onu da Konya önünde Bonnevay yaptı!Tebrikler Yanal. Hazır takıma daha da fazla enerji kattığı için. İskelet 11'i Bonnevay'den teslim alıp hiç oynamadan sürdürdüğü için. Amerika'yı yeniden keşfetme hatasına düşmediği için. Artık şampiyonluğun en güçlü iki-üç adayından biriler kesinlikle.Uğur Meleke, Milliyet GazetesiKaynak: Al Jazeera
Okan Buruk: "Faul Değildi"
Spor Toto Süper Lig'de Galatasaray ile kendi sahasında 0-0 berabere kalan Gaziantepspor'da teknik direktör Okan Buruk, maçın ardından açıklamalarda bulundu.Galatasaray karşısında oldukça iyi mücadele ettiklerini ifade eden Buruk, 'Özellikle ilk yarıya baktığımız zaman maça hakim olan taraf bizdik, oyunun gidişatı bize yönelikti. Galatasaray pek pozisyonu yoktu, devre arasında da oyuncularıma biraz daha inanmamız gerektiğini söyledim, daha kalabalık gidebilirdik. İkinci yarıda ise zaman zaman oyundan düştük ve kontrolü Galatasaray'a verdik. Hakem takdir haklarını Galatasaray'dan yana kullandı ancak yediğimiz golden önceki hareket de faul değildi' dedi.HAKEM 'FAUL YOKTU' DEDİ!Golden önceki pozisyonda faul yoktu. Bunu kenardan biz de gördük. Hatta kenarda Suat hoca(dördüncü hakem) faul olmadığını söyledi. Öte yandan verilmeyen sarı kartlar da vardı. Bunların olmaması gerekiyor. Çıkıp oynamak gerekiyor. Küçöük hesaplarla böyle şeyler yapmanın lüzumu yok.Sporx
Okan Buruk: "Kazanmayı Hak Etmedik"
Gaziantepspor Teknik Direktörü Okan Buruk,Beşiktaş'a yenildikleri karşılaşmanın ardından samimi açıklamalarda bulundu.İyi oynayamadıklarını itiraf eden Okan Buruk, 'Çok mücadele etmemiz gerekiyordu. Ligin en formda takımıyla oynadık. Beşiktaş ligin en değişken, en yaratıcı takımı. Beraber hareket etmemiz gerekiyordu, bunu zaman zaman yaptık. İlk yarının en net pozisyonunu yakaladık. Mustafa'nın pozisyonu gol olsa, bu gol bize güven verebilirdi. Top bizdeyken oyunu yönlendirebilecek oyuncu sıkıntımız hep var. Yine aynı sorunu yaşadık' dedi.Gökhan Töre'nin dirsek pozisyonuyla ilgili konuşan Buruk, 'İlk yarıda kaçan net fırsatın yanı sıra Gökhan Töre'nin kırmızı kart pozisyonu var. Kaçırdılar diyelim, göremediler diyelim. Bizim için iki tane dönüm noktası oldu bunlar. Beşiktaş bizden daha iyi oynadı. Beşiktaş'a kaybetmek şu sıralar normal ama biz kaybetmek istemiyorduk. Planlarımızı yapamadık. 1-0'dan sonra da yüklenmemiz lazımdı. Kolay zaman geçirmeler, yere yatmalar arttı. Hakemler de buna müsade etti. Kazanmayı hak etmedik. Maç bize dönebilirdi ama bunu hak edecek bir şey yapmadık' diye konuştu.Şampiy10