Kitap Haberleri

Lale Devri... Osmanlı tarihinin en şatafatlı, en estetik, en zevk sahibi dönemlerinden biri. 18. yüzyıl İstanbul’unda yaşasaydın, kaftanların, entarilerin, feslerin ve ipek şalların içinde nasıl bir karakter olurdu? Süslenmeyi seven bir saraylı mı, entelektüel bir şair mi, yoksa halkın içinden zarif bir zanaatkâr mı? 10 soruda geçmişe bir kapı aralıyoruz ve seni Lale Devri’nin sokaklarına, saray bahçelerine, şiirli akşamlarına ışınlıyoruz!

Araba arkası yazıları kimi zaman güldürür, kimi zamansa hüzünlendirir... Trafikte dahi olsa güzünüzden kaçmayan bazı ikonik sözler arasından seçmeler ise sosyal medyadan geldi. 'Öyle ağır bir söz söyleyin ki okuyan sağa çekip 5 dakika kendine gelemesin' diyen @vissnekurusu kullanıcı adlı hesap birbirinden ilginç yazıları akıllara getirdi. İşte sosyal medya kullanıcılarından seçmeler...

“Susarak büyüyen herkes bu kitabın bir yerindedir.”       Güneş Altunkaş ile “İstanbul’un Kalbindeki Ejder” Üzerine— Bu söyleşi bir röportaj değil, iki insanın iç sesi arasında kurulmuş ince bir köprü.Bazı insanlar vardır; bir şeyi anlatmadan da ne demek istediklerini duyarsın. Güneş de onlardan. Cümleleriyle değil, boşluklarıyla konuşur. İçinde susan ne varsa öyle güzel taşır ki… sen onun sessizliğinde kendi sesini duyarsın.Biz Güneş’le dostluğu biraz başka yerden kurduk. Onun ne yazdığı değil, nasıl yaşadığıyla ilgilendim ben hep. Çünkü o cümlelerini yayınevine değil, insanlara teslim edenlerden. Çocuklara burs veriyor mesela, ama bunu broşüre bastırmıyor. Yazıyor, yazıyor, sonra gidiyor bir çocuğun yolunu açıyor. Ama kalkıp da bununla kendine “yazar” payesi biçmiyor. İşte o yüzden Güneş sadece yazmıyor; yaşıyor, taşıyor, susuyor, sonra bir gün yazıyor.İstanbul’un Kalbindeki Ejder ise suskunlukla yazılmış bir metin. Çığlık atmıyor. Ama okuyunca için zonkluyor. Çünkü karakterin kilosu değil, kalbi ağır. Çünkü anlatılan ev bir yalı değil, bir tür tabut. Ve çünkü o kız çocuğu aslında hepimizin bir parçası. Birinin anne babası suskundu, birinin kendi sesi… birinin de bedeni hiç savunulmadı.O yüzden bu kitap bir hikâye değil, bir yüzleşme. Ve ben de bu satırları yazarken onu bir yazar olarak değil, çok sevdiğim bir dostum olarak görüyorum. Çünkü bazen birinin yazdıkları değil, neden yazdığı önemli olur. Güneş için bu kitap, kelimelerden değil, yara izlerinden yapılmış bir şey. Ve biz onunla bu kez, yazının değil, yaranın içine oturduk.Derken bir noktada, ne zaman başladığımızı bile hatırlamadığımız o sohbetin içinde kendimizi şu cümlede bulduk:“Hazırsan biraz içini deşeceğim.”Ve Güneş gülümsedi. “De bakalım,” dedi. “Sen sor, ben artık hiçbir şeyi saklamam.”

Görevden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in, terör örgütüne üye olma suçundan yargılandığı davada yurt dışı çıkış yasağı ve İstanbul sınırlarını terk etmeme şeklinde adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi. Özer, ihaleye fesat karıştırma dosyası kapsamında hala tutuklu bulunuyor.

Ticaret Bakanlığı, tüketici haklarını güçlendirmeye yönelik adımlar kapsamında Fiyat Etiketi Yönetmeliği'nde yeni düzenlemeleri hayata geçiriyor. Yapılacak güncellemelerle birlikte, ürünlerin net ağırlığına göre fiyatlandırılması zorunlu hale gelecek, yiyecek ve içecek hizmeti sunan işletmelerde ise fiyat listelerinin dijital ortamda sunulması sağlanacak. Bakanlık, bu adımlarla hem şeffaflığı artırmayı hem de tüketicinin yanıltılmasının önüne geçmeyi hedefliyor.Taslak, son düzenlemeler, yorumlar ve çalışmaların ardından yürülüğe girecek.

Sinemaseverler buraya! Yeni haftaya girdik ve 18 Temmuz Cuma günü birbirinden güzel filmler vizyona girerek seyirciyle buluşacak. Kimileri yılların eskitemediği efsane filmler, kimileri ise ilk kez gösterime girecek olan filmler. Animasyon, romantizm, korku derken dolu dolu filmler sizleri bekliyor. Gelin sözü uzatmadan listeye geçelim…Şimdiden gidecek olanlara iyi seyirler!Kaynak: Box Office

Son zamanlarda sepetlere en çok eklenen popüler kitapları sizler için bir araya getirdik. Doğu ve Batı'nın hükümdarı Fatih Sultan Mehmed'in hayatını anlatan kitaptan, psikolojinin sevilen kitabı Günübirlik Hayatlar'a kadar çeşitli türlerdeki seçkin eserleri sizin için seçtik. Bu özenle seçilmiş kitapları okuyarak hem bilgi dağarcığınızı genişletebilir, hem de keyifli vakit geçirebilirsiniz.Bu içerik 15.07.2025 tarihinde oluşturulmuştur. Bu içeriğe erişim sağladığınız zamana göre listelenen ürün fiyatlarında değişiklikler olmuş olabilir. Satın aldığınız ürünlerde satıcılardan kaynaklanan sorunlardan Onedio sorumlu değildir.“Bu içerik marka iş birliği içeriyor.”

Sınav açıklandı, sosyal medyada çalkantı başladı:⛔️ “Sınav çok zordu ama 719 birinci çıktı!”⛔️ “Diyarbakır’dan 300 birinci çıktı!”⛔️ “Kesin sorular çalındı!”Peki gerçek ne? Uzmanlar(!) konuşuyor ama ölçme-değerlendirme işinin merkezinden konuşan pek yok. Bu yüzden birkaç temel hatırlatma yapmak istiyorum. Ama önce şunu not düşeyim: Türkiye’de eğitim tartışması hep siyasi kampların arasında sıkışıyor. Yıllardır eğitim sisteminde soruların çalındığı, cemaatlerin “cihat” diye sınav gasp ettiği bir ülkenin hafızasında bu komplo refleksi kolay kolay silinmez. Ancak bugün konuşmamız gereken konu sınav güvenliği değil, eğitim sisteminin çarpıklığıdır.Bu yazıda ölçmecilerin gözüyle birkaç teknik meseleye değiniyoruz.

+ Kubilay hocam öncelikle röportaj için teşekkür ediyor, Son İnsan Medeniyeti kitabınızı okuduğumu ve çok beğendiğimi ifade etmek istiyorum.- “Allah razı olsun Burçak hanım.”+ Son İnsan Medeniyeti isimli kitap başlığını gördüğümde, elbette medeniyetin ve illaki İslam medeniyetinin önemini aktaracağınızı tahmin etmiş, İslam medeniyetinin tüm medeniyetlerin üstünde olduğunu vurgulayacağınızı hissetmiştim. Öyle de oldu… Tarihi okuyanlar bilirler ki medeniyetler doğar ve ölür. Fakat İslam medeniyeti, bu çerçevede yalnızca bir tarihsel durum değil aynı zamanda tüm kıtalara yayılmış, kıyamete kadar sürecek olan bir hakikatin yansımasıdır.Ve tam da burada bir başka kitabınızdaki şu cümleleri hatırlıyorum; Medeniyet sadece imanla başlamaz, imanla birlikte ilim ister, irade ister, insicam ister.Yine sohbetlerinizden bildiğim kadarıyla insan doğmakla insan olmak arasındaki farkın üzerinde çokça duruyorsunuz ve Kamil insan olmak için şahsi dünyamızda fazla vaktimizin kalmadığına özellikle dikkat çekiyorsunuz. Kitabın ismindeki “son” vurgusunun da buradan geldiğini düşündüm.

🌌 Gökyüzünden Mesajınız Var! 🌌✨ Ruhsal Uyanış – İçsel Güç – Kalpten Şifa ✨Bu hafta, gökyüzü seni kendi içine dönmeye ve sözlerin, duyguların, seçimlerinin kaynağını fark etmeye davet ediyor. Merkür geriliyor, Satürn geçmişin hesaplarını hatırlatıyor ve gökyüzü sana “Gerçek gücün ne?” diye soruyor.Şimdi Ne Yapmalı?Tüm kalbinle geçmişini kabul et.Cesaretle kalbini dinle.Söylenmemişleri sevgiyle ifade et.Yanlışlarına sahip çık, şefkatle affet.Kalbinde taşıdığın yükleri bırak.Değerlerinden vazgeçmeden barışı seç.İletişim bir sınavsa, sevgiyle geçebilirsin. Ruhsal yalnızlık bir yolsa, ilahi ışıkla yürüyebilirsin. Geçmiş kapanıyorsa, yeni bir kalp kapısı açabilirsin.🌿 Bu Süreç Ne İçin Var?Bu süreç seni yavaşlatmak için değil, seni yükseltmek için var. Gökyüzü yavaşladığında, sen içsel hızını bulursun. Ve en karanlık gecelerde bile, yıldızlar sadece kalpten bakanlara görünür.Bu hafta kendine ve içsel yolculuğuna odaklan. Geçmişin derslerini kabul et, içsel gücünü keşfet ve kalbinle barış içinde ol. Gökyüzünün bu enerjileri seni daha derin bir farkındalığa ve ruhsal bir uyanışa davet ediyor.