Konya'dan Bile Küçükler: Yüz Ölçümleriyle Sizi Şaşırtacak 5 Ülke!
Türkiye'nin yüz ölçümü tam olarak 783.562 km². En büyük ilimiz olan Konya'nın yüz ölçümü ise 38.257 km². Yani Konya, sahip olduğu yüz ölçümüyle aslında bazı Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeden daha büyük. Genellikle turistik açıdan duyduğunuz ülkelerin yüz ölçümlerinin ne kadar olduğunu öğrenince ise şaşırabilirsiniz. İşte, dünyanın yüz ölçümü en küçük ülkeleri!
Bağımsız Sanatçılar ve Görünmezlik Tuzağı: Özgürlüğün Bedeli
Sanatın her zaman özgür ve bağımsız bir alan olduğu söylense de günümüzde bağımsız sanatçılar için görünmez kalmak neredeyse kaçınılmaz bir kader hâline gelmiştir. Büyük sanat kurumları, müzeler, galeriler ve yatırımcılar sanat dünyasını şekillendirirken, bağımsız sanatçılar bu sistemin dışında kalan, desteklenmeyen ve çoğu zaman fark edilmeyen kişiler olarak varlıklarını sürdürmeye çalışıyor. Görünmezlik tuzağı, sanatçının yalnızca sanatsal üretimiyle değil, aynı zamanda sistem içindeki yerini nasıl konumlandırdığıyla da ilgilidir. Bu tuzak, sanatçıyı kısıtlayan ekonomik, sosyal ve kültürel faktörlerle örülmüş, katmanlı bir yapıdır.
Mutlaka Okunması Gereken 10 Beyin Kitabı
'Beyin, evrendeki en karmaşık nesnedir.' – V. S. Ramachandran.Buna tüm kalbimle katılıyorum. Beynimizi anlamak, aslında kendimizi anlamak demek. Düşüncelerimiz nereden geliyor? Duygularımız nasıl şekilleniyor? Bilincimizin derinliklerinde neler yatıyor? İşte bu sorular, beni her zaman büyülemiştir. Çünkü beynimiz yalnızca bir organ değil; dünyayı algılama biçimimiz, hikâyeler yaratma yeteneğimiz ve kim olduğumuzun en büyük kanıtı.Bu yüzden, beynin sırlarını çözmeye çalışan en iyi kitapları bir araya getirmek istedim. Nörobilimden psikolojiye, bilinçaltının gizemlerinden yaratıcılığın kaynağına kadar uzanan bu kitaplar, hepimizin zihnini açacak nitelikte. Eğer siz de düşüncelerinizin nasıl şekillendiğini, kararlarınızın ardındaki mekanizmaları ve insan olmanın doğasını merak ediyorsanız, doğru yerdesiniz.Şimdi, birlikte bu büyüleyici keşif yolculuğuna çıkalım!
Ölmek Var, Vazgeçmek Yok- Mickey7’nin Absürt ve Varoluşsal Macerası
Bilim kurgu, bazen insanı sonsuz evrenin derinliklerine sürükleyen muhteşem bir keşif aracı, bazen de iç dünyamızdaki en karanlık sorularla yüzleşmemizi sağlayan bir ayna. Edward Ashton’ın Mickey7’si ise tam olarak bu iki unsuru mükemmel bir dengeyle harmanlayan hem düşündüren hem de kahkaha attıran bir roman. Yani, ölmekten bıkmayan bir karakterin hikâyesi nasıl bu kadar eğlenceli olabilir, diyorsanız, işte burada Ashton’ın ustalığı devreye giriyor.
Kaptan Ailesinin Sahnesinde: "Bir Günümüz Efsanesi / Ferhat ile Şirin"
Efendim, bugünkü yazımda değişik bir konsept deniyor olacağım. Bugünkü konuklarım başarılı oyuncular Orçun Kaptan ve Damla Cercisoğlu Kaptan. Onlar aynı zamanda karı koca ve çok başarılı işlere imza atacağına adım gibi emin olduğum yepyeni bir tiyatroyu yani Eserekli Tiyatro’yu kurdular ve ilk oyunları Bir Günümüz Efsanesi / Ferhat ile Şirin’i 6 Mart’ta Şişli Tiyatrosu’nda sahneleyecekler. Normalde soruları ben sorarım ve konuklarım cevaplar ama bugün bir değişiklik yapmak istiyorum ve konuklarımın birbirlerine soru sorup cevaplamalarını arzu ettim. Çok da keyifli bir dialog oldu. Ee hadi buyrun o zaman röportaja…
Sayfaları Çevirirken Soluk Almayı Bile Unutacağınız En İyi 10 Bilim Kurgu Kitabı
Bilim kurgu, yalnızca teknoloji veya uzay maceralarından ibaret değil. Bu tür, insan doğasını, toplumu ve geleceği sorgulayan derin hikayeler sunuyor. Kimi zaman yapay zekalarla dolu bir dünyada, kimi zamansa totaliter rejimlerin gölgesinde buluyoruz kendimizi. Peki, en sürükleyici bilim kurgu kitapları hangileri? İşte elinizden düşüremeyeceğiniz 10 efsane bilim kurgu kitabı!
Anlat Derdini Marko Paşa'ya Deyimi Tam Olarak Nereden Geliyor?
Hepimiz hayatımızda en az bir kere 'Git derdini Marko Paşa'ya anlat' sözünü duymuşuzdur. Genellikle birinin yakınmasına karşılık söylenen bu söz, aslında basit bir tepkinin ötesinde bir anlama sahip. Peki ama kim bu Marko Paşa? Gerçekten dert dinleyen biri miydi? Yoksa bu deyim, zaman içinde farklı bir anlam mı kazandı? Gelin bakalım!
Dört Yapraklı Yoncanın Neden Şans Getirdiğine İnanılır?
Dört yapraklı bir yonca bulduğunuzda içinizi bir sevinç dalgası kaplıyor mu? İnsanların büyük çoğunluğu, nadir rastlanan bitkiyi bulduklarında kendilerini şanslı hissediyor. Yüzyıllardır süregelen bir inanışa göre, dört yapraklı yoncalar kötü ruhlardan korunmanın bir yolu olarak görülüyor. Ancak bu inanç tam olarak nereden çıktı ve gerçekten doğruluk payı var mı? Bilimsel araştırmalar ve tarihi kaynaklar farklı şeyler söylüyor.
Ramazan Ayının Vazgeçilmezleri! Geleneklerle Güzelleşen Ramazan
On bir ayın sultanı Ramazan geldi, hoş geldi! Bin aydan daha kıymetli olduğu bilinen Ramazan, bereketi, rahmeti ve saymakla bitmeyen faziletiyle yüreklere huzur da getirdi. Manevi bir arınma, birlik ve beraberliğin de ayı olan Ramazan'a özel öyle şeyler var ki her yıl tadı damağımızda kalıyor. Bir ay boyunca tadını çıkardığımız kimileri yüzyıllara dayanan geleneklerle Ramazan'ın olmazsa olmazlarına birlikte göz atalım! Hazırsanız, başlıyoruz: 'Hoş geldin ya şehri Ramazan...'
Madem Hücrelerimiz Sürekli Yenileniyor O Zaman Neden Yaşlanıyoruz?
İnsan vücudu mükemmel bir sistem gibi görünüyor. Düşünsenize, cilt hücrelerimiz belirli aralıklarla yenileniyor, kan hücrelerimiz sürekli olarak değişiyor ve organlarımız kendini onarma yeteneğine sahip. Ancak buna rağmen yaş ilerledikçe cildimiz kırışıyor, kaslarımız güçsüzleşiyor, kemiklerimiz zayıflıyor ve hastalıklara daha açık hale geliyoruz. Eğer vücudumuzda bu kadar güçlü bir yenilenme mekanizması varsa, neden yaşlanıyoruz? Bilim, sorunun cevabını ararken birçok farklı faktörün işin içinde olduğunu keşfetti.Kaynak 1, Kaynak 2