onedio

Hamas Haberleri

Hamas ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Hamas ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

'Gencecik Kızlarımıza Sıkmabaş, Sevgi Dolu Gençlerimize Çapulcu Dedirtmem'
Seçim bildirgesini okuyan muhalefetin ortak Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu , “Gün geçti yeni bebekler doğdu. Ülkeleri için sokağa çıktılar. Dün nasıl yanındaydım, bugün de yanındayım. Ben talebelerime, gözlerinden sevgi fışkıran gençlerime çapulcu dedirtmem” dedi. İhsanoğlu, “28 Şubat’ta gencecik kız çocuklarımıza sıkmabaş diye bağıranlar vardı. Ben buna karşı dokuz çocuğun yanında durdum, makamım elimden alındı. Ben öğrencilerime sıkmabaş diye hakaret ettirmem. Okuma hakkının elinden almasına izin veremezdim” diye konuştu. Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, seçim bildirgesini okuyor. İhsanoğlu konuşmasına, tıpkı Başbakan Tayyip Erdoğan gibi duayla başladı. İhsanoğlu, “Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla başlıyorum, hamd olsun, Allah’ımıza hamd olsun, o özünde merhametli işinde merhametli. Rabbimiz yalnız sana kulluk eder yalnız senden yardım isteriz. Nimet verdiklerinin yoluna gazaba uğrayanların ve sapanların yoluna değil, doğru yola. Amin” dedi. Ekmeleddin İhsanoğu, kampanyası boyunca kullanacağı seçim bildirgesini açıklarken şunları söyledi: Cumhuriyetimizin en kritik dönemlerinden birinde, cumhurbaşkanının ilk kez vatandaşların oylarıyla belirleneceği bu dönemde, Türkiye’nin 12’nci cumhurbaşkanı adayı olarak huzurunuzdayım. Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla başlıyorum, hamd olsun, Allah’ımıza hamd olsun, o özünde merhametli işinde merhametli. Rabbimiz yalnız sana kulluk eder yalnız senden yardım isteriz. Nimet verdiklerinin yoluna gazaba uğrayanların ve sapanların yoluna değil, doğru yola. Amin. Bu çok hassas dönemde seçime giderken, ülkemizin içeride huzurunu korumaya, komşularıyla ihtilaflarını çözmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Ey azizler diye hitap etmek istiyorum. Erzurumlu İbrahim Hakkı dostlarına şu şekilde seslenirdi “Ey aziz, ey azizler” çok hassas dönemden geçiyoruz. Daha fazla huzura ihtiyacımız var. Ben MHP, CHP dahil, AKP, HDP, BBP seçmenlerinin, tüm Türkiye’nin cumhurbaşkanı adayıyım. Hiçbir partiye diğer partilerden daha yakın veya uzak değilim. Her partide namusuyla çalışan bürokrat teknokrat var. Benim tüm ülkede, sevdiğim saydığım milletim vardır. Sevgili ey azizler, elimde bir avuç tohum var. Bu tohumları ekmek istiyorum. Sevmek istiyorum. Sevgi ekeyim ki sevgi filizlensin. İnsanlarımız kavga etmesin. 28 Şubat’ta gencecik kız çocuklarımıza sıkmabaş diye bağıranlar vardı. Ben buna karşı dokuz çocuğun yanında durdum, makamım elimden alındı. Ben öğrencilerime sıkmabaş diye hakaret ettirmem. Okuma hakkının elinden almasına izin veremezdim. Gün geçti yeni bebekler doğdu. Ülkeleri için sokağa çıktılar. Dün nasıl yanındaydım, bugün de yanındayım. Ben talebelerime, gözlerinden sevgi fışkıran gençlerime çapulcu dedirtmem. Ali İsmail Korkmaz da onlardan biriydi. Onun da tüm kaybettiğimiz canların da ruhu şad olsun. Elbette her yerde her zaman bu gibi demokratik gösterileri suiistimal etmeye çalışan gruplar olacaktır. Şurada 1000 kişi toplansa, önce su satan esnaf, sonra polis, sonra o küçük gruplar. Devletin görevi sapla samanı ayırmaktır. Bu ülkeyi üçe beşe bölmekle, her fırsatta ikilik çıkartmakla siyaset yapılır belki ama devlet yönetemez. Analar bu çocukları doğuruyor, yemiyor içmiyor büyütüyor. Gençlerimiz çok kıymetli, tüm gençlerimiz hepsi çok kıymetli. Edirne’deki evlatlarımız çok kıymetli, Hakkari’deki evlatlarımız da çok kuvvetli. Kadınlarımız da çok kuvvetli. Ama ne yazık ki kadınlarımız ne siyasette ne de istihdamda hak ettikleri noktalara gelebilmişlerdir. Çocuk gelinlerde dünya üçüncüsüyüz. Cinayetlerde de üst sıradayız. Ben çocuklarımızın katil olmayacağı, kimsenin kimsenin canına kast etmeyeceği bir Türkiye hayal ediyorum. Ey azizler, saygı. Ekeceğimiz diğer tohum saygıdır. Üslüpta saygı. Bağımsız yargı, bir suç iddiasıyla ilgili hükmünü bildirmedikçe, böyle bir hükmü vermek, yargısız infaz demektir. Maalesef ülkemizde yargısız infazları görüyoruz. Herkesin herkesle ilgili peşin bir hükmü var. düşünceler kamplaşıyor. Saygısızlık tarafların hepsini üzer, zarar verir. Bu sebeple, cumhurbaşkanı seçilirsem derin yaralar almış, hatta neredeyse kangren haline dönüşmüş bu ilişkileri saygı çerçevesinde iyileştirmek için çalışacağım. Hükümleri hukuk versin, hukuka herkes güvensin, hiç kimse adaletten üstün değildir. Suçu ispatlanmadıkça hiç kimse suçlu değildir. O halde adalete saygılı, muhalefete saygılı, farklı görüşlere sahip olanlara saygılı olmak. Hükümete saygılı, toplumun her kesimine saygılı olmak için bu tarlaya saygı ekmemiz gerekecek. Saygı ekmek için verin elinizi. Ey azizler. Dirlik. Ekeceğimiz diğer tohum da dirlik. Ne demek dirlik? Dirlik bir insanın sağlığı, huzuru, güveni demektir. Fertleri dirlik içinde bir toplum, topyekun dirlik içindedir. Oysa çoğumuz borçluyuz. Hem devlet hem millet boçlu. Zenginin borcu olabilir, ama onun çocuklarının eğitimi aksamaz, sofrada bal kaymak eksik olmaz. Ya fakirin borcu? Bak pahalı arabaya, zengin çok görünür fakir az görünür. Ödenemez biçimde kredi kartı borcu içinde. Bu borcu ödemek için vatandaşlarımız yemelerinden içmelerinden kesiyorlar. Köylü memur esnaf işçi işsiz, nereye gitsem duyduğum tek şey bu faizli borçlu halidir. Diyeceksiniz ki cumhurbaşkanlığı icra makamı değildir. Evet icra yetkisi yoktur ama icrayla el ele vererek, çağrı yaparak, yetkisini ve pozisyonunu kullanarak yol gösterir. Cumhurbaşkanları yol yapmaz ama yol gösterir. Türkiye’nin en yoksul kesimini bir basamak yukarı çıkartmak, çok büyük bir siyasi mutabakat meselesidir. Zordur ama imkansız değildir. AK Partilisi, CHP’lisi, HDP’lisi el ele verirse, bu sosyal yaraya çözüm üretiriz. Hür düşünce olmazsa, Amerika’nın akıllı telefonuna Güney Kore rakip olamaz. Eğitimde, sanatta her alanda sonsuz hürriyet. Hürriyet, demokraside şarttır. Hürriyet olmazsa demokrasi olmaz, demokrasi olmazsa hürriyet olmaz. Bu hürriyet havasını keserseniz o ülke nefessiz kalır. Şu tabloda görüyorsunuz. Türkiye’de 2000 yılında dünyanın 18’nci ülkesi. 2014’de 19’ncü ülkesi. 14 yılda geldiğimiz yer burasıdır. Yani gerilemiş, gelirimiz artmış mı artmış, ama herkesin geliri artmış. Biz büyük bir devletiz, büyük bir milletiz. Ve potansiyelimiz büyüktür. Bu gençler kahve köşelerinde ömür tüketiyorlar. Gençlerin aklını fikrini bilime, sanayiye kanalize etmeliyiz. Bunun sonunda ne oluyor, işte bu tablolar çıkıyor. Dünyanın gittiği yer patenttir, bilimdir, matematiktir. Bunlara dikkat etmezsek, düne göre iyi oluruz belki ama rakiplerimize göre iyi olur muyuz esas soru bu. Biz şimdiye kadar tek bir Nobel kazandık, o da Orhan Pamuk sayesinde. Bilimde, tıpta, fizikte, kimyada Nobel kazanmadık. Bizimle yarışa, bizden sonra kalkan ülkeler bunu başardı. Ben size Hindistan’dan Çin’den bahsetmeyeceğim. Mısır’dan Pakistan’dan bahsedeceğim. 80’li yıllarda Pakistan’dan fizik ödülü almıştır. 15 yıl önce Mısır’dan bir kimyager ödül almıştır. Türkiye bu hedefe ulaşması için çalışması lazım. Daha fazla destek ve toplumda huzur. Diyorum ki dirlik ekmek için verin elinizi. Tarlamız büyük ve bereketli, tıpkı ülkemiz gibi. Ey azizler, son tohum sevgi saygı ve dirlikten sonra, birlik tohumudur. Birlikte yaşama kültürüne herkesten daha fazla sahip bir milletiz. Yıllardır ortak acılarımız devam ediyor. Suriye’de yaşanan trajedi, Soma’da aç gözlü kapitalist anlayışın faturasına, rehin alınan vatandaşlarımıza, ölen her bir cana ortak olarak üzülüyoruz. Ama çok uzun zamandır hep birlikte sevinemiyoruz, sevinmeyen bir ülke ülke olma vasfını yitirmeye başlar. Barajlarımız, tüp geçitlerimiz, yollarımız hepimizin vergisiyle yapılıyor. Ama bunun için bile ortak bir sevincimiz olmuyor. Bu konuda bile bir ikilik, yarış, 70 sene önceki ülkelerle anlamsız kıyaslamalar arasında kaybolup gidiyor sevinçlerimiz. Dış dünyaya gelince, Atatürk’ün sözünü her yere yazıyoruz “Yurtta sulh cihanda sulh” diyoruz. uygulamada ne kadar başarılı oluyoruz Atatürk şu anda yaşasaydı ne yapardı? Atatürk en akılcı çözümleri üreten bir liderdir. Şunu kesinlikle söyleyebilirim. Şu anda yaşasaydı, Ortadoğu, Kafkaslar, Balkanlar’da barış ve refah için temelini atmıştı. Filistinli çocuğun attığı tweet, New York’taki Yahudi genci ağlatıyıor. Bir saniyede olup bitiveriyor. Bizim teknik üniversitelerimiz var, aydın modern milyonlarca gencimiz var. Şirketlerimiz çevre ülkelerinde büyük başarılara imza atmışlardır. O halde, paylaşamadığımız nedir? Bu koca coğrafyada değil mezhep milliyet savaşlarıyla despotluk kibir mi üretecek? Yoksa laik demokratik bir biçimde el ele vereceğiz? Barış mı kazanacak savaş mı kazanacak? Birlik mi kazanacak ayrışma mı? Ben birlikten yanayım. Neredeyse bir ay sonra Türkiye önemli bir seçim yapacak, ama bizim elimizde bu masraflı seçimi finanse edecek imkanlar yok. Bir rakibimiz hem iktidar olmanın getirdiği avantajla, hem de başbakanlığın imkanlarıyla bolluk içerisinde bir kampanya yapabilecek. Bazı kanallarda aman Ekmel Bey’i aciz gösterin, dili sürçer ise bunu abartın, iyi bir söz söylerse görmezden gelin, onu örtünüz gibi dolaşıyor. Gizlisi saklısı yok, iftiranın biri bin para. Güvendiğim tek şey var, Türk milletinin derin sağ duyusu. Türk milleti tarih boyunca bunu göstermiştir. Güzel milletime bir çift sözüm var. Aziz kardeşlerim, ey azizler, korkmayınız, Türkiye’de istikrarı sarsacak hiçbir şey yapmayacağım. AK Parti dahil bütün partilerle el ele vereceğim. Ekmek için… Ne demek ekmek için? Milletimizin kültüründe çok kutsal kavramlar var. bunun başında kitap gelir. Biz kitap diye Kuran-ı Kerim'e deriz. Bir başka kutsalımız var, bayrağımızdır. Bayrağımız bizim canımızdır, kanımızdır. Bu devletin tapu senedidir. Bir başka kutsalımız ekmektir. Ekmek bizim için çok kutsal bir kavramdır. Ekmek fırından aldığımız ekmek, Ekmek tüten ocak demektir, ekmek alın teri demektir. Şerefimiz namusumuz demektir. Kitabımıza bayrağımıza ekmeğimize sahip çıkalım. Ben Mehmet Akif Ersoy’un dergahında büyümüş bir gurbetçi çocuğuyum. Taksicisi simitçisi garsonu mevsimlik işçisi hepimizin derdi ekmek. Suriye’nin ekmeği elinden alındı. Sokaklarda perişan biçimde. O kadar zulüm mazlum gördüm ki, en zor şartlarda ara buluculuk yaptım. Filistin’de devlet nişanı alan ilk ve tek Türk benim. 20 bin yetimin kefaletini, Gazze’de Somali’de İslam dünyasının bir çok yerinde, aç susuz kalmış insana, bebeğe, karnını doyurmasına sebep oldum. Yüz binlerce insanın hayatta kalmasına sebep oldum. Çoluğunun çocuğunun mürvetini görmek herkesin hakkı. Torun sevmek herkesin hakkı. Sadece sevgi ekelim, saygı ekelim, nezaket ekelim ki, bu topraklar nice Yunus’lara Nazım’lara Akif’lere vatan olsun. Çünkü ne ekersek onu biçeriz. Güzellikleri ekmek için Türkiyemizin emrindeyim. Allah bu millete devlete zeval vermemesi niyazıyla, hepinize teşekkür eder saygılarımı sunarım. Anadolu Ajansı Aydın ziyaretiniz sırasında, Irak Filistin olayları için Türkiye’nin taraf olmaması gerektiğini ifade etmiştiniz. Bu açıklamanıza eleştiriler yöneltildi. Şu anda İsrail’in Gazze’ye saldırıları devam ediyor. Hayatını kaybedenlerin sayısı 75’i buldu. Türkiye’nin tarafsız kalması gerektiğini düşünüyor musunuz? İstanbul’da Türk Sol’u dergisiyle pozunuz çıkmıştı. Bu dergi daha önce sloganlarla gündeme gelmişti. Görüşünüz nedir? Birinci olarak, taraf tutmaması meselesi Filistin’le ilgili değil. Arap ülkeleri kavgalarıyla, arap liderleri arasındaki kavgalarla ilgili söyledim. Bu konuda taraf tutmanın, bölgeye ve Türkiye’ye neler getirdiğini izah etmeye ihtiyaç var. O bakımdan bunu herhalde bir daha açıklama ihtiyacı duymuyorum. Arife Bağdat tarif edilmez. İkinci mesele, Filistinle ilgili olarak benim böyle bir sözüm yok. Bunu söyleyenler herhalde yanlış bilgi edindiler bir yerden. Benim 9 sene içerisinde genel sekreter olarak yaptığım, Filistin halkına yaptığım hizmet herkesin bildiği konudur. 2006 Aralık ayında, Hamas ile Fetih arasındaki ilk ateşkesi ben sağladım. Bunu uzun boylu, mekik diplomasisi icra ederek, Ramallah’da Abbas ile, Gazze’de başbakan ile, Şam’da Hamas lideriyle beraber, o üç merkez arasında mekik dokuyarak, sessizce giderek en sonunda aralık ayının sonuna doğru ateşkes sağladık. Birbirlerini öldürüyorlardı. Bu hamas ile fetih arasındaki ilk ateşkes sayesinde, milli mutabakat hükümetinin kurulması çalışıldı. Hükümetin kuruluş merasimine filistin dışından davet edilen tek kişi bu kardeşiniz olmuştur. Sonra, çalışmalarımız devam etmiştir. Bunlardan bazıları Gazze’ye yapılan saldırılar. Hava saldırıları, karayolundan saldırılar. Biz burada teşkilatımızın karar organlarını davet ettik. BM Güvenlik konseyi kilitlenmişti 2006’da Lübnan’ın güneyinde yapılan saldırılar neticesinde. Biz baskı yaparak güvenlik konseyinin toplanmasını sağladık ve bir ateşkes kararı çıktı. Biz Gazze’ye sayısız defalarca gittim ben. Orada çok büyük sayıda insani yardım, sağlık, barınma gıda icraaları. Bir kalp nakli, kornea nakli yapıldı ilk olarak. Bizim her yerden götürdüğümüz yardımlar sayesinde oldu. Biraz önce gördüğünüz o yaşlı hanımla olan bir fotoğraf vardı, bu Abdurabbu ailesinden 4-5 katlı evi yıkılmış bir hanımın eviydi. Ben o kadıncağızı teselli ediyordum. 77 senesinde İsrail’in gaddarca saldırı neticesinde daha önceki evleri yıkılıyor, kocası öldürülüyor. Bu sefer çocukları öldürülüyor, bütün mal mülk kaybediyor. Ben o kadıncağızı çadırında ziyaret ettim. Ona ve etrafındakilere yardım götürdüm. Daha sonra Kudüs’le ilgili olarak teşkilatımızın tarihinde ilk defa stratejik bir plan yaptık. Kudüslüler eşit vatandaşlık hakkına, insan haklarının tatminine yönelik imkanları yok, işgal altında. Kendi vatanlarında evlerinde yabancı olarak muamele görüyorlar. 60 seneden beri mektep bakımından, hastane bakımındna, ev barınma ihtiyacı bakımından sıkıntı içerisinde. Çünkü işgal kuvvetleri müsaade etmiyor. Biz barınma eğitim sağlık ihtİyacını gidermek için Kudüslülerle beraber, belediye reisi, valisi, filistinle beraber, islam kalkınma bankasını devreye sokarak, bir Kudüs kurtarma planı yaptık. Ben bunu devlet zirvelerine götürdüm ve bunlar kabul edildi, uygulanıyor şimdi. Filistin davasına yaptığım en büyük hizmetlerden birisi, Filistin’in BM ve bağlı kuruluşlarına üyeliğini sağlamaktır. UNESCO’ya tam üyelik olmuştur. Filistin devleti BM’nin bir alt organında tam üye oluyor. Güvenlik konseyinde, Filistin’in tam üye olması mümkün değildi, o zaman gözlemci üye olması lazım. Güvenlik konseyi bildiğiniz sebeplerden dolayı evet demiyordu. Bunları yapan bir insana siz nasıl diyebilirsiniz ki Filistin’e hizmet etmedi? Bana bütün bunların hepsinden en üstünü, Gazze’ye gidip birkaç defa o insanlarla temas etmek, tarihimizin 20’nci ve 21’nci yüz yılın kara lekesi olan Filistin davası, oradaki insani yaşama şartlarının altında yaşayan Gazzelilerin halini görmek ve yardımcı olmak. İkinci gururum, Mescidi Aksa’da, Hazreti peygamberimizin miraca yükseldiği noktada namaz kılmayı nasip etti. Gerisi beni ilgilendirmez. Murat Yetkin / Hürriyet Daily News Atatürk’teki yurtta sulh cihanda sulh sözünün gereğinin yapılmaması gerektiğini söylediniz. Bugün kü dış politikayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Ey azizler dediniz, Bunlar monşer sözüne atıfla mı söylendi? Ben size referansımı söyledim. Bugün pilotlarınız, diplomatlarınız rehin alınıyorsa ve içeride dışarda siz hedef oluyorsanız komşularınızla herhalde bir sıkıntı vardır. Birkaç ülkede büyükelçiniz yoksa ve eski ticaret yollarınız kapatılmışsa, herhalde burada bir sıkıntı var. Gerçekten bunu gidermenin zamanının geldiğine inanıyorum. Aksi takdirde bizim dünyadaki yalnızlığımız daha da artacaktır. Mümtazer Türköne / Zaman Temsili demokrasinin vazgeçilmez şartı seçimler. Siz kampanyanızı yeni başlattınız. Sanıyorum bir ay zarfında,seçimin adil şartlarda yapılması meselesi olacak. Sonuçlar üzerinde belki de bir şaibe oluşturacak. Bu itirazlarınız doğrultusunda neler yapmayı planlıyorsunuz? Dünyanın hiçbir yerinde cumhurbaşkanlığı seçimi iki ayda yapılmaz. ABD’de iki sene falan devam ediyor. Biz iki aya indiriyoruz, bu tuhaf bir şey. Mesele diyoruz ki devlet para vermesin. E peki, birileri devletin imkanlarıyla yararlanıyor? İki aday neden yararlanmasın? Ondan sonra iki ayda ancak siz evi taşırsınız. Ama bir cumhurbaşkanı iki ayda seçilir mi? Demek ki öyle düşünülmüş. Bugün gazetelerde gördüm. TRT sayın başbakanımıza, 553 dakika tahsis etmiş. Bu abdı acizlerine, bu adaya ve Selahattin beye de üç dakika falan lütfetmiş. Bu milletin gözünden kaçmıyor. Birinci sırada oturanlar hatırlar, üçüncü dördüncü sıradakiler hatırlamazlar. 80’li yıllarda, o devrin muktedirleri, apoletli olanlar, oturdular masa başında siyasi rejim kurdular. Dediler ki Turgut Sunal paşayı sağ partinin başı yapalım, bizim Necdet paşa iyi adamdır onu da sol başkanı yapalım. Rahmetli Turgut Özal çıktı ve buna meydan okudu. Biz de milletin desteğiyle bu seçimi kazanacağız. Abbas Güçlü / Milliyet Eğitime bilime gençlere yönelik vurgular yaptınız. Siyasetçilerden bu kadar çok vurguyu göremiyorduk. Öğretmenler hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu sözlerinin cumhurbaşkanlığı seçimleri için mi geçerli? Hizmet aşkınız devam edecek mi? Kazanamazsanız bu söyledikleriniz rafa mı kalkacak? Şimdi tabi bilim ve teknoloji konusunda benim görüşlerim bir yerde inançlarımdır. Ben fen fakültesinde yetişmiş, doktora sonrasını hep kimyada yapmış bir insanım. Onun için bilimle ilgili ilgim çok yakındadır ve teknik seviyededir. Ben bizim ülkemizin geleceğini ilmi araştırmalarda, yani biz şimdi ilmi araştırma seviyesinde ikinci ligdeyiz. Bu 20 seneden beri bu şekilde. Biz 2023’e hedef koyduk. İlk on ekonomi arasına girmek. Hepimizin çalışmamız lazım. Ama aynı şeyi bilim konusunda araştırma geliştirme konusunda aynı şeyi yapmamız lazım. İkinci ligde birinci lige girmemiz lazım. Siz ileri teknoloji kullanırsanız ve yeni teknolojileri keşfederseniz katma değeriniz yüksek olur. O yüzden ekonomiyle bilim ve teknoloji arasındaki karşılıklı etkileşim çok önemli. Mevkiim ne olursa olsun ona inanacağım. Ezgi Başaran / Radikal Herkesin aday olduğunu söylüyorsunuz. Kürt sorununda nerede durduğunuzu öğrenmek istiyorum. Hükümetin yürüttüğü çözüm sürecine nasıl bakıyorsunuz? Prensipte Abdullah Öcalan ile görüşülmesine ne dersiniz? Kürt meselesi bizim en hassas, mühim meselemizdir. Barış elbette barış. Savaş elbette hayır. Ve barışla bu işi halletme yollarını bulmamız lazım. Bu barışı sağlamak için bizim çok önemli tecrübelerimiz var. biz bin senedir beraber yaşıyoruz. Sosyal hayatlarımız örf adetlerimiz yemeklerimiz her şeyimiz. Birbirine baktığınız zaman kimin Kürt kimin Türk olduğunu fark etmek mümkün değil. ama dil farkı var. o dile karşı da ülkemiz hata yapmıştır. Biz her şeyi sopayla halletmeye çalışmış bir mirastan geliyoruz maalesef. İnsanları susturmak, ana dillerini konuşmamalarını sağlamak kabul edilemez bir şey. Ben yabancı bir ülkede doğdum. Benim için ana dilim, ana sütü gibi, ana dili insanın temel hakkıdır. Ana dilini konuştuğu yer vatandır. Eğer siz konuşamıyorsanız siz vatanınızda yaşamıyorsunuz. Bu olacak şey değil, çok büyük haksızlık oldu. bunun giderilmesi şarttır. Bunu nasıl yapacağız? Bu bin senelik tarihin, genlerimize işlemiş kodlarıyla, bugün insan hak ve hürriyetlerinin anayasa konması, kanunların geliştirilmesi, hedef aldığımız AB normlarını getirmektir ve bu gibi problemi meselesi olan tek ülke biz değiliz. Bunları yaparken sonunda siz bunu muhakkak Meclis’e götürmeniz lazım. Parlamentonun bunu kabul etmesi lazım. Ülkede bir milli mutabakatın olması lazım. Bunu sağlamadığınız takdirde bu barış aksak bir barış olur. Doğuracağı sıkıntılar menfaatlerden daha fazla olur. Ateşkesin devam etmesi lazım. İnsanların hürriyet içerisinde istedikleri yerde yaşamaları lazım. Bunu yaparken, ülkenin toprak bütünlüğünü, hakimiyet milletindir, anayasal sisteminin korunması lazım, bayrağın birliği ve resmi dilin birliği konusunda büyük bir anlayış görüyorum. Biz bu imkanlara sahibiz. Elbette cumhurbaşkanı bunları kolaylaştırıcı rol oynaması lazım. Halk oylamasıyla seçilecek cumhurbaşkanının bir elinde anayasa bir elinde halktan aldığı güçle hükümete destek verebilir, bu yolları açabilir. Ayrıntılar geliyor...T24
Gazze'de Neler Oluyor?
Gazze 363 km2 nüfusuyla tüm Filistin topraklarının % 1.28'ini oluşturuyor. 950 bin insanın yaşadığı bu bölgede km2 başına 2617 kişi düşüyor ve nüfusun yaklaşık üçte ikisi mülteci kamplarında ikamet ediyor. Bu insanlar genellikle İsrail'in 1948'de işgal etmiş olduğu topraklardan göç etmiş olan Filistinliler ve onların çocukları.
Rihanna Filistin İçin Attığı Tweet'i 8 Dakika Sonra Silmiş
Amerikan magazin sitesi TMZ, pazartesi sabahı ünlü şarkıcının Twitter hesabından '#ÖzgürFilistin' şeklinde tweet atıldığını ancak hayranlarından 'Hamas'ı mı destekliyorsun?' sorularının gelmesi üzerine söz konusu tweet'in sekiz dakika sonra kaldırıldığını yazdı. TMZ'ye konuşan Rihanna'ya yakın bir isim ise ünlü şarkıcının '#ÖzgürFilistin' yazısını tweet atmak için yazmadığını ve bu yüzden sildiğini, hayranlarından sorular gelene kadar da bunu fark etmediğini söyledi. NY Mag ise Rihanna'nın bu tweet'inin sekiz dakika içinde tam 7 bin kişi tarafından tekrar paylaşıldığını aktardı. ÜNLÜ BASKETBOLCU DA ÖNCE YAZDI SONRA SİLDİ Benzer bir olay ünlü basketbolcu Dwight Howard'ın da başına geldi. NBA takımlarından Houston Rockets'ta forma giyen Howard, 5.2 milyon takipçisiyle 'ÖzgürFilistin' tweet'ini paylaştı ve hemen ardından sildi. Basketbolcu, bir tweet daha atarak, 'Az önceki mesajım bir hataydı. Uluslararası politika konularında hiçbir zaman yorum yapmadım, yapmayacağım. Eğer bir önceki tweet'im bazılarını üzdüyse özür dilerim, bir hataydı' diye yazdı.Gazeteport
İsrail'in Gazze'ye Yaptığı 10 Operasyon
360 km2'lik bir alandan ibaret olan Gazze, batıda Akdeniz, güneyde Mısır ve diğer yönlerde İsrail ile çevrili .  2014 verilerine göre 1 milyon 816 bin 379 kişinin yaşadığı Gazze'nin yüzde 44,7'si 0-14 yaş aralığında ve yüzde 98'i Müslüman. Maruz kaldığı blokaj yüzünden temel sağlık ve gıda maddelerine erişimi kısıtlı olan Gazze, İnsani Yoksulluk Endeksi'ne göre dünyanın en yoksul 24. ülkesi konumundayken, dünyada en fazla çocuk ölümünün gözlendiği bölgelerden de bir tanesi. 6 ile 59 ay arasında yaşları değişen her beş çocuktan birinin kronik yetersiz beslenme ile karşı karşıya olduğu Gazze'de yaşayan her 2 kadın ve çocuktan bir tanesi de anemi ile hastası.Filistinli otoriterilere göre Gazze'ye gelen medikal yardım malzemelerinin ve ilaçların çoğunun süresi geçmiş durumda ve hastaneler yetersiz.  Gazze ekonomisi de uygulanan abluka yüzünden ağır bir durumda. 2014 yılında yayınlanan bir Avrupa Birliği raporuna göre: 'Bugün Gazze toplumu ve ekonomisi insani bir krizle karşı karşıya. Günde 16 saate varan elektrik kesintileri yüzünden kanalizasyon ve su sistemleri çalışmıyor, temiz su kaynaklarına erişim kısıtlı, tıbbi malzemelere ulaşılamıyor, yapı malzemelerinin yoksunluğu çekiliyor. İşsizlik ve fiyatların arttığı Gazze'de gıda kaynaklarına erişim de risk altında.'
Gazze'ye Kara Harekâtı: İsrail Sınıra Asker Yığıyor
Gazze’ye karadan saldıran İsrail, sınır bölgesinde 18 bin askeri daha göreve çağırdı. Dün geceden bu yana süren saldırıda ölen Filistinli sayısı 24'e yükseldi, 200 kişi yaralandı. İsrail ordusu daha önce sınır bölgesine gönderdiği 30 bin askere ek olarak 18 bin yedek askeri daha göreve çağırdı. İsrail Başbakanı Netanyahu, Gazze'ye yönelik kara saldırılarının genişleyebileceğini ve orduya buna göre talimat verdiğini açıkladı. Gazze’deki Al Jazeera bürosunun yakınlarında bulunan bir medya merkezine saldırı düzenlendi. Saldırıda binada bulunan bazı gazeteciler yaralandı. Binada çok sayıda uluslararası medya kuruluşunun ofisi bulunuyor. Söz konusu bina 2008’de de İsrail ordusu tarafından hedef alınmıştı. 'Şiddetli çatışmalar sonrası İsrail askeri çekildi' Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin Kassam Tugayları, yazılı bir açıklamayla, Refah'ın doğusundaki Hasinat bölgesine girmeye çalışan İsrail özel güçlerine karşı yüz yüze çatıştıklarını ve İsrail askerlerinin büyük kayıp vermesi üzerine geri çekildiklerini duyurdu. Bombardımanla beraber 8 bin asker de tanklar eşliğinde kuzey ve doğudan Gazze'ye girdi. 'Beş aylık bebek öldü' Al Jazeera'nin görüştüğü Gazze'deki görgü tanıkları özellikle denizden çok yoğun bombardıman altında olduklarını, İsrail askerlerine ,Hamas'a bağlı Kassam Tugayları'nın karşılık verdiğini kaydetti. Gazze’nin doğusunda bulunan Şucaiye Mahallesi en fazla bombalanan bölgelerden biri. Burada İsrail'in top atışları nedeniyle biri çocuk, biri bebek dokuz Filistinli öldü. Hayatını kaybeden beş aylık bebeğin cesedi ailesinden altı yaralıyla birlikte Gazze'deki Vefa Hastanesi'ne getirildi. Görgü tanıkları çok sayıda evin isabet aldığını belirtti. Ambulanslar yaralılara ulaşamıyor. Bölgedeki birçok hastane 10 gündür süren bombardıman nedeniyle kullanılamaz halde. Taşınabilen yaralılar Gazze'deki Vefa Hastanesi'ne getiriliyor. İsrail’in Aşkelon bölgesinde sirenler çalıyor. İsrailliler sığınaklara girdi. Hamas'a bağlı Kassam Tugayları ile İsrail özel birlikleri arasında Gazze’nin kuzeyinde Han Yunus'ta da şiddetli çatışmalar var. Burada da üç Filistinli öldü. 'Zehirli gaz' iddiası Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in, Gazze'nin kuzeyi ve Refah kentinin Eş-Şevke bölgesine zehirli gazlarla düzenlediği saldırıda çok sayıda kişinin etkilendiğini bildirdi. 'Amacımıza ulaşana kadar sürecek' İsrail ordusu Filistinlilerin evlerini terk etmelerini istedi. Netanyahu kara harekatının amacının Gazze'yle Mısır arasındaki yeraltı tünellerini yıkmak olduğunu açıkladı. Netanyahu 'Operasyon amacına ulaşana, yani İsrail vatandaşları için daimi huzur sağlanana kadar devam edecek' dedi. Şu ana kadar çatışmalarda bir askerinin öldüğünü duyuran İsrail ordusu 18 bin yedek askeri de göreve çağırdı. Hamas: İsrail bedelini ödeyecek Kara harekatının başlamasından kısa süre sonra açıklama yapan Hamas, İsrail'e bu saldırının bedelini ödeteceklerini bildirdi. Hamas Sözcüsü Fevzi Barhum, İsrail'in operasyonunun 'ahmakça' olduğunu belirterek, bunun 'korkunç bir bedeli' olacağını kaydetti. Hamas, İsrail topraklarına dört adet füze ateşlendiğini de açıkladı. Türkiye kaygılı Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye kara harekatı başlatmasından kaygı duyulduğunu açıkladı. Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, hafta başında planlandığı gibi cuma akşam saatlerinde İstanbul'a gelecek; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşecek. Türkiye, Hamas ve Katar’a suçlama Mısır, İsrail'e kara harekâtını durdurması için çağrıda bulundu. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, tarafların Mısır’ın öncülük ettiği ateşkesi kabul etmesi istendi. Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, “Hamas, Türkiye ve Katar, Ortadoğu'nun çatışan devletçikler arasında bölünmesini amaçlayan komploya karşı bir nevi siper vazifesi gören Mısır'ın arabuluculuk girişimini başarısızlığa uğrattı. Hamas ateşkesi kabul etmiş olsaydı en az 40 Filistinlinin hayatını kurtarmış olacaktı” dedi. Geçici ateşkes bitti, saldırılar başladı BM'nin önerdiği 'Beş saatlik ateşkes' anlaşmasının 17 Temmuz Perşembe günü saat 15:00'te sona ermesinin ardından İsrail savaş uçakları, Gazze ve Beyt Lahya beldesindeki tarım arazilerine saldırı düzenledi. Beyt Hanun’daki saldırılarda iki Filistinli hayatını kaybetti. Han Yunus bölgesinde ise Filistinlilere ait bir ev topçu bataryaları tarafından vuruldu. Saldırıda bir kız çocuğu hayatını kaybetti. İsrail’in 7 Temmuz’dan bu yana Gazze’ye gerçekleştirdiği saldırılarda ölen Filistinlilerin sayısı da 240'a çıktı. Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları da Gazze'ye sınır olan Yahudi yerleşim birimlerine havan topu saldırısı düzenlediğini duyurdu. Kaynak: Al Jazeera ve ajanslar
İsrail'in Kara Harekatını Protesto Edenlere Polis Müdahalesi
İsrail'in Gazze'ye yönelik başlattığı kara harekatı İstanbul ve Ankara başta olmak üzre Türkiye'nin birçok kentinde protesto edildi. Ankara'daki eyleme AKP ve CHP'li vekiller de destek verdi. İstanbul'daki İsrail Konsolosluğu'na girmek isteyen gruba polis zaman zaman müdahale etti. Gerginlik sabah saatlerine kadar sürdü.İsrail'in Filistin'e yönelik kara harekatını protesto eden bir grup, İsrail'in Levent'teki Başkonsolosluğu önünde protesto gösterisinde bulundu, binanın camlarını kırdı, içeriye girmeye çalıştı. Çevik kuvvet ekipleri, eylem yapan gruba biber gazıyla müdahale etti. Ankara'da da çok sayıda kişi, İsrail Büyükelçisi'nin konutunu taş yağmuruna tuttu. Konutun camları kırılırken, bahçe duvarına ise Filistin bayrağı asıldı. İsrail'in Filistin'e yönelik kara harekatını protesto eden kalabalık, saat 01.30 sıralarında İsrail'in Levent'teki Başkonsolosluğu önünde toplandı. Ellerinde Filistin bayrakları bulunan grup, 'İstanbul'dan Gazze'ye direnişe selam', 'Katil İsrail Filistin'den defol', 'Vur vur Hamas vur, İsrail'e vur' şeklinde slogan atıp sık sık tekbir getirdi. Eylemciler slogan attıktan sonra Büyükdere Caddesi'ni yaklaşık 10 dakika trafiğe kapattı. Polis tarafından uyarılan kalabalık grup, caddeyi daha sonra tekrar trafiğe açtı. Bu sırada bir vatandaş da duvara sprey boya ile 'Soyun kurusun katil Yahudi' yazdı. Bazı vatandaşlar ise konsolosluğun önünde ateş yaktı. Binaya girmek istediler, polis müdahale etti Saat 02.30'da da kalabalığın içinden bir kaç kişi İsrail Başkonsolosluğu'nun bulunduğu binanın duvarına tırmandı; binanın camlarını kırdı. Bazı göstericiler de binanın dış kapısını kırarak içeri girmeye çalıştı. Bunun üzerine konsolosluk çevresinde önlem alan çevik kuvvet ekipleri, kalabalığa biber gazı, tazyikli su ve boyalı mermi ile müdahalede bulundu. Müdahale sonrası göstericilerden bir kaçı, polislerin bulunduğu alana taş attı. Gerginlik bir süre sonra da sona erdi. Polis 2'nci kez müdahale etti Müdahalenin ardından eylemciler slogan atıp eylemlerini sürdürmeye devam etti. Kalabalık grup, bir süre sonra yeniden konsolosluk binasına yürüyüp, binanın camlarına taş atmaya başladı. Bunun üzerine çevik kuvvet ekipleri göstericilere tekrar tazyikli su ve biber gazı ile müdahale etti. Gerginlik sabah saatlerine kadar sürdü. İsrail'in Gazze'ye karadan saldırısını protesto eden gruptan bazılarının, İsrail'in İstanbul Başkonsolosluğu'nun bulunduğu plazanın önünde bekleyişi sürüyor. Çevik Kuvvet polisleri Yapı Kredi Plaza etrafında güvenlik önlemlerini artırırken, gece yapılan protesto sırasında devrilen bariyerler belediye ve polis ekiplerince tekrar plaza etrafına yerleştirildi. Bahçe duvarlarına asılan Filistin bayrakları, duvarlara ve otobüs duraklarının üzerindeki reklam panolarına yazılan İsrail'i eleştiren içerikteki yazılar sabah saatlerinde ilgi çekici görüntülere neden oldu. Levent Büyükdere Caddesi'ndeki konsolosluğun bulunduğu plazanın önünde bekleyen yaklaşık 100 kişilik grup, dualar okuyarak protestolarını sürdürüyor. Ankara'daki eyleme vekillerden destek AK Parti'li birçok milletvekili ile CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, İsrail Büyükelçiliği konutunun önünde, İsrail'in Gazze'ye kara harekatını protesto etti. Milletvekilleri, İsrail'i kınamak için ortak bildiri hazırlanması kararı alınmasının ardından, Meclis'ten protokol yolunda bulunan İsrail Büyükelçiliği konutunun önüne geldi. Vatandaşların da katıldığı gösteride, gruba seslenen, AK Parti Çorum Milletvekili ve Türkiye-Filistin Dostluk Grubu Başkanı Murat Yıldırım, artık sabredecek zaman kalmadığını belirterek, hem çocuklar hem insanların katledildiğini söyledi. 'Ciğerimiz parçalanmaktadır, yüreklerimiz kan ağlamaktadır' diyen Yıldırım, Türk insanın şu anda televizyonlarının başında Gazze'deki insanlar için dua ettiklerini ve İsrail'i kınadıklarını kaydetti. Yıldırım, 'Artık İsrail sesimizi duymalıdır, sabrımızı taşırmamalıdır' dedi. Meclis adına bu açıklamayı yaptıklarını ifade eden Yıldırım, CHP'li milletvekillerinin de burada bulunduğunu belirtti. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, masum olan Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduklarını vurgulayarak, 'Ezilen Filistin halkı ile birlikteyiz. Onların acıları ve yaraları bizim acılarımız ve yaralarımızdır' diye konuştu. Konuşmaların ardından milletvekilleri yürüyerek konutun önünden ayrıldı. İki polis yaralandı Protesto gösterisine çok sayıda AK Parti'li milletvekili ile CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve Manisa Milletvekili Özgür Özel ile vatandaşlar katıldı. Vatandaşlar İsrail aleyhine sloganlar attılar. Bu arada, gruptan konuta atılan taşlar nedeniyle iki polis yaralandı. Polisler ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Gruba, taş atılmaması yönünde uyarı yapıldı ancak kalabalık konuta taş atmaya devam etti. Zaman zaman Kur'an okunarak tekbir getirildi. Konutun giriş kapısının üzerine Filistin bayrağı asıldı. Bursa ve Adana'da protesto Bursa ve Adana'da, İsrail'in Gazze'ye saldırılarının ardından başlattığı kara harekatı protesto edildi. Bursa'da sabah namazının ardından Ulu Cami bahçesinde toplanan kalabalık, İsrail aleyhine slogan atarak, Orhangazi Parkı'na yürüdü. Polisin güvenlik önlemi aldığı eylem sırasında gruptakiler, 'Kahrolsun İsrail', 'Hamas'a selam direnişe devam', 'Biz Filistinliyiz' sloganları attı. Ardından parkta toplanan grup, dua etti. Grup adına açıklama yapan Anadolu Gençlik Derneği Bursa Şube Başkanı Hüseyin Altay, İsrail'in gece yarısı denizden karadan ve havadan Gazze'ye saldırdığını hatırlattı. Adana- Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Adana Şubesi tarafından organize edilen ve ABD Konsolosluğu önünde gerçekleştirilen eylemde katılımcılar, zaman zaman tekbir getirip, sloganlar attı. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarının da destek verdiği eylemde bir kişinin Kur'an-ı Kerim okumasının ardında katılımcılar, sabah namazını konsolosluk önünde kıldı. Grup adına açıklama yapan AGD Şube Başkanı Abdulaziz Kıranşal, İslam birliğinin kurulması gerektiğini kaydetti. Grup, açıklamanın ardından dağıldı. İzmir İzmir'de bir grup, İsrail'in Gazze'ye karadan saldırısını protesto etti. Konak Meydanı'nda toplanan grup, tarihi Saat Kulesi'ne Türk ve Filistin bayrağı ile üzerinde, darbe karşıtı gösterilerin simgesi haline gelen 'Rabia işareti'nin bulunduğu afişi astı. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu grup adına konuşan Tayfun Demir (23), 'İzmirli Müslümanlar olarak İsrail'in Gazze'ye kara harekatı başlattığını öğrenince evimizde duramadık. Arkadaş grubumuzla buraya dua etmeye, Gazze'ye destek vermeye geldik. Kardeşlerimizi meydanlara ve sokaklara davet ediyoruz' dedi. Grup, daha sonra dua etti, şiirler okudu ve tekbir getirdi. Konya : Konya'da Saadet Partili bir grup, İsrail'in Gazze'ye yönelik başlattığı kara operasyonunu protesto etti. Filistin bayraklarıyla Zafer Meydanı'nda toplanan grup, 'Kahrolsun İsrail', 'Müslüman uyuma kardeşine sahip çık' sloganları attı. 'Gazze direniyor', 'Gazze'ye İsrail saldırılarını durdurun', 'Bir Musa gelecek sizi bulacak' pankartları taşıyan eylemciler, tekbirler getirerek, İslam dünyasını harekete geçmeye çağırdı. Grup adına açıklama yapan Saadet Partisi İl Gençlik Kolları Başkanı Recep Turan, İsrail'in Gazze'de sivilleri katlettiğini söyledi. İsrail'in orantısız güç kullanarak masum sivilleri acımasızca öldürdüğünü dile getiren Turan, İsrail saldırıları karşısında tarafsız kalanları kınadıklarını bildirdi.CNN Türk
Independent: 'O Çocuklar Bir Gün Büyüyüp İsrail'e Geri Saldıracak'
Independent‘ın Gazze’de bulunan muhabiri, İsrail’in Gazze’ye kara operasyonunu başlatmadan önce uygulanan beş saatlik ateşkes sırasında konuştuğu Gazzelilerin görüşlerini aktarıyor. Filistin yönetiminden bir bakanla, İsrail’in Çarşamba günü Gazze’de bir sahile düzenlediği saldırıda yaralanan 11 yaşındaki çocuğu ziyarete giden Independent muhabiri, bakanın şu sözlerini aktarıyor: “İsrail küçük çocuklara saldırıyor, ama bu çocuk bir gün büyüyecek ve İsrail’e geri saldırmak isteyecek. İşte İsrail’in yarattığı şey bu”. Muhabir, saldırıda kardeşini ve kuzenini kaybeden 11 yaşındaki yaralı çocuğun İsraili hiç affetmeyeceğini söylediğini belirtiyor. Muhabirin “ileride sen de savaşmak istiyor musun?” sorusuna ise çocuk “Hayır, sadece babam gibi balıkçı olmak istiyorum. Hepsi bu” cevabını veriyor. Daily Telegraph da Hamas’ın siyasi lideri Halid Meşal ile yaptığı röportajda, Meşal’in “basit bir ateşkesi kabul etmeyeceklerini” yinelediğini yazıyor. İsrail’in kara operasyonu başlamadan önce yapılan röportajda Meşal, Gazze’deki ablukanın hafifletilmesinin Hamas için artık yeterli olmadığını, ablukanın tamamen kaldırılmasından başka bir seçeneğe razı gelmeyeceklerini söylüyor. Meşal, Mısır’ın hafta başında sunduğu ateşkes planını da medyadan duyduklarını, kimsenin kendilerine danışmadığını belirtiyor. Demokrat Haber
Bugün Mutlaka Okumanız Gereken 10 Köşe Yazısı
İsrail bir kez daha ‘rıza’ nın olmadığı yerde ‘zor’ un işleyeceğini sanarak Hamas’ı ezip sorunu çözmeyi umuyor. Bu uğurda, bir kez daha insanlık suçu işlemeyi göze alıyor… Oysa, izledikleri siyaset ne kadar tartışmalı olursa olsun, toplumların benimsediği, kurtuluş olarak gördüğü, direniş hareketi olarak benimsediği hiçbir güç zor kullanılarak yok edilemez. Filistin direnişi ve şimdilerde onu temsil eden Hamas, tam da böylesi bir olgu. Uluslararası toplumun ‘her ülkenin güvenliğini savunma hakkı’ diye, Gazze harekatını meşru görmesi bu gerçeği değiştirmiyor. ‘Filistin meselesi’ bu nedenle çözülmek bir yana gittikçe sarpa sarıyor. Bu körlük nihayetinde İsrail’in varlığını pekiştirmek yerine, meşruiyetini giderek zaafa uğratıyor. Bu haliyle İsrail, geleceği olmayan bir savaş ve kavga ülkesi.