onedio

Oruç Haberleri

Oruç ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Oruç ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Zilhicce Ayı Nedir, Ne Demek? Zilhicce Ayı  Ne Zaman Başlayacak?
Zilhicce ayı Müslüman dünyası için önemli bir ay olarak kabul edilir. Zilhicce'nin anlamı, hac ve kurban olmak üzere iki ana ibadeti kapsaması nedeniyle İslam dünyası için mühimdir.  Hem hac hem de kurban ibadeti gerçekleştirilen bu ay, 'hac ayı' olarak bilinir.  Vatandaşlar, Zilhicce ayı ne zaman? sorusunu araştırmaya başladı. Peki, Zilhicce ayı nedir, ne demek? 2022 Zilhicce ayı ne zaman, hangi güne denk geliyor? Zilhicce ayının önemi nedir? İşte 2022 Zilhicce ayı...
Sevgiliye Hediye Edilecek En Güzel 10 Kitap
İnsanoğlu’nun kısacık yaşamında aradığı yegane şey sevgi ve bu anlamlı duygu yerini bulduğunda karşınızdaki kişiye dünyaları vermek istemeniz son derece anlaşılır bir duygu. Çoğu zaman hepimizsevgiliye hediye fikirleri bulmak konusunda zor anlar yaşayabiliriz, bunun için sevgilinize hediye edebileceğiniz en güzel 10 kitap adlı bir makale hazırlamaya karar verdim.Hediye alırken erkek sevgiliye hediyeve kadın sevgiliye hediye diye iki ayrı kavram olsa da sanırım bu “kitaplar” için geçerli değil, aşağıda sizler için hazırladığım listenin çok güzel duygular ile karşılık bulmasını diliyorum.
SPK'da Başkan Yardımcıları ve Daire Başkanları Görevden Alındı
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), bugün gerçekleştirdiği kurul toplantısında dört başkan yardımcısından üçünün ve 12 daire başkanından 11′inin görevlerinden alınmasına karar vererek yerlerine yeni atamalar gerçekleştirdi.Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), bugün gerçekleştirdiği kurul toplantısında dört başkan yardımcısından üçünün ve 12 daire başkanından 11'inin görevlerinden alınmasına karar vererek yerlerine yeni atamalar gerçekleştirdi. SPK'dan yapılan resmi açıklamada, değişikliklerin 'yönetimde görülen lüzum üzerine' yapıldığı kaydedildi. ATANAN İSİMLERYeni görevlendirmelerle birlikte Kurul Başkan Yardımcıları Tevfik Kınık, Ayşegül Ekşit, Bora Oruç ve İ. Ömer Gönül'den oluştu. Daire Başkanları ise Uğur Yaylaönü, Gül Ertan, Enver Usca, Fatma Akgün Olum, Hasan Seyman, Esra Ada Vural, Yusuf Kaya, Ali İhsan Güngör, Emre Önyurt, Ahmet H. Halaçlıoğlu, Yalçın Ay ve Hüseyin Emre Üzer oldu.Haber Türk
Acil Müdahaleye Giden Hemşire, Ağabeyinin Cesediyle Karşılaştı
BURSA’da odun ve talaş yakılarak ısıtılan tarihi Oruçbey Hamamı’nı işleten 46 yaşındaki İsmail Varol ile kendisini ziyarete gelen komşusu 80 yaşındaki Mehmet Durdu Özcan ölü olarak bulundu. Varol ve Özcan’ın karbonmonoksit gazından zehirlenerek öldüklerini belirlendi. İhbar üzerine olay yerine gelen 112 Acil Servis ekibinde görevli hemşire Şehriban Şentürk ölenlerden İsmail Varol’un ağabeyi olduğunu görünce gözyaşlarına boğuldu. Merkez Osmangazi ilçesi Hisar Mahallesi Oruçbey Sokak’ta bulunan Sultan 2’nci Murat devrinde, Kara Timurtaş Paşa’nın oğlu Oruç Bey tarafından yaptırılan tarihi Oruçbey Hamamı işleten babası İsmail Varol, geceyarısı olmasına rağmen eve gitmedi. Merak eden oğlu 25 yaşındaki Orhan Varol, hamama gidince babası ile birlikte komşuları Mehmet Durdu Özcan’ın cesetleriyle karşılaştı. İhbar üzerine gelen polis ekipleri odun ve talaş yakılarak ısıtılan Oruçbey Hamamı kapılarının kapalı olmasından dolayı yayılan karbonmonoksit gazından etkilenen İsmail Varol ve Mehmet Durdu Özcan’ın dışarı çıkmak isterken kapıyı açamayınca öldüğünü belirledi. Polis ekipleri tarafından çağırılan 112 Acil servis ekibinde görevli hemşire Şehriban Şentürk ölen kişilerden İsmail Varol’un ağabeyi olduğunu görünce gözyaşlarına boğuldu. Birlikte çalıştıkları arkadaşları tarafından teselli edilen Şehriban Şentürk’ün haber vermesi üzerine olay yerine gelen yakınları sinir krizleri geçirdi. Cumhuriyet Savcısı’nın olay yerinde yaptığı incelemenin ardından İsmail Varol ve Mehmet Durdu Özcan’ın kesin ölüm sebeplerinin belirlenmesi için cesetleri otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu Morgu’na kaldırıldı. DHA
Ateistler: Mezarlık Tahsis Edilmeli, Krematoryumlar Açılmalı
Ateizm Derneği, belediyelerden ateistler için mezarlık yeri tahsis edilmesini, isteyenler için krematoryumlar açılması gerektiğini istedi. Ateizm Derneği, “Türkiye’de İnanç Özgürlüğü Kapsamında Görüş ve Önerilerimiz” başlıklı rapor hazırladı. Ateizm Derneği, Ceza Kanunun 216. Maddesinin değiştirilmesi, zorunlu din dersleri, yasal statü, cenaze defin işlemeleri konusunda önerileri var. Dernek, belediyelerden mezarlık yeri tahsis edilmesini istedi. Uygar Gültekin ’in Agos’taki haberine göre, Türkiye’de ilk kez dernek çatısı altında örgütlenen ateistler, ilk kez ateistlerin karşılaştığı sorunları ve çözüm önerilerini yüksek sesle dile getirdi. Ateizm Derneği, Ceza Kanunun 216. Maddesinin değiştirilmesi, zorunlu din dersleri, yasal statü, cenaze defin işlemeleri konusunda önerileri var. Dernek, belediyelerden mezarlık yeri tahsis edilmesini istedi. Ateizm Derneği tarafından hazırlanan raporun önemli başlıklarından biri Ceza Kanun 216. Maddesine ilişkin. Maddenin 3. Bendinde yer alan “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” ifadesinin muğlak bir suç tanımı olduğuna dikkat çekiyor. Maddenin uygulanmasında ‘kamu barışının bozulması’ şartının dikkate alınmadığı belirtilen raporda, gayrimüslim ve ateistlerin aleyhine kararlar çıktığı belirtildi. Yasanın bu haliyle kalmasının İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ndan ağır tazminat cezalarına neden olacağı uyarısında bulunuldu. Rapor yasanın inançsızları da kapsayacak şekilde demokratikleşmesi gerektiği belirtilen raporda bu konuda iş birliğine hazır olunduğu çağrısında bulunuldu. Raporda, zorunlu din dersleri uygulamasında gayri Müslimlerden ve Alevilerden çok daha fazla mağduriyet yaşandığı belirtildi. Raporda, “Bir Hıristiyan ya da bir Musevi, mensup olduğu dinin deşifre olmasını kabul ettiği takdirde zorunlu din dersinden muaf tutulabilirken, bir ateistin -deşifre olmayı göze alsa bile- zorunlu din dersinden muaf tutulması maalesef mümkün olmamaktadır. Zorunlu din dersi konusunda ailelerin kararına güvenilmeli, çocuklarının din dersinden muaf tutulması konusunda öğrenci velisinin okul yönetimine sözlü beyanı yeterli hale gelmelidir. Bu durumda hem azınlık ailelerin dini inancı açıklamaları zorunlu tutulmayacak, hem de hangi dinden olursa olsun çocuklarının zorunlu din dersinden muaf tutulmasını talep eden ailelerin isteği göz ardı edilmemiş olacaktır. Çocuklarının geleceğine, alacakları dini eğitime karar vermek, devletin değil, ailelerin tasarrufuna bırakılmalıdır” önerisinde bulunuldu. Rapor, atesitlerin yasal statüsü konusundaki sorunlara da dikkat çekiyor; “Bilindiği gibi din ve inanç, genetik aktarımla, biyolojik olarak nesilden nesile geçen bir özellik değildir. 0 (sıfır) yaşındaki bir bebeğin salt ailesinin dininden dolayı, x bir dine mensup olduğunu varsayan devlet, taraf olduğu BM çocuk hakları sözleşmesini ihlal etmektedir. Çocukta doğuştan var olmayan bir inancın, çocuğun kimliğindeki din hanesine yazılması, çocuğun yasal statüsünü tanımlamakta ve kendi dini tercihlerini seçmesini yavaşlatmakta ya da engellemektedir. Buna ek olarak deist, agnostik ya da ateist bireylerin de felsefi hayat görüşleri yasalar tarafından tanınmamakta, hiçbir yasal statüleri olmadığı için de gerek eğitim hayatında, gerek iş hayatında ve sosyal yaşamda, gerekse defin işlemlerinde mağdur edilmektedir” Yasal statü konusunda öneriler şöyle; Kişilerin doğuştan x bir dine mensup olduğunu varsayan anlayış değişmeli, T.C nüfus cüzdanlarındaki din hanesi, çocuklar reşit olana kadar boş bırakılmalıdır. 18 yaşını doldurmuş her yurttaş, istediğinde ya da gerek gördüğünde bireysel başvurusunu yaparak din hanesine istediği dini/mezhebi ya da inancı yazdırabilmelidir. Devlet sadece azınlık vakıfları ve dernekleriyle değil, Ateizm Derneği, İnanç Özgürlüğü Girişimi gibi STK'larla da müzakere etmeli, mevcut yasal düzenlemelerin demokratikleştirilmesi ile ilgili uluslararası ateist/seküler kurumlarla işbirliği yapmalıdır. Dinsizliği ve/veya Ateizmi bir tür aşağılama aracı olarak kullanılmasına, inançsızlara karşı nefret suçu işlenmesine yönelik gerekli yasal düzenlemeler ivedilikle yapılmalı, bu tür nefret suçu işleyenlere karşı yasal işlem başlatılmalı ve caydırıcı hukuki yaptırımlar düzenlemelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı dindarlar ve dinsizler arasındaki ayrımcılığı besleyecek açıklamalardan kaçınmalı, örneğin ramazanda oruç tutmayan ailelerin toplumsal linç kampanyasına maruz kalmasına karşı hoşgörüyü teşvik eden açıklamalar yapmalıdır. Dinsiz/Ateist olduğunu açıklamış olan bireylere karşı hakaret, basın yoluyla hedef gösterme, iş hayatında ya da okulda ayrımcılık yapan ve bunu teşvik eden kişilerle ilgili yasal düzenleme yapılmalıdır. Rapor ayrıca cenaze ve defin işleri konusunda da önerileri var. Belediyelerin dinsizlere ve ateistler için mezarlık alanı oluşturması önerisinde bulunuldu. Defin işlemleri konusunda raporun önerileri şöyle; Dinsiz ve ateist (non-teist) bireylerin ölümlerinden sonra bedenleriyle ne yapılacağı konusunda öncelikle kendi vasiyetleri esas alınmalıdır. Sadece dinsiz ve ateistler için değil, toplumun her kesimi için organ ve kadavra bağışını teşvik edici kampanyalar düzenlenmelidir. Türkiye’nin hemen her bölgesinde aktif krematoryumlar açılmalı, öldükten sonra yakılmak isteyen bireylerin vasiyetleri kendi istekleri doğrultusunda yerine getirilmelidir. Küllerinin mezarlıkta muhafaza edilmesini ya da ailelerine teslim edilmesini isteyen bireylerin taleplerinin yerine getirilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Mezarlık tahsisi işi, din ve inanç özgürlüğü kapsamında, devletin tarafsızlık ve çoğulculuğu gözetme sorumluluğunu esasına göre yapılmalıdır.T24
14 Maddede İTÜ'lü Olmak
İTÜ'nün efsane rektörüdür. Rektör gibi rektördür. Her öğrencide cep telefonu numarası bulunan rektördür. İtü Webmail'den gönderilen e-postalara bir saat içinde yanıt verebilen rektördür. Öğrencilerin çoğundan atılan maillere cevap yazması hatta altına hiç bir ünvan soyisim filan yazmadan muhammed yazıp yollaması ile gönlümü çalmıştır yorumları alınan rektördür.
Ramazanda Kalbini Yoran 8 Hatalı Alışkanlık
İftar sonrasında ardı ardına sigara ve çay içmek… Çok hızlı yemek yemek… İftar sofrasından kalktıktan sonra spor salonuna koşmak.. Sahura kalkmamak.. Sağlıklı kişileri bile olumsuz etkileyen bu hatalı alışkanlıklar, kalp hastalarında çok ciddi tablolara yol açabiliyor. Örneğin nefes darlığı, ritim bozuklukları, hatta kalp krizi gibi...Ramazan ayı boyunca öğün sayımız ve yeme düzenimiz aniden değişiyor. Bu durum da vücut dengesinin bozulmasına neden olabiliyor. Günlük alınması gereken enerji, protein, vitamin ve mineral oranları Ramazan ayında da değişmemesine rağmen, bu ayda üç öğün olan günlük beslenme iki öğüne düşüyor ve kırmızı et, pide, hamur işleri, tatlı tüketimi artıyor. Tüm bu durumlar da sağlıklı insanlarda bile problemlere neden olabilirken özellikle kalp ve tansiyon hastalığı olanlarda ritim bozukluğu ve kalp krizi gibi ciddi sağlık problemlerine yol açabiliyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Fatih Duhan Bayraktar, Ramazan ayında kalbimizi yoran 8 hatalı alışkanlığımızı ve bunların yol açtığı sağlık sorunlarını sıraladı. 1- Hata:Doktora danışmadan oruç tutmak Kronik hastalığı olan kişiler ramazan ve oruç öncesi mutlaka doktorlarının kontrolünden geçmeli ve oruç tutmayı planlıyorlarsa onay almalı. “Kronik hastalığı olan herkes oruç tutamaz” demek doğru değil. Örneğin günde tek doz alınan bir antihipertansif ilaçla tansiyonu kontrol altına alınan bir hasta, Ramazan ayında ilaç saatini sabitlemek, tuz tüketimini kısıtlamak, yeteri kadar sıvı tüketmek, ağır ve aşırı miktarda yemeklerden kaçınmak koşuluyla oruç tutabilir. Ancak bu durumda olan kişilerin oruç tuttukları dönemde hergün düzenli tansiyon takibi yapmaları ve tansiyonda düşme yada yükselme eğilimi görmeleri durumunda mutlaka doktorlarına başvurmaları öneriliyor. Çok sayıda ilaç kullanan yeni kalp krizi geçirmiş hastalar, ciddi kalp yetersizliği olanlar ise oruç tutmamalı. 2- Hata: Su yerine gazlı, tuzlu veya şekerli meşrubat içmek İftarda yemeğe başlamadan önce 1 veya 2 bardak su içmek gerekiyor. Tüm gün kaybedilen sıvının yerine konulması ve doygunluk hissinin oluşması bakımından bu çok önemli. Gazlı içecekler ise diyaframın kalbe bası yapmasına, bunun sonucunda da ritim bozukluklarına ve nefes darlığına neden olabiliyor. Tuzlu içecekler de kan basıncında yükselmelere yol açabiliyor. Şekerli içecekler kan şekerinde oynamalara neden olup, metabolizmasının bozulmasına yol açıyor. 3- Hata: Bolca şarküteri ürünleri ve hamur işi gıdalara yer vermek İftar sofrasında salam, sucuk ve pastırma gibi ürünleri tercih etmek, gereksiz yere tuz tüketmek, özellikle hipertansiyon ve kalp yetmezliği hastalarını olumsuz etkiliyor. Hipertansif krizi (kan basıncının hayatı tehdit edici şekilde yükselmesi sonucu oluşan durum), kalp krizi, akciğer ödemi gibi ciddi tablolara neden olabiliyor. 4- Hata: Tek bir öğün yiyerek orucu geçirmek ve sahura kalkmamak Sahura kalkmamak için akşam yatmadan önce yemek yemek ve sahurda sadece su içerek tekrar uyumak özellikle yaz aylarında 18 saat gibi uzun bir süre aç kalınmasına ve metabolizma hızının yavaşlamasına sebep oluyor. Uzun açlıklarda kan şekeri düşüyor, sıvı ile tuz kaybı oluyor ve tansiyon düşüyor.. Bütün geceyi ve ertesi günü aç geçirmemek için mutlaka sahura kalkılmalı. 5- Hata: Sahurda ağır yemek yemek Sahurda yağlı ve ağır besinler yenildiğinde metabolizma hızı yavaş olduğu için vücuda alınan besinlerin yağa dönüşümü daha fazla oluyor ve ciddi reflü ile mide rahatsızlıkları görülebiliyor. Yine sahurda şeker içeriği yüksek gıdalar kan şekerini hızla yükseltiyor ve hızla düşürüyorlar ki bu da ertesi gün çok çabuk acıkmamıza ve kan şekerinin çok daha çabuk düşmesine yol açıyor. Kan şekerinin düşmesi sonrası şekeri yükseltmek için vücudun verdiği yanıt, kalbin daha hızlı atmasına ve damarlarda büzülmeye neden olarak kalp hastalarında çarpıntı, tansiyon yükselmesi, kalp damar hastalarında göğüs ağrısı, hatta kalp krizine kadar ilerleyebilecek durumların oluşmasına sebep olabiliyor. Ağır yemekler sonrasında kan akımının mide ve bağırsaklara yönelmesi kalp damar tıkanıklığı olanlarda kalpte beslenme bozukluğuna yol açabiliyor ve yine ritim bozuklarını tetikleyebiliyor. 6- Hata: Kan şekerini hızlı yükselten besinler tercih etmek ve hızlı bir şekilde iftar yapmak Ramazanda yapılan en büyük hatalardan biri de, çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmek. İftarda hızlı yemek yemek kalp ile beyne giden kan akışının azalmasına, bunun sonucunda da göğüs ağrısı, daha da kötüsü bayılmalara neden olabiliyor. Ayrıca midenin kalbe baskı yapması sonucu ritim bozuklukları gelişebiliyor. 7- Hata: İftar sonrasında ardı ardına sigara ve çay içmek İftar sonrası çok sayıda ve peş peşe sigara içmek, nikotinin etkisiyle tansiyon yükselmesine, çarpıntı ve ritim bozukluklarının ortaya çıkmasına yol açabiliyor. Ayrıca damarlarda büzüşmeye bağlı olarak göğüs ağrısı ile kalp krizine kadar ilerleyen problemler oluşturabiliyor. Yine iftardan sonra fazla miktarda ve koyu çay tüketilmesi zararlı olabiliyor. Çay besinlerden alından demirin emilmesini engelliyor, nabız ve tansiyonda yükselmeye yol açabiliyor. En önemlisi idrar çıkartıcı etkisinden dolayı zaten oruç süresince sıvı kaybeden vücut daha fazla sıvı kaybedebiliyor. 8- Hata: Ağır spor yapmak İftar sonrasında spor salonunda egzersiz veya halı sahada maç yapmak, sakatlık, ritim bozuklukları ve kalp krizi oluşturabiliyor. Ramazanda özellikle yaz aylarında gün içinde ağır egzersizden uzak durmalı. İftar sonrasında hafif, yürüyüş tarzında aktiviteler tercih etmeli.