onedio

Kurban Bayramı Haberleri

Kurban Bayramı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Kurban Bayramı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Zilhicce Ayı Nedir, Ne Demek? Zilhicce Ayı  Ne Zaman Başlayacak?
Zilhicce ayı Müslüman dünyası için önemli bir ay olarak kabul edilir. Zilhicce'nin anlamı, hac ve kurban olmak üzere iki ana ibadeti kapsaması nedeniyle İslam dünyası için mühimdir.  Hem hac hem de kurban ibadeti gerçekleştirilen bu ay, 'hac ayı' olarak bilinir.  Vatandaşlar, Zilhicce ayı ne zaman? sorusunu araştırmaya başladı. Peki, Zilhicce ayı nedir, ne demek? 2022 Zilhicce ayı ne zaman, hangi güne denk geliyor? Zilhicce ayının önemi nedir? İşte 2022 Zilhicce ayı...
Bebeğini Ölüme Terk Eden Öğretmen İlk Kez Hakim Karşısına Çıktı
Kocaeli'nde 2 aylık bebeğini ölüme terk ettiği iddia edilen öğretmen, bebeğini emenat ettiğini söylediği kişiyle mahkemede yüzleşti. 'Bebeği ona emanet ettim' diyen kadın gözyaşlarına boğuldu Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde, geçen yıl Ekim ayında 2 aylık bebeğini evde yalnız bırakıp 9 günlük Kurban Bayramı tatilinde Hatay'daki ailesinin yanına giderek bebeğinin ölümüne neden olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan 35 yaşındaki Seçil Müge D.(Doğanay)'ın ilk duruşması bugün Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Tutuklu yargılanan Seçil Müge D. savunmasında bebeği arkadaşına emanet ettiğini ve bebeği kendisinin öldürmediğini iddia etti. Gölcük İlçesi'nde 20 Ekim 2013'te Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi'nde polis memurlarının Cumhuriyet Savcısını arayarak hastaneye ölü bir bebeğin getirildiğini söylemesi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, daha sonra 'Berk' adı verilen bebeğin açlık ve susuzluk nedeniyle öldüğü tespit edilmişti. Gölcük'teki Rheınland Pfalz İlkokulu'nda sınıf öğretmenliği yapan Seçil Müge D.nin, bebeğin babası olduğu tespit edilen Tayyar A. (Ataş) ile olan ilişkisinden dünyaya geldiği anlaşılmıştı. Kurban Bayramı tatili öncesinde anne Seçil Müğe D. bebeği evde yanlız bırakarak 9 günlüğüne Adana'ya yakınlarının yanına tatile gitmiş, bebek ise açlık ve susuzluktan ölmüştü. Yakınları da almadığı için bebek Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi morgunda tutulmuş, daha sonra deprem kurbanlarının toprağa verildiği 17 Ağustos Mezarlığı'nda defnedilmişti. 'TECAVÜZE UĞRADIM' İzmit 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bebeğini ölüme terk eden öğretmen anne Seçil Müge Doğanay ilk kez hakim huzuruna çıktı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Hülya Yazar'ın bu duruşmada, duruşmaya müdahil olarak katılma talebi mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Duruşmaya getirilen tutuklu sanık Seçil Müge Doğanay'in savunması alındı. Gözyaşları içersinde savunma yapan ve bebeğin babası olan T.A.'nın tecavüze uğradığını iddia eden Seçil Müge D., 'Tayyar A. ile tanıştıktan sonra evlenme kararı aldık. Benden nüfus kağıdımı ve evlenmek için evrakları istedi. Tanışmak amacıyla Adana'ya ailesinin yanına çağırdı. Orada bana zorla tecavüz etti. Orada iki hafta kaldıktan sonra evime döndüm. Hamile olduğumu söylediğimde ise bebeği aldırmamı söyleyerek tehditlerde bulundu. Bu süreçte korkularım nedeniyle geceleri uyayamadım.' diye konuştu. 'BEBEĞİ ARKADAŞIMA EMANET ETMİŞTİM' Bebeği arkadaşı Metin Şancı'ya emanet ettiğini ve öleceğinin aklına gelmediğini söyleyen Doğanay konuşmasına söyle devam etti: 'Doğumdan sonra, beyninde tümör oluştuğunu öğrendiğim annemin yanına gitmeye karar verdim. Bebeği de yakın arkadaşım olan Metin Şancı'ya emanet ettim. Herhangi bir sorunda beni aramasını söyledim. Ailemin yanında kaldığım süre içersinde beni aramayınca ben de herhangi bir sorun olmadığını düşündüm.' 'YILIK İZİN VE DOĞUM İZNİ KULLANMADIM' Olayın duyulmaması için yıllık izin ve doğum izinlerini kullanmadığını söyleyen Seçil Müge D., 'Yasak ilişkiden dolayı doğum olacağı için bunu çevremdekilere hissettirmemek amacıyla yıllık izin ve doğum izni kullanmadım. O ağrılarla okula gittim ve yüzden çok acılar çektim. Bebek doğduktan sonra da evden okula giderken bebeği kuaför olan arkadaşım Nurhayat Şahin'e emanet ediyordum. ' dedi. MAHKEME SALONUNDA GÖZYAŞLARINA BOĞULDU Bebeği aldırmak için Gölcük'te özel bir hastaneye gittiğini söyleyen Seçil Müge D. savunmasına şöyle devam etti: 'Gölcük'te özel bir hastanede bebeği aldırmak istemiştim. Büyüdüğünü ve alamayacaklarını söylediler. Daha sonra Metin Şancı arkadaşımdan doktor bulmasını istedim. İzmit'te bulduğu özel hastanedeki bir doktor bebeğin 2.5 aylıktan büyük olduğunu ve kürtajın öldürmekle eşdeğer olacağını söyleyerek bebeği alamayacaklarını söylediler. ' Seçil Müge D. bunları anlatırken sık sık duruşma salonunda gözyaşlarına boğuldu. 'BANA BEBEĞİNE BAKMAMI SÖYLEMEDİ' Tanık olarak dinlenen ve bebeği ne bakması için kendisini aramadığını söyleyen Metin Şancı ise 'Erzincan'da 2003 yılında tanıştım. Kendisiyle sohbet edip sıkıntılarımızı paylaşıyorduk. Kendisi doğum yaptığını ve benden doktor ve bakıcı bulmamı istedi. Fakat sürekli sorunları nedeniyle kendisiyle görüşmeyi kestim. Doğumdan sonra bebeğini evde bırakıp gittiğinde bana bebeğine bakmamı söylemedi. Zaten evinin anahtarını da bana vermemiştir. diye konuştu. Ergün AYAZ/ İZMİT Milliyet
SGK'lı Hastalara Resmi Tatilde Poliklinik Hizmeti Yok
SGK, özel sağlık kuruluşlarının dini ve milli bayramları da kapsayan resmi tatiller ile pazar günleri poliklinik hizmeti vermesi uygulamasını kaldırdı. Yeni uygulama 1 Nisan 2014 tarihi itibariyle başladı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), anlaşmalı özel sağlık kuruluşlarının dini ve milli bayramları da kapsayan resmi tatiller ile pazar günleri SGK'lı hastalara poliklinik hizmeti vermesi uygulamasını kaldırdı. SGK Başkanlığı'nın, yaklaşık 3 yıldır sürdürülen uygulamayı, tatil günlerinde çalışmak istemeyen hekimlerin şikayeti, Türk Tabipler Birliği (TTB) ve bazı tabip odalarının talebi üzerine kaldırdığı bildirildi. Yeni Şafak gazetesinin haberine göre, SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğü, 5 Mayıs 2011 tarihinden itibaren medula-Hastane sistemi üzerinden sözleşmeli veya protokollü tüm özel sağlık hizmeti sunucularına resmi tatil günlerinde SGK'lı hastalara tüm branşlardan provizyon vermeye başladı. Bunun üzerine özel sağlık kuruluşları ulusal ve dini bayramlarla pazar günleri de poliklinik hizmetleri sunarken, SGK bir genelge ile uygulamayı kaldırdığını duyurdu. Tatil günleri o hizmet bitiyor SGK, kuruma yapılan başvurular sonrasında resmi tatil günlerinde tüm branşlardan provizyon verilmesi uygulamasının kaldırılması talebinin uygun bulunduğunu bildirdi. Böylece genelgeyle özel hastanelerin resmi tatil günlerinde SGK'lı hastalara poliklinik hizmeti vermelerine son verildi. 1 Nisan 2014 tarihinden itibaren resmi tatil günlerinde acil branş, hemodiyaliz ve onkolojik tedavisi dışında özel sağlık kuruluşlarına provizyon verilmeyecek. SGK kimlerin başvurusuyla bu uygulamayı kaldırdığını açıklamazken, İzmir Tabip Odası'ndan, bu konuyla ilgili olarak TTB ve Ankara Tabip Odası'nın 8 Şubat ve 17 Şubat tarihlerinde SGK yetkilileriyle görüşme yaptıkları, aynı konuda İzmir ve daha birçok tabip odasının da kuruma başvuruda bulunduğu bilgisini verdi. İzmir Tabip Odası'nca yapılan açıklamada, 'SGK, resmi tatiller (23 Nisan, 19 Mayıs, Kurban Bayramı ve Pazar günleri gibi) ve pazar günleri özel sağlık kuruluşlarına bütün branşlar için provizyon verilmesi uygulamasını kaldırdı. SGK tarafından resmi tatiller ve pazar günleri için provizyon verilmesi, meslektaşlarımızın bugünlerde de çalışmaya zorlamasına neden olmaktaydı. 2011 yılından bu yana devam eden uygulama, çalışma ortamına ilişkin birçok sorunu beraberinde getirmektedir' denildi.T24
Türkiye Dünyadaki En Pahalı Eti Yiyor
Bir ay içerisinde yapılan zamla etin kilosu toptancıda 28 liraya, kasapta et fiyatı 33 liraya yükseldiÜreticilerin hayvanları Kurban Bayramı’na saklamaları nedeniyle piyasada et stoğunun azalması, et fiyatlarına yeni bir zam getirdi.DHA’da yer alan habere göre, yapılan zamla kasapta satılan etin kilosu 33 lira oldu. Türkiye'de  zamla gündeme gelen et fiyatları, Kurban Bayramı öncesinde bir kez daha tavan yaptı. Bir kilo etin maliyeti 28 liraya yükseldi.Özellikle Ramazan Bayramı'ndan sonra Kurban Bayramı hazırlıklarının başlamasıyla, Türkiye'de, et fiyatlarında, geçmiş yıllar hep artış yaşandığını gözler önüne serdi. Ancak bu yıl geçen yılların aksine, son bir ayda et fiyatlarındaki artış, belli bölgelerde, yüzde 20 oranına kadar çıktı. Karkas etin satış fiyatı dana etinde, 18 TL'den 22 TL'ye kadar yükseldi. Kuzu etinde de benzer oranlarda artış yaşandı. Bu fiyatların kasap reyonlarına kadar gelmesi ise, 33 TL'yi buldu. Et fiyatlarındaki artışla ilgili olarak İzmir Kasaplar Odası Başkanı Ceyhan Yücelmiş, iki bayram arasında bu artışların hep yaşandığını artık kendilerinin bile bununla baş edemeyecek duruma geldiklerini söyledi. Yücelmiş, 'Şu anda üreticiler hayvanlarını kurbana saklıyorlar. Üreticiler bu tür hayvan sıkışıklıklarını da değerlendirip fiyatlarda artış yapıyorlar. Şu anda biri durağanlık var. Bunun kurban bayramından sonra rahatlama dönemine gireceğini bekliyoruz. Belli büyük et firmaları da fiyatların daha da yukarıya çıkmasını sağlıyorlar. Her dönemde bunu yapıyorlar. Dana etinin karkas fiyatı şu anda 22 TL'ye çıkmış durumda. Daha önce bu rakam 18 TL civarındaydı. Bizim tezgaha koyana kadar ki maliyetimizi ise, 28 TL, bizler de 35 TL'ye satarsak ancak kar edebiliyoruz ama bunu yapamadığımız için 32 ya da 33 TL gibi bir fiyattan satıyoruz. Gerçek değerinde satsak zaten vatandaşlar et yiyemeyecek. Bayramdan sonra inşallah gerçek değerine iner' dedi. Ceyhan Yücelmiş, vatandaşların özellikle kasaptaki ete olan güveninden dolayı da, üyelerinin ekonomik olarak zorluk yaşamaktan kurtulduklarını dile getirdi.Geçen yıl ki gibi olursa, fiyatlar daha da artarİzmir Kasaplar Odası Başkanı Ceyhan Yücelmiş'in sözlerinin aksine, İzmir Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Osman Civil ise, etteki fiyat artışının normal olduğunu, dile getirdi. Civil, Haziran ayından bu yana üç aydaki artışın yüzde 5 ile 6 arasında olduğunu, bunun da üretim maliyetleri düşünüldüğünde az bile olduğunu söyledi. Civil, Kurban Bayramı'nda vatandaşların talebinin de, et fiyatlarının gelecekteki seyrinde etkili olduğunu ifade edip, 'Kurban bayramına kadar fiyatlarda bir dizi artış daha yaşanır. Geçen yıl Türkiye'de 800 bin büyükbaş, iki milyon civarında da küçükbaş hayvan kesimi yapıldı. Bu yıl fiyatlar da geçen yıllara göre daha yüksek. Eğer bu fiylatlara rağmen, vatandaşlardan talep gelir kesim sayısı geçen yılki gibi olursa o zaman kurbandan sonra da et fiyatlarındaki artış devam eder' dediDünyanın en pahalı etini Türkiye yiyorEt fiyatlarındaki artışa en büyük tepkiyi ise, Çeşme Otelciler Birliği Başkanı olan Veysi Öncel verdi. Otelciliğin yanı sıra restoran işletmeciliği de yapan Öncel, kendisinin bir ayda ortalama 10 ton kırmızı et tüketimi yaptığını söyledi. Veysi Öncel, 'Son üç ayda ortalama artış yüzde 25 civarını buldu. Buna kim dur diyecek? Biz yaklaşık bir yıl öncesinden yaptığımız kontratlarla yurt dışına, yurt içine sattığımız fiyatlarda değişikliğe gidemiyoruz. Bu artışlar turizmcileri çok zora soktu. Yetiştiriciyle sorduğumuzda 'yem pahalı', aracıya sorduğumuzda 'hayvan gelmiyor pazara', 'et yeterli değil'. Bu bahanelerde dünyanın en pahalı etini Türkiye yiyor. Yem fiyatları, hayvanın olmayışı hep bahane. Etin üzerinde oynanan bir takım oyunlardan en çok zararı tüketici görüyor. Artık bunun sona ermesini, etin yenilebilir, tüketilebilir hale gelmesini bekliyoruz' dedi.
Bebeğini Ölüme Terkeden Anneye Müebbet Hapis Cezası
Kocaeli'nin Gölcük İlçesi'nde geçtiğimiz yıl Ekim ayında 2 aylık bebeğini evde yalnız bırakıp 9 günlük Kurban Bayramı tatilinde Hatay'daki ailesinin yanına giderek bebeğinin ölümüne neden olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan öğretmen Seçil Müge D. bugünkü duruşmada önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme daha sonra duruşmalardaki iyi halini göz önüne alarak Seçil Müge D.'ye müebbet hapis cezası verdi. Öğretmen Seçil Müge D. cezayı çok bularak mahkeme heyetine 'Hakkımı helal etmiyorum' diye bağırdı.Gölcük İlçesi'nde 20 Ekim 2013'te Necati Çelik Devlet Hastanesi'nde polis memurlarının Cumhuriyet Savcısı'nı arayarak hastaneye ölü bir bebeğin getirildiğini söylemesi üzerine başlatılan soruşturma kapsamında daha sonra 'Berk' adı verilen bebeğin açlık ve susuzluk nedeniyle öldüğü tespit edilmişti.Gölcük'teki bir okulda sınıf öğretmenliği yapan Seçil Müge D.nin dünyaya getirdiği bebeğin, babasının Tayyar A.olduğu anlaşılmıştı. Kurban Bayramı tatili öncesinde anne Seçil Müğe D. bebeği evde yalnız bırakarak 9 günlüğüne Adana'ya yakınlarının yanına tatile gitmiş, bebek ise açlık ve susuzluktan ölmüştü. Yakınları da almadığı için bebek, Gölcük Necati Çelik Devlet Hastanesi morgunda tutulmuş, daha sonra deprem kurbanlarının toprağa verildiği 17 Ağustos Mezarlığı'nda defnedilmişti.'ONA ZARAR VERECEK BİRŞEY YAPMADIM'Bugün Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edilen ve tutuklu yargılanan sanık Seçil Müge D. duruşma salonunda söz isteyerek suçsuz olduğunu söyledi. Bebeğini sevdiğini söyleyen Seçil Müge D., 'Ben çocuğumu seviyordum. Ona hiç bir şekilde zarar verecek birşey yapmadım. Ben suçsuzum' diye konuştu.SANIK AVUKATI: 'DETAYLI OLARAK SORUŞTURULMADI'Mahkemede söz alan ve soruşturmanın yeterli oranda yapılmadığını iddia eden sanık avukatı Murat Yama ise, 'Olayla ilgili hala soru işaretleri var. Bazı noktalar sonuca ulaştırılamadı. Bebeğin Adli Tıp'tan gelen otopsi raporunu hatırlatmak istiyorum. İstanbul Cerrah Paşa Tıp Fakültesi'nde uzman Coşkun Yorulmaz'ın görüşü alındı. Görüşünde Yorulmaz yetişkin bir bireyin aç ve susuz kalabilmesi için 3-10 gün arası, bebeklerin 3 gün ancak aç ve susuz hayatta kalabilireceği görüşünü bildirdi. Bebeğe 7 gün boyunca birisi bakmış bu kişinin tespit edilip olayın genişletilmesi talebinde bulunuyorum' diye konuştu.Mahkeme heyeti avukat Murat Yaman'ın bu talebini reddederek duruşmaya ara verdi. Ardından kararı açıklayan mahkeme heyeti, sanık Seçil Müge D.'ye önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ardından da iyi hali göz önüne alınarak müebbet hapis cezası verdi.Seçil Müge D. ise kararın okunmasının ardından büyük bir şok yaşarken, mahkeme heyetine dönerek 'Hakkımı helal etmiyorum' diye bağırdı.Ergün AYAZ/İZMİT(Kocaeli) (DHA)
AK Parti 15 Eylülde Seçim Startını Veriyor
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Atalay, 15 Eylülde seçim sürecinin başlatılacağını, 16 Eylülde delege dağılım listelerini ilan edeceklerini söyledi.ANKARAAK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanlığının AOÇ'ta yapılan yeni binaya taşınmasıyla ilgili açıklamasını değerlendirirken, 'Bunlar bir mekan paylaşımıdır. Böyle bir karar verilmiş, hepsi bizim mekanımız, hepsi değerli. Mekanlar paylaşılır, mekanların değeri kaybolmaz. Çankaya daima bir değere sahiptir'' dedi.Atalay, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, dün toplanan Merkez Yürütme Kurulu'nda (MYK) alınan kararlarla ilgili bilgi verdi.AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da tercihiyle bundan sonra her hafta MYK'nın toplanacağını bildiren Atalay, gelecek hafta Meclis çalışmaları nedeniyle bu toplantının 10 Eylül Çarşamba günü yapılacağını, genişletilmiş il başkanları toplantısının aylık devam edeceğini, bu ayki toplantının ise 26 Eylül Cuma günü gerçekleştirileceğini söyledi.Atalay, Bakanlar Kurulu'nun da haftalık toplanacağını anımsattı.Türkiye'nin çok hızlı bir değişim geçirdiğini, Cumhurbaşkanlığında devir teslim olduğunu ifade eden Atalay, bunun örnek, Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanlığına yakışır bir bir devir teslim olduğunu söyledi.Atalay, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül seçildiği dönemde bu devir teslimin yapılmadığını anımsatarak, bundan sonrası için gelenek oluşturması dileğiyle görkemli, Türkiye'ye yakışır bir tören yapıldığını belirtti.Yapılan olağan üstü kongreyle AK Parti Genel Başkanı'nın değiştiğini de anımsatan Atalay, hükümetin yenilendiğini, MYK'da yenilikler olduğunu, takvimin adeta 'tıkır tıkır yürüdüğünü' vurguladı.Atalay, 1 Eylül Pazartesi günü yeni hükümetin programının TBMM'de okunduğunu, yarın da bununla ilgili görüşmeler olacağına dikkati çekerek, dünkü MYK'da bunun da gündeme geldiğini, diğer partilerle grup başkan vekillerinin görüştüğünü belirtti.Program üzerinde AK Parti Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Mustafa Elitaş ve Naci Bostancı'nın, hükümet adına da Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın konuşacağını belirten Atalay, 8 Eylül Cumartesi günü de güven oylaması yapılacağını anımsattı.Daha önce Meclis'in 3 gün çalışması konusunda karara varıldığını belirten Atalay, dünkü MYK'da bununla ilgili bilgi sunduğunu söyledi.Torba Yasa TasarısıAtalay, TBMM'nin daha önce 7 Eylül'de Torba Yasayı görüşmek için toplantıya çağrıldığını ancak CHP'nin olağanüstü kongresi nedeniyle tarihin 8 Eylül'e çekildiğini ifade etti.Meclisin kısa bir tatil yaptığını, Torba Yasa sonrası biraz daha tatil zamanı olacağını kaydeden Atalay, '1 Ekim'de Meclis normal toplantısına başlıyor, yeni yasama yılı toplantısına. Ama peşinden kurban bayramı tatili var, zaten orada bölünmeler var. Yani şöyle böyle Ekimin 12'sine kadar Parlamento'da çok hızlı bir çalışma olamayacak. Dolayısıyla bizim düşüncemiz, planımız şu anda 8'inde 9'unda en geç Meclis'te Torba Yasa tamamlansın, ondan sonra da milletvekillerimiz tatile girmiş olsunlar ve bu tatillerini kurban bayramıyla birleştirmiş olsunlar' dedi.Torba Yasa Tasarısı'nın bir an önce yürürlüğe girmesi konusunda toplumsal bir beklenti olduğunu, dolayısıyla bunun bir an önce çıkarılması gerektiğini dile getiren Atalay, söz konusu yasanın kapsamı içinde 40 bin öğretmen atamasıyla ilgili kadro tahsisinin yanı sıra madencilerle ilgili düzenlemeler bulunduğunu söyledi.Torba Yasa'nın çıkarılması konusunda muhalefete de görev düştüğünü ifade eden Atalay, siyaset kurumunun toplumsal beklentileri gidermek, karşılamak, talepleri dinlemek ve yerine getirmek durumunda olduğunu vurguladı.Atalay, 'Muhalefet partileriyle birlikte bu toplumsal beklentiyi karşılamak istiyoruz. Onlarla da bugün bu şekilde görüşmeler yapılmış olacak' dedi.CHP KongresiCHP'nin hafta sonunda yapılacak kongresiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Atalay, başarı diledi.Anamuhalefetin demokrasiler için önemine işaret eden Atalay, kongreden daha güçlü ve Türkiye demokrasisi için dirayetli bir Anamuhalefet partisinin kendi sorunlarını da çözmüş olarak çıkması temennisini dile getirdi.Atalay, bu kongreyi yakından izlediklerini, Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık ile Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya'nın buraya AK Parti'yi temsilen katılacağını bildirdi.AK Parti Olağan 5. Kongre takvimiOlağan 5. Kongre takviminin de MYK'da görüşüldüğünü bildiren Atalay, 'Olağan 5. Kongre takvimimizi başlatıyoruz' dedi.Atalay, geçen hafta Merkez Karar Yönetim Kurulunun (MKYK) bu konuda Merkez Yürütme Kuruluna yetki verdiğini, MYK'nın da bu süreci başlatması için teşkilat başkanlığına görev verdiğini söyledi.Bugün teşkilat başkanlığının bütün teşkilatlara bu duyuruyu yaptığını ifade eden Atalay, olağan kongrelere, önce beldelerden başlayarak illere kadar bütün kongreler tamamlandıktan gidildiğini anımsattı.Atalay, 15 Eylül 2014 Pazartesi seçim sürecinin başlatılacağını, takvimin belirlendiğini dile getirerek, 16 Eylül Salı günü delege dağılım listelerini ilan edeceklerini söyledi.Belde kongrelerinin 1 Kasım'da başlayacağını ve 16 Kasımda tamamlanacağının altını çizen Atalay, şu bilgileri verdi:'Ekim ayında daha çok delege seçimleri olacak. 11-30 Ekim arasında. Delege seçimleri siyasi partilerde çok önemlidir. Delege seçimlerinin tamamlanmasından sonra da 1 Kasım'dan itibaren 1-16 Kasım belde kongrelerimiz yapılacak. 1 Kasım-31 Aralık beldesi olmayan ilçe kongrelerimiz yapılacak.15 Kasım- 31 Aralık beldesi olan ilçe kongrelerimiz yapılacak ve 22 Kasım Cumartesi günü de il kongrelerimizi başlatmış olacağız. İlk defa buradan teşkilatlarımıza da sizler aracılığıyla duyurmuş oluyoruz. 22 Şubat 2015 Pazar günü de il kongrelerimizi tamamlamayı planlıyoruz. Biraz hızlandırılmış bir takvim çünkü seçim var sonrasında dolayısıyla Şubat ayının 22'sinde kongrelerimiz tamamlanmış olacak. Kongreler şunun için önemli, partinin bütün mekanizmalarının bir dinamizm içine girmesi söz konusu. Bütün teşkilatların ya yeniden seçilmesi veya seçimle yenilenmesi. Şu süreçlerde bazı teşkilatlarımızda değişiklikler olmuştu, görevden düşme, görevden alma gibi. Bunların da kongrelerde seçimli hale gelmesi bizim için esastır. dolayısıyla genel seçim öncesi bütün kongrelerimizin yapılması ve bütün teşkilatlarımızın seçimle gelmiş teşkilatlar olması bizim için önemli. 2015 son baharında bir tarihte de Olağan 5. Kongremiz yapılmış olacak.'AK Parti'nin Türkiye genelinde teşkilatı çok geniş bir parti olduğunu, bütün beldelerde, ilçelerde, illerde teşkilatı bulunduğunu kaydeden Atalay, '81 il, 970 ilçe, 396 belde, 31 bin 734 mahalle ki mahalleler önemli, delege seçimleri biliyorsunuz mahalle bazında ve köy bazında oluyor ve 18 bin 337 köyde delege seçimlerimiz ve kongrelerimiz olacak' ifadesini kullandı.Nüfusu 5 binin altında olan beldelerde kongre yapılmadığı için 36 beldede kongre yapılacağını kaydeden Atalay, bununla birlikte 970 içenin tamamı ve 81 ilde teşkilatları bulunduğunu ve tümünde kongre yapılacağını söyledi.Atalay, AK Parti Teşkilat Başkanlığının bugün teşkilatlara yazı yazdığını, 5 bölgede hemen toplantılara başladığını, bölge toplantılarının 11 Eylülden itibaren yapılacağını, teşkilatların bilgilendirileceğini ve hızlı dinamik sürece girileceğini bildirdi.Bu konuda bazı ilkeler getirdiklerini, teşkilat başkanlıklarına veya teşkilatlara seçilecek kişilerin ilk genel seçimde milletvekilliğine aday olmayacağını belirten Atalay, bunların düşünülerek aday olunması gerektiğini söyledi.Atalay, şunları kaydetti:'Biz genel olarak teşkilat olarak çok dikkatli çalışırız. Mevzuatımız çok olgunlaşmıştır. Her atacağımız her adımın ilkeleri bellidir. Dolayısıyla Türkiye genelinde çok disiplinli bir partiyiz. Büyük bir aileyiz. İnşallah bu kongrelerimizle daha da büyümüş olacağız ve o heyecanla 2015 seçimine gideceğiz diye düşünüyoruz. Dünkü MYK'nın en önemli konusu buydu. Uzunca detayları çalışıldı, nihai kararlar verildi. Bu il kongrelerimizle vesaire ile ilgili daha detay takvimler ileride sizlerle paylaşılır. Şöyle de planlıyoruz, özellikle il kongrelerinin büyük kısmına yeni Genel Başkanımızın da katılmasını doğrusu arzu ediyoruz, o yönde planlamalar yapmaya çalışacağız.''Çözüm süreciAtalay, konuşmasının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.Bir basın mensubunun ''HDP EŞ Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye'nin IŞİD ile savaşan PKK'ya silah verebileceği yönünde bir açıklama yaptı, siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine, Atalay ''Öyle bir şey sayın Demirtaş'ın bir düşüncesidir. Benim fazla buna cevap vermeme gerek yok'' yanıtını verdi.Hükümetteki değişim nedeniyle, çözüm sürecine ilişkin yol haritasında bir gecikme olup olmayacağının sorulması üzerine, Atalay, bugün hükümet sözcüsü Bülent Arınç ile sabah bir toplantılarının olduğunu hatırlatarak, bu konuları biraz paylaştıklarını, bundan sonra da haftada bir biraraya geleceklerini söyledi.Atalay, ''Hem gruptan bir arkadaşımız, hem hükümet, hem parti olarak bu konuları üçlü paylaşacağız. Bizim bir zaten ortak üslup toplantımız oluyordu, onu devam ettirmiş olacağız. Sanıyorum buradan da Mehmet Ali Şahin bey, Hukuki, Siyasi İşler Başkanımız da katılacak. Şimdi tabii bundan sonrasında mümkün olabildiğince hükümetle ilgili sorularla hükümet sözcüsünün veya ilgili Bakanın detaylı, daha ayrıntılı cevap vermesi tercihimizdir.'' dedi. Atalay, konuşmasına şöyle devam etti:''Bu konu, tabi çözüm süreci benim konum olduğu için şunu söyleyeyim: Çözüm süreci ile ilgili biliyorsunuz, atılabilecek en ileri adım TBMM'den bir yasanın çıkmasıydı ve bu yasa çıktı. Türkiye Cumhuriyeti devleti çözüm sürecine ne kadar önem verdiğini göstermiş oldu. Çözüm süreci içinde yapılacakları da o yasa içinde belirledi. Orada yetkilendirmeleri de yaptı. Yetki, Bakanlar Kurulu'ndadır, Bakanlar Kurulu bu konularda görevlendirmeler yapacaktır. Ondan sonra da bu işi yürütülenler olarak, o yasanın öngördüğü şekilde biz bir yol haritası çalışması başlattık ve o devam ediyor. O çalışma devam ediyor. Daha büyük kongremizden 5 gün önce, biz yine benim başkanlığımda toplandık. Şimdiki Başbakanımız,o zaman Dışişleri Bakanı olarak sayın Davutoğlu da katıldı, ilgili arkadaşlar da katıldı. Yol haritasının zaten yine üzerinde çalıştık. O çalışılıyor, tamamlanmadı, o bitecek, kurumlarımızla paylaşılacak. Bakanlar Kurulu ile görüşülecek, muhataplarla görüşülecek. Oradaki takvimi de şöyle görmek lazım, bir niyet olarak, belki bir beklenti olarak, temenni olarak, yani Meclis açılmadan, 1 Ekim'den önce, Eylül sonuna kadar, bir yol haritası çıkarılabilirse iyi olacak. Benim kendi ifademdir o. Yoksa kesinleşmiş tarihler verme anlamında değil o. Ama yasa çıktıktan sonra yaz dönemini daha çok yol haritası ve eylem planı çalışması şeklinde biz planladık. Şu anda da bir aksama olmaz''Atalay, Başbakanın bizzat bu işin koordinasyonunu üstlenmesinin önemli olduğunu belirterek, ''Ne kadar önem verileceğinin bir ifadesidir. İlgili arkadaşlarımız şu anda zaten bu çalışmanın içindeydi, önceden beri de içindeydiler. Dolayısıyla ben burada hiç bir aksama görmüyorum. Esasen yasa çıktıktan sonra, ki Meclis'in yüzde 80'inin desteği ile çıkmıştır, bu konuda bundan sonra da bir zaaf olmaz. Bunu biz çok ciddiye alıyoruz, bu yürüyecektir'' ifadesini kullandı.Bir başka soru üzerine de çözüm sürecine ilişkin yol haritasının üzerinde çalışıldığını bitmediğini yineleyen Atalay, bütün kurumlarla da paylaşılacağını söyledi.Cumhurbaşkanlığının taşınmasıCumhurbaşkanı Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığının AOÇ'ta yapılan yeni binaya taşınmasına ilişkin sözlerinin sorulması üzerine Atalay, bunların bir mekan paylaşımı olduğunu ifade etti. Atalay şunları kaydetti:''Yeni bir tesis yapıldı oraya , çok güzel bir tesis. Bütün yeni teknolojiyi içeren, yeni çalışma şartlarını taşıyan bir tesis. Böyle bir karar verilmiş, hepsi bizim mekanımız, hepsi değerli. Hükümetin Cumhurbaşkanımızla birlikte verdikleri bir karardır. Benim çok burada değerlendirme yapmam da doğrusu gerekmiyor. Başkentimizde mekanlar paylaşılır, mekanların değeri kaybolmaz. Çankaya daima bir değere sahiptir. Çankaya Köşkü, Çankaya.. Orasının biliyorsunuz müze özelliği de vardır. Onlar yine tabi değerini korur. Ama yeni çalışma mekanı olarak sayın Cumhurbaşkanımız yeni yapılan binayı tercih etmiş oldu, yeni açıklamasıyla. Zaten kendisinin de biliyorsunuz, ifadesi var, 'yeni dönem, yeni teamüller oluşturacağım, yeniler olacak' diye. Dolayısıyla yenilerden birisi olarak bakabiliriz.''Arazinin ne gibi bir kullanım alanı olacağının sorulması üzerine de Atalay, ''Hepimiz görelim, ben de o detayda size doğrusu yanlış bilgiler vermek istemem'' dedi.AA
İspanya'da BBG Programına Katılan Müslüman Kızı Tartışma Başlattı
İspanya'da bu yıl 15'incisi düzenlenen BBG (Biri Bizi Gözetliyor) Reality Show yarışmasına ilk kez türbanlı bir İspanyolun katılması ülkede tartışma başlattı.10 erkek 8 kız yarışmacının katıldığı programda türbanlı Müslüman kız ile diğer yarışmacılar arasında yaşanan olaylar iki toplum arasındaki kültürel farklılığı tüm çıplaklığı ile ortaya koydu.18 yaşındaki Shaima adlı kızın erkek yarışmacılara karşı mesafeli duruşu, onlarla sevinç anlarında sarılmaması, diğer yarışmacılar erkek kadın gözetmeksizin beraber yatarken onun sadece kadın yarışmacılara yakın durması seyircileri kızdırdı.İspanya'daki Müslümanlar da 'Shaima'nın bu tür programda ne işi var' diye eleştiriler getirmeye başladı. Eleştirilerin yoğunlaşması üzerine bir açıklama yapmak zorunda kalan Shima'nın kardeşi “Bana kız kardeşimden bahsetmeyin, o yoldan çıktı, BBG gibi bir pislik programı seçme kararı tamamen kendisine aittir' diye konuştu.Bu arada Shima'nın Kurban Bayramı nedeni ile sokak ortasında kestiği bir koyunun fotoğrafını sosyal medyada paylaşması yarışmacılar arasında yeni bir polemik konusu oldu. Hayvanların meydanlarda kesilmesine karşı çıkan diğer yarışmacıların aileleri Shaima'nın sırf bu fotoğraf nedeni ile elenmesini istediler.DHA
Kamuda Kurban Bayramı Tatili 5 Gün Oldu
Kamu sektörüne mensup çalışanlar için Kurban Bayramı tatiline arefe günü olan 3 Ekim Cuma günü de eklendi.Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun talimatıyla 3 Ekim 2014 Cuma günü tüm kamu personeli yarım gün idari izinli sayılacak.Böylece kamu görevlileri Cuma günü tüm gün izin yapmış olacak. 4 gün olması beklenen Kurban Bayramı tatili 5 güne çıkacak.Ensonhaber
2 Ayrı Tezkere Meclis Yolunda
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sağlık Bakanlığı'nda yapılan bilgilendirme toplantısı sonrasında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.Davutoğlu, Türkiye'nin IŞİD'e yönelik tavrı konusunda 'Türkiye'nin IŞİD'e yönelik tavrı açıktır, bellidir. Geçen sene daha hiçbir ülke bu konuda açık ve net tavır sergilememişken IŞİD konusunda Bakanlar Kurulu kararımız vardı. Türkiye kararlı bir tutum sergilemiştir. Bundan sonra da sergileyecektir' dedi.Başbakan Davutoğlu, konsolosluk görevlilerinin kurtarılma süreci ile ilgili olarak ise 'Biz ilk defa rehine kurtarma operasyonu yapmıyoruz. Eğer burada kullandığımız yöntemleri her seferinde bütün şeyiyle paylaşmış olsaydık bir sonraki operasyon imkansız hale gelebilirdi. Önemli olan şudur vatandaşlarımızın hiçbirinin burnu kanamadan ülkemize gelmişlerdir' diye konuştu.'SAĞLIKTA İKİNCİ BİR SIÇRAMA DÖNEMİ YAŞAMAMIZ LAZIM'Bilgilendirme toplantısının ardından hangi konuların gündeme geldiğini anlatan Davutoğlu, 'Türkiye'deki sağlık politikalarına baktığımızda gerçekten iktidarlarımız döneminde her alanda büyük bir devrim, reform gerçekleşmiş olduğu gibi belki de en çarpıcı reform alanlarından biri sağlık olmuştur. Bugün bana takdime dilen mutluluk oranları yani hizmetten mutluluk oranlarına bakıldığında yüzde 37'lerden yüzde 76'lara çıkan toplumsal mutluluğun en üst düzeye çıktığı alanlardan biri sağlık. 2002'de 256 bin olan sağlık çalışanımız şimdi 756 bin. Hastanelerimize müracaat 2002 yılında 110 milyon iken şimdi 290 milyon. Bugün ele aldığımız hususlar 12-13 yıllık bu birikim üzerinde bütün bu envanteri tekrar gözden geçirerek ikinci bir sıçrama dönemimizi ekonomide olduğu gibi sağlıkta da yaşamamız lazım' ifadelerini kullandı.'MİLLİ AŞILARIMIZI ÜRETEBİLİR HALE GELMEMİZ LAZIM'Hastanelerde mekan şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini söyleyen Davutoğlu, 'Hastanelerimizin sadece görünür anlamda değil, teknik donanım anlamında da en üst düzeyde olması yönünde büyük adımlar attık. Aşılar konusunda da yurt dışı bağımlılıktan kurtulmamız ve milli aşılarımızı kendimiz üretebilir hale gelmemiz lazım' diye konuştu.'TÜRKİYE'Yİ YÜRÜYÜŞ KAMPANYASINA DAVET EDECEĞİZ'3 Ekim Dünya Yürüyüş Günü olduğunu hatırlatan Başbakan Davutoğlu, 'Biz o gün Kurban Bayramı'nın da ilk günü olduğu için başlatamayacağız ama 13 Ekim'de Bakanlar Kurulu olarak o gün Bakanlar Kurulu toplantısı olduğu için sabah uzun bir yürüyüşten sonra Bakanlar Kurulu'na gideceğiz. Bütün Türkiye'yi de yürüyüş kampanyasına davet edeceğiz' dedi.'BU YÖNDE CİDDİ ÇALIŞMA YAPMAYA KARARLIYIZ'Obeziteye karşı mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı: 'Obezite başta olmak üzere diyabet ve diğer hastalıkların çoğunun sağlıksız beslenme ve hareketsiz hayattan kaynaklandığı malum. Bunun da çözümü hayatımızı yeniden tanzim edecek bir yol benimsememiz. Bu yönde ciddi şekilde çalışma yapmaya kararlıyız''UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE BİR SÜREÇ YÖNETİMİDİR'Toplantıda uyuşturucu ile mücadele konusunun ele alındığını söyleyen Davutoğlu, 'Konunun bu zamanlama ile ele alınmasının sebebinin hem eğitim yılının başlamış olması hem de yasama yılıyla birlikte bazı yasal düzenlemeler yapılması ihtiyacından kaynaklandığını belirtti. Davutoğlu, konuşmasına '62. Hükümet'in en önemli gördüğü alanlardan biridir. Uyuşturucu ile mücadele anlık ve noktasal bir konu değildir. Bir süreç yönetimidir' şeklinde konuştu.'BELLİ HUSUSLAR O SÜRECİN İÇİNDE OLANLARIN MAHREMİYETİNDE KALIR'Konuşmasının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, rehin tutulan konsolosluk görevlilerinin kurtarılması ile ilgili olarak 'Biz ilk defa rehine kurtarma operasyonu yapmıyoruz. Daha önce pilotlarımızı, gazetecilerimizi, mühendislerimizi, işçilerimizi kurtardık. Eğer burada kullandığımız yöntemleri her seferinde bütün şeyiyle paylaşmış olsaydık bir sonraki operasyon imkansız hale gelebilirdi. Önemli olan şudur vatandaşlarımızın hiçbirinin burnu kanamadan ülkemize gelmişlerdir. Milletimiz bir bayram havası içinde bunu kutlamaktadır. Türkiye'nin hükümetimizin gücü dünyaya gösterilmiştir. Belli hususlar vardır ki sadece o sürecin içinde olanların mahremiyeti çerçevesinde kalır. Devlet arşivinde olur. Kamuda bunların sürekli tartışma haline getirilmesi ileri ki aşamalarda başka vatandaşlarımızı riske edecek sonuçlar doğurur. Spekülatif haberlerden kaçınılmasını rica ediyorum' değerlendirmesinde bulundu.'IŞİD KONUSUNDA BAKANLAR KURULU'NDA KARARIMIZ VARDI'Süregelen Amerikan operasyonların Irak'ta Suriye'de de yapıldığını kaydeden Başbakan Davutoğlu, 'Gece boyu hepimiz takip ettik. Bazı bölge ülkeler de katıldı. Türkiye'nin IŞİD'e yönelik tavrı açıktır, bellidir. Geçen sene daha hiçbir ülke bu konuda açık ve net tavır sergilememişken IŞİD konusunda Bakanlar Kurulu kararımız vardı. 13 Ekim 2013'te terör örgütü bağlamında ve her türlü teröre karşı Türkiye kararlı bir tutum sergilemiştir. Bundan sonra da sergileyecektir. Ancak bölgedeki gelişmelerden gördüğümüz bir husus var ki kalıcı barışı ve istikrarı temin etmeyecek şekilde yürütülen operasyonlar, bir müddet sonra daha büyük sıkıntılara yol açabiliyor. Türkiye kendi ulusal çıkarlarını korumak, güvenliğini korumak, insani olarak Suriye ve Irak'tan gelen bütün mültecilerin ihtiyaçlarını karşılamak konusunda zaten büyük bir sorumluluk altındadır. Bu bölgede terörün etkisiz kılınması Suriye rejimi gibi insanları kimyasal silahlarla yok eden rejimlerin de yol açtığı karanlık tablonun yok edilmesi, mültecilerin ülkelerine dönmesi yönündeki her türlü çabaya destek verdik, veriyoruz, vereceğiz' dedi.'MECLİS'İN AÇILMASINA MÜTEAKİP 2 AYRI TEzKERE MECLİS'E SUNULACAK'Tezkere ile ilgili sorulan bir soruyu Davutoğlu, 'Tezkere yeni bir husus değil. Irak'la tezkere 2007'den bu yana tekrar eden bir tezkere mahiyetindeydi. Irak'taki tablo değiştiği için şimdi hem oradan Türkiye'ye yönelik terör tehdidi anlamında muhteva korunacak ama bir taraftan da Irak'taki tehdit yapılanmasındaki değişikliğe bağlantılı olarak silahlı kuvvetlerimizin ihtiyaç hissettiği değişiklikler yapılacak. Suriye içinde yine 2012'de çıkan tezkere yenileniyor. Bu bağlamda da tehdit ve risk faktörü değiştiği için silahlı kuvvetlerimizin ihtiyaç hissettiği güvenlik düzenlemeleri anlamında bir muhtevayı oluşturacak. Tezkere 2 Ekim'de Meclis'in açılmasına müteakip büyük ihtimalle 2 ayrı tezkere halinde olabilir Meclis'e sunulacak. Eğer Türkiye'nin ulusal güvenliği ile ilgili tedbir almak gerekirse bu konuda da hiçbir tereddüt göstermeyeceğimizin herkes tarafından bilinmesi gerekir' diye yanıtladı.DHA