Artun Levi

Belediye başkanının görevi; yaşam kalitesini artırmak, temel hizmetleri eksiksiz sağlamak ve yönettiği yeri ileriye götürmektir. Bunu başaramıyorsa eleştirilir, çünkü kamu görevi sorumluluk ister, bahane değil. Bir belediye başkanının dizi setlerinde vakit geçirip, görev alanındaki mahalleyi yıllar içinde daha kötü hale getirmesi sorgulanmalıdır. Ne yazık ki bazı insanlar, yöneten kişinin partisini destekliyor diye başarısızlıkları bile savunma refleksi gösteriyor. İşte bu kör bağlılık yüzünden ne şehircilik gelişiyor ne de toplumsal bilinç. Hataları sahiplenmeden, “Sen ne yaptın?” diye sormak da çok kolay tabii. Ama unutmayın, vatandaşın görevi asfalt dökmek değil, doğru yöneticiyi seçmektir. Seçileni eleştirmek de en doğal hakkıdır. Kısaca: Ben kendi alanımda kendime ve çevreme değer katmaya çalışan işler yapıyorum, siz de sevdiğiniz kişiyi savunurken bari işini iyi yapıp yapmadığına bakarak yapın. İdeolojiniz değil, yaşadığınız mahallenin kalitesi belirlesin memnuniyetinizi.

Demek bu sebeple belediye başkanlığı yapmaya vakit bulamıyormuş. Bağlıca'da geldiğinden beri her şey geriye gitti. Sadece 2 icraatı oldu; biri yaşam alanının ortasına tır parkı yapmak ve bu sayede sürekli tırların arasında ezilmekten kaçarak evimize gitmeye çalışıyoruz. Diğeri ise bir yeşil alan parkı yapmaya çalışmak. Yapmaya çalışmak diyorum; çünkü yapamadı ve aylar önce ektiği bütün ağaçlar kuruyup öldü. O kadar ağacı göz göre göre öldürmek hangi vicdana sığıyor, o zararı kim ödüyor bunları sizlerin yorumuna bırakıyorum. Bir belediye başkanı aynı zamanda dizi çekmek gibi yoğun bir işi ne zaman nasıl yapmış, bu asıl işini etkilemiş mi araştırılsa keşke.

Küçük bir çocuğun elinde can çekişen bir canlı var. Çocuk bundan rahatsız ve babası da bu olayı iyi bir şeymiş gibi göstererek, çocuğu zorla güldürmeye çalışıyor. Bunu izleyen diğer insanlar da olayı komik, tatlı, eğlenceli buluyor. Gerçekten aklım almıyor, ben mi kafayı yedim yoksa tüm dünya mı bilmiyorum.