Klima İcat Edilmeden Önce İnsanlar Sıcaklarda Nasıl Yaşıyordu?
Bugün klimaya uzanmak bir tuş kadar kolay. Ancak bir zamanlar böyle bir konfor yoktu. O zamanın insanları sıcağa karşı hem mimariyle hem yaşam tarzıyla savaşıyordu. Evler serin tutacak şekilde inşa ediliyor, insanlar günlerini sıcaklığa göre planlıyordu. İşte klima olmadan da hayatta kalınan o zamanlardan unutulmuş bazı detaylar...Kaynak 1, Kaynak 2
Tarihte Zihinsel Hastalıkların Tedavisinde Kullanılmış 5 İnanılmaz Yöntem
Zihinsel hastalıkların nasıl tedavi edileceği konusu, yüzyıllar boyunca deneme yanılmayla ilerledi. Bilimden uzak yöntemler çoğu zaman hastalara daha fazla zarar verdi. Kafatası delmekten şeytan çıkarmaya kadar birçok uygulama yaygın şekilde kullanıldı. Sanat ise yeri geldiğinde bir ilaç gibi görüldü. İşte geçmişte akıl hastalıkları için kullanılan beş ürkütücü tedavi yöntemi...Kaynak
Hayatında Yalnızca 3 Kez Duş Aldığı Söylenen Fransa Kralı: XIV. Louis
XIV. Louis dendiğinde akla ihtişam, gösteriş ve Versailles geliyor. Ama bu gösterişli dönemin ardında hijyen açısından oldukça karanlık bir tablo yatıyor. Hakkında “hayatında yalnızca 3 kez duş aldı” denilse de işin aslı pek öyle değil. Sarayda dolaşan parfümler, saçılan atıklar ve yaygın hastalıklar bu dönemi farklı bir gözle anlamamıza neden oluyor. Şimdi gelin, bu koku dolu efsaneyi birlikte inceleyelim.Kaynak 1, Kaynak 2
Orta Çağ’da İnsanlar Neden Kendilerini Yılana Isırtıyordu?
Orta Çağ’da yılan ısırığı yalnızca bir kaza değildi. Kimi zaman bu ölümcül temas, bilerek ve isteyerek gerçekleştirilmiş bir tedavi yöntemiydi. Zehirli hayvanların ısırıkları, tıbbi metinlerde sıkça yer buluyordu. Özellikle yılanlar, hem tehlikeli hem de iyileştirici kabul ediliyordu. Bu dönemde bazı tedavi yöntemleri akıl almaz biçimlerde uygulanıyordu. Bunların en şaşırtıcısı ise yılan ısırığıyla bağışıklık kazanma inancıydı.Kaynak
2036 Yılından Gelip Dünyayı Kurtaracağını İddia Eden Adam: John Titor
John Titor ismini ilk kez bir internet forumunda gördük. Kendisi 2036 yılından geldiğini söyledi. Üstelik Amerika'nın geleceğini kurtarmak için buradaydı. Bazı iddiaları tüyler ürperticiydi, bazılarıysa şaşırtıcı detaylar içeriyordu. Tüm dünya onun kim olduğunu yıllarca sorguladı.Gelin biraz daha yakından inceleyelim...Kaynak 1, Kaynak 2
32 Erkekle Aynı Adada 7 Yıl Mahsur Kalan Kadın: Kazuko Higa
Bu hikaye ilk okuduğunuzda tamamen uydurma gibi gelebilir. Ancak Kazuko Higa’nın yaşadıkları gerçek ve oldukça çarpıcı. II. Dünya Savaşı’nın ardından 32 erkek ve bir kadın yıllarca ıssız bir adada mahsur kaldı. Zamanla kıskançlık, güç savaşı ve ölüm bu küçük grubu esir aldı. Anatahan Adası’nda yaşananlar, insanoğlunun en ilkel içgüdülerini gözler önüne serdi.Kaynak 1, Kaynak 2
Mussolini’yi Bile Dolandıran Efsane Türk Dolandırıcı: Eyüplü Halit
Eyüplü Halit, İstanbul sokaklarında kılık değiştiren bir efsaneydi. Onu diğer dolandırıcılardan ayıran şey, planlarının akıl almaz detaylara dayanmasıydı. Ne Galata Kulesi satması, ne sahte karakollar kurması, ne de Mussolini’yi kandırması abartı değil, hepsi yaşanmış olaylardı. Eyüplü Halit, okuma yazma bilmeden koskoca şehirde oyun kurmuştu. Türk sosyal tarihinin en renkli figürlerinden biri olarak hafızalarda yerini aldı.Kaynak 1, Kaynak 2
Türkiye'nin İlk Akrobasi Kadın Pilotu: Edibe Subaşı'nın Uçuşla Geçen Efsanevi Hayatı
Adını çok duymamış olabilirsiniz ama Edibe Subaşı, gökyüzüne adını yazan ilk Türk kadın akrobasi pilotuydu. Henüz çocuk yaşta havacılıkla tanıştı, planörle başladı, motorlu uçakla devam etti. Paraşütle 104 kez atladı, dünyanın dört bir yanında Türk bayrağını göklerde dalgalandırdı. Atina’dan Hollanda’ya, Almanya’dan Amerika’ya kadar izleyenleri hayran bırakan uçuşlar yaptı Gelin ilham verici hikayesine birlikte bakalım...Kaynak 1, Kaynak 2
Osmanlı Döneminin Padişahı II. Mahmud Neden "Gavur Padişah" Olarak Anılıyordu?
II. Mahmud Osmanlı’nın en çalkantılı dönemlerinden birinde tahta çıktı. Tahta çıkar çıkmaz her köşeye el attı, imparatorluğu baştan yarattı. Ama aldığı kararlar çok tartışıldı. Kıyafet düzenlemelerinden askeriye içindeki dini değişimlere kadar her adımı tepkilere yol açtı. Sonunda halk ona hiç de hak etmediği bir lakapla seslenmeye başladı... Kaynak 1, Kaynak 2
Zihinsel Rahatsızlıkları Buz Kıracağıyla Tedavi Etmeye Kalkışan Doktor: Walter Freeman
Bazen bir doktor sadece iyilik yapmak ister… Ama işler planlandığı gibi gitmeyebilir. Walter Freeman da zihinsel hastalıklara çare olmak istedi ama yöntemi tam bir felakete dönüştü. Yüzlerce kişi onun 'tedavi' denemeleriyle ya hayatını kaybetti ya da bir daha toparlanamadı. Bugün lobotomi denince akla ilk gelen isimse ne yazık ki hala o.Kaynak
1964 Yılından Beri Gizemi Hala Çözülemeyen Fotoğraf: Solway Uzay Adamı
Bir gün çocuğunuzun masum bir fotoğrafını çekiyorsunuz. Fotoğraf basıldığında ise arkasında uzay kıyafeti giymiş bir figür görüyorsunuz. 1964 yılında yaşanan tam olarak buydu. Jim Templeton, kızının fotoğrafını çektiği sırada kimsenin orada olmadığını söylüyordu. Ancak fotoğrafta, kadraja girmiş bir “uzay adamı” vardı. Bu fotoğraf yıllar içinde uluslararası bir fenomene dönüştü. Hala da çözülmüş değil.Kaynak
100 Yıl Önce Ortaya Çıkıp Binlerce Kişiyi Etkileyen "Uyuyan Salgın": Encephalitis Lethargica
20. yüzyılın başlarında dünya, pek çok gizemli hastalıkla mücadele etti. 'Uyuyan hastalık' olarak anılan Encephalitis Lethargica, binlerce insanın hayatını alt üst etti. Bazıları hayatını kaybetti, bazıları ise adeta canlı bir heykele dönüştü. En korkutucu tarafıysa hastalığın sebebinin hala bilinmemesi. Çünkü bu salgın, bir anda ortaya çıktı ve sonra sessizce kayboldu.Kaynak
İstanbul'un En Popüler Semtlerinden Biri Olan "Nişantaşı"nın İsmi Nereden Geliyor?
İstanbul’un popüler semtlerinden Nişantaşı, bugün alışverişin, modanın ve sosyal hayatın kalbinin attığı yerlerden biri. Ama bu gözde semtin ismi aslında sandığınızdan çok daha farklı bir kökene dayanıyor. Osmanlı padişahlarının ata sporu olan okçulukla yakından ilgili bu isim, tarihin taşlara yazıldığı bir dönemin mirası. Zamanla semtin adı da bu taşlardan ilhamla “Nişantaşı”na dönüşmüş. Gelin, bu tarihi ismin ardındaki detaylara birlikte bakalım.Kaynak 1, Kaynak 2
Kadın ve Erkek Kıyafetlerinde Düğmeler Neden Farklı Yöndedir?
Hiç karşı cinse ait bir gömlek giydiğinizde düğmeleri iliklerken zorlandığınız oldu mu? Aslında yalnız değilsiniz çünkü bu durum pek çok kişinin dikkatini çekmiştir. Erkek gömlekleri sağdan, kadın gömlekleri soldan iliklenir ve bu fark yalnızca tasarım tercihi değil. Aslında bu uygulamanın kökeni çok eskiye, hatta orta çağa kadar uzanıyor. Bugün hala devam eden bu gelenek, düşündüğünüzden çok daha ilginç bir geçmişe sahip.Kaynak