onedio

Reza Zarrab Haberleri

Reza Zarrab ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Reza Zarrab ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Avukattan Ebru Gündeş'e: 'Gözün Aydın Şekerim'
Ünlü Şarkıcı Ebru Gündeş, eşi Reza Zarrab’ın tahliye haberini avukatından aldı. 17 Aralık soruşturması kapsamında tutuklanan Reza Zarrab avukatlarının itirazı üzerine tahliye edildi. Avukatların yaptığı itiraz mahkeme tarafından bugün değerlendirildi. KOCANI AKŞAM EVE GÖNDERİYORUM İş adamı Zarrab’ın avukatı Şeyda Yıldırım gün boyu karar için adliyede bekledi. Mahkemenin tahliye kararını açıklamasıyla avukat Yıldırım ilk iş olarak ünlü sanatçı Ebru Gündeş’i arayarak müjdeli haberi verdi. Avukat Yıldırım’ın, telefonla konuştuğu Gündeş’e “Kocanı akşam eve gönderiyorum. Gözün aydın şekerim” dediği öğrenildi. Haber karşısında çok sevinen Gündeş’in, görüşmede avukat Yıldırım’a teşekkür ettiği belirtildi. Vatan
Mallarına Tedbir Konan Patronların Şirketlerinde Ne Değişti?
17 Aralık operasyonun ardından mallarına tedbir kararı konulan 7 işadamı hakkındaki bu karar, yaklaşık bir ay sonra kalktı. Peki bu işadamlarına bağlı olan şirketlerde neler değişti? The Wall Street Journal Türkiye'nin 7 işadamının şirketlerinin sicil kayıtları üzerinde yaptığı incelemeye göre en büyük hareket yönetim kurulu üyelerinde yaşandı. Bu arada Abdullah Tivnikli, Sinpaş ve Dubai'li Diar'ın şirketi Kat Turizm'de ortaklar, şirketin sermayesini 281.3 milyon TL'den 1.1 milyon TL'ye düşürme kararı kararı aldı. Aralık ayında alınan karara göre Kat Turizm Gayrimenkul Yatırımları ve İşletme AŞ'de10 TL'den olan hisseler artık 4 kuruşa indirildi. Alınan bu kararın şirketin büyük bir zarara girmesinden, ya da projede yaşanan köklü bir değişiklikten kaynaklanmadığını dile getiren Sinpaş yetkilileri 'Ataköy'de yapacağımız projeyi öz sermaye yerine kredi ile yapma kararı aldık. Bu nedenle sermaye taahhüdümüzü düşürdük' dediler. Şirket kurulduğunda 2008 yılında 280 milyon TL'lik taahhüt yapıldığını ancak bunun 1.1 milyon TL'sinin ödendiğini dile getiren Finans Bölümü yöneticileri 'Diğer kısım şirketin taahhüttü olarak duruyordu. Ortaklar yatırımı öz sermaye ile yapacaklardı. Ancak dönem içinde bunun banka finansmanı ile yapılması kararı alındı. Biz de sermaye taahhüdümüzü aşağıya çektik. Bu karar yatırım dinamiklerine yönelik değil. Kar dağıtımı için de önce taahhüt edilmiş sermayeyi yatırmak ve sonra kar dağıtmak gerekecekti. Bu karar ile bu durumun önüne geçtik.' Yani yatırılmış bir para olmadığı için ortaklar şirketten para çekiyorlar denilemez, ama taahütlerini geri çektiler. Yetkililer, indirilen miktarın sadece taahhüt edilmiş durumda olması nedeniyle herhangi bir vergi yükümlülüklerinin doğmadığını da ifade ettiler. Proje için hangi bankadan kredi alındığı konusundaki bilgiyi ise paylaşamayacaklarını açıkladılar. Sermaye azaltımı kararı alan bir diğer şirket de Abdullah Tivnikli'nin Batı Hattı şirketi oldu. Şirketin 40 milyon TL'lik sermayesi 10 milyon TL'ye düşürüldü. Batı Hattı'nın %60'ı Eksim'in (Tivnikli) %40'ı ise Mustafa Latif Topbaş'a ait 25 Aralık'ta mallarına tedbir kararı konulan Ocak ayı ortasında da tedbirin kaldırıldığı işadamlarının neredeyse tamamının bir ya da daha çok şirketinde ticaret sicile yansıyan değişiklikler olmuş. Sadece Usame Kutub'un şirketinde hiçbir değişim yaşanmamış. RIZA SARRAF'A BAĞLI ŞİRKET Royal Mobilya 2013 yılında kurulup, Nisan ayında da üretime başlayan mobilya şirketi Royal, Sarraf'ın ortaklığı olup, 17 Aralık'tan bu yana ticaret sicil hareketlerinde oynama olan tek şirket. Ticaret Sicil Gazetesi'ne göre Sarraf henüz tutuklu yargılanıyorken, şirketinin Tuzla'daki fabrika müdürü ve muhasebe müdürü değişti. Barış Yaşar Kanat fabrikanın, Mehmet Çalık da muhasebenin başına geçti. 16 Ocak tarihinde Ticaret sicil gazetesinden yayımlanan kararın altında da o sırada tutuklu olan Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Sarraf'ın imzası var. MUSTAFA LATİF TOPBAŞ'LA BAĞLANTILI ŞİRKETLER Aytaç Gıda Pazarlama 2013 yılının temmuz ayında et ve şarküteri ürünleri üreticisi Aytaç, Yıldız Holding ve Mustafa Latif Topbaş tarafından satın alınmıştı. Ancak Yıldız Holding'in perakende Grubu Başkanı Mustafa Yaşar Serdengeçti, 25 Aralık'ta Aytaç Gıda Pazarlama'nın Yönetim Kurulundan istifa etti. Serdengeçti'nin istifa mektubunun okunduğu toplantıda yerine yine Yıldız Holding iştiraklerinden Ak Gıda'nın Genel Müdürü olan Hüseyin Avcı atandı Bu arada 20 Aralık'ta tescil edilen Yönetim Kurulu kararıyla Mustafa Latif Topbaş şirketin yönetim Kurulu Başkanı, Aytaç'ın kurucusu Dursun Uyar da Başkan vekili oldu. Ak Gıda: . Ak Gıda'da Yıldız Holding'in %32, Mustafa Latif Topbaş'ın % 27 payı var. Üçüncü büyük ortak ise yüzde 12'lik payı ile Ahmet Latif Topbaş. Şirket, Yıldız Holding'in süt ürünlerini üretimi için kurulmuş. Karaman ve Tokat, Lüleburgaz gibi illerde 5 tane fabrikası var. 17 Aralık'ın ardından ticaret sicile yansıyan tek hareket Ali Sözcü'nün Ak Gıda'da Gıda Grubu Sütlü Ürünler İş Birimi Başkan Yardımcısı olarak atanması oldu. Bizim Toptan Satış Mağazaları 17 Aralık'ın ardından şirkette 3 kez karar alındı. Bu kararlardan ilki: 30 Aralık'ta yönetim kurulu kararıyla Ümraniye şubesinin kapatılışı ilan edildi. 21 Ocak tarihli Yönetim Kurulu Kararıyla şirkette Cengiz Solakoğlu Yönetim Kurulu Başkanı oldu. (37 yıl süren profesyonel iş hayatını, Koç'ta başlayıp yine aynı grupta tamamlayan Çolakoğlu, 2012 yılı ortalarında Şok'un Yönetim Kurulu Üyesi olmuştu.) Başkan Vekilliğine Mustafa Yaşar Serdengeçti geldi. Maltepe'de bir şube açacağını da ilan eden şirketin Ticaret sicile yansıyan son karar ise Atilla Kurama'nın istifası oldu. Yıldız Holding'in oldukça eski yöneticilerinden Kurama'nın istifasını kabul eden Yönetim Kurulu yerine 22 Ocak tarihli kararla Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Halil Cem Karakaş'ı getirdi. MEHMET CENGİZ'İN ORTAK OLDUĞU ŞİRKETLER Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ'yi Cengiz-Kolin-Limak konsorsiyumu 1.960 milyon dolar teklifle kazanmıştı. 23 Ocak'ta Kolin'in İcra Kurulu Başkanı Devrim Koloğlu Bedaş'ta Yönetim Kurulu Üyeliği'nden istifa etti. Yerine Erdemir 'in eski Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Hatice Atik atandı. Meram Elektrik Operasyonun başlangıcından bir sün sonra çıkan ticaret sicil gazetesinde Mehmet Cengiz'in Alarko ile ortak olduğu Meram Elektrik'te sermayenin 2 milyon TL'den 4 milyon 50 bin TL'ye çıkartıldığı duyuruldu. Ancak karar operasyondan önce alınmıştı. Sermayenin 2 milyon 73 bin TL'lik bölümü zarar karşılama fonundan karşılanacağı belirtildi. Hissedarların ortaklık oranlarında ise bir değişiklik yok. Cengiz Konya'da elektrik dağıtım işi yapan bu şirkette Alarko ile ortak. Cenal Elektrik 30 Aralık 2013'te şirket tek pay sahipliğine geçiş kararı aldı. Şirketin tek sahibi Alcen Elektrik Enerji Dağıtım oldu. Alarko ve Cengiz, Alcen'de de Cenal'da olduğu gibi %50'şer payla ortak. İGA Havalimanı İşletmesi 3'üncü Havalimanı'nın işletmesi için Cengiz-Kolin-Limak-Mapa ve Kalyon ortaklığıyla kurulan şirket için adres değişikliği yapılmış. Şirket Göktürk'e taşınmış. CEMAL KALYONCU'NUN ŞİRKETLERİ Kalyon İnşaat Şirkette 4 Şubat'ta Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan kararla İski Eski Genel Müdürü Dursun Ali Çodur'un Genel Koordinatör, Kenan Avis'in Genel Müdür Yardımcısı, Erol Ulukutu'nun da Mali İşler Genel Müdür yardımcısı olarak atanmasına karar verildiği belirtiliyor. Ancak bu bir görev uzatma kararı ABDULLAH TİVNİKLİ'NİN ŞİRKETLERİ Kat Turizm Eksim Yatırım Holding, Sinpaş ve Dubai'li Diar'ın ortaklığındaki şirket Ataköy sahil şeridinde 2008 yılında ihaleyle kazanılan 125 bin m2'lik arazide proje geliştirmek için kurulmuştu. Batı Hattı Sermaye azaltımı. Şirketin sermayesi Eylül ayında 40 milyon TL'den 30 milyon TL azaltırlarak 10 milyon TL'ye düştü. Şirketin %60'ı Eksim'in %40'ı Mustafa Latif Topbaş'a ait Akyaşam Yönetim Hizmetleri Saf GYO'nun projesi Akasya'nın yönetimi için kurulan şirket. Sermayesi 100 bin TL. Bu şirket yeni kuruldu. CENGİZ AKTÜRK'ÜN ŞİRKETİ 360 Madencilik Şirketin adresi Sancaktepe'ye taşınmış. Ayşegül Akyarlı Güven WSJ
Efkan Ala'ya Ait Olduğu İddia Edilen Ses Kayıtları Yayınlandı
İçişleri Bakanı Efkan Ala ve İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok arasında geçtiği iddia edilen bir telefon görüşmesinin ses kaydı sızdırıldı.Youtube’daki ‘BAŞÇALAN’ hesabından yayınlanan ses kaydının, 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu sonrasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen Selami Altınok’la, söz konusu tarihte Başbakanlık Müsteşarı olan Efkan Ala arasında geçtiği iddia ediliyor. İddiaya göre Cumhuriyet Savcısı Celal Kara’nın İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbaş’ı ifadeye çağırması üzerine Efkan Ala’yı arayan Selami Altınok, ne yapması gerektiğini danışıyor. Efkan Ala’nın; “Hiçbir kere, ifade mifade yok kardeşim”, “Yazıyı çöpe at, tanımıyoruz de”, gibi ifadeleri üzerine alt rütbeli memurların sıkıntıya gireceğini söyleyen Altınok, başsavcıyla görüşmeyi öneriyor. Altınok’un fikrini benimseyen Efkan Ala ise, kendisinin de Adalet Bakanı’yla görüşeceğini belirttikten sonra Altınok’a; “De ki, ben gönderirim Emniyetten adamları, seni alır getiririm; burada çete kurdunuz diye” söylüyor. Altınok’a valiyi de aramasını söyleyen Efkan Ala, tereddüt etmemesini de tembihliyor. Zete
Memur Teoman: 'Görevimin Gereği Neyse Onu Yaptım'
Rıza Zarrab ile adamı Rüçhan Bayar arasındaki görüşmede ‘Teoman’ olarak geçen ve tüm ısrarlara rağmen rüşveti geri çeviren memur Teoman konuştu Reza Zarrab ve adamlarının rüşvet tekliflerini geri çevirdikleri tutanaklara yansıyan memur Teoman , “Devlet memuru olduğum için kayıtlarla ilgili artı ya da eksi bir şey söyleyemem. Görevim gereği davrandım. Gelişmeleri ben de internet ve televizyondan takip ediyorum' dedi. 17 Aralık yolsuzluk operasyonunun kilit ismi Reza Zarrab ile Rüçhan Bayar arasında geçtiği iddia edilen bir konuşmanın kaydında ‘Teoman’ isimli gümrük memurunun bütün ısrarlara rağmen rüşveti kabul etmemesinden yakınılıyor. Rüçhan Bayar, memur Teoman’ın müdürlerinin emrine rağmen işi yapmamasına tepki gösterirken, “Teoman’a neler yaptım, ne vaatler, ne şeyler...Yok. Yok, adam almıyor” sözleri, “Memur Teoman”ı sosyal medyanın kahramanı haline getirdi. Memur Teoman’ın 17 Aralık operasyonunun öncesinde İstanbul’da Gümrük Müdür Yardımcısı olarak çalıştığı ancak daha sonra Gaziantep’e Gümrük Müdür Yardımcısı olarak sürgün edildiği belirlendi. İnternet fenomeni haline gelen Teoman Coşkun Dudak, Gaziantep’te bir toplantı sırasında Hürriyet'ten Hacer Boyacıoğlu 'nun sorularını yanıtladı. Devlet memuru olduğu için konuşamayacağını söyleyen Dudak, “Devlet memuru olduğum için kayıtlarla ilgili artı ya da eksi bir şey söyleyemem. Görevim gereği davrandım. Gelişmeleri ben de internet ve televizyondan takip ediyorum. İlginize teşekkür ederim. Kayıtlardan sonra bir bürokrat ya da bakanla herhangi bir görüşmem olmadı” dedi. Yazıcı: Bilgi notu istedim Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, internete sızan fezlekelerde adı geçen Gümrük Müdür Yardımcısı Teoman Coşkun Durak’la ilgili ilk kez konuştu ve “Konuyla ilgili bir bilgi notu istedim” dedi. Yazıcı konuyla ilgili Hürriyet’in sorularını yanıtlarken; “Evet sosyal medya ve internet sitelerine yansıyan olayı duydum. Biraz beklemek lazım” diye konuştu. Yazıcı, Durak’ın görev yerinin değişmesiyle ilgili soruya da “Ben konuyu duydum ama tam olarak nedir bilmiyorum. Bu nedenle bir bilgi notu istedim” yanıtını verdi. 'T24
"HDP, AKP ile İşbirliği Yapıyor"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'daki seçim turu sırasında yaptığı 'bozkurt' işaretini, 'Bana bir ülkücü kardeşim bozkurt işareti yaparak, 'ben ülkücüyüm oyumu size vereceğim, Mansur Başkana vereceğim' dedi ben de bozkurt işaretiyle jest yaptım' diye açıkladı. Kılıçdaroğlu, HDP ile işbirliği için görüştüklerini ancak kabul etmediklerini belirterek, 'Bugün HDP, AKP ile işbirliği yapıyor' ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, Kral FM'de 'Mehmet'in Gezegeni'ne konuk oldu. Bazı yerel televizyon kanallarından da yayınlanan programda Kılıçdaroğlu, vakit buldukça müzik dinlediğini söyledi. HDP Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in, 'Biz seçim döneminde en başlarında 30 Mart seçimlerine beraber girelim teklifinde bulunduk, Sayın Kılıçdaroğlu'na, kendisi kabul etmedi. Pensilvanya Sayın Kılıçdaroğlu'nu Başbakan yapacak zannediyor' dediğinin hatırlatılarak, 'Böyle bir teklif geldi mi?' sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: 'Doğru öyle bir teklif geldi ve biz bu teklifi uygun görmedik. Ben siyasete atıldığım zaman şunu söyledim; halka doğruları söyleyeceğim. Geldiler işbirliği önerdiler kabul etmedik. 'Bize zarar verir' dedik bu. Aynı düşüncemi bugün de söylüyorum, zaten. Bugün HDP, AKP ile işbirliği yapıyor. Onu gayet iyi biliyoruz zaten. Çünkü sadece bizi eleştirerek, siyaset yapıyorlar. Yolsuzluğu, AKP'yi, diğer partileri eleştirmek konusunda bir çabaları yok. Eleştirebilirler, benim her partiye saygım var. Bizi Pensilvanya'yla beraber tutmalarını, ellerinde varsa bir bilgi, belge varsa getirsinler öğrenelim, nasıl bir işbirliği kurmuşuz acaba. Eğer bu ülkede kul hakkı yiyenleri eleştirmekse, bunu Pensilvanya'yla ne ilgisi var. Bir Başbakanın oğlunun evinde 30 milyon avro çıkacak da ben bunu eleştirmeyecek miyim? Rıza Sarraf dört bakanı satın alacak parayla, ben bunu eleştirmeyecek miyim? Bunun ne ilgisi var Pensilvanya ile. Baktığınız zaman ben bu ülkenin insanlarının çıkarlarını savunuyorum.' 'Cemaat ile ilgili görüşünüz nedir?' Kılıçdaroğlu, 'Cemaat ile ilgili görüşünüz nedir?' yönündeki bir soru üzerine ise 'Görüşüm şu, CHP'nin bakışı şu: İnsanlar belli bir inanç çerçevesinde bir araya gelebilirler, bunun adı cemaat, tarikat olur... Biz bunlara saygı gösteririz. Hiç kimsenin inancına karışmayız. Allah'la kul arasına birinin girmesi zaten inancımızda da yoktur. O zaman olması gereken şudur; herkesin inancına saygılıyız, cemaatse cemaat, tarikatsa tarikat, buna karışmayız ama siyasete karışmamak kaydıyla. Dinin siyasete girmesini istemeyiz' diye konuştu. Ergenekon operasyonuna atıfta bulunarak, 'Bu delillerin cemaat tarafından toplanıp hükümete verildiği, bu kumpasın cemaat tarafından yapıldığına inanıyor musunuz?' sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, muhataplarının hükümet olduğunu söyledi. 'Bu davaların savcılığını üstlenen kimdi?' diye soran Kılıçdaroğlu, 'Recep Tayyip Erdoğan. 'Ben bu davanın savcısıyım' dedi. Geçen gün bir istihbarat şefi televizyonlara çıktı, 'Ben 35-40 kez Başbakanla görüştüm, makamında görüştüm' dedi. Bir ülkenin Başbakanı, istihbarat şefiyle 35-40 kez değil, bir kez bile görüşmez. Eğer iş o noktaya gelmişse zaten işbirliği vardır orada. O davaların tamamen göstermelik olduğunu, masum insanların hapse atıldığını defalarca söyledik. Ben bunu söylediğimde 'Ergenekoncu' diye suçluyorlardı. Şimdi kendisi suçluyor. Ama ben hiç bir zaman o davaların savcısıyım demedim' ifadesini kullandı. 'Özel hayatla ilgili dinlemeler dünyanın her tarafında suçtur' Başbakan'a 'TİB kayıtlarını yayınla' dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili bazı sorular yönelttiğini belirterek, bu sorularını yineledi. Dinlemeleri mahkeme kararıyla polislerin yaptığını değerlendiren Kılıçdaroğlu, kendilerinin dinlemeler konusunda daha önce defalarca hükümeti eleştirdiğini bildirdi. Hükümet kanadından bu eleştirilerine karşılık, TBMM'de 'verilmeyecek hesabınız yoksa rahat rahat konuşun' dendiğini savunan Kılıçdaroğlu, 'Özel hayatla ilgili dinlemeler dünyanın her tarafında suçtur ve bende asla kabul etmem. Ama toplumu ilgilendiren dinlemeler hiç bir zaman suç değildir. Yasa dışı olsa bile suç değildir, çünkü bunlar toplumu ilgilendirir' açıklamasını yaptı. Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine şunları kaydetti: '17 Aralık Operasyonu'nu devletin vicdanı yapmıştır, bu devlet sahipsiz değildir. Olay devleti koruma iç güdüsüyle yapılan bir şeydir. Rıza Sarraf devletin dört bakanını satın almıştır ve devletin sırlarını satmaktadır. İşin özünde bu vardır. Devlet buna tepki göstermeyecek mi? Türkiye Cumhuriyeti gelenekleri olan bir devlettir, biz bin yıllık devletiz. Devletin kendi vicdanı kendini korur. Başbakan geldi diye, her istediğini yapacağım diye bir kural yoktur. Devletin örfü, kuralları vardır.' 'Bu operasyonlar neden dershane tartışmalarından sonra başladı?' sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, 'Hayır, Kapıkule'de 202 kilogram eroinin bulmasıyla başlamıştır süreç. Olay büyümüştür, MİT raporunu vermiştir, mahkeme dinleme kararı almıştır, asıl failleri bulmak için. Operasyon çok önce başlamıştır ama düğmeye basılma ne zaman olmuştur kendilerinin takip edildiğini öğrendikleri andan itibaren' değerlendirmesini yaptı. Twitter'a tedbir amaçlı erişim engelinin hatırlatılarak, 'Türkiye'nin mahkemelerini twitter neden tanımaz?' sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, şu açıklamalarda bulundu: 'Keşke Erdoğan burada olsaydı da söyleseydik, demiyor muydu 'ben dünya lideriyim...' 'Twitter merkezi bile seni tanımıyor' Neden? Asıl sorulması gereken soru bu. Çünkü bu ülkede demokrasinin olmadığını dünyanın her tarafı biliyor. Erdoğan'ın yargıya nasıl müdahale ettiğini, herkes izliyor. Hiç bir zaman özel hayatla ilgili bir olayın twitter veya başka bir şey olur, yayınlanmasına karşıyız. Hiç bir zaman benim ağzımdan bir şey çıkmadı. Pek çok milletvekiliyle de ilgili özel şey çıktı, bir şey demedim. Kim girdi buna Erdoğan girdi. Baykal dolayısıyla. 'O özel değil, o geneldir, genel' dedi. Allah büyüktür ya şimdi o'nun başına geliyor. Büyük lokma yutabilirsin ama büyük laf etmeyeceksin. Öyle büyük laflar etti ki şimdi başına geliyor.' Kılıçdaroğlu, tapeleri yayınlarken özel hayat olan bölümleri de hep çıkardığını savundu. Yaptığı konuşmalarda Türkiye'nin Suriye ile savaşa sokulmak istendiğini ileri sürmesi hatırlatılarak, TSK tarafından düşürülen Suriye uçağının sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, 'Bütün bu olayları örtmek için 'Suriye ile savaşırsam, ben kahraman olurum, bu olaylar örtülür, yolsuzluklar unutulur' diye düşüncesi var. Daha önce söyledim, 'hırsızdan kahraman olmaz.' Bizim itiraz ettiğimiz nokta, Genelkurmayın açıklamasından önce Erdoğan'ın bunu miting meydanında açıklaması. Savaş, miting meydanlarında açıklanmaz, savaş acıdır, göz yaşıdır. Siz burdan nema toplamaya çalışıyorsunuz. Kendisini kahraman ilan ettirmeye çalışıyor, hırsızdan kahraman olmaz, şaibeli bir kişiden kahraman çıkmaz' ifadelerini kullandı. Adım adım iktidara yürüdüklerini ve bunu meydanlarda gördüklerini savunan Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine ise 'Başörtüsünü siyaset ortamından çıkardık, her tarafa gidiyoruz, her inanca saygılıyız, 53 kadın başkan adayımız var bunlardan bazıları başörtülü' dedi. Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül'e dönük yolsuzluk iddialarına ilişkin olarak da 'evet yolsuzluk dosyaları iddiasıyla suçlanıyordu, araştırdım zaten bir kısmını İçişleri Bakanlığını doğru değil diye işleme koymamış, bir kısmını savcılık 'bunlar soruşturulamaz' diye karar vermiş, bir dosyası dolayısıyla davası devam ediyordu o dosyadan da nihai beraat kararı çıktı ve partiye geldi' diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Sarıgül'ün İstanbul'dan aday gösterilmesinin 'O'ndan kurtulma operasyonu' olarak değerlendirildiği yönündeki soru üzerine ise bunun gerçeği yansıtmadığını dile getirdi. 'Bozkurt işaretiyle jest yaptım' Ankara'daki seçim turu sırasında yaptığı 'Bozkurt' işaretinin hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, 'Bana bir ülkücü kardeşim bozkurt işareti yaparak, 'ben ülkücüyüm oyumu size vereceğim, Mansur Başkana vereceğim' dedi ben de bozkurt işaretiyle jest yaptım' ifadesini kullandı. 'Peki, Rabia işareti yapar mısınız?' şeklindeki soru üzerine de Kılıçdaroğlu, 'Rabia'yı yapıyorum tabi '4 bakan, bir başçalan' şeklinde' diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, kendisinin bir kadın Cumhurbaşkanı düşüncesi olduğunu hatırlattı. Kılıçdaroğlu, bir ismin olup olmadığının sorulması üzerine, 'İsim yok, kadın olmasını şunun için istedim. Kadınlar bu ülkede gerçekten siyaset açısından baktığınızda çok daha başarılı olabiliyorlar, geçmişte bunun örnekleri de var. Bir cumhurbaşkanlığına da yabancı dili çok iyi olan iyi eğitim almış, siyasi kimliği çok öne çıkmamış , bir kişinin cumhurbaşkanı olmasını isterim' yanıtını verdi.Halkın talebi olması durumunda İlker Başbuğ'un Cumhurbaşkanı olmasına sıcak bakıp bakmayacağı yönünde bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, 'Elbette halkın nabzını tutarsınız, İlker Başbuğ çok saygıdeğer bir insandır, mağdur edilmiştir. Devletin bütün sırlarına vakıf bir kişiye terörist muamelesi yapılmıştır. Ben beraat edeceğine inanıyorum ama bugünden insanların isimlerini telaffuz edip onları yıpratmayı doğru bulmuyorum doğrusunu isterseniz. Ama zaman ne gösterir önümüzdeki süreçte göreceğiz' açıklamasını yaptı.CNN TÜRK
Celal Kara: '7 Konuşmada Erdoğan Adı Geçiyor'
17 Aralık operasyonu savcılarından Celal Kara, Cumhuriyet'ten Can Dündar'ın sorularını yanıtladı. Savcı Kara'nın açıklamalarının yer aldığı yazı dizisinde son bölüm yayınlandı. Celal Kara’dan eleştirilere yanıtlar: İşte Erdoğan’ın adının geçtiği konuşmalar...- 5 gün boyunca yayımlanan röportajımıza çok sayıda tebrik, eleştiri, itiraz geldi. Bunların belli başlılarını, başlıklar halinde cevaplamanızı rica edeceğim. En çok üzerinde durulan, ilk gün manşete çıkan, “1 Numara Erdoğan’dı” sözünüz… Önce buna bir açıklık getirelim:CELAL KARA - Soruşturmanın kolluk aşamasında, “dönemin Başbakanı”ndan bahseden bazı telefon görüşmeleri saptandı. Sıralayayım:VARAN 1 Sarraf, Çağlayan’la bir görüşmesinde, “Beyefendiye de bir şeyler yapalım” teklifinde bulunuyor. Çağlayan ise “Beyefendi’ye değil, çevresine yapalım” diyor. Bundan kısa bir süre sonra Sarraf, TÜRGEV’e 500 bin dolar para gönderiyor. Sarraf ile TÜRGEV yöneticisi arasında geçen görüşmeden ise bu yöneticinin gelecek paradan, önceden haberdar olduğu anlaşılıyor. Bu durumda; (kamuoyunda da aynı tabirin sıkça kullanılmasına bakılırsa) bu görüşmedeki “Beyefendi” tabiri ile “Dönemin Başbakanı”nın kastedildiği yönünde haklı kuşkular oluşmuştur. O konuşmanın içeriği de bu kanaati oluşturacak nitelikteydi.VARAN 2 2013 Eylül ayında Rıza Sarraf’la görüşmesinde Süleyman Aslan, Başbakanlıkta toplantı yaptıklarını, yurtdışı firmaların Halk Bankası üzerinden bu işe girmelerinde yasal sorunlar olacağını, ama Sarraf’a verdikleri söze sadık kalacaklarını ve Sarraf yönüyle bir sorun olmayacağını söylüyor. Sarraf ise 3 bakanla yemekte bu konuyu konuştuklarından ve 4 milyar dolar ihracat hedefini tutturmak için Başbakan’a verdiği söz gereği, elinden geleni yapacağından bahsediyor.VARAN 3 2013 Ekim ayında Zafer Çağlayan ile görüşmesinde Aslan, ihracat sisteminde Sarrafdışındaki kişilerin de Sarraf’ın yaptığı işin aynısını yapmak için üzerlerinde baskı kurduklarını söylediğinde, Çağlayan, “Sarraf’a baskı olabilir ama Başbakan’ın talimatı o yönde” diyor. Yine Çağlayan, ihracat rakamlarının negatife kaydığını, 3-4 milyar dolar ihracata ihtiyaç olduğunu; Başbakan’la yaptıkları toplantıda bu baskılardan bahsettiğini, Başbakan’ın ise gevşeme olmadan bu işe devam edilmesi şeklinde talimat verdiğinden bahsediyor.VARAN 4 2013 Mayıs ayında Rıza Sarraf- Egemen Bağış görüşmesinde Sarraf’ın yakınlarının vatandaşlığa alınması talebinden Başbakan’ın da haberdar olduğu, Sarraf’tan karşılıklı olarak övgü ile bahsedildiği ve Bakanlar Kurulu’ndan olumlu karar çıkması için temaslarda bulunulacağı ve bu talebin yerine getirileceğinden bahsediliyor.VARAN 5 2013 Nisan ayında Rıza Sarraf, Abdullah Happani ile görüşmesinde, Çağlayan’ınkendisini Başbakan’la tanıştırdığından, kendisinin Başbakan’dan şahsına bir koruma memuru tahsis edilmesini istediğinden, talebinin bakanların da bulunduğu bir ortamda onaylandığından, konuyu İçişleri Bakanı’nın takip edeceğinden bahsediyor.VARAN 6 2013 Ekim ayında Rıza Sarraf, Egemen Bağış’a, şirketleri ve faaliyetleri aleyhine basında çıkacak bir haberin engellenmesini, Başbakan’dan isteyeceğinden bahsediyor. Ancak konu Başbakan’a yansımadan, Muammer Güler ve Egemen Bağış’ın müdahalesi ile çözülüyor.VARAN 7 2013 Eylül ayında Rıza Sarraf, Abdullah Happani ile görüşmesinde, Süleyman Aslan’ın Başbakan’la görüştüğünden ve Çin üzerinden gelecek parayla altın ihracatı yapma konusunda Başbakan’ın talimatı olduğundan bahsediyor. Aynı dönemde Aslan, Sarraf’a ihracatın İran ile bağlantı kurmadan, farklı bir yöntemle artırılması konusunda Başbakan’ın talimatı olduğundan bahsediyor.Başbakan’dan habersiz mümkün mü?Bu durumda;* Soruşturma sırasında tamamen yasal yöntemlerle tespit edilen ve dosyaya dahil edilen bu telefon görüşmeleri eldeyken,* Sarraf’ın aile fertlerinin istisnai yoldan T.C. vatandaşlığına alınması için Bakanlar Kurulu üyelerinin imzası gerekiyorken,* Sarraf, Başbakan’ın protokolünde, hiçbir resmi sıfatı olmamasına rağmen bakanların yanında fotoğraflanmışken,* Operasyonun ilk günlerinde “Dönemin Başbakanı”, kendisi için “Tanırım, hayırsever bir işadamıdır” demişken,* Sarraf’ın bakanlarla menfaat ilişkisi içinde olduğu ve deşifre edilmesi durumunda hükümetin zor durumda kalacağına ilişkin MİT’e ait bilgi notunun, operasyondan 8 ay önce Başbakan’a sunduğuna dair haberler muhataplarınca yalanlanamamışken,“İlk başlarda Başbakan’ın olaylarla hiçbir ilgisi görünmüyor, ancak sonraki diyaloglara bakılınca, Başbakan’ın bu konulardan haberdar olmaması mümkün değil” değerlendirmeme, olaya tarafsız gözle bakabilen kim itiraz edebilir?Niye basından kaçırıyorlar sanıyorsunuz?- Bunlar fezlekede yazılmadı mı?KARA - Bu tapelerin tamamı 504 sayfalık polis fezlekesi ile bilgi notu olarak hazırladığımız 309 sayfalık raporda var. Siz o fezlekelerin basından bu kadar ısrarla ve kararlılıkla kaçırılmasının sebebinin ne olduğunu sanıyordunuz?Başbakan’ın daha derinlemesine irdelenmesi gerekiyordu- Madem öyle, Meclis’e gönderilen bilgi notunda yer alan bu üç bakanın yanında neden Başbakan’ın adı yoktu?KARA - Bir savcı, soruşturmasında konu edilen suçlarda, dokunulmazlığı olmayan şüpheli şahıslar açısından suçun maddi ve manevi unsurlarına göre delilleri değerlendirir. İcrai hareketlerin tamamlanıp tamamlanmadığını ve kastın olup olmadığını irdelerken delillere bağlı hareket eder.Bakanlar Yüce Divan’a gitseydi Başbakan’ın tablosu da netleşirdi“Dönemin Başbakanı”na gelince…Makam unvanının gıyabında zikredildiği bu tapelerde karşılaşılan şüphenin, yaptığım soruşturma aşamasında daha derinlemesine irdelenmesi gerekiyordu. Bu irdeleme kapsamında maddi gerçek; mevzuat yönüyle ancak yasama dokunulmazlığı olmayan şüphelilerle ilgili o aşamaya kadar elde edilen delillere ilaveten yapacağım başka incelemelerin de sonuçlanmasıyla netleşebilirdi.Başbakan hakkında soruşturma ve herhangi bir suç vasıflandırması yapmak, benim yetkim ve sorumluluğum kapsamının dışındadır. O aşamada yasama dokunulmazlığı olan bakanlar yönüyle de eğer Yüce Divan’da bir yargılama olsaydı, Başbakan açısından o aşamada henüz netleşmemiş olan bu tablo, bakanların yargılanması sırasında daha ileri seviyede netleşebilirdi.- Bu yüzden mi, “bakanlar, yüzde 99 Yüce Divan’a sevk edilmeyecek” öngörüsünde bulundunuz?KARA - Aynen öyle.
İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Değişti
İsmi 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda gündeme gelen Ahmet Arıbaş, ani bir kararla İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden alındı. Geçtiğimiz Haziran ayında İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne atanan Ahmet Arıbaş, önceki gün ani bir kararla görevden alındı. Ahmet Arıbaş, İstihbarat Daire Başkanlığı'na Şube Müdürü olarak atanırken, yerine Edip Vural getirildi. Ayrıca Asayiş Şube Müdürlüğü bünyesinde telefon dinleme ve teknik takip bölümünde görev yapan 50 polisin tayini çıktığı öğrenildi. Görevli polislerin İstanbul içinde ilçe emniyet müdürlüklerine tayin edildikleri öğrenildi. KADRO 2. KEZ DEĞİŞMİŞ OLDU 17 Aralık soruşturmasının ardından daha önce de bu birimin kadrosu değiştirilmiş yerlerine ilçe emniyet müdürlüklerinde görev yapan yeni polisler atanmıştı. Böylece dinleme yapan bölümün kadrosu ikinci kez değiştirilmiş oldu. ŞÜPHELİ SIFATIYLA İFADEYE ÇAĞRILMIŞTI Önceki gün ani bir kararla İstihbarat Daire Başkanlığı'na Şube Müdürü olarak atanan Ahmet Arıbaş'ın adı 17 Aralık'taki yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında gündeme gelmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında tutuklanan şüpheli Reza Zarrab hakkında çalışma yapan Mali polis ekiplerini takip ettirdiği öne sürülen İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbaş 'dosyayı sızdırmak' suçlamasıyla 23 Aralık'ta şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrılmıştı. SELAMİ ALTINOK ÇAĞRIYI REDDETMİŞTİ İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok ise bu çağrıya, 'Hangi suçlama ve delillerle çağırdığınız tam olarak anlaşılamadı, bu çağrınız mevzuata aykırı' diyerek Ahmet Arıbaş'ı ifadeye göndermemişti. İşte o İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbaş, önceki gün ani bir kararla görevden alındı. İstihbarat Daire Başkanlığı'na Şube Müdürü olarak atanan Ahmet Arıbaş'ın yerine ise Edip Vural getirildi. EDİP VURAL KİMDİR? Komiser, başkomiser ve emniyet amiri rütbesi ile Hasan Özdemir ve Celalettin Cerrah'ın görev yaptığı yıllarda İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görev yapan Edip Vural, bir çok önemli operasyonda aktif olarak görev almıştı. Bir süre İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde Asayiş Şube Müdür olarak çalışan Edip Vural, son olarak Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyordu.haberler.com