Balıkesir'de meydana gelen depremin ardından uzmanlar açıklama yapmaya devam ediyor. Yaklaşık 1 ay önce Sındırgı depremiyle ilgili uyarıda bulunan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Balıkesir Sındırgı'da meydana gelen depremden sonra bir kez daha akıllara gelen İstanbul depremiyle ilgili konuştu. Üşümezsoy, 'İstanbul'da deprem olmayacak.' dedi.Kaynak: CNN Türk
Geçtiğimiz dakikalarda, Balıkesir, İstanbul, İzmir ve Tekirdağ gibi birçok ilimizde hissedilen 6.1'lik bir deprem meydana geldi. Merkez üssü Balıkesir olarak açıklanan depreme canlı yayın sırasında yakalanan Bufavo adlı yayıncının tavırları sosyal medyada dikkat çekti. Buyurun, detayları beraber inceleyelim...
Balıkesir'de meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından bölgeden ilk haberler gelmeye başlıyor. Depremin gerçekleştiği Balıkesir'den gelen ilk görüntülerde bir binanın çöktüğü bilgisi yer aldı. Kaynak: Anadolu Ajansı
Yolda kavun satan bir kişi, durdurduğu motorcuya önce kavun ikram etti, ardından 500 TL’ye zorla satmaya çalıştı. O anların videosu sosyal medyada viral olunca işin aslı ortaya çıktı.Buyrun detaylara birlikte bakalım.
Lüks araçlar kimileri için bir tutku. Kimileri dediğimiz tabii ki zenginler. Son yıllarda her alanda yaşanan fiyat artışı otomotiv sektörünü de etkiledi haliyle. Bu yüzden pek çok kişi için değil lüks, sıradan bir araç bile hayal. Fakat zenginken daha zengin olanların elinde arabalar neredeyse oyuncağa dönüştü. Bebek, Nişantaşı, Etiler gibi yerlerde lüks araçlar görmeye alışığız. Bir sosyal medya kullanıcısı, Nişantaşı sokaklarından gezerken gördüğü lüks araçları kaydetti. O görüntüleri 'Nişantaşı'nda sıradan bir gün' notuyla paylaştı. O görüntüler araba alma hayaliyle gecesini gündüzüne katanları biraz üzdü.
Sahnelerin en enerjik kraliçesi Hande Yener, sahne aldığı bir konserde sözleriyle gündem oldu. Son zamanlarda malum, sahte diploma skandalı konuşuluyor. Yener, “Herkes benim gibi lise terk çıktı” sözleriyle hem güldürdü hem de alkış topladı. Gelin birlikte bakalım o anlara…
Geçtiğimiz ayın başından itibaren gurbetçiler tatil için ülkemize gelmeye başladı. Kimisi köylerine kimisi ise tatil bölgelerine akın etti. Özellikle sınıf kapısında m mikrofon uzatılan gurbetçilerin açıklamaları sık sık gündem oldu. Pek çoğu ülkemizin cennet olduğunu, ekonomiden şikayet edenlerin geçinmeyi bilmediğini, kendilerinin Almanya'da zor şartlarda çalıştığını anlattı. Bu sözler genel olarak ileriki yaşlarında olan gurbetçilerden geldi. Almanya'dan tatil için gelen bir genç de benzer sözler söyledi. Ülkemizde yaşayan, kendi yaşıtı gençler için söyledikleri tepki çekti.
2025 yılında tüm dünya sıcak havalarla mücadele ediyor. Türkiye'de sıcaklık rekorları üst üste kırılırken diğer ülkelerde de durum farksız değil. İnsanlar, sıcaklarla mücadele etmek için birbirinden farklı yöntemler geliştiriyor. Örneğin sıcaklıkların 40 derecenin altına düşmediği Katar'da havuzları soğutmak için güzel bir yöntem geliştirilmiş.Aslında bu yöntemin, ülkemizde de uygulanması gerekiyor!
Günümüz dünyası, teknoloji ve bilim dünyası olsa da, bazı insanlar hala büyü ve hurafelere inanmayı sürdürüyor. Bu inançların temelinde çoğunlukla kültürel miras ve gelenekler yer var. Hurafeler, gerçekliği kanıtlanmamış, çoğunlukla mantık dışı düşünce ve davranışları içerir ve toplumda gereksiz korkuların yayılmasına yol açabiliyor. Bilimin rehberliğinde, bu tür inançların sorgulanması ve bilinçli yaklaşımlar geliştirilmesi, bireylerin daha sağlıklı ve akılcı kararlar almasına yardımcı olacaktır. Bir kadın bebeğinin eski kıyafetlerini isteyen kadının o kıyafetlerle büyü yapacağını, bunu nasıl farkettiğini ve nasıl çözüm bulduğunu anlattı.
Türkiye’deki birçok insan son dönemde daha iyi iş imkanları, eğitim fırsatları ve yaşam kalitesi arayışıyla yurt dışına gitmeye başladı. İlk tercih ise genel olarak Almanya oluyor. Almanya’nın güçlü ekonomisi, geniş iş piyasası, sosyal güvenlik sistemini ve Türk nüfusunun yoğunluğu, burayı Türkler için cazip bir göç noktası haline getiriyor. Uzun yıllardır Almanya'da yaşayan Türkler, Almanya'da hayatın bittiğini, Türkiye'den ayrılmanın mantıklı olmadığını savunuyor. Yeni yerleşen gençler ise yaşam standartları ve ekonomi karşısındaki beğenisini paylaşıyor. Bu sefer genç bir kadından, tam tersi bir yorum geldi. Kendisi Almanya'ya yerleşme konusundaki pişmanlığını paylaştı.
Ülkemizde genel olarak her alanda yaşanan fiyat artışları, özellikle emlak sektöründe çok daha belirgin bir şekilde hissediliyor. İnşaat maliyetlerindeki yükseliş, arsa fiyatlarının artması ve talebin yüksek olması, konut fiyatlarını hızlı bir şekilde yukarı çekti. Bu durum, hem alıcıların hem de kiracıların bütçelerini ciddi anlamda zorluyor. Artık çalışarak ev almak bir hayal. İnsanlar da madem hayal kuruyoruz, kendimize sınır koymaya gerek yok diye düşünerek lüks ev ilanlarını incelemeyi bir hobi haline getirdi. Bodrum'da 7.000.000 Euro'ya satılan denize sıfır malikane sosyal medyada viral oldu. Evin ücreti ile başka neler yapılabilir, hesaplanmaya başlandı.
Çift Geyik Karaca'nın Genel Müdürü Cihat Özbekli, CNBC-e'de Naz Özdeğirmenci'nin konuğu oldu. Özbekli, son zamanlarda popüler hale gelen 'evden çalışma' ve 'hibrit çalışma' konusuna değinerek bu konudaki fikirlerini paylaştı. Özbekli, sektörün güncel durumuna odaklanarak 'Evden çalışayım, hibrit çalışayım gibi talepler gereken arzı bulamayabilirler' dedi.Kaynak: CNBC-e
Bir satıcının turistin bavuluna yaptığı ilginç “dayanıklılık testi” sosyal medyada viral oldu. Bavulu sağa sola savurup üzerine çıkıp zıplayan satıcı, izleyenleri hem şaşırttı hem de güldürdü. O anlar “Gerçekten bu kadarına gerek var mıydı?” yorumlarına yol açtı.
Hayvancılık, oldukça zorlu mesleklerden biri. Yalnızca fiziksel güç ve disiplin gerektiren bir iş değil, aynı zamanda sabır ve sorumluluk da gerektiriyor. Hayvanların beslenmesinden barınma koşullarına, hastalıklarının takibinden doğum süreçlerine kadar her aşama özen istiyor. Sabahın erken saatlerinde başlayan yoğun tempo, hava şartlarının zorluğu ve ekonomik dalgalanmalar işi daha da güçleştiriyor. Ancak tüm bu yorgunluğun içinde, hayvanlarla kurulan bağ en değerli motivasyon kaynağı. İşin en zorlu kısmı ise hastalıklar. Hayvancılıkla uğraşan bir adam, şap hastalığına yakalanan büyükbaş hayvanının hastalıktan önceki ve sonraki halini paylaştı.
Yaz boyunca gündemimiz tatilciler ve tatil beldesindeki esnaflar arasındaki anlaşmazlıklardı bildiğiniz üzere. Esnaf yazın başından beri tatil beldelerinin boş olmasına isyan etti. Minibüs şoförlerinden cafe, restoran sahiplerine, otel sahiplerinden marketlere kadar pek çoğu isyan ettiği anların videosunu paylaştı. Tatil yapmak isteyen halk ise fiyatlardan ve hizmetin kalitesizliğinden şikayetçiydi. Bu durum hem yerli hem yabancı turisti etkiledi. Fethiye'de 50-60 bin TL'ye villa kiralayan vatandaş, villanın haline isyan etti. Kimileri bu fiyata göre normal bulurken kimileri ise tatil beldelerindeki yüksek fiyatlar sebebiyle adamın isyanına hak verdi.
Çocukların beslenmesi, hem bedensel gelişimleri hem de zihinsel performansları için kritik bir öneme sahip. Büyüme çağında vücut, kemiklerden kaslara, bağışıklık sisteminden beyin fonksiyonlarına kadar her açıdan yoğun bir gelişim sürecindedir. Bu süreçte yeterli ve dengeli beslenme oldukça önemlidir. Protein, vitamin, mineral, sağlıklı yağlar ve kompleks karbonhidratlar, çocukların enerji ihtiyacını karşılamakla kalmaz, öğrenme becerilerini, dikkat sürelerini ve bağışıklık güçlerini de artırır. Yetersiz veya dengesiz beslenme, büyüme geriliği, öğrenme güçlüğü, hastalıklara yatkınlık gibi sorunlara yol açabilir. Çin'de bir devlet okulunda öğrencilere verilen öğle yemeği paylaşıldı. Videodaki yemeklerin dengesi beğeni topladı.
Fenomen set çalışanı Yener Yalçın, Instagram hesabından takipçilerinden gelen soruları yanıtlamaya devam ediyor. Bu zamana dek setlerde yaşanan olaylardan, oyuncularla ilgili kulis bilgilerine kadar pek çok merak edilen konuyu açıklayan Yalçın, bu kez de “Dizilerde rol icabı gerçekten alkol içen var mı?” sorusunu yanıtladı. Cevabı hem şaşırtıcı hem de bol dedikodulu oldu. Gelin, yanıtına birlikte bakalım!Kaynak: instagram.com/yeneryalciin/
Bazen anlamını tam olarak bilmediğimiz kelimeleri kullandığımız oluyor. Bu dilin doğası ve iletişim alışkanlıklarımızla ilgili ilginç bir durum. Sıklıkla duyduğumuz kelimeleri merakla alıp günlük konuşmalarımızda bilerek ya da farkında olmadan kullanırız. Bu genel olarak bir alışkanlık olarak tanımlanabilir. Anlamını bilmeden kelime kullanmak bazen ifademizi zenginleştirirken, bazen de karışıklığa sebep olabilir. 'neredengeliyo' isimli içerik üreticisi, çocuklar için sevimli bir sevgi sözcüğü olarak kullanılan 'kerata' kelimesinin kökenini anlattı. Kelimenin aslında pek de sevimli olmadığı ortaya çıktı.
Bir köpekle yaşamak, hem ruhsal hem de fiziksel açıdan pek çok fayda sağlar. Köpekler insanlara koşulsuz sevgi ve sadakat sunarak yalnızlık hissini azaltır, morallerini ve enerjilerini yükseltir. Geçtiğimiz yıllarda çocuklara uygulanan bir sosyal medya akımı, şimdi de köpeklerde denenmeye başlandı. İnsanlar sokakta patili dostlarının yanından bir yabancı gibi geçerek tepkilerini kaydetti. Köpeklerin her birinin insan dostunu tanıyıp peşlerine takıldığı anlar ise kalpleri ısıttı.
Köpekler, yüzyıllardır insanın en sadık dostlarından biri olmuştur. Köpekler, sahiplerine karşı koşulsuz bir sevgi ve bağlılık gösterir. Hatta pek çoğu insan dostunun duygularını hissedebilir, üzgün olduklarında teselli edebilir, mutlu olduklarında neşelerine ortak olurlar. Köpekler için sevgi, çıkar ya da beklentiye değil, tamamen içgüdüsel bir bağa dayanır. Bu yüzden bir köpeğin sadakati, çoğu zaman insan ilişkilerinde bile bulunmayacak kadar saf ve karşılıksızdır. Mersin'de bir adam, 5 yıl boyunca baktığı köpeği barınağa bıraktı. Sahibinin arkasından ağlayan köpek barınak görevlilerini de ağlattı.