Türkiye'nin İlk Akrobasi Kadın Pilotu: Edibe Subaşı'nın Uçuşla Geçen Efsanevi Hayatı
Adını çok duymamış olabilirsiniz ama Edibe Subaşı, gökyüzüne adını yazan ilk Türk kadın akrobasi pilotuydu. Henüz çocuk yaşta havacılıkla tanıştı, planörle başladı, motorlu uçakla devam etti. Paraşütle 104 kez atladı, dünyanın dört bir yanında Türk bayrağını göklerde dalgalandırdı. Atina’dan Hollanda’ya, Almanya’dan Amerika’ya kadar izleyenleri hayran bırakan uçuşlar yaptı Gelin ilham verici hikayesine birlikte bakalım...
Edibe Sayın, 1922 yılında Elazığ’da doğdu ve ailesiyle birlikte Adana’ya göç etti.

Adana Kız Lisesi’nde okurken Türk Hava Kurumu’nun planör kampı için açtığı seçmelerde Türkiye genelinden seçilen sekiz kişiden biri oldu. Üstelik tek kız olarak. Henüz genç yaşta, eğitim almak için İnönü’ye gönderildi. Paraşütle atladı, planörle uçtu ve “C brövesi”ni alarak göğsünü kabarttı. Ailesi onun öğretmen olmasını istese de Edibe'nin aklı hep gökyüzündeydi.
Türkkuşu’nda öğretmen adayı olarak üç yıl kaldı. Yazları kamplarda, kışları Ankara’da eğitim gördü. Sonra motorlu uçak eğitimlerine geçti. Sadece planör değil, motorlu uçuşlar, paraşüt atlayışları ve akrobasi de onun uzmanlık alanıydı. Gürültüsüz planörleri tercih ediyordu çünkü gökyüzünü hissederek uçmak, doğayla bütünleşmek ona göre gerçek uçuştu.
Edibe Subaşı, yurt dışında da adından söz ettirdi.

1954’te Yunanistan’da yapılan hava gösterisinde Türk, Yugoslav ve Yunan ekiplerinin içinde yer alan tek kadın havacıydı. Uçağından paraşütle atlayan, ardından akrobasi gösterisi yapan tek pilottu. Yunan Hava Bakanlığı Müsteşarı onun performansını “Yunan kızlarına örnek” diyerek sahiplendi. Yugoslavya’dan bile kadın pilot yoktu, ama o oradaydı.
Akrobasi hareketlerini tek tek planlayan eğitmeni, onun için özel bir uçuş rotası çıkardı. İki sağa, iki sola Viril, bir Luping, iki Tono, bir İmmelman... Sonra tekrar Viril’lerle kapanış. Bu hareketleri hatasız tamamlayan Edibe, gökyüzünde Türk bayrağını gururla temsil etti. O anda gökyüzünde tek kadın pilottu, ama izleyenlerin kalbinde büyük bir yer edindi.
Hayatı boyunca gençlerle konuşmaktan, havacılığı anlatmaktan hiç vazgeçmedi.

1957 yılında bir planör kazasında ağır yaralandı. Öğrencisinin hatasını kendi canıyla telafi etti. İki planör çarpışmak üzereyken, Edibe ani bir kararla kumandayı verdi ve burun üstü çakıldı. 22 kırıkla kurtuldu, üç ay hastanede yattı, 15 ameliyat geçirdi. Kalçasından alınan kemik burnuna kondu. Sol kolunda his kaybı vardı, kulağı ağır işitiyordu, ayağında sinir kopuklukları vardı.
Ama asıl yara, yıllarca hizmet ettiği havacılık kurumlarından değil de SSK tarafından “silindir makinisti” statüsünde emekli edilmesiydi. Aldığı 220 lira maaş için mahkemeye verdi. Bir yıl süren mücadeleden sonra “tehlikeli işçilik” sınıfından emekli edildi.
Hayatı boyunca gençlerle konuşmaktan, havacılığı anlatmaktan hiç vazgeçmedi. 104 paraşüt atlayışı yaptı. Hollanda’dan Fransa’ya, İtalya’dan ABD’ye kadar birçok ülkede gökyüzüne imza attı. 2005 yılında madalyalarını THK Müzesine bağışladı. 2011 yılında hayatını kaybettiğinde, ismi tarihe altın harflerle kazındı.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Hayatının film ya da mini dizi olarak çekilip daha çok kişi tarafından tanınmasının ve yaptıklarının akılda kalmasının sağlanması çok iyi olurdu. Ayrıca, kur... Devamını Gör