onedio
5 Bin Yıllık Antik Kentte Yok Olma Tehlikesi
Van Gölü sahilindeki 5 bin yıllık antik kentin, koruma altına alınmadığı takdirde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı belirtildi.Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Demirtaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 5 bin yıl önce yerleşim alanı olarak kullanılan ve bir dönem Doğu Anadolu Bölgesi'nde hüküm süren Urartu Krallığı'na da ev sahipliği yapan Van Gölü sahilindeki antik kentin, 1986 yılında Kültür Bakanlığı tarafından tescillendiğini anlattı.Günümüzde bir bölümü toprak altında, geri kalanı ise gölün içinde bulunan antik kentin, bir şehir ve yerleşim biriminin bütün izlerini bünyesinde barındırdığını vurgulayan Demirtaş, Tatvan'ın tarihini yansıtan alanın, kaçak kazı yapanlardan ve ticar emelleri için kullanmak isteyenlerden korunması gerektiğini söyledi.
Yaşayan En Büyük Ressam ve Sanatın Çirkin Yüzü (Sanat Ne Anlatır 7)
Sanat Ne Anlatır ? Sorumuzun bu 7. bölümünde dikkatlerinizi bir sanatçıya yoğunlaştırmak istiyorum.Sanat genelde göze güzel gelen şeylerin görselleştirilmesi olarak algılanmaktadır.Onları duvarımıza asmalı, baktığımızda içimizi açmalı gülümsetmeli ve bizi günlük streslerden uzaklaşmasını bekleriz.Sanatı dekorasyon nesnesi olmaktan öte göremeyişimizden kaynaklıdır bu.Ancak sanat tarihinde yer edinmiş hiç bir sanatçı bu anlayışa uygun eser üretmemiştir. Sanat bir silahtır Picasso'ya göre.Yada birazdan değineceğimiz sanatçımıza göreyse, tüm çıplaklığı ile insanı dehşete düşürmede kusursuz bir yol, bir yöntemdir...
Hasan Sabbah ve Haşhaşiler Hakkında Bilinmeyenler
“Hiçbir şey doğru değildir.Böylece her şey serbesttir.”Hasan SabbahŞeytani bir zekaya sahip olana Hasan Sabbah din adamlarının yalancı olduğunu savunur. Ona göre; kitleler her zaman belirsizliklerden korkarlar ve bu yüzden acık bir yalanı, ulaşılmaz gerçeklere yeğ tutarlar.
Çanakkale Zaferinin 100. Yılında   Çanakkale Efsaneleri
Uğurluel, karşılıklı siperlerin yaklaşık 8 metre olduğu Bombasırtı'nda, Türk ve Anzak siperleri arasındaki karşılıklı alışverişlerden de bahsetti. Talha Uğurluel, 'Gece karanlık çökünce savaş duruyor. Aradaki mesafe 8 metre. Aralarındaki her hareketi hissedebiliyorlar. Avustralya - Yeni Zelandalıların bulunduğu siperde gece gitar çalıyorlar, bizimkiler de dinliyorlarmış. Şarkı bitince bazen bizimkiler alkış tutarlarmış. Karşı taraftakiler de tabii şaşırır. 'Bunlar ne biçim insanlar' diye. Bazen de bizim askerimiz bir türkü patlatıyor, karşı taraftan alkışlar. Burada manidar olan şu. Türkü okunuyor, alkış yapılıyor, bazen de istek yapılıyor. Kağıda yazıyorlar, taşa sarıp bu tarafa atıyorlar. Bizimkiler alıp okuyor, 'Dün akşam söylediğiniz o güzel şeyi tekrar söyler misiniz?' Bizimki bir daha okuyor, yine alkışlar. Aradan birkaç gün geçiyor, istek yaptıkları halde Türkü okunmuyor. Anzak tarafından bir kağıda yazıp atıyorlar; 'Kaç gündür istediğimiz halde, o güzel şeyleri neden söylemiyorsunuz?' Bizimkiler alıp okuyorlar, sonra, 'Çünkü siz, 3 gün önce o güzel sesli askerimizi vurdunuz' yanıtını yazıp atıyorlar' şeklinde konuştu.Siper arasında sadece türkülerin değil yiyeceklerin de paylaşıldığını anlatan araştırmacı yazar Basri Sütlü, 'Yakın siperlerle alakalı bir Fransız hatırası var yine kaynaklarda yer alan. Bir gün Fransızlar, bizim siperlerin olduğu yere bazı 'mundar' şeyler diye adlandırılan bir şeyler atıyorlar. Artık ne attılarsa alay etmek için. Fakat bizim askerimiz, karşılığında mendil içerisinde ceviz, kuru üzüm sarıp onu atıyorlar. Tabii Fransızlar mahcup oluyor. Bu sefer peksimet türü şeyler atıyorlar. Hatıralarda, 'Bir daha o siperden bize ateş edilmedi' yazıyor' ifadelerini kullandı.
Reklam
Agop'tan Hala Şehit Olmuyor
Türkiye, 18 Mart’ta Çanakkale Deniz Zaferi'nin 100'üncü yılını kutluyor. Aynı gün “Şehitleri Anma Günü” olarak da anılırken şehit listelerindeki tartışma yıllar geçse de devam ediyor. Gayrimüslim şehitler 1998 yılında Milli Savunma Bakanlığı’nın bastığı “Şehitlerimiz” kitabında yer alıyor. Ancak aynı bakanlığın internet sitesinde, kitap referans olarak verilse de Hristiyan ve Yahudi şehitlerin isimleri çıkmıyor.Bakanlığın Personel Başkanlığı’nın Arşiv Müdürlüğü’nde yer alan “Şehit Listeleri” bölümü 'Aziz Şehitlerimizin kanlarıyla kurulan Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacak ve ay yıldızlı bayrağımız göklerde daima dalgalanacaktır' sözleriyle açılıyor. Arama bölümünde Müslüman şehitlerin kimlikleri ayrıntıları ile duyurulurken, gayrimüslimler için “Kayıt bulunamamıştır” ibaresi çıkıyor.Sitenin tanıtımında arama yapılan liste için “1998 yılında ' Şehitlerimiz” adlı beş ciltlik esere atıfta bulunuluyor. Halbuki 28 Şubat sürecinde denk gelen Cumhuriyetin 75. yıldönümünde basılan bu kitaplarda gayrimüslim şehitler de yer alıyordu.“Şehitlerimiz” kitabı Milli Savunma Bakanlığı Personel Daire Başkanlığı Arşiv Müdürlüğü tarafından, “Şehit Kimliklerinin Tespiti” projesi kapsamında hazırlanmıştı. 5 ciltte yaklaşık 130 bin askerin kimlik bilgilerine yer verilirken şehitlerin arasında ayrım yapılmaksızın Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Hristiyan ve Yahudi vatandaşları da yer almıştı.Bugün Bakanlığa bağlı sitedeki satış bölümünde stokta kalmadığı için ancak CD’si satılan kitaba az sayıda da olsa kütüphanelerden ulaşılabiliyor. Kitaplarda askerlerin baba adlarına, doğum ve ölüm yerlerine, ordunun içindeki yerleri bulunuyor.Kayıtlara göre 100’ü aşkın gayrimüslim askerin şehit olduğu Çanakkale cephesinde Ermeni askerlerden biri 1307 Amasya – Merzifon doğumlu Avanis oğlu Agop’tu. Piyade er olarak Osmanlı ordusunda yer alan Agop, 2. kolordu, 18. alay, 2. tabur, 4. bölükte savaşıyordu. Avanis oğlu Agop, 5 Temmuz 1915’te Kireçtepe’de öldü.Bugün internet sitesinde yer almayan şehit listelerine göre Ermeni askerler sadece er olarak da bulunmuyordu. 1306’da Burdur’da doğan Arakil Efendi jandarma teğmen olarak görev yapıyordu. Tüfekçiyan Menyans oğlu Arakil Efendi, 29 Mayıs 1915’te Anafartalar muharebesi sırasında şehit olacaktı.Sadece Ermeniler değil, diğer Hristiyan toplumlar ve Yahudiler de Çanakkale cephesindeydi.Eskişehir’in Mihailiççık ilçesinde 1292 yılında doğan Tanaş oğlu İstirati de askerler arasındaydı. Kayıtlara göre İstirati, 24 Haziran 1915’te Gureba-i Müslimin Hastanesi’nde vefat etti.Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinden Mulçar oğlu İshak ise Çanakkale cephesinde 55. Alay’da onbaşı görevindeydi. 1298 doğumlu Mulçar oğlu İshak’ın öldüğü tarih 30 Ağustos 1915’ti.Gayrimüslim şehitlerin de bulunduğu 5 ciltlik serinin başında, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyılındaki savaşlarla ilgili bilgiler yer alıyor, 100 yıl önce yaşananlar için “soykırım” vurgusu yapılıyor. Ancak bu terim Türklere karşı “Ermeni mezalimi” bölümünde kullanılıyor: “İtilaf devletlerinden yüz bulan Ermeniler almış oldukları destekle birlikte dünyada eşine rastlanılmayan bir soykırım hareketine giriştiler. Bu durum karşısında bölge halkı Ermeni mezalimine bir son vermek için teşkilatlanmaya başladı.”Kaynak: Serdar Korucu | Agos
Çanakkale'de Savaşan 13 Yaşındaki Gönüllü Bombacı Ali Reşat Çavuş'un Fotoğrafının Hikayesi
Çanakkale Zaferi denince unutulmaz karelerden biridir üzerinde ‘Gönüllü Bombacı’ yazan fotoğraf. Başındaki enveriyesi oldukça büyük, üzerindeki askerî kıyafet kendisine bol gelen 13-15 yaşlarındaki çocuğun fotoğrafını çoğunuz hatırlar. Genelkurmay Başkanlığı’nın 2007 yılında yayımladığı albümde yer alan ve en çok konuşulan karelerden biri olan fotoğraf (Genelkurmay o tarihte 28 fotoğraf yayımlamış, o fotoğraflardan biri de ‘Gönüllü Bombacı’ya ait meşhur kareydi). Ama kimdi bu çocuk? Gerçekten Osmanlı askerleriyle birlikte Çanakkale’de bulunmuş, düşmana karşı savaşmış mıydı? Acaba fotoğraf bir evin bahçesinde çekilmiş olabilir miydi? Ya da çocuk abisinin asker kıyafetlerini mi giymişti?Bugüne kadar bu fotoğrafın hikâyesini hiç kimse öğrenemedi. Çanakkale Savaşı tarihi ile ilgilenen birçok araştırmacı, üzerinde el yazısıyla “Gönüllü Bombacı” yazan bu fotoğrafı, Anadolu insanının vatanı için her yaşta canını feda edebileceğinin delili olarak anlattı durdu. Hatta şu an bile internette dolaşan bu fotoğrafın altında Çanakkale’de lise ve ortaokul sıralarındaki çocukların savaştığını anlatan nice asılsız bilgi mevcut. Oysa fotoğrafın kaynağı hakkında kesin bir bilgi bulunmadığı gibi, gerçekliği konusu da hayli tartışmalıydı. Fotoğraftaki küçük çocuk, o dönemler, hatta günümüzde bile çok yaygın bir âdet olan, ‘asker büyüklerinin giysisiyle’ resim çektirmiş bir çocuk olabilirdi. Ya da resmin üzerindeki ‘Gönüllü Bombacı’ yazısını, sonradan ona bu sıfatı yakıştırmış biri yazmış olabilirdi. Ancak ilk kez, resimdeki küçük çocuğun gerçekten de Çanakkale cephesinde bulunduğunu dergimizdeki belgelerde görecek ve kendisine takılan ‘Gönüllü Bombacı’ lakabının da haksız olmadığını okuyacaksınız.
Reklam
Bin 200 Yıllık Viking Yüzüğünde Allah Yazısı
İsveç'te yapılan bir kazıda 9. yüzyıldan kalma bir kadın mezarında üzerinde Arapça 'Allah'a' yazan yüzük bulundu.İsveç'te yapılan bir kazıda 9. yüzyıldan kalma bir kadın mezarında bulunan yüzük, Viking Dönemi İskadinavyası ile İslam dünyası arasındaki yakın temasa dair kanıtlar sunuyor.Radikal'den Tolunay Bayram'ın haberine göre, 1800'lerin sonlarında Birka olarak bilinen bir Viking ticaret merkezinde yapılan kazılarda gümüş bir yüzük bulunmuştu. Yüzüğün üzerindeki mor renkli ametist taşı üzerinde araştırmalar yapan bilim insanları, taşın aslında cam rengi olduğunu tespit etti. Üzerinde Arapça karakterlerle 'Allah için' veya 'Allah'a' yazan yüzüğün ticari bir ürün olarak satıldığı ve bölgeye bu şekilde geldiği düşünülüyor.
İstediği Zamana Geri Dönüp Fotoğrafını Çekebilen Sanatçıdan Gerçeğinden Farksız 12 An
Bazen öyle anların fotoğraflarını çekmeyi kaçırırız ki, pişmanlıkları uzun sürer. Fakat Çek fotoğraf sanatçısı Jojakim Cortis ve arkadaşı Adrian Sonderegger, neredeyse istedikleri her anı tekrar canlandırıp o anı sahte de olsa fotoğraflamayı başarabilen bir yeteneğe sahipler. Tasarım, görsellik ve ışığı çok etkili kullanarak ve bunlarla fotoğrafçılık sanatını birleştirerek, isterlerse 1980'lere isterlerse 1850'lere geri dönüp o anları ölümsüzleştirebiliyorlar.
Reklam
Manisa'ya Gidenlerin ve Manisalı Olanların Çok İyi Bildiği 13 Şey
Manisa çok farklı, tarih, kültür hatta kimi yerinde köy kokan yeşil bir şehir. Üzüm buğusunun görüldüğü, ağaçlarla donanmış dağlara bakarak sabah zinde uyanmanın ve tertemiz havadan bir dolu nefes çekilen yer.Sard'ı (Sart diye geçer), Hafsa Valide Sultan Camii'si, Muradiye'si, adetleri ile gerçekten dolu dolu ve gidenin pişman olmadığı şehir...Haydi ona bakalım.
Reklam
Kenndy ve Lincoln Arasındaki Fazla Şaşırtıcı Benzerlikler
Amerika'nın belki en farklı liderleri olarak gösterilen John F.Kenndy ile Abraham Lincoln arasındaki tarihi benzerlikler hala konuşuluyor.Bu kadar benzerliğin, birbirine bu kadar benzeyen kişiler de olması tesadüf mü ?Orası ise hala bilinmiyor.İşte İki başkanın arasındaki müthiş benzerlikler....
Ölümünün 70.yılında Anne Frank
1945 yılında Bergen-Belsen toplama kampında tifüsten hayatını kaybeden, 2.Dünya Savaşı'nın ve Yahudi Soykırımı'nın simge isimlerinden Anne Frank öleli 70 sene oldu.*Yazdığım bilgiler tamamen wikipedik'tir. Anne Frank'ten ve yaşanan bu olaydan haberdar olmayan insanların bu site yoluyla haberdar olması geniş bir kitleye yayılması için galeriyi yaptım.
Reklam
Dedemizin Dedesini Görebileceğimiz Yüz Elli Sene Öncesine Ait 21 Fotoğraf
Tarihte neler olup bildiğini hepimiz merak ediyoruz. Teknoloji sayesinde gelecek nesiller, belki de bizim kuşağımızın yaptığı her şeyi bizzat izleme şansı bulacak. Aslında geçmişi görme fırsatına biz de sahibiz!Pascal Sebah ve Polycarpe Joaillier 1800'lü yılların ortalarında İstanbul'da bir fotoğraf stüdyosu kuruyorlar ve Osmanlı fotoğrafçılığının en bilindik örnekleri bu ikiliden çıkıyor. Osmanlı fotoğrafçılığı deyince Ermeni asıllı saray fotoğrafçıları 'Abdullah Biraderler'i de unutmamak lazım. Sizler için tarihimizi kanlı canlı görebildiğimiz ilk fotoğrafları derledik.İşte Yaşadığımız Coğrafyanın 150 Sene Öncesine Işık Tutan 21 Fotoğraf! 😡 😣 😠  😞
Osmanlı Büyüklerinin Bulunduğu Nasihatler, Vasiyetler ve Sözleri
''Ey oğul! Her işten önce din işlerine dikkat et. Zira farizaya (farzlara) dikkat, din ve devletin güçlenmesine sebeptir. Din işlerini; dikkatli olmayan, itikadı bozuk ve doğru yoldan ayrılmaya yönelen, büyük günahlardan kaçınmayan, helale-harama dikkat etmeyen sefihlere ve ayrıca tecrübesiz kişilere bırakma, devlet idaresinde bu gibi kişilere iş verme!.Zira yaratandan korkmayan, yaratılandan hiç korkmaz. Büyük günah işleyen ve bunu devam ettiren kimsede sadakat olmaz. Böyle kişilerin sadakati olsa ümmeti olduğu Peygamber-i Zişan’ın sadık tebligatı üzere hareket eder de şer’i şerifin dışına çıkmazdı.Allah’ın (c.c.) hakkını ve kulların hukukunu gözet!.. Ve senden sonrakilere böyle nasihat etmekten geri durmaVe adalet ve insafa riayet ile zulmü kaldırmaya devam ile her bir işe teşebbüs de Allah’ın yardımına güven . Halkını düşman istilasından ve zulme uğratılmaktan koru!..Haksız yere hiç bir ferde layık olmayan muamelede bulunma!.. Halkı taltif et, hepsinin rızasını kazan”
Atatürk'ün Fazlasıyla Vizyon Sahibi Olduğunu Gösteren 25 Önemli Sözü
etiket
Atamızın, öylesine anlamlı, ufuk açıcı, vizyon sahibi ve hep güncelliğini koruyan sözleri var ki, insan ne büyük bir fikir adamı olduğuna gerçekten şapka çıkarıyor. Üzerinden o kadar süre geçmesine ve dünya şartlarının değişmesine rağmen, Atamızın bize miras bıraktığı sözleri hala dünyada geçerliliğini koruyor ve gelişmiş, demokrasisi sağlam  bir ülke olabilmenizin de temelini oluşturuyor. Fazla değil çok basit bir mantıkla biraz dünyada olup bitene bakarsak, Atamızın bu sözlerini uygulayan ve kendi ülkesinde temel prensip haline getiren devletlerin, ne gibi olumlu gelişmeler kaydettiğini zaten görürüz. Kısacası fazla söze gerek yok. İşte tekrar tekrar okumamız ve feyz almamız gereken Atamızın 25 önemli sözü.
Bilmeniz Gereken, Tarihe Damga Vurmuş 5 Kadın Matematikçi
Matematik tarihinde ünlü matematikçiler denildiğinde erkek matematikçilerin adları anılsa da bu kadın matematikçilerin olmadığı anlamına gelmez. Erkek matematikçilere göre işleri zordur çünkü gerek ailelerinin gerekse toplumun baskısını da çözmek zorundadırlar. Bütün bunlara rağmen tarihe adını yazdırmış bazı kadın matematikçileri matematikciler.org olarak sizler için bir araya getirdik.
Reklam