“İmkânsız Diye Bir Şey Yok” – Zeliha Aksak’ın Hikâyesi
Şırnak’ın küçük bir köyünden, dünya sahnesine uzanan azim dolu bir yolculuk...Hayat bazılarına doğuştan zor başlar. Engeller, coğrafyanın sertliği, imkânsızlıklar… Kimi bu yüklerin altında ezilir, kimi ise onları birer basamak hâline getirir. Tıpkı Zeliha Aksak gibi.Zeliha, Şırnak’ın merkeze 15 kilometre uzak bir köyünde doğuştan engelli olarak dünyaya geldi. Çocukluğu, çoğu zaman “yapamazsın” cümlelerinin gölgesinde geçti. Ancak zamanla bu sözler, içinde durdurulamaz bir inada ve hayallere dönüşmeye başladı.Tenisle tanışması, 14 yaşında okul müdürü ve antrenörünün yönlendirmesiyle oldu. Başta tereddüt etse de kısa sürede kendini bu sporda buldu. Sadece bir yıl içinde milli takıma seçildi ve ay-yıldızlı formayı sırtına geçirdi. Bugün Türkiye’nin 1 numarası, dünyanın ise 40. sırasında yer alan bir tekerlekli sandalye tenis sporcusu.Bu başarı, elbette kolay gelmedi. Köydeki evlerin damlarında yapılan antrenmanlar, merkeze ulaşmak için verilen büyük mücadeleler, zorlu koşullar ve imkânsızlıklar içinde yeşeren bir inanç vardı bu hikâyenin temelinde.Zeliha Aksak’ın hikâyesi bize bir şeyi açıkça gösteriyor: Engeller bedende değil, zihindedir.Ve şimdi, kararlılıkla örülmüş bu yolculuğun detaylarını Zeliha’nın kendi ağzından dinleme zamanı…