onedio

İŞKUR Haberleri

İŞKUR ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. İŞKUR ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Üsküdar Belediye Başkanı: 'Bu Memlekette Fazla Tolerans Karşındakini Azdırıyor'
Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, ilçedeki Validebağ Parkı yanına yapılacak cami nedeniyle yaşanan gerginlikle ilgili yaptığı açıklamada, medyanın kamuoyunu yanlış yönlendirdiğini belirterek, 'İşin çevrecilikle, yeşille, Validebağ Korusu ile alakası yok' dedi.Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, İŞKUR ve ilçedeki bir grup iş adamıyla birlikte hayata geçirilen Üsküdar İstihdam Merkezi (USIM) tanıtım toplantısında Validebağ Korusu ile ilgili açıklama yaptı. Başkan Türkmen, konunun medya tarafından yanlış yönlendirildiğini belirterek, “Ben de televizyonlarda izliyorum 'Üsküdar Belediyesi Validebağ Korusu'nda yeşili katlediyor. Oraya cami yapıyor' haberler böyle. Böyle bir şey yok. Konunun doğrusu şudur: Bir defa caminin Validebağ Korusu'yla alakası yok. Cami korunun dışında. Altunizade Mahallesi'nde. Yavrupaşa Sokak 34 numarada. Mülkiyeti belediyemize ait tapulu arazimizde. Planda dini tesis alanı içerisinde ve ruhsatlı bir cami yapıyoruz' dedi.BU MAHALLEDE BAŞKA CAMİ YOKCaminin ruhsatını ve planlarını basın mensuplarına gösteren Hilmi Türkmen, “ Türkiye 'de camilerin yüzde 80'nin tapusu yok. Çoğu kaçak durumda. Halkımız kendi imkanlarıyla yapmış. Ama biz burada ruhsatlı, projesi onaylı bir cami yapıyoruz. Ayrıca biz bu camiyi belediye bütçesinden yapmıyoruz. Biz buna bir kuruş kaynak ayırmıyoruz. Bu camiyi yine o mahallenin sakinleri yapıyor. Bu mahallede cami yok. Bu mahallenin sakinleri 7-8 yıldır buraya cami yapılması için uğraşıyorlar. Geçtiğimiz dönemde planlaması yapıldı, bizim dönemimizde de yapılıyor. Mülkiyeti Üsküdar Belediyesi'ne ait' diyerek tapusunu gösterdi. Caminin projesini de gösteren Hilmi Türkmen, “3 yüz metre kare butik bir cami. Ahşap kaplama tek minerali. Üsküdar estetiğine yakışır bir cami yapıyoruz.Cami dışında lojman, ve cami cemaatinin namaz öncesi oturup zaman geçireceği bir sosyal alan var' diye konuştu.BU ALANDA AĞAÇ DEĞİL BİR TANE OT YOKBuraya cami yapılmasına karşı gelenlerden bir grupla görüştüğünü belirten Türkmen, “Bunlar camiye karşı olmadıklarını, yapıya karşı olduklarını söylediler. 'Niçin karşısınız' dediğimizde 'yeşili keseceksiniz, ağaçları katledeceksiniz' diyorlar. Ancak gösterdim, bu alanda ağaç değil bir tane ot yok. İşin doğrusu bu mahalle halkının yüzde 80'ni bu camiyi istiyor yüzde 20'si istemiyor. Ve bu camiyi biz değil bu mahalle halkı yapıyor. Ama bu caminin yapılmasını isteyen insanlar bunlar kadar gürültü koparmıyor' dedi.BUNLAR SAHTE ÇEVRECİBölgede cami olmadığını tekrarlayan Hilmi Türkmen şunları söyledi:“Kimse bize yeşilcilik, çevre duyarlılığı yapmasın. Biz Türkiye'de 2002'den beri 6 milyar ağaç dikmişiz. Şimdi Validebağ Korusu'nu kaşıyorlar. Orası Büyükşehir Belediyemize tahsis oldu Milli Emlak'tan. Kadir Topbaş başkanımız 'Emirgan'da, Göztepe'de nasıl park yaptıysak aynısını orada yapacağız' diyor. Onların derdi yeşil, park değil. Dert başka. Burada dert şu: Bunlar sahte çevreci. Sahtekar çevrecilik yapıyorlar. Çevreyle alakaları yok. Bunlar Çamlıca Camii'ne de karşı çıktılar. Bunların çıkarına uymuyor. Bu alanı çevredeki siteler otopark olarak kullanıyor. Bunların açık otoparkı burası. Yıllardır bir kuruş para ödemeden bizim bu alanımızı otopark olarak kullanıyorlar. Ne çevreciliği? Bunlar sahtekar çevreci. Dolayısıyla burada otoparklarını ellerinden alıyoruz. Yok öyle yağma, bu milletin malını sen otopark olarak kullanamazsın. Dolayısıyla bunların otoparkı ellerinden gidiyor. Bir de söylemek istemiyorum ama, cami olunca, ezan olunca bunlar değişiyor arkadaşlar. Ben bir şey demiyorum. Gerisini siz anlayın'‘BU MEMLEKETTE FAZLA TOLERANS KARŞINDAKİNİ AZDIRIYOR’Türkmen, aksine bir mahkeme kararı olmadığı için camiyi yapacaklarını sözlerine ekleyerek, “Bu işe karşı gelenler hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Bize 'dava açtık' dur diyorlar. Arkadaşlar maalesef bu memlekette fazla tolerans, fazla iyi niyet karşındakini azdırıyor, karşındakini kendisini haklıymış gibi bir pozisyona düşürüyor. Haklılıkları yok. Yüz de yüz hukuken de ahlaken de haksızlar. Vatandaşın talebiyle arazimize tapulu cami yapıyoruz. İşin çevrecilikle, yeşille, Validebağ Korusu'ya alakası yok' diyerek sözlerini tamamladı.METREKARE SORUNUHilmi Türkmen, bir gazetecinin, 'Cami yapımı için 2 bin 500 metrekare araziye ihtiyaç olduğunu ve oradaki arazinin bin 200 metrekare' olduğu yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine, “Doğru yönetmelikte öyle bir şey var. Ama aynı yönetmelikte 'mahalli müşterek şartlar dikkate alınarak yerel yönetimler uygun yerlere ruhsat verebilirler' diye bir cümle daha var' diye konuştu.SU BASKINLARIÜsküdar'daki yoğun yağmurlarda meydana gelen su baskınları ile ilgili da açıklama yapan Türkmen, Büyükşehir Belediyesi ile birlikte başlattıkları 4 ay sürecek çalışmayla bu sorunu çözeceklerini söyledi.(Özkan ARSLAN - Özgür ARSLAN / DHA)
3 Üniversite Bitirdi, Kazma- Kürek Çalışıyor
BALIKESİR'de yaşayan 4 çocuk annesi 40 yaşındaki Sonay Baş, üç üniversite bitirmesine rağmen sürekli bir iş bulamayınca, İŞKUR'un Toplum Yararına Çalışma Projesi kapsamında Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nde geçici işçi olarak çalışmaya başladı. Çevre yeşillendirmesi çalışmaları kapsamında kazma- kürek sallayarak ekmek parası kazanan Sonay Baş, 'Türkiye'de iş bulmak zor. Çocuklarıma helal lokma götürmek için mücadele ediyorum. Buna da şükür' dedi.Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de resmi işsiz sayısı 2014 yılı Temmuz döneminde 2 milyon 867 bin kişiyi buldu. Aynı dönemde işsizlik oranı erkeklerde yüzde 8.8, kadınlarda ise yüzde 12 düzeyine ulaştı. İş bulmakta güçlük çekenlerden üç üniversite mezunu Sonay Baş, Balıkesir'de geçici işler yaparak 2 oğlu ve 2 kızı ile yaşam mücadelesi veriyor.ÇOK SAYIDA DA KURS BİTİRMİŞSon olarak Balıkesir'de İŞKUR'un Toplum Yararına Çalışma Projesi'nde iş bulan Baş, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü bünyesinde çalışmaya başladı. Kentin çeşitli yerlerinde yeşillendirme çalışmaları kapsamında dikilecek çiçekler için kimi zaman kazma kürek sallayıp, kimi zaman da tırmık çekerek zemin hazırlayan Sonay Baş, 3 üniversite diplomasına rağmen yaptığı işten hiç gocunmadığını kaydetti. Kendini her alanda geliştirmek için çaba harcadığını belirten Sonay Baş şunları anlattı:'Konya Ereğli'de liseyi bitirdikten sonra evlendim. Bir süre bu şehirde kaldıktan sonra eşimin görevi nedeniyle Muş'a taşındık. Burada Muş Meslek Yüksekolu'nun Çocuk Gelişimi Bölümü'nü bitirdim. Daha sonra Anadolu Üniversitesi'nin iki yıllık Halkla İlişkiler Bölümü'nü bitirdim. Bu zaman zarfında çocuklarım oldu. 5 yıl önce Balıkesir'e geldik. Bu arada eşimden ayrılıp çocuklarımla kaldım. Bu aşamada bir kozmetik firmasının ürünlerini satarken, bilgisayar kursundan, biçki dikiş nakış kursuna kadar pek çok kursa katıldım. KOSGEB'den girişimcilik sertifikası aldım. Kantin işletmeciliği kursunu tamamladım. Balıkesir'de bir özel güvenlik şirketinde yöneticilik, SGK'da güvenlik müdürlüğü yaptım. Yerel bir TV'de reklam bölümünde çalıştım. Bu işleri yaparken Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitirdim. Fakat dersler, kurslar ve çocuklarımın bakımı nedeniyle KPSS'de 71'den fazla not alamadım.'DÜZENLİ BİR İŞ BEKLİYORTüm çabasına rağmen sürekli bir iş bulamadığını vurgulayan Sonay Baş, bu işe girme öyküsünü de şöyle aktardı:'Kadrolu bir iş bulamayınca Balıkesir Büyükşehir Belediyesi'ndeki İŞKUR masasına başvurdum. Geçen günlerde telefon geldi ve geçen hafta pazartesi günden bu yana, yeşillendirme yapmak için zemin düzeltmeleri yapıyoruz. İşimden memnunum bir sıkıntım yok. Biliyorsunuz, Türkiye'de iş sıkıntısı var. Daha iyi şartlarda çalışmak isterim ama buna da şükrediyorum. Allah sağlık verdiği müddetçe, çocuklarıma helal lokma götürmek için çalışacağım. Kazma kürek de olsa 40 yıl düşünsem aklıma gelmeyecek yapamayacağım işleri yapmak zorunda kaldım. Belli bir kurumda düzenli bir iş yapmak için pek çok başvuru yaptım ve haber bekledim, hala bekliyorum. İnşallah bu yaştan sonra iyi bir iş çıkar ve ben de hayallerime kavuşurum. Allah bana da hayırlı bir emeklilik nasip eder.'Hilmi DUYAR- Sefer TALAY / BALIKESİR, (DHA)
'Kiralık İşçi Dönemi Başlıyor'
2015 hükümet programına göre istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi verilecek. Şirketler, kadrolu eleman çalıştırmak yerine günlük ve saatlik işçi kiralayacak. Sendikalar, alın terinin alınıp satılacağı gerekçesiyle düzenlemeye tepkili. 11. Cumhurbaşkanı Gül, 2009’da Meclis’ten geçen yasayı emeğin istismarına yol açabileceği uyarısı yaparak veto etmişti.Hükümet, beş yıl önce 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün veto ettiği ‘kiralık işçi’ düzenlemesini hayata geçirmek için yeniden düğmeye bastı. Resmî Gazete’de yayımlanan 2015 hükümet programına göre istihdam bürolarına işçi kiralama olarak ifade edilen ‘geçici iş ilişkisi kurma’ yetkisi verilecek. Böylece şirketler, kadrolu eleman çalıştırmak yerine istihdam bürosundan işçi kiralayacak. Hükümet, düzenlemenin istihdamı artıracağını savunurken sendikalar, getirilmek istenen yeni düzeni ‘kölelik, işçi simsarlığı’ şeklinde niteleyerek karşı çıkıyor. Sendikacılara göre çalışanların günlük ve saatlik olarak kiralanacağı yeni sistem emek sömürüsüne yol açacak. İstihdam büroları, işçinin alın teri üzerinden kâr edecek. Kiralık işçi çalıştıracak işverenin, bu pozisyonlar için daimi istihdama yanaşmayacağına dikkat çekiliyor. Bu durumda kadrolu istihdam azalacak, iş güvencesi ortadan kalkacak. İşçi kısa süreli olarak değişik işyerlerinde çalıştığı için kıdem tazminatı alamayacak. Gül de veto gerekçesinde düzenlemenin ‘eşitlik ve işçinin korunması’ esaslarına uymadığına dikkat çekmiş, işçilerin emeğinin istismarına yol açabileceği uyarısını yapmıştı.Hükümetin yeni dönemde getirmeye çalıştığı sistemde, özel istihdam bürolarına, işe aldıkları kişileri işverenlere kiralama hakkı veriliyor. Özel istihdam bürosu, kendisinden işçi talep eden firmalara işçi servis edecek. İşçi ihtiyacı olan fabrikalar, kadrolu işçi çalıştırmak yerine özel istihdam bürolarından diledikleri sayıda işçiyi, belli gün ya da saat için kiralayacaklar.Hükümetin yeni dönemde getirmeye çalıştığı sistemde, özel istihdam bürolarına, işe aldıkları kişileri işverenlere kiralama hakkı veriliyor. Özel istihdam bürosu, kendisinden işçi talep eden firmalara işçi servis edecek. İşçi ihtiyacı olan fabrikalar, kadrolu işçi çalıştırmak yerine özel istihdam bürolarından diledikleri sayıda işçiyi, belli gün ya da saat için kiralayacaklar. Kiralanan işçi, süresi dolduğunda o işyeriyle ilişiği kesilecek. Bu durumda işçi, bağlı olduğu özel istihdam bürosunun kendini yeni bir işverene kiralamasını bekleyecek. Kiralık işçinin belli bir adresi, semti, bölgesi olmayacak. Bir işyerinde 3 ay, diğerinde 5 ay, öbüründe 10 gün gibi sürelerde çalışmak zorunda kalabilecek. Beğenilmeyen işçi kiralandığı büroya geri yollanacak.Kiralık işçi düzenlemesi, 2015 Hükümet Programı’nda yer aldı. Programa göre, AB normları çerçevesinde özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi uygulamaları yaygınlaştırılacak. Bu amaçla bürolar aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulabilmesi için mevzuat değişikliği çalışmaları sürdürülecek. Bu çalışmaları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve İŞKUR birlikte yürütecek. Hükümet Programı’ndaki ifadelere göre sosyal taraflardan görüş alma sürecinin tamamlanmasını takiben özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulabilmesine yönelik mevzuat çalışmaları yapılacak.İşçi kiralama düzeninde istihdam büroları, verilen hizmet karşılığında aldıkları ücretin bir kısmı ile işçinin maaş ve sigortasını karşılarken, bir bölümü kendilerine kalacak. Sendikaların ‘kölelik düzeni’ olarak ifade ettiği düzenlemeyle istihdam büroları işçi üzerinden kâr sağlayacak. Kiralık işçi düzenlemesi 2009 yılında Meclis’te kabul edilmiş ancak 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından veto edilmişti. Gül veto gerekçesinde kiralık işçi düzenlemesinin ‘eşitlik ve işçinin korunması’ esaslarına uymadığına dikkat çekmiş, işçilerin emeğinin istismarına yol açabileceği uyarısını yapmıştı. Aynı düzenleme daha sonra da hükümet tarafından gündeme getirilmiş ancak sendikaların girişimi üzerine Gül yine devreye girerek bu düzenlemeyi önlemişti.İşçi kiralama sisteminde çalışanın maaş, kıdem tazminatı, iş güvenliği, sigorta primi gibi yükümlülüklerini işveren yerine özel istihdam büroları üstleniyor. İstihdam büroları aracılığıyla işe alınma süresi bir yılda en fazla altı ay olacak. İşveren 6 aydan uzun süren işler için işçi kiralama yöntemine başvuramayacak. Ancak evde görülen temizlik işleri, hasta, yaşlı ve çocuk bakım hizmetlerinde süre sınırlaması olmayacak. Kiralık işçi sayısı, işyerinde çalıştırılan toplam işçi sayısının da yüzde 20’sini geçemeyecek. Hükümet ise düzenlemenin istihdamı artıracağını ileri sürüyor. Uygulama sayesinde yeni istihdam alanları açılacağını savunuyor.Zaman - İSA YAZAR
'Ak Saray İçin Yapılan Harcama İşsizlik Fonu’ndan Aktarıldı'
MHP Kocaeli Milletvekili Lütfi Türkkan, ‘Ak Saray’ın 1 milyar 370 milyon TL’yi bulan maliyetinin işsizlik fonundan karşılandığını iddia etti. İşsizlik Fonu’ndan son iki yılda amaç dışı harcanan 2.2 milyar TL’nin bütçede ‘diğer giderler’ kaleminde gösterilmesi tartışma yaratmıştı...Çalışanların işten çıkarıldığında mağdur olmaması için kurulan İşsizlik Fonu’nda 79 milyar lira birikirken devasa miktara ulaşan paranın amaç dışı kullanılması sıkça eleştiriliyor. Maaş alabilmek ağır şartlara bağlandığı için 2,9 milyon işsizden eylül itibarıyla 372 bini fondan faydalanabildi. İşsizlik maaşı, kısa çalışma ödeneği ve Ücret Garanti Fonu giderleri için harcanan para, yıl sonunda 1,7 milyar lirayı bulacak. İşsizlere aktarılmayan paranın ‘diğer giderler’ adı altında harcanması ise tepki çekiyor. Fondan son iki yılda yapılan 2 milyar 194 milyonluk harcamanın nereye gittiği bilinmiyor. 2010’da 233 milyon lira olan ‘diğer giderler’ kalemi geçen yıl 1 milyar 36 milyona ulaştı. Bu yılın sonunda 1 milyar 158 milyona çıkması bekleniyor. Uzmanlara göre, ayrıntısı gözükmeyen harcamaların işsizlik maaşı ödemelerine yakın bir tutar olması, fonun amaç dışı kullanıldığının göstergesi. Zaman’a konuşan MHP Kocaeli Milletvekili Lütfi Türkkan, “Böyle bir harcama normal değil. Bütçe, bilanço tekniğine de aykırı. Ak Saray harcamasının İşsizlik Fonu’ndan karşılandığına dair net bilgiye sahibim. Bakanlık, bu harcamayı diğer gider kaleminde gizlemeye çalışıyor.” iddiasını dile getirdi.İsa Yazar'ın haberine göre, 1 milyar 158 milyon lira gibi çok büyük rakamın ‘diğer gider’ adı altında gösterilemeyeceğine işaret eden Türkkan, “Diğer gider dediğiniz şey, kendi başına bütçeleştirmeye gerek duymadığınız, çok küçük, tabir yerindeyse tırı vırı harcamalardır. Bunun tutarı da çok çok küçüktür. İşsizlik Fonu’ndan ‘diğer gider’ kaleminde böyle bir harcama normal değil. Bütçe, bilanço tekniğine de aykırı. Ak Saray’a giden parayı bu yolla gizlemeye çalışıyorlar.” ifadelerini kullandı. Ak Saray olarak anılan ve halen Cumhurbaşkanlığı Sarayı olarak kullanılan Beştepe’deki yeni binaya yapılan harcamanın nereden karşılandığı muhalefet tarafından gündeme getirilmiş ancak bütçe görüşmeleri sırasında Maliye Bakanı bu sorulara net cevap vermemişti. Bu durum, Ak Saray için yapılan harcamanın İşsizlik Fonu’ndan aktarıldığı yönündeki şüpheleri artırıyor.Çalışma Bakanlığı’nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na yaptığı bütçe sunuş verilerinde yer alan İşsizlik Sigortası Fonu Gelir Gider Dengesi Tablosu, çarpıcı verileri içeriyor. Bu tabloya göre İşsizlik Fonu’nun toplam varlığı yıl sonu itibarıyla 80 milyar 764 milyon liraya ulaşacak. Fonun 2014 gelirleri 15 milyar lira olurken, giderleri 4,6 milyar lira olarak gerçekleşiyor. Gider kaleminin dağılımı ise bir hayli dikkat çekici. İşsizlik Fonu’nun asıl harcama kalemi olması gereken işsizlik maaşı, kısa çalışma ödeneği ve Ücret Garanti Fonu giderleri için harcanan para, yıl sonu itibarıyla 1 milyar 698 milyon lira olarak gerçekleşecek. Buna karşın aktif işgücünün programları olarak ifade edilen meslek kursları ve geçici istihdam için harcanan para 1 milyar 800 milyon lira. Daha dikkat çekici olan rakam ise ‘diğer gider’ kaleminde yapılan 1 milyar 115 milyonluk harcama. Fonun varlık amacı ise işini kaybedenlere, işsiz kaldıkları sürelerde ödeme yaparak geçimlerini sağlamalarına katkı yapmak. Ancak işsizlik maaşı alabilmek çok ağır şartlara bağlandığı için 2,9 milyon işsizden eylül ayı itibarıyla 372 bini işsizlik maaşı alabildi. İşsize maaş konusunda son derece cimri olan hükümet, fondan amaç dışı kullanımda ise bir hayli bonkör. İşsizlere aktarılmayan para, ‘diğer gider’ adı altında cömertçe harcandı. ‘Diğer gider’ kaleminde geçen yıl da 1 milyar 36 milyon TL harcanırken son iki yıldaki artış dikkat çekiyor. 2012’de 538, 2011’de 454, 2010’da ise 233 milyon lira harcanmıştı.Sayıştay: Fondan mevzuata aykırı harcama yapıldıSayıştay raporlarında, İşsizlik Fonu’nun amaç dışı kullanımına dair önemli tespitlere yer veriliyor. Raporlardaki tespite göre, fondan 191 milyon lira mevzuata aykırı harcama yapıldı. Bu harcama, İşkur’da memur kadrosunda görev yapan kişilere yapılan giderler karşılığında aktarıldı. Ancak Sayıştay’ın tespitine göre bu harcama mevzuata aykırı. Yine Sayıştay raporlarında İşsizlik Fonu’ndan karşılanması mümkün olmayan giderlerin fondan karşılandığı, bu kapsamda yaklaşık 21,5 milyon lira harcandığı tespitine yer veriliyor.Hükümetin işsizlere borcu 11,5 milyarı aştıFonun amaç dışı kullanıldığına dair çok sayıda olay yaşanırken, işsizlerin parasının harcandığı en önemli kalemlerden biri de bütçeye aktarılan kaynak. İşsizlik Fonu verilerine göre GAP’a harcanması amacıyla fondan 11,5 milyar lira Merkezî Yönetim Bütçesi’ne aktarıldı. 5 yılda yapılan bu harcamanın fona geri ödenmesi gerekiyor. Hükümetin işsizlere borcu 11,5 milyar lira. Ancak bu paranın ne zaman, hangi periyotlarla fona geri ödeneceği belirsiz.İsa Yazar | Zaman
Çok Özel Fotoğraflarla Avrupadaki Türk Diasporasının 50 Senelik Hikayesi
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından, başta Almanya olmak üzere erkek nüfusunu savaşta ciddi oranda kaybetmiş birçok ülke, sanayisini tekrardan kurmaya karar verdi.Bunun için de misafir işçi programını 1960'larda başlattılar. Almanya'da Gastarbeiter, yani yabancı misafir işçi olarak ifade edilen göçmenler, programa göre bir senelik dönüşüm kapsamında ülkelerine geri dönecekti. Ancak hemen hemen kimse geri dönmedi.Geçtiğimiz 40 yıl içerisinde Almanya'ya 3 milyon Türkün göç ettiği ifade ediliyor. Bu rakam Fransa için yarım milyon. Hollanda'da 300 binin üzerinde Avusturya'da ise 150 bin kadar Türk uyruklu vatandaş bulunuyor. Hollanda ve diğer ülkelerde yaşayan göçmenlerin bir kısmı, Almanya'da yaşanan krizler, işten çıkarmalar kaynaklı. Göçmenlerin hikayesi50 seneyi geride bırakan bir hikaye, milyonlarca gurbetçi... Sayılara dökülemeyecek özlem, acı ve yaşam mücadelesi... 1950'lerden günümüze, Avrupadaki Türk diasporasının hikayesini etkileyici fotoğraflarla ele aldık. Fotoğraflar, Twitter'daki Diaspora Türk hesabından alınmıştır.
Polisleri Sıraya Dizen AKP'lilere Para Cezası, Polise Hapis
Hatay Dörtyol'da polislerin AKP'liler tarafından sıraya dizilip teşhis edilmesiyle ilgili davada skandal karar çıktı. Polisleri sıraya dizen AKP'liler küçük para cezaları alırken, tehdide maruz kalan ve sıraya dizilen polis memuru hapis cezası aldı.AKP Hatay Milletvekili H. Bayram Türkoğlu’nun oğlu İstemi Kağan Türkoğlu ile ihalesiz kantin işletmecisi AKP Dörtyol Gençlik Kolları Başkanı Ömer Uzun’un Dörtyol İlçe Emniyet Müdürlüğünde 24 Çevik Kuvvet polisini sıraya dizdirerek teşhis etmesi ile patlak veren skandala dair dava sonuçlandı. İleri Haber’in haberine göre  Dörtyol 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 23 Ocak 2015 tarihinde görülen 11. duruşmada milletvekilinin oğlu İstemi Kağan Türkoğlu ile eski gençlik kolları başkanı Ömer Uzun’a adli para cezası ve 5 yıl adli denetim süresine tabi tutulması kararı çıktı. Sıraya dizilen polise ise hapis cezası verildi.AKP Hatay Milletvekili Bayram Türkoğlu'nun oğlu olan İstemi Kağan Türkoğlu, Komiser Yardımcısı Murat Emer ve polis memuru Alper Atilla’ya yönelik basit tehdit nedeniyle toplam 50 günlük adli para cezası karşılığı olan 1000 TL adli para cezasına ve 5 yıl adli denetim süresine tabi tutulmasına karar verildi.Emniyet Müdürlüğü'nün kantinini ihalesiz işleten eski AKP Gençlik Kolları Başkanı Ömer Uzun’a ise polis memuru Alper Atilla’ya yönelik hakaretten dolayı 25 günlük adli para cezasına karşılık olarak 500 TL adli para cezası ve 5 yıl adli denetim süresine tabi tutulmasına karar verildi.
Dilek Öğretmen Gönüllerin Birincisi...
Samsun'un Kumköy İlkokulu'nda görev yapan, bir vakıf tarafından 'Dünyadaki en iyi 50 öğretmen' arasında gösterilen ilk Türk öğretmeni olan Dilek Livaneli, dün yapılan törenle yarışmayı ABD'li bir İngilizce öğretmenin kazandığını belirtti. Livaneli, 'Birinci olamadım ama ilk 50'ye giren ilk Türk öğretmen oldum. Büyük bir sevgi ve saygı kazandım. Bunun gururu bana yeter' dedi.Samsun'un Çarşamba İlçesi'ne 15 kilometre uzaklıktaki Kumköy İlkokulu'nun 'müdür yetkili' sınıf öğretmeni 33 yaşındaki Dilek Livaneli, 6 yıldır bulunduğu okulda yaptığı çalışmalar sonucunda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Samsun'da 2012'de 'Yılın mesleğinde fark yaratan öğretmeni' seçildi. Okulun iç donanımı ve fiziki şartlarını tamamen yenileyen Livaneli, sosyal içerikli projeler hazırlayıp 14 öğrencisine ilkleri yaşattı. Livaneli, öğrencilerini operaya, tiyatroya, sinemaya, götürüp buz pateni pistinde paten yapmalarını sağladı. Dilek öğretmen, çocuk aile arasındaki iletişimin güçlenmesini sağlamak amacıyla velilere İlçe Halk Eğitim Merkezi desteğiyle aile eğitimi kursu açtı. Veliler her hafta okulda kurs kapsamında eğitim görmeye başladı. Dilek Livaneli, ayrıca açtığı okuma-yazma kursuyla köyde okuma yazma bilmeyenlere yardımcı oldu. Öğretmenin girişimleri ardından Samsun Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü'nün sanatçıları köye gelip köylülere özel mini konser verdi. Ayrıca yine 30 köylü kadın operaya götürülerek bu sanatı yerinde izleme fırsatı buldu. KÖY KADINLARI İÇİN ÖNCÜ OLDUDilek Livaneli, öğrencilerinin yanı sıra öğrenci anneleri içinde projeler üretti. Üç yıl önce hazırladığı proje kapsamında İşkur ve İlçe Kaymakamlığı'nın desteğiyle 'Sayacılık kursu' açıldı. 20 kadın meslek edindirme kursuna katılıp eğitim aldı. Livaneli, okulun lojmanının iki odasını atölyeye çevrildi. Köylü kadınlar eğitim sonunda sertifika aldı, bazıları da çalışmaya başladı. Daha sonra 75 bin TL'ye 180 metrekarelik bir atölyede kuruldu. Hayırseverler tarafından 15 saya makinesi gönderildi. Saya makinelerinin gelmesinin ardından İşkur desteğiyle 20 kadın için ikinci sayacılık kursu açıldı. Ayrıca ilk kursa katılan kadınlar da makinelerde saya üretimi (ayakkabının yumuşak olan üst bölümü) yapmaya başladı. Bunun dışında aynı atölyede 18 kadın da yine İşkur işbirliğiyle başlatılan yapma çiçek meslek edindirme kursuna katıldı. ABD'Lİ İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ BİRİNCİ OLDU Yaptığı çalışmalarla fark yaratan Livaneli, Hint asıllı iş adamı Sunny Varkey'in eğitim alanında projeler geliştirmek amacıyla kurduğu ve onursal başkanlığını ABD eski Başkanı Bill Clinton'ın üstlendiği Varkey Gems Vakfı (Varkey GEMS Foundation) tarafından düzenlenen 'Küresel Öğretmen Ödülü Komitesi'nin (The Global Teacher Prize) seçtiği 'En iyi 50 öğretmen' arasında yer aldı. Livaneli, böylece dünya çapında 5 bin öğretmenin arasından ilk kez son 50'ye kalan tek Türk öğretmen oldu. Geçen ay yapılan elemede ilk 10 arasına giremedi. Dün de Vakıf tarafından Dubai'de yapılan törenle yarışmanın birincisi açıklandı. ABD'li İngilizce öğretmeni Nancie Atwell'in 1 milyon Dolar'lık ödülü de kazanarak birinci seçildi. 'MUCİZEVİ BİR OLAY'Birinci olan ve küresel öğretmen seçilen Nancie Atwell'i tebrik eden Dilek Livaneli, 'Ben yarışmada ilk 50'ye giren yaşı en küçük öğretmendim. Yarışmayı ilk 50'de yaşı en büyük olan 64 yaşındaki Nancie Atwell kazandı. Çok başarılı bir öğretmen. Bu mesleğe yıllarını vermiş. Beni yarışma komitesi 'Hep küçük yaşta büyük işler yaptı' cümlesiyle lanse etti. Sonuç olarak 49 öğretmen elendik ve bir tane birinci seçildi. Ancak ilk 50'ye girmek bile çok büyük bir şeymiş. Sonuç ne olursa olsun ilk 50'ye girmek meslek hayatım boyunca yaşayabileceğim en mucizevi olay. İlk 50'ye girince çok mutlu olmuştum ama birinci açıklandığında yapılan töreni gördüğümde, katılımcıları gördüğümde aslında bunun çok daha büyük bir olay olduğunu daha iyi anladım. Türkiye 'de 850 bin öğretmen var. Bu öğretmenler arasında rol model olarak Türkiye'yi temsil etmek ayrı bir gurur, onur. Birinci olamadım ama ilk 50'ye giren ilk Türk öğretmen oldum. Büyük bir sevgi ve saygı kazandım. Bunun gururu bana yeter. Bunun hiçbir maddi ödülle mukayesesi yok. Küçücük bir köy okulunun adını dünya duydu. Hiç bir şeyin imkansız olmadığını ispatlamış oldum. Türkiye'deki öğretmen profilini dünya ölçeğine taşımış oydum' dedi. 'ARTIK SORUMLULUĞUM DAHA FAZLA' Dünyada en iyi ilk 50 öğretmen arasına girmesinin kendisine büyük bir sorumluluk da yüklediğini dile getiren Livaneli, 'Bundan sonra insanların senden beklentisi artıyor. Bu başarı misyonu üzerine yüklendiği zaman bu vizyondan sıyrılmaman lazım. Her zaman başarılı olmak durumundasın artık. Çıtayı daha da yükseltmek ve yerinde saymamak zorundasın. Bu yarışma ve itibar insana daha fazla sorumluluk yüklüyor. Ayrıca uluslararası bir çevre edinmiş oldum. Birçok ülkeden artık meslektaş arkadaşlarım var. Bizi eğitim elçileri olarak seçtiler. Artık yaptığımız projeleri dünya genelinde tanıtımını yapabileceğiz, dünyaya duyuracağız' diye konuştu. 'YENİ PROJELERLE YENİDEN BAŞVURACAĞIM'Bütün adaylara yarışmaya tekrar başvuruda bulunmalarının bildirildiğini söyleyen Livaneli, 'Yeni projeler hazırlayıp birkaç yıl son tekrar başvuru yapmayı planlıyorum. Ben kitlelere ulaşmak istiyorum artık. İnsanlara ilham olmak için daha çok çalışacağım. Her zaman bir ana fikrim vardı ve bu fikir ile yola çıktım. Bu da 'Her şeyin daha iyisi vardır. Ve buna ulaşmak için çalışmak gerekir' Bu beni yıldırmadı daha da şevkle yoluma devam edeceğim' şeklinde konuştu.Yaprak Koçer, DHA