onedio

the guardian Haberleri

the guardian ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. the guardian ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Soma'daki Facia Uluslararası Basında
Uluslararası basında faciaya ilişkin detaylara geniş yer verilirken, milli yas ilan edilmesine ve Başbakan Erdoğan’ın Arnavutluk ziyaretini iptal etmesine vurgu yapıldı.Soma’da meydana gelen maden faciası, uluslararası basında geniş yer bulurken, haberlerde arama kurtarma çalışmalarına ilişkin fotoğraf ve görüntülere geniş yer verildi. Haberlerde ülkede 3 günlük milli yas ilan edilmesine ve Başbakan Erdoğan’ın Arnavutluk ziyaretini iptal etmesine vurgu yapıldı. Dünyada en çok maden ve iş güvenliği kazasının yaşandığı ülkelerin başında gelen Çin'in ulusal basınında Soma'da yaşanan maden faciası önemli yer buldu. Çin resmi ajansı Şinhua'nın haberlerinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın faciayla ilgili açıklamalarına yer verilirken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaretlerini iptal ederek bölgeye gideceği aktarıldı. Facia, ülkede Çince ve İngilizce yayın yapan birçok gazetede de ilk haber olarak verilirken, Soma'da devam eden arama kurtarma çalışmalarına ilişkin fotoğraflar gazetelerde geniş olarak kullanıldı. Haberlerde ayrıca, Türkiye'de geçmiş yıllarda yaşanan maden facialarına ilişkin bilgi verildi. Almanya Almanya'nın Bild gazetesi, 'Anneler ve eşler maden ocağının girişinde ağlıyor' başlıklı haberinde, Türkiye'deki maden ocağında meydana gelen felakette 200’den fazla kişinin hayatını kaybettiğini yazdı. Facia için Süddeutsche Zeitung gazetesi 'Kurtarma ekipleri madende mahsur kalan işçileri kurtarmak için çalışıyor', Die Welt gazetesi ise 'Maden faciasında 200'den fazla insan hayatını kaybetti' başlıklarını kullandı. 'Sendika, meydana gelen maden faciasını 'katliam' olarak nitelendiriyor' başlığını atan Spiegel Online ise yüzlerce kişinin yerin altında mahsur kaldığını belirtti. Frankfurter Rundschau gazetesi, 'Yüzlerce ölü ve kayıp' başlığıyla duyurduğu haberde, Soma'da yaşanan olayın Türkiye'deki en büyük iş kazalarından biri olduğunun altı çizildi. Tagesspiegel gazetesi ise 'İşçilere yapılan bir katliam' başlığını kullanarak, maden işçileri, sendikalar ve muhalefetin olayla ilgili hükümeti suçladığını belirtti. İngiltere İngiliz yayın kuruluşu BBC, faciaya ilişkin gelişmeleri canlı yayınlarla aktardı. Ölü sayısının artmasının beklendiğini bildiren BBC, gece boyunca ailelerin çaresizce yakınlarından haber beklediğini, kurtarma çalışmalarının devam ettiğini kaydetti. İngiliz Sky haber kanalı da maden faciasını bültenlerinde ilk sırada verdi. Sky, ölü sayısının artmasının beklendiğini ve mahsur kalan yüzlerce madencinin ailelerinin umutlarının tükenmekte olduğunu bildirdi. Haber kanalı ayrıca, facianın ardından Başbakan Erdoğan'ın Arnavutluk ziyaretini ertelediğini ve Soma'ya gideceğini belirtti. Sky, kurtarma çalışmaları sırasında madene oksijen verildiğini aktardı. Facia, İngiliz gazetelerinde de geniş yer buldu. Guardian gazetesi, 'Türkiye'deki maden faciasında 200'den fazla kişi öldü' başlığını atarken, Daily Telegraph gazetesi 'Türkiye'deki maden ocağında meydana gelen patlamanın ardından yüzlerce madenci hayatını kaybetti', Independent gazetesi 'Maden faciasında en az 200 kişi öldü', Financial Times gazetesi de 'Madendeki patlamada en az 201 kişi öldü' başlıklarını kullandı. Hollanda 'Kömür madenindeki patlamada 201 kişi hayatını kaybetti' başlığıyla yangını haber yapan Hollanda yayın kurumu NOS televizyonu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız’ın açıklamalarına yer verdi. Kurtarma çalışmalarının devam ettiğine vurgu yapılan haberde, Başbakan Erdoğan’ın Arnavutluk’a yapmayı planladığı ziyaretini iptal ettiğine dikkat çekildi. Ülkenin en yüksek tirajlı gazetesi De Telegraaf ise “Maden ocağı faciası” başlığıyla duyurduğu haberde, patlamada çok sayıda kişinin öldüğünü, ölü sayısının artmasından endişe edildiğini bildirdi. Gazete, Türkiye’de şimdiye kadar en büyük maden faciasının 1992 yılında Zonguldak’ta yaşandığını ve o zaman 263 kişinin hayatını kaybettiğini yazdı. Volkskrant gazetesi, ölü sayısının artmasından endişe edildiğini ifade etti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız’ın “Sayı endişe ettiğimiz noktaya doğru gidiyor” açıklaması kullanılan haberde, kurtarma çalışmalarının aralıksız sürdüğüne işaret edildi. İspanya Soma'daki maden faciasını haber ajanslarından aldıkları bilgilerle derleyip ilk sayfalara taşıyan İspanyol basını, bir patlama sonrası maden yatağının çökmesi sonucunda çok sayıda işçinin öldüğünü duyurdu. 'Türkiye'de maden trajedisi' başlığını atan El Mundo gazetesi, 1992 yılında Zonguldak'ta 270 maden işçisinin hayatını kaybettiği kazadan sonra ülkedeki en büyük maden kazasının meydana geldiğine dikkat çekti. Faciadan dolayı Başbakan Erdoğan'ın ve ana Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Soma'ya gitmek için programlarını iptal ettiklerini vurgulayan İspanyol gazetesi, Türkiye'deki sendikaların ise başta tecrübesiz işçi çalıştırılması olmak üzere, maden işçilerinin çalışma koşulları ve madenlerin denetimiyle ilgili tepkili olduklarını yazdı. El Pais gazetesi de haberinde, 200 metre derinlikteki maden yatağının çökmesi sırasında içeride 780'den fazla işçi olduğunu belirtti. El Pais, Türkiye'deki maden işçileri sendikalarının Avrupa'da en sık maden kazasının kendi ülkelerinde olduğunu söyleyip, güvenlik ve ekipman eksikliğinden yakındıklarını bildirdi. Ülkedeki diğer önemli gazetelerden ABC ve La Vanguardia da benzer ifadeleri sayfalarına taşırken, İspanyol televizyonları da haber bültenlerinde Soma'daki maden faciasına yer verdi. Fransa Fransız Le Figaro gazetesi, dün olayın yaşandığı saatlerde sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabından flaş geçerken, gün boyu kazaya ilişkin gelişmeleri yakından takip etti. Olay yerinden fotoğraflar paylaşan gazete, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız'ın açıklamasına yer verdi. Le Monde gazetesi ise madenciliğin Soma halkının geçim kaynağı olduğunu yazdı. Faciayla ilgili üç gün yas ilan edilmesi haberi ise birçok Fransız haber sitesinde flaş gelişme olarak yer aldı. Danimarka Soma'daki maden faciası, İskandinav basınında da geniş yer buldu. Danimarka'daki televizyon kanalları ve gazetelerin hemen hemen hepsinde faciayla ilgili olarak Türkiye'deki basın organlarının verdiği bilgiler kaynak gösterildi. DR televizyonu, yüzlerce işçinin hala mahsur olduğunu öne çıkarırken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın ölü sayısını 205 olarak açıkladığını aktardı. Televizyon kanalı, Türkiye'deki muhabirlerinin Soma'ya doğru yolda olduğunu bildirdi. Ekstra Bladet gazetesi ise 'en az 200 ölü 400 kişi mahsur' başlığıyla verdiği olayla ilgili olarak mahsur kalan işçiler için zamanla yarıştığını aktardı. Gazetenin internet sitesi, olay yerinden canlı internet yayınına geçti. BT gazetesi ise 201 kişinin hayatını kaybettiğini ve yüzlerce insanın yaşam mücadelesi verdiğini yazdı. Türk medyasındaki haberleri kaynak gösteren gazete, ölü sayısının net olmadığını bildirdi. Politiken gazetesi, olayın gelişimine geniş yer vererek yaşanan acı nedeniyle üç günlük yas ilan edildiğini aktarırken, Jyllands Posten, ailesini kaybeden genç bir kızın fotoğrafıyla verdiği haberde genç kızın 'Biz bir aileydik ama bugün ailemiz yok oldu' ifadelerine yer verdi. İsveç İsveç basını da haberlerinde olaya geniş yer verdi. Gazetelerden Svenska Dagbladet, Soma'daki madende patlama nedeniyle yangın çıktıktan sonra yüzlerce işçinin mahsur kaldığını, ölümlerin karbonmonoksitten kaynaklandığını belirtti. Son olarak ölü sayısının 205 olarak açıklandığını yazan gazete, ocağa oksijen pompalandığını ancak ölü sayısının artmasından korkulduğunu belirterek Türkiye'de üç günlük yas ilan edildiğini kaydetti. Norveç Norveç gazetesi Verdens Gang, maden kazasında ölü sayısının artmaya devam ettiğini ve kazanın 1992'den bu yana ülkede meydana gelen en büyük maden kazası olduğunu bildirdi. Gazete, yüzlerce işçinin hala mahsur olduğunu olay nedeniyle Türkiye'de üç günlük yas ilan edildiğini duyurdu. NRK televizyonunun internet sitesinde ise DİSK Başkanı Kani Beko'nun 'Patlama sonrasında yaşananlar bir işçi katliamıdır. Orada paravan şirketlerden işçi çalıştırılıyor. Bu da işçilerin haklarının belirsizliğine yol açıyor' dediği aktarılırken, Metal-İş sendikasının açıklamasına yer verildi. Dagbladet gazetesi ise itfaiyecilerin içeride mahsur kalan işçilere temiz hava ulaştırmak için molozların içine oksijen sıktığını belirtti. TV2 televizyonu, Türkiye'de 1941 yılından bu yana 3000 kişinin maden kazalarında hayatını kaybettiğini ve Türkiye'nin iş kazalarında Avrupa lideri olduğunu ileri sürdü. Yunanistan Yunan basını ise maden ocağı önünde bekleyen işçi yakınlarının fotoğraflarına yer vererek, olayı ''Gergin Bekleyiş' şeklinde duyurdu. Kathimerini gazetesi, fotoğraflı verdiği haberinde, facianın ardından üç günlük yas ilan edildiğini yazdı. ''Türkiye'nin yüreği yandı'' ifadesini kullanan gazete, facia nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Arnavutluk ziyaretini iptal ettiğini duyurdu. İmerisia gazetesi, 'Ulusal trajedi' başlığıyla duyurduğu haberinde, yetkililerin ölü sayısının artmasından endişe duyduklarını ifade etti ve Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın olay yerinde yaptığı açıklamalara yer verdi. Gazete, arama çalışmaların aralıksız devam ettiğini bildirdi.AA
'Pulitzer' Ödülleri Açıklandı
ABD'nin en prestijli ödüllerinden biri olarak kabul edilen ve bu yıl 98.'si verilen 'Pulitzer' ödülleri sahiplerini buldu. 'Pulitzer Gazetecilik, Edebiyat, Drama ve Müzik' ödülleri, New York'da Columbia Üniversitesi'nin Gazetecilik Okulu'nda yapılan basın toplantısında, Pulitzer ödüllerinin yöneticisi Sig Gissler tarafından açıklandı. Pulitzer'in en önemli ödülü olarak kabul edilen 'Kamu Hizmeti' dalındaki ödülü, Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA) eski çalışanı Edward Snowden'in basına sızdırdığı gizli belgeleri yayımlayan Guardian US ve The Washington Post aldı. Sıcak Gelişme Haberciliği katagorisinde ise geçtiğimiz yıl Boston Maratonu'nda meydana gelen patlamayı takip eden Boston Globe çalışanları aldı. Bu yıl 4. kez 'Kamu Hizmeti' ödülü 2 gazete arasında paylaşılmış oldu. ‘Makale’ katagorisinde ise ödül verilmedi. Snowden'in sızdırdığı belgelerde ABD'nin birçok devlet başkanını dinlediği ve milyonlarca insanın e-mail bilgilerine ulaştığı ortaya çıkmıştı. Önce Guardian gazetesinde yayınlanan belgeler daha sonra Washington Post, New York Times ve Wall Street Journal'da da yayınlanmıştı. ABD hükümeti Snowden hakkında casusluk davası açmıştı. 1917 yılından bu yana verilen 'Pulitzer' ödülleri, ABD'de gazeteciliğin en seçkin ödülü olarak kabul ediliyor. Bu ödülü kazananlar, ayrıca 10 bin dolarlık para ödülünün de sahibi oluyor. Sadece gazetecilikte kamu hizmeti dalında ödül alan gazeteye altın madalya veriliyor. Gazetecilik dalında verilen ödüller şöyle: Kamu Hizmeti: Guardian US ve The Washington Post Sıcak Gelişme Haberciliği: The Boston Globe çalışanları Araştırmacı Gazetecilik: Chris Hamby of The Center for Public Integrity, Washington DC Aydınlatıcı (Açıklayıcı) Gazetecilik: EliSaslow (Washington Post) Yerel Habercilik: Will Hobson and Michael LaForgia of the Tampa Bay Times (Florida) Ulusal Habercilik: David Philipps of The Gazette, Colorado Uluslararası Habercilik: Jason Szep and Andrew R.C Marshall (Reuters) Yorum: Stephen Henderson (Detroit Free Press) Eleştiri: Inga Saffron, Philadelphia Inquirer Editöryal yazı: The Oregonian Editöryal çalışanları (Portland) Karikatür: The Charlotte Observer gazetesinden, Kevin Siers Flaş Haber Fotoğrafı: Tyler Hicks The New York Times Haber Fotoğrafı: Josh Hanner, The New York Times cihan.com.tr ORHAN AKKURT
Her Şey Bahane Kahve İçmek Şahane Dedirten 11 Neden
Seul Ulusal Üniversitesi’nden araştırmacıların fareler üzerinde yaptığı bir deneye göre az uyku nedeniyle strese giren fareler kahve aromasına maruz kaldıklarında, beyinlerinde bu strese bağlı olarak oluşan proteinde de bir değişim yaşanıyor.
11 Maddede Dünyanın Konuştuğu Panama Belgeleri ve Offshore Kavramına Özet Bakış
9 Mayıs'ta ikinci kısmı yayınlanan 'Panama Belgeleri (Panama Papers)',  ilk sızdırıldığı andan itibaren tüm dünyanın gündemine oturmuştu. Belgelere göre, Panama merkezli ve denizaşırı firmalarla iş yapan hukuk firması Mossack Fonseca, aralarında 12 lider ve 143 politikacının da olduğu binlerce kişi için yasadışı mali faaliyetlerde bulundu; vergi kaçırmalarına ve kara para aklamalarına yardımcı oldu.Bugüne dek yapılmış en büyük veri ifşası olan, 76 ülke ve 109 medya kuruluşundan toplam 376 gazetecinin üzerinde çalıştığı Panama Belgeleri sızıntısını kabaca toparlamaya çalışalım.
Şekispir'den Shakespeare'e: Üstadın Anadolu Macerası
Önceleri Şekispir, Şekspir ya da Şekspiyer diye anılmaya başladıysa da 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra artık ülkemizde de Shakespeare diye biliniyordu. Onun bu topraklardaki macerası yaklaşık 140 yıl önce, Osmanlı'nın son döneminde başladı. Shakespeare'in tiyatro yapıtlarının Osmanlı'daki ilk çevirmeni Kütahyalı Hasan Bedrettin Paşa ile arkadaşı Manastırlı Mehmet Rıfat olmuş. 1870'lerde bu ikili (İngilizce bilmedikleri için) Othello 'yu Fransızcadan çevirmişler. Ardından üstadın yapıtlarını Osmanlıcaya tercüme etmek bir 'riyaziyeci'nin aklına gelmiş. Eğitimci, matematikçi Mehmet Nâdir Bey Hamlet 'ten üç bölüm seçip çevirmiş. Yine Fransızcadan ama İngilizce de biliyormuş. Bunu yaparken büyük olasılıkla Hamidiye Zırhlısı'nda hapisteymiş. Mehmet Nâdir Hamlet çalışmasını 1881'de Hazine-i Evrak dergisinde şöyle sunmuş: 'Nâmı şöhretgîr-i âfâk olan 'şekspir'in tercüme etdiğim bazı âsârı içinden birkaç söz toplayub (Hazine-i evrak)a derc buyurulmak üzere irsâl eyledim.' Nâdir Bey bununla da yetinmemiş, 1887-1888'de Shakespeare'in 42 sonesini düz yazı olarak Osmanlıcaya çevirmiş. Yine bu sıralarda başka bir Osmanlı aydını Örikağasızade Hasan Sırrı Bey (Nahit Sırrı Örik'in babası) Venedik Taciri ile Sehv-i Mudhik (Yanlışlıklar Komedisi) çevirilerini yapmaktaymış. 1884 ve 1887'de ikisi de yayımlanmış. Verona'nın İki Asilzadeleri 1886 yılında II. Meşrutiyet yıllarında kaymakamlık yapmış olan Mihran Boyacıyan tarafından çevrilip Civelekyan Matbaasında basılmış. Boyacıyan aynı yıl Romeo ve Juliyet 'i de çevirmiş. Çeviriler yapılmış ama sahneler pek hareketli değil henüz. Bazı Shakespeare yapıtları Rum ya da Ermeni toplulukları tarafından sahnelenmiş. Örneğin 1842'de Konkordiya tiyatrosuna gelen Rum sanatçılar Romeo ve Juliette 'i, Othello 'yu, Hamlet 'i oynamışlar. Bu oyunlar, Gedikpaşa Tiyatrosunun ilk döneminde de temsil edilmiş. Ama Osmanlı sahnelerine adım atan Osmanlıca ilk oyunu Othello. Mihran Boyacıyan'ın İngilizceden çevirdiği Othello ‪Manzûme-i Efkâr Matbaası tarafından 1912 yılında yayımlanmış. 1914 yılında İstanbul'da Darülbedayi'nin, yani modern anlamda ilk tiyatro ve konservatuvar yapısının oluşmasıyla 'resmi' tiyatro yaşamı başlar. 1912 yılında Muhsin Ertuğrul bir Hamlet yapmıştır bile. Çevirisi, başrol oyunculuğu, yönetimi kendine ait bir Hamlet'tir bu. Anadolu ise Othello'yu çok beğenmiştir. Darülbedayinin ilk öğrencilerinden biri, Kâmil Rıza, öteki adıyla Othello Kâmil, yıllar boyunca gezici kumpanyasıyla Anadolu'yu dolaşıp Othello oynar. Kâmil'in yorumuyla sahnelenen oyunun adı Arabın İntikamı'dır. Nâzım Hikmet 'Oyunlarım üstüne' başlıklı yazısında (Moskova, 1962) Kâmil'in seyircisi olduğu günleri şöyle anlatır: 'Ankara'da 1921 kışında ahırdan bozma salaş bir tiyatroda, gaz lambalarının ışığında ve ikide bir soğuktan avuçlarıma hohlayarak Otello Kâmil'i seyrettim. Ömrümde ilk defa Şekspir'i seyrettim. Abdullah Cevdet adında bir eski Jön Türk şairi Arap ve Acem sözcükleriyle dolu bir dille büyük üstadı Türkçeye çevirmişti. Otello'yu, Hamlet'i filân okumuştum, şaşmıştım, hayran olmuştum ama pek anlamamıştım. Kâmil bir gezgin aktördü. Repertuvarında bir tek piyes vardı denilebilir. Otello'yu Papazyan üslubuyla oynadığını söylerler. Ne yazık Papazyan'ı Otello'da seyretmek nasib olmadı. Ama çırağı Kâmil'in Otello'suna bakıp ustasının ustalık kertesini kestirmek mümkün.' Gerçekten de Abdullah Cevdet Shakespeare'in tüm oyunlarını çevirmek niyetlisidir. Ama ne yazık ki çeviriler başarısızdır. Abdullah Cevdet tercüme işine devam ettiği sırada bir gün Süleyman Nazif'e dert yanar: 'Nazif, Shakespeare'i çevirme işini bitirmeden öleceğim diye korkuyorum.' Süleyman Nazif cevabı yapıştırır: 'Ben de tam tersine Shakespeare'in tamamını ölmeden önce çevireceksin diye korkuyorum. Herkes Shakespeare'in eserlerini ölümsüz bilir, oysa sen Türkçeye çevirerek ölümlü olduklarını kanıtladın.' 20- yüzyıl başlarında Osmanlı'nın yeni Türkiye Cumhuriyetine armağanlarından biri olan Neyzen Tevfik 'in diline de düşer Shakespeare: ŞEKSPİR Şekispir'in bütün asarına değil, birine Feda imiş Britanya o hikmet efserine. Ne muhteşem, ne derin bir mehabet-i takdir, Yeter bu İngiliz'in ilme aşkını tasvir. Revân eder acı sözlerle tayf-ı hikmetini, Bu serzeniş ile sezmiş vatan muhabbetini. (1921) 'İngiltere'nin Avon deresi İrlanda denizine dökülmek için kara ağaçlar arasında aheste ve sakit akıyor; gruba doğru pembeleşen yeşil sularında dallar ve sazlarla beraber Stratfort beldesinin beyzi ve tulani pencereleri ve mızrak biçimli parmaklıkları münakis yaşar; akisler arasında birer canlı kar yığını halinde sessiz kayan beyaz kuğular vardır. İşte bu güzel akar suyun kenarına yaslanan Stratfort şehrinin Henley sokağında 1564 senesi nisanının yirmi üçüncü günü Vilyem Şekspiyer dünyaya geldi.' Bu satırlar 1934 yılında Kanaat Kütüphanesi tarafından yayımlanmış, Cenap Şahabettin'in kaleme aldığı 'Vilyem Şekspiyer' adlı kitaptan. Resimli, 196 sayfa olan kitapta Türkçede ilk kez Shakespeare'in hayatı, kadınları, eserleri ahlakı gibi konular ele alınıyor. Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra Shakespeare kültür ve sanat dünyasının baş köşesine kurulacaktır. 1920'lerden günümüze Shakespeare'in tüm oyunları Türkçeleştirildi. Çevirmenler arasında Halide Edip Adıvar, Sabahattin Eyuboğlu, Ülkü Tamer, Can Yücel, Mina Urgan, Berna Moran gibi edebiyatımızın ünlü isimleri de var. Tüm soneleri ise Talat Sait Halman çevirisiyle Türkçeye kazandırıldı. Üstadın (Venus and Adonis, Rape of Lucrece gibi) manzum öyküleri ise onları çevirecek kahramanları bekliyor. Shakespeare'in bu topraklar üstündeki maceralarından bazıları oldukça ilgi çekici: 1960'ların başında İstanbul'da Küçük Sahne'de Othello sahnelenir. Iago'yu oynayan Genco Erkal seyircilerin arasından geçerken 'Allah belanı versin!' diye bağıranlar olur. Türkiye ve hatta dünya sahnelerinde boy gösteren az sayıdaki kadın Hamlet'lerin başında Ayla Algan gelir. 1962 ile 1965 yılları arasında İstanbul Şehir Tiyatrolarında Muhsin Ertuğrul'un rejisiyle sahnelenen Hamlet'te hem Hamlet'i hem de Ophelia'yı oynadı. 1976 yılında Metin Erksan bir Shakespeare uyarlamasını beyaz perdeye taşır. Fatma Girik'in baş rolünü oynadığı bir Hamlet filmidir 'Kadın Hamlet ya da İntikam Meleği'. Şatoda değil çiftlikte geçer. Film hakkında Variety dergisinde çıkan yazıda 'Kadın Hamlet, 1977 Uluslararası Moskova Film Festivalinin ve 1978 Uluslararası Los Angeles Film Festivalinin en güzel, en orijinal, en sıra dışı, en eşsiz, en anlamlı, en beğenilen tek filmi' diye yazar Lester Cole. Müşfik Kenter 1985-86 tiyatro sezonunda Kenter Tiyatrosunda Talat S. Halman'ın kaleme aldığı 'Türk Shakespeare' adlı metni sahnede tek başına canlandırdı. 'Kahramanlar ve Soytarılar' adıyla sahnelenen oyunda Müşfik Kenter hem sonelerden hem oyunlardan sahneleri hem de Türkiye'de sahnelenen Shakespeare oyunlarından anekdotları seyircilere aktarıyordu. Işıl Kasapoğlu'nun 1994 yılında Trabzon Devlet Tiyatrosu'nda sahnelediği Venedik Taciri 'nde ünlü Yahudi tefeci Shylock'u bir kadın oyuncu canlandırıyordu. Hamlet metni hiç kesilmeden sahnelenince altı-yedi saat sürüyor. Türkiye'de bu iş bir kez yapıldı. Işıl Kasapoğlu'nun rejisiyle 1998 yılında İzmit Şehir Tiyatrolarında. Hamlet'i Tardu Flordun oynuyordu. 2002 yılında Mustafa Demirci çıkardığı 'Ahuzar' adlı ilahi kasetinde Shakespeare'in bir sonesini 'Vazgeçtim' adıyla ilahi olarak seslendirdi. 2009 yılının yaz aylarında Mersin'in Arslanköy beldesinde Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu üyesi yedi kadın, Hamlet'ten üç bölümü Hamit adıyla sahneye taşıdı. Topluluğun kurucularından Ümmiye Koçak kostüm sıkıntısına da yaratıcı çözümler bulduklarını söyledi: 'Kraliçeye basmadan yapılmış elbise giydirdik. Diğer karakterler ise şalvar ve şapka giyiyor. Kullanılan taçları kartondan, kafataslarını kabaktan yaptık.' The Guardian gazetesi, 'Hamlet Türkiye'de feminist oldu' başlığı ile yayımladığı haberde 'Hamlet'in küçük bir okul sahnesinde, kendinden geçmiş seyircilerin önünde, ve en olmayacak yerde oynandığını görmek insanı derinden etkiliyor' diye yazdı. Hamlet 'i Türkiye sahnelerinde tek başına oynayan aktör ise Bülent Emin Yarar oldu. 2013'de İstanbul Devlet Tiyatrosu prodüksiyonu olarak sahnelenen oyunda aktör Hamlet, Hayalet, Kral, Kraliçe, Polonius, Ophelia, Oyuncu, Lucianus, Laertes, Mezarcı rollerini tek başına canlandırdı. Shakespeare'in Türkiye serüveni bir belgesele de konu oldu. Yönetmenliğini Gülşah Özdemir Koryürek'ün yaptığı, 2013'de seyirci önüne çıkan 'Türkiye'de Şekspir Olmak' belgeseli ünlü yazar ve şaire Türkiye'den nasıl bakıldığını işliyor. Belgesel, 1800'lü yıllarda Osmanlı Devleti sınırlarında başlayarak günümüze kadar uzanan yolculuğun hikâyesini anlatıyor. Shakespeare Anadolu'yu Anadolu'da Shakespeare'i çok sevdi. Nice yıllara üstat... Zeynep Avcı/BBC Türkçe
Lana Del Rey: 'İçinde Bulunduğum Yaşamı Devam Ettirmek İstemiyorum'
Born To Die ile ecele göz kırpan sevda çiçeği Lana Del Rey, ölmek istiyor. The Guardian’a konuşan Lana Del Rey, konunun Kurt Cobain ve Amy Winehouse’a gelmesi üzerine eteğindeki taşları döktü. “İçinde bulunduğum yaşamı devam ettirmek istemiyorum ama gene de devam ettiriyorum. Eğer hislerim bu olmasaydı, böyle konuşmazdım.” diyen Lana Del Rey, röportajın ardından The Addams Family kadrosuna katıldı. İçindeki Lana Del Rey aşkı bir türlü bitmeyenleri üzen bu açıklamanın, gerçeğin habercisi olmamasını umuyoruz.Play Tuşu
Snowden: "Dropbox Kullanmayın"
ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) eski çalışanı Edward Snowden, bulut depolama hizmeti sağlayan Dropbox'ın kullanıcıları hükümetin gizlice bilgi almasına karşı koruyabilecek güvenlik önlemlerinin olmadığını söyledi. Snowden benzer hizmeti veren SpiderOak'ın ise bu tarz bir güvenlik sunduğunu savundu. The Guardian gazetesine verdiği röportajda Snowden, şifreleme anahtarlarını kontrol ettiği için Dropbox'ın 'mahremiyet düşmanı' olduğunu söyledi. Snowden şirketin sahip olduğu bu kontrolün sunucularda depolanan kullanıcı verilerinin hükümete iletilmesine imkan tanığını kaydetti. Snowden açıklamalarında ABD eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Dropbox'ın yönetim kurulu üyesi olduğuna da dikkat çekti. Her ne kadar Rice yönetim kurulu üyesi olsa da şirketin mahremiyet politikasını şekillenme konusunda rolü belli değil. Dropbox sözcüsü ise mail üzerinden yaptığı açıklamada, 'Kullanıcılarımızın bilgilerini korumak ilk sıradaki önceliğimiz. Hükümetin isteklerine karşı mahremiyet politikamıza bağlılığımızda ısrar ettik. Dünya genelindeki kullanıcıların mahremiyetini koruyacak temeller için kanunların değişmesi için savaşıyoruz.' dedi. Ancak Snowden, depolama alanında hizmet veren ve yeni kurulan SpiderOak'ı tavsiye ediyor. SpiderOak kullanıcı şifrelerini sunucularında saklamamak gibi ek güvenlik önlemleri sunuyor. Bu da mahkeme emri dahi olsa hükümetin kullanıcı verilerine erişimini oldukça zorlaştırıyor. NSA'nın telefon görüşmeleri, email ve diğer iletişim araçlarını izlediği programları ile ilgili gizli belgeleri sızdırmasının üzerinden bir yıl geçen Snowden, teknoloji şirketlerinin mahremiyeti koruyacak daha güçlü metotlar geliştirmeleri konusunda uyarılarda bulunuyor. Snowden'ın gizli belgeleri sızdırması Google ve Yahoo gibi internet devlerini sunucuları arasındaki veri akışını şifrelemek için harekete geçirirken mobil alanda güvenli mesajlaşma imkanı sunan yeni girişimleri ortaya çıkardı. Bulut depolamada diğer online hizmetlerde olduğu gibi ek mahremiyet para kazanmaya odaklı teknoloji şirketleri için ticari getiriden veya kullanım kolaylığından ödün vermek anlamına geliyor. Hem Dropbox hem de rakibi Box kendi sunucuları arasında verileri iletim halinde iken halihazırda şifreliyor. Ancak sunucuları içerisinde olduğu gibi 'bekletiyor.' Bu iki şirketten hiçbiri de SpiderOak gibi ek bir adım atmıyor. Peki SpiderOak'da sistem nasıl çalışıyor. SpiderOak kullanıcıların verilerini henüz kendi sunucularına gönderilmeden şifreliyor. Veriler sunuculara geldiğinde dahi kullanıcı şifreleri ve verileri okunamayacak şekilde şifrelenmeye devam ediyor. Bu işlemin artı tarafı: Eğer hükümet SpiderOak'tan sizin verilerinizi isterse şirketin yapabileceği tek şey harflerden ve rakamlardan oluşan karışık bir şifreleme vermek. Eksi tarafı: Eğer şifrenizi unutursanız SpiderOak'ın şifrenizi sıfırlama gibi bir şansı yok. Hem Box hem de Dropbox kullanıcılara kendi şifreleme anahtarlarını kontrol etme seçeneği tanıyor. Eğer kullanıcılar bu opsiyonu kullanırsa şifre sıfırla gibi bazı özellikleri de kaybedebiliyor. Chicago merkezli SpiderOak yeni kurulan küçük bir şirket. Ancak 38 yaşındaki CEO Ethan Oberman şirketin şimdiden 1 milyona yakın kullanıcı sayısına ulaştığını ve 42 kişiyi istihdam ettiğini söyledi. Bununla birlikte Oberman 2007'de kurulan şirketin şu ana kadar aldığı finansman ile ilgili bilgi vermiyor. Oberman sadece yatırımcılarının çoğunun Chicago'da olduğunu söylemekle yetiniyor. Ancak Snowden'ın Perşembe günkü açıklamaları ardından değişikliğe gidebileceklerini de söyleyen Oberman, 'Pazarımız bugün büyüdü. Pazarınız büyüdüğü zaman pazara ulaşmak için ek sermayeye ihtiyaç duyarsınız' dedi. Snowden ile daha önce konuşmadığını ve kendisinden doğrudan ya da aracılar yolu ile bir destek açıklaması yapması talebinde de bulunmadığını söyleyen Oberman'ın yine de mahremiyet-teknoloji çevreleri ile bağlantıları bulunuyor ve bu yıl San Francisco'da yapılan NSA karşıtı teknoloji konulu bir konferansa da destek verdi. WSJ
Bülent Arınç'ın 'Ahlak Dersi' Dış Basında
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, 'Kadın herkesin içinde kahkaha atmayacak' şeklindeki sözleri dünya medyasında geniş yankı buldu.İşte Bülent Arınç'ın sözlerinin dünyadaki yansımaları: The Guardian The Guardian haberi, 'Türk başbakan yardımcısı kadınlar kahkaha atmasın diyor' başlığıyla verdi. Haberde şu ifadeler kullanıldı: 'Aynı zamanda pembe TV dizileri ve cep telefonlarını da hedef alan Bülent Arınç'ın cinsel ayrımcılık içeren atıp tutmaları kızgınlıkla karşılandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidardaki AKP'si, Türkiye'nin Mustafa kemal Atatürk tarafından kurulan laik cumhuriyete dayalı din ve devlet işlerini katı bir şekilde biribirinden ayıran yapısını kemirmekle suçlanıyor.' The Independent The Independent gazetesi, Türkiye'nin tarihinden beri kadın hakları konusunda komşularından daha ilerici olduğunu ama son zamanlarda görülen değişimler ve maaşlar arasındaki uçurumlar, çocuk gelinler, töre cinayetleri ve aile içi şiddet gibi sorunların ülkenin geriye gitmeye başladığına dair endişelere neden olduğunu yazdı. Gazete, kürtajın 10 haftaya kadar serbest olmasına karşın, Başbakan'ın buna karşı olduğunu söyleyip kısıtlayıcı yasa çıkarmaktan söz ettiğini de hatırlattı. The Mirror The Mirror haberinde Arınç'ın sözlerinin, 'sosyal medya sitelerinde geniş ölçüde alaya alındığını' yazdı. Gazete, kadınların Twitter'da Arınç'ın sözleriyle dalga geçtiklerini belirtti. The Times The Times gazetesi haberi, 'Bu bir şaka değil: Türk lider kadınlara gülmeyin dedi' başlığıyla veriyor. The Times, Başbakan Yardımcısı'nın kadınların herkesin içinde kahkaha atmaması ve telefonda fazla vakit harcadıkları gerekçesiyle azarlamasının öfkeye neden olduğunu yazdı. Gazete, Bülent Arınç'ın bu sözlerine tepki veren yüzlerce Türk kadınınının sosyal medyada gülerken çekilmiş fotoğraflarını paylaştıklarını belirtti. BBC İngiliz yayın kurumu BBC, haberi 'Türkiye'de kadınlar gülüyor' başlığıyla duyurdu. Haberde, Arınç'ın sözlerine tepki veren Türkiye'nin dört bir yanındaki kadınların gülerken ya da gülümserken çekilmiş fotoğraflarını sosyal medyada paylaştıklarını yazdı. Haberle ilgili okuyucu yorumları arasında ise, 'Bir sonraki adımları tatil yerlerindeki turistleri eğlendikleri için tutuklamak olacak' gibi yorumlar göze çarptı.Metin Güneş | CNN Türk
Annesini Ararken Kocasıyla Kardeş Olduğunu Öğrendi!
Adriana ve Leanordo yedi yıldır evli ve altı yaşında da bir çocukları var. Brezilyalı çift uzun süredir kayıp olan annelerini bulmak için çabalıyordu. Her ikisinin de annesinin adı Maria idi ve ikisi de çocuklarını henüz bebekken terk etmişlerdi. Çift bu haftaya kadar aynı kişiyi aradıklarının farkında değildi. Adriana’nın katıldığı bir program sayesinde bunun farkına vardılar. Adriana annesini sadece bir kez görmüştü. Globa adlı radyo programına katıldı ve kayıp annesini bulmak için başvuruda bulundu. Annesinin radyoya geri dönüş yapmasıyla büyük bir mutluluk yaşayan Andriana, kadının Leanordo adında bir oğlunun olduğunu ve uzun süredir izini bulamadığını söyleyince şok geçirdi. Adriana, kocasının öz kardeşi olduğunu öğrenince programda göz yaşlarına boğuldu. Çift daha sonra bir röportaj verdi ve ayrılmayı düşünmediklerini açıkladı. Adriana “Biz ölene kadar birlikte kalacağız. Bütün bunlar Tanrı öyle istediği için yaşandı. Elbette bir araya gelmeden önce kardeş olduğumuzu biliyor olsaydık herşey çok farklı olurdu ama bunu bilmiyorduk ve birbirimize aşık olduk” dedi. Kaynak: İndependent
Clooney, İngiltere'deki Telekulak Skandalını Film Yapıyor
Sony Pictures, İngiliz gazeteci Nick Davies’in ortaya çıkardığı telefon dinleme skandalını beyaz perdeye aktarıyor. İngiliz medya devi Rupert Murdoch’un sonunu getiren skandalın sinema uyarlamasında yönetmen koltuğunda da George Clooney oturacak.Nick Davies’in The Guardian’daki köşesinde yazdığı yazılarla ilk olarak ortaya çıkardığı, İngiltere’de yüzlerce siyasetçi, ünlü ve terör mağdurunun telefonlarının dinleniyor olduğu haberleri gündemde şok etkisi yaratmıştı. Ülkede haber sektörünün bir numarası olan Rupert Murdoch’un 2012 yılında News International’ ın direktörlüğünden ayrılmasıyla sonuçlanan süreç, Nick Davies tarafından Hack Attack isimli kitapta derlenmişti. Sony Pictures, kitaptan uyarlanacak filmin ismini de Hack Attack olarak belirledi ve yönetmen olarak da George Clooney’i seçti.Filmle ilgili yaptığı ilk açıklamada söz konusu hikayenin bu tür bir filmin gerektireceği her şeye, yalanlar, yozlaşma ve şantaj, sahip olduğunu belirten Clooney, Nick Davies’in çok cesur bir gazeteci olduğunu vurguladı. Davies’in kitabını uyarlamaktan büyük gurur duyacağını söyleyen Clooney, son olarak bu yıl vizyona giren The Monuments Men ‘i yönetmişti.Bantmag