onedio

Harvard Üniversitesi Haberleri

Harvard Üniversitesi ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Harvard Üniversitesi ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Yıllardır Çözülemeyen Gizem: Kosta Rika’nın Devasa Taş Küreleri
1930’larda Kosta Rika’nın güneyindeki Diquis Deltası’nda muz plantasyonları için yapılan çalışmalar sırasında sıra dışı bir keşif yapıldı. Orman temizlenirken yüzlerce taş küre gün yüzüne çıktı. En büyüğü yaklaşık 2,7 metre çapında ve 26 ton ağırlığındaki bu küreler, neredeyse kusursuz yuvarlaklığıyla bilim insanlarını hala şaşırtıyor. Peki bu küreleri kim yaptı, hangi amaçla yerleştirdi ve neden birden kayboldu? Aradan geçen onca yıla rağmen bu soruların cevabı net değil.Kaynak 1, Kaynak 2
Arabaların Yasak Olduğu Küçük ABD Mahallesi: İnsanların Gerçekten Konuştuğu Yer
ABD’de araba kullanmadan yaşamak çoğu yerde neredeyse imkansız. Ancak Arizona’nın Tempe şehrinde bu algıyı tersine çeviren yeni bir yaşam alanı var. Culdesac adı verilen mahalle, ABD’de sıfırdan inşa edilen ilk arabasız yerleşim yeri olarak dikkat çekiyor. Sokaklar, meydanlar ve evler yayaların ihtiyaçlarına göre düzenlendi. Ortaya çıkan manzara ise Akdeniz kasabalarını andıran, tamamen insana dönük bir yaşam biçimi.Kaynak
50 Madde ile Edebiyat Dünyasından Magazin
Klasikleri okudunuz, çok satanlar listelerini incelediniz, yazarların hayat hikayelerine gözattınız. Ama tüm bunları yapmanız, edebiyat dünyasının magazin haberlerine aşina olduğunuzu göstermez. 1- Vladimir Nabokov, Lolita ’yı Amerika’da kelebek toplamak üzere seyahat ederken kartların üzerine not alarak yazmıştı. 2- Karısı Vera Nabokov, yazarı Lolita ’nın tamamlanmamış taslaklarını yakmaktan vazgeçirmişti. 3- Gri’nin Elli Tonu , İngiltere’de tüm zamanların en çok satan kitabı. 4- Üstsüz bir kadın illüstrasyonuna yer verdiği için Waldo Nerede bir dönem ABD’de yasaklıydı. 5- Dan Brown, Da Vinci’nin Şifresi ’ni yazmadan önce pop şarkıcılığı ve söz yazarlığı yapıyordu. 6- Margaret ve H.A. Rey, topladıkları yedek parçalarla bir bisiklet yapıp, Nazi işgali altındaki Paris’ten kaçarken yanlarında Meraklı Maymun (Curious George) ’un taslağını da götürmüşlerdi. 7- Herman Melville’in Moby Dick ’in ilk baskısı matbaa hatası yüzünden sonsözü olmadan yayımlandı. 8- Fareler ve İnsanlar ’a verilen ilk isim Something that Happened idi. 9- Ayrıca Steinbeck’in köpeği eserin orijinal taslağını yemişti. 10- Alexandre Dumas, Üç Silahşörler ’i yazarken yardımcı olması için kendisine gölge bir yazar tutmuştu. 11- Franz Kafka bir arkadaşından bütün eserlerini yakmasını istemişti. Dava , Şato ve Amerika yazarın vasiyeti çiğnenerek yayınlandı. 12- İddiaya göre, Peter Pan, büyüdüklerinde Kayıp Çocuklar’ı öldürdü. 13- Adolf Hitler’in Kavgam eserinin telif ücretleri Bavyera Hükümeti’ne gidiyor. 14- Harry Potter kitapları ABD’de en çok yasaklanan seri. 15- Alice Harikalar Diyarında , eserdeki konuşan hayvanlar nedeniyle Çin’de yasaklanmıştı. 16- Binbir Gece Masalları ’ndaki Alaaddin aslında Çinli. 17- Zil Çalınca dizisindeki Lisa karakteri (Lark Voorhies) gramer hatalarıyla dolu bir roman yazmıştı. 18- Teeny Ted from Turnip Town dünyanın en küçük kitabı. 19- Noah Webster, ilk sözlüğünü 25 yılda yazdı. 20- Joseph Heller’ın Madde 22 kitabının ilk ismi Madde 18’di. 21- Muhteşem Gatsby ’nin ismi Altın Şapkalı Gatsby ile Kırmızı, Beyaz ve Mavinin Altında olarak düşünülmüştü. 22- 80 Günde Devri Alem , George Francis Train’den esinlenilmişti fakat adı hiçbir zaman anılmadı. 23- Sherlock Holmes bütün edebi karakterler arasında filmlerde ve dizilerde en çok yer alan isim oldu. 24- Tom Sawyer , daktiloda yazılan ilk kitap. 25- Wicked, cool, daiquiri ve T-shirt kelimeleri ilk kez Cennetin Bu Yanı’ nda kullanılmıştır. 26- Mars uydularının büyüklüğü ve dönüş hızları gökbilimcilerden yüz yıl önce Gulliver’in Gezileri ’nde tasvir edilmişti. 27- J.R.R. Toliken, Yüzüklerin Efendisi üçlemesini iki parmağıyla yazdı. 28- Harvard Üniversitesi Kütüphanesi’nde insan derisine yazılmış dört hukuk kitabı bulunuyor. 29- Charlotte’un Sevgi Ağı ilk çıktığında Kansas’ta yasaklandı. 30- Ayrıca Winnie-the-Pooh da Birleşik Devletler, Türkiye ve Birleşik Krallık’ta bir dönem yasaklıydı. 31- The Bay Psalm Book , Amerika’da yazılan ilk eser ve dünyanın en pahalı kitabı. 32- Annie Allen , yazarı Afro Amerikan olan ve Pulitzer kazanan ilk kitap. 33- Dorothy Straight, How the World Began ’ı yazdığında dört yaşındaydı ve dünyanın en geç yazarı olarak anılıyordu. 34- Charles Dickens, Bir Noel Şarkısı ’nı altı haftada yazdı. 35- Aşk ve Gurur’ un ilk adı İlk İzlenimler’di. 36- Robinson Crusoe , İngilizce yazılan ilk roman olarak kabul edilir. 37- This The Prophet Mohamed dünyanın en büyük kitabı. 38- Snooki, New York Times’ın en çok satan yazarları arasında yer alıyor. 39- Ayrıca Jessica Alba da bu listede. 40- Rapçi Common da. 41- Justin Bieber da çok satanlar listelerinde yer alıyor. 42- Nathanael West’in 1939 tarihli romanı The Day of the Locust ’ta Homer Simpson isimli bir karakter vardı. 43- Süpermen aslında kel ve megaloman. 44- Amazement, bedroom, advertising, blanket, bump, gloomy, puking, drugged, champion, accused ve addiction kelimelerini ilk kez William Shakespeare kullandı. 45- Joker karakteri aslında Batman ’in ilk sayısında öldürüldü. 46- Venom ilk olarak kadın bir karakter gibi tasarlandı. 47- Barbara Cartland, iki haftada bir roman bitirirdi. 48- Genji’nin Hikayesi yazılan ilk romandır ve tahminen 1007 yılında yazılmıştır. 49- Gabriel García Márquez, Yüzyıllık Yalnızlık ’ın filme çekilmesine izin vermedi. 50- Elle yazılmış ilk İncil 8 milyon dolar değerinde ve tamamlanması 12 yıl sürmüştü. Sabitfikir | Çeviri Sevgi Demir Kaynak BuzzFeed
Bu Kitaplar İnsan Derisiyle Kaplı!
Pahalı ve eski kitapları bir araya getiren büyük kütüphanelerde her daim garip bir yan vardır. İnsanların fısıldayarak konuştuğu bu ortamı yapay bir sessizlik kaplar. Toz kokusu ise sürreal bir hava yaratır. Söz konusu garip kütüphanelerse şüphesiz hiçbir yer, Harvard Üniversitesi'yle boy ölçüşemez. Çünkü birkaç yıl önce bu kütüphanede bulunan üç kitabı, diğerlerinden ayıran bir şey fark edildi. Onların deri kaplaması, diğerlerine benzemiyordu. Yapılan araştırmalar da gösterdi ki, bu pürüzsüz kaplamalar, insan derisindendi. Hatta bu kitaplardan birisinin derisi, canlı bir insandan yüzülmüştü. Aslında insan derisiyle kitap kaplamak 17. yüzyılda epey yaygındı. Adı 'anthropodermic bibliopegy (insan derisiyle kitap ciltleme sanatı)' konulmuştu ve bu sanat, özellikle anatomi kitaplarına uygulanıyordu. Kitaplar, genellikle tıbbi görevlilerin, araştırmaları sırasında kadavradan yüzdükleri deriyle kaplanıyordu. Herhalde hiçbir şey boşa gitmesin istendiğindendi bu. Harvard'daki bu garip kitaplardan biri Roma şiirini, bir diğeri Fransız felsefesini ele alıyor. Canlı canlı yüzülen bir insanın derisiyle kaplanan sonuncu kitap ise Ortaçağ İspanya'sının hukuk düzeni üzerine bir inceleme. İçinde ise şu ilginç paragraf bulunuyor: 'Bu kitabın kaplaması, 4 Ağustos 1632'de, Wavuma tarafından, henüz canlıyken derisi yüzülen sevgili arkadaşım Jonas Wright'tan geriye kalan tek şey. Kral Mbesa bana bu kitabı verdi ki bu kitap da zavallı Jonas'ın sahip olduğu birkaç şeyden biriydi; şimdi onun üzerini derisi kaplıyor. Huzur içinde yatsın.' Harvard'a uğrarsanız bu kitapları inceleyebilirsiniz. Greg Newkirk 'in Roadtrippers Daily'de yayınlanan makalesini Gökçe Gündüç, Türkçeleştirdi. Kaynak: Sabitfikir
Harvard Üniversitesi Birincisi 'Türk Dahi'
22 yaşındaki Türk Levent Alpöge, dünyanın en önemli okullarından biri olarak kabul edilen Harvard Üniversitesi’ni 4 üzerinden 4 not ortalaması alarak ‘Valedectorian’ derecesiyle mezun oldu. Alpöge çalışmalarını Cambridge’ta devam ettirecek Dünyanın en prestijli okullarından Harvard Üniversitesi’nde 2014 yılı birincisi Türk genci Levent Alpöge (22) oldu. Alpöge, hem matematik ve fizik lisans bölümlerinden, hem de aynı anda fizik yüksek lisans derecesi elde etti. Başarılı genç, 4 üzerinden 4 not ortalaması ile “Tüm Üniversite Birincisi” (Valedectorian) olarak dün mezun oldu. Başarılarla dolu bir eğitim hayatına sahip olan Alpöge, 2010’da henüz lise son sınıfı öğrencisiyken ABD çapında adayların katılımı ile gerçekleşen Intel Bilim Yetenekleri Yarışması’nda ABD Başkanı Barack Obama ve senatörler tarafından kutlanan 40 genç finalist arasına girdi. Bunun sonucunda, “Ivy League” olarak ve akademik mükemmelliği ile tanınmış ABD’nin 8 en iyi üniversitesi tarafından kabul edildi. Sayısız ödülü var Alpöge, Harvard’ın matematik bölümünü seçti. Sayısız prestijli ödülü ve bursu bulunan Alpöge; American Mathematical Monthly, Journal of Combinatorial Theory, Journal of Number Theory, International Mathematics Research Notices dergilerine yazılar yazıyor; Harvard College Mathematics Review dergisinin de editörluğünü üstleniyor. Alpöge, çalışmalarını önümüzdeki yıl Winston Churchill bursu ile İngiltere’deki prestijli Cambridge Üniversitesi’nde sürdürecek. Daha sonraki yıl yine 8 Ivy League okullarından gelen doktora kabullerinin içinden Princeton’ı seçerek eğitimine devam edecek.Alpöge ailesi ile birlikte New York eyaletinin Long Island bölgesinde yaşıyor. Akademik başarılarının yanı sıra maratonlara katılan Alpöge koyu bir Beşiktaş hayranı. Milliyet
Harvard'da Cumhurbaşkanı Gül'ü Şok Eden Soru
Harvard Üniversitesi'nde bir panele katılan Abdullah Gül'e Türk bir dinleyici 'Türkiye ’de insanlar ölürken geceleri nasıl uyuyorsunuz' şeklinde tepki gösterdi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül , oğlu Mehmet Emre 'nin mezuniyet töreni için bulunduğu Harvard Üniversitesi'nde katıldığı 'Güncel Bölgesel Konular ve Geleceğe Bakış' başlıklı panelde dinleyiciler arasında bulunan Harvard Tıp Merkezi'nden Dr. Emre Altındiş 'in sert soruları ile karşılaştı. Altındiş'in Roboski katliaimı, Gezi Parkı direnişine hayatını kaybedenleri hatırlamasının ardından yönelttiği 'Siz böyle bir devletin başında olmaktan utanmıyor musunuz? Nasıl bize burada demokrasi yalanları söylüyorsunuz?' sorusunu Gül, 'kimse sana böyle soru sorma hakkı vermez' şeklinde cevapladı. Cumhurbaşkanı Gül’e “Türkiye ’de insanlar ölürken geceleri nasıl uyuyorsunuz” diyen Dr. Altındış, Türkçe olarak sorduğu sorunun, ısrarla İngilizceye çevrilmesini istedi. Dr. Altındış, Gül’ün tepki göstermesi üzerine “Türkiye’de bu soruyu sorsaydım beni tutuklardı” şeklinde konuştu. Gül, soruyu dinlerken, Türk korumalardan “Sen insan değilsin” sözleri yükseldi. Dr. Altındiş’in sorusu salondaki 150 kadar dinleyiciye tercüme edildikten sonra Cımhurbaşkanı Gül; ‘’Söylediğin sözler doğru değil. Bir başkası olsaydı sana bu soruyu sordurmazdı. Bu olaylar başka ülkelerde de oluyor. Gezi parkında sağduyulu bir hareketle başlayan eylem, ilk başta doğru bir şekilde kontrol edilemeyince yasadışı örgütler bunlara katıldı. Bunlar tabii ki çok üzücü’’ yanıtını verdi. Dr. Emre Altındiş şöyle konuştu: 'Bildiğiniz gibi şu an Gezi olaylarının yıldönümündeyiz. Geçen sene Nobel ödüllü meslektaşlarımızla Science (Bilim) dergisinde bir makale yayınladık. Sizin başında olduğunuz Türkiye Cumhuriyeti devletini 8 vatandaşını öldürdüğü, 90 insanımıza kafa travması yaşattığı, 9 insanın gözünü yitirdiği, binlerce insanı gaza boğdu için protesto ettik. Fakat Türkiye’de şiddet devam ediyor. Günde 3 kadın öldürülüyor. 4 işçi iş kazalarında katlediliyor. Roboski katliamında sizin başında olduğunuz ordu 34 kişi öldürdü. 17’si çocuktu. Siz Ankara ’da yaşıyorsunuz. Kızılay’da Ethem Sarısülük başından kurşunla vuruldu. Katili dışarda. Siz böyle bir devletin başında olmaktan utanmıyor musunuz? Nasıl bize burada demokrasi yalanları söylüyorsunuz? Geceleri nasıl uyuyorsunuz? Belkin Elvan 14 yaşındaydı. Sizin başbakanınız 14 yaşındaki çocuk için terörist diyor. Lütfen sorum tercüme edilsin..” Gül, Dr. Altındiş’in sorusunun tercüme edilmesi üzerine “Şimdi beni sen dinle. Kimse sana böyle soru sorma hakkı vermez”’ dedi. Altındış ise; Türkiye’de dayak yerdim” cevap verdi. t24.com.tr
Kuantum İstanbul Üniversitesi'nde Çöktü
Sayılı deneylere ev sahipliği yapan İÜ Kuantum Teknolojileri Laboratuvarı, sorumlu hocaya ceza verilip kapatıldı. Projeler askıya alındı. Araştırmacılar kapı dışarı edildi.Dünyada ‘düşük sıcaklık-manyetik alan’ deneylerinin yapılabildiği Harvard Üniversitesi ve Max Planck Enstitüsü ile birlikte üç laboratuvardan biri olan İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Kuantum Teknolojileri Laboratuvarı bürokratik kavgaya kurban edilip kapatıldı. 2012 yılında 6 milyon lira harcanarak kurulan, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin katılımıyla gelişen laboratuvarda TÜBİTAK destekli pek çok bilimsel araştırmaya imza atıldı. Laboratuvarda yapılan araştırma ve deney sonuçlarının anlatıldığı makaleler prestijli bilim dergilerinde yayımlandı. Ancak Radikal’den İdris Emen’in haberine göre, çıkan yangın kuantumun çöküşünü hazırladı. Ucuz atlatılan yangın sonrası laboratuvar sorumlusu Doç. Dr. Afif Sıddıki laboratuvarda gerekli iş güvenliğinin sağlanması için İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne ve projeler destek veren TÜBİTAK’a başvurdu. Ancak kurumların duyarsızlığı nedeniyle sonuç alamadı. Laboratuvarda iş güvenli olmadığını öne süren Sıddıki, 13 Mayıs 2013’te laboratuvar sorumluluğundan istifa etti. Sıddıki, aynı gün sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta, laboratuvarda iş güvenliğinin sağlanması için mücadele verdiğini ancak bir sonuç alamadığı için görevini bıraktığını şu sözlerle duyurdu: “Kavga etmekten yoruldum. İki gün sonra 40 yaşıma giriyorum. Evliya olacağım da yok. Bilimdi, lab’dı memleketi artık siz düşünün. Bu kadar pis adamın arasında debelenip durmaktan bıktım. Üstelik hem kendimi hem de bana inananları hayal kırıklığına uğratmaktan da bıktım.” İÜ Fen Fakültesi Dekanlığı, bu sözlerinden dolayı amirlerine hakaret ettiği gerekçesiyle hoca hakkında soruşturma açtı. Soruşturma sonucunda Sıddıki, üç yıl ‘kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına’ çarptırıldı. Sıddıki ve öğrencilerinin laboratuvara girişi engellendi. Soruşturma devam ederken Sıddıki, bilimsel çalışmalarını sürdürebilmek için Almanya’ya gitti. Doç. Dr. Afif Sıddıki, Almanya’dayken üniversite yönetimi laboratuvara girerek zimmetinde olan laboratuvarı çalıştırdı. Bunu duyan Sıddıki hoca da okul yönetimine bir e-mail atarak laboratuvarın kendi sorumluğunda olduğunu ve kendi izni olmadan diğer hocaların laboratuvarda herhangi bir çalışma yapamayacağını dile getirdi. E-mail üzerine Sıddıki Hoca’ya dekanlık tarafından hocaları tehdit ettiği gerekçesiyle ikinci kez soruşturma açıldı. Sıddıki’yi 3 yıl daha ‘kıdem durdurma cezası verildi. Dünyanın ender laboratuvarlarından biri olan Kuantum Teknolojileri Laboratuvarı ise kapatıldı. Laboratuvar kullanılmadığı için TÜBİTAK’ın desteklediği bütün projeler askıya alındı. Projeler askıya alınınca laboratuvarda burslu çalışan 11 öğrencinin bursu kesildi. Atıl durumda olan laboratuvarın çalışma ofisi olarak kullanılacağı öne sürülüyor. Kendisine açılan soruşturmaların hiçbir dayanağı olmadığını söyleyen Doç. Dr. Afif Sıddıki açılan iki ayrı soruşturmada 6 yıl kademe ilerlemesinin durdurulduğunu belirterek şunları söyledi: “Okul yönetimi kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile yetinmedi. Dekanlık okulda yapılan bir fizik konferansı sonra hakkımda bir soruşturma daha açtı. İki kez ceza aldığım için soruşturma dosyam YÖK’e sevk edildi. ‘Kamu görevinden çıkarılmam’ isteniyor. 22 Mayıs’ta YÖK’e savunma verdiğimde soruşturma dosyamda Facebook üzerinden bir ileti paylaştığımı ve iletide, ‘Türk Fizik Derneği bünyesinde düzenlenen parçacık hızlandırıcıları çalıştayı ile ilgili olumsuz görüşler beyan ettiğim’ yazıyordu. Savunma yapabilmek adına yorumun metnini talep etmeme rağmen yazı bana verilmedi. Oysa ben böyle bir ileti paylaşmadım.” Laboratuvarın kapanmasıyla işsiz kaldığı için Antalya’da bir imam hatip lisesinde ücretli öğretmenlik yapmak zorunda kalan doktora sonrası araştırmacısı Metin Kendirik ise şunları söyledi: ‘’O laboratuvarı kendi çabalarımızla kurduk. Laboratuvarda yaptığım çalışmalar sonucunda makalelerim bilim dergilerinde yayımlandı. TÜBİTAK tarafından desteklenen bir projem vardı. Laboratuvar kapanınca o proje askıya alındı. Ben işsiz kaldım, diğer arkadaşlarımın bursu kesildi. Şimdi bir okulda saatliği sekiz liraya ücretli öğretmenlik yapıyorum. Kuantum Araştırma Laboratuvarı da ofis olarak kullanılacak.’’T24
Kendi Kendini Kuran Robot
Amerikalı bilim insanları, insan müdahalesi olmadan kendine kendine katlanabilen, şekil değiştirebilen ve yürüyebilen bir robot geliştirdi.Robot, geleneksel Japon kağıt katlama sanatı origamiden esinlenilerek yapıldı.Cihaz bazıları sert ve bazıları ısıyla küçülebilen polimerden üretildi.Sistemin bu parçalara ısı göndermesiyle robot kendi kendini kurabiliyor.Robotla ilgili ayrıntılar, bilim dergisi Science'ta yayımlandı.Harvard Üniversitesi uzmanları, origamiden esinlenilerek geliştirilen bu teknoloji sayesinde gelişmiş nesne ve cihazların çok daha kolay ve çok daha ucuza üretilebileceğini belirtiyor.Araştırmaya öncülük eden Prof. Robert Wood, 'İnsanların origamide gördüklerine eminin, katlamayla çok muhteşem şeyler yapabiliyorsunuz. Ancak karmaşıklık eşiği aşıldıktan sonra elle katlamak çok yorucu olmaya başlıyor' dedi.Prof. Wood, bu amaçla kendi kendine katlanabilen bir cihaz geliştirerek katlamanın gücünü ortaya koymak istediklerini belirtti.
Harvard'da Türkçe Öğretiyorlar
AYVALIK'taki Cunda (Alibey) Adası'nda, Harvard Üniversitesi'ne bağlı kurulan Osmanlı Türkçesi Yaz Okulu (Intensive Ottoman and Turkish Summer School) 17 yıldan bu yana dünyanın farklı ülkelerinden gelen eğitmen ve öğrencileri buluşturmaya devam ediyor. Yaz okulunda doktora düzeyinde eğitim gören öğrenciler Osmanlı Türkçesi öğrenerek Osmanlı kültürünü tanıyor.Harvard Üniversitesi'nde dersler veren Prof.Dr. Şinasi Tekin ve Prof.Dr. Gönül Tekin çifti tarafından 17 yıl önce Cunda Adası'nda kurulan Osmanlı Türkçesi Yaz Okulu, Osmanlıca'nın öğrenilmesini sağlayarak ülke tanıtımına katkı sağlıyor. Bu yıl, 3 Türk öğrenci ile birlikte 19 yabancı öğrenciye yoğunlaştırılmış Osmanlı Türkçesi eğitimi verildiğini söyleyen Okul Müdürü Doç.Dr. Selim Kuru, okulun Cunda Adası'nın ününü yurt dışına taşıdığını belirterek, şöyle dedi: 'Temmuz ayının ilk pazartesi gününden Ağustos ayının ikinci hafta sonuna kadar gerçekleşen eğitimlerde, iki ana ders ve iki destek dersi veriliyor. Ana dersler; 'Erken Dönem Osmanlı Türkçesi' ve 'Geç Dönem Osmanlı Türkçesi' ismiyle gerçekleşirken, destek derslerinden biri Farsça-Arapça bir diğeri de Türkçe olarak düzenleniyor. Okulumuz bu yıl, 3 Türk öğrenci ile birlikte 19 yabancı öğrenciye yoğunlaştırılmış Osmanlı Türkçesi eğitimi veriyor.' Bu yıl yaz okuluna ABD'nin, Harvard, Yale, Berkeley, Arizona, Chicago, Nort Carolina ve Georgetown üniversitelerinden öğrenci almaya başladıklarını kaydeden Doç.Dr. Kuru, Norveç, İngiltere ve Almanya'daki üniversiteler ile beraber Türkiye'den de Koç Üniversitesi öğrencilerinin yaz okulunu tercih ettiğini belirtti. 'OSMANLICA EN İYİ TÜRKİYE'DE ÖĞRENİLİR' Yaz okulunu 2004 yılında vefat eden eşi Prof.Dr. Şinasi Tekin ile birlikte yoğun çaba harcayarak kurduklarını anlatan Prof.Dr. Gönül Tekin, ABD Eğitim Bakanlığı'nın, Osmanlıca Yaz Okulu ile, ilk kez yaşayan bir dilin değil klasik bir dilin eğitimini veren bir okulu tanıdığını dile getirdi. ABD'nin en ünlü üniversitesinin Türkiye'de gerçekleştirilen bir programı desteklemesinin de övünç kaynağı olduğunu ifade eden Tekin, şöyle devam etti: 'Modern Türkçe ile Osmanlıca arasında kelime ve alfabe farklılıkları dışında hiçbir fark yok. Nasıl yabancı bir dil en iyi o ülkede öğreniliyorsa Osmanlıca-Türkçe de doğal olarak Türkiye'de öğrenilmeli diye düşündük ve okulun Türkiye'de açılmasına karar verdik.' 'ÖĞRENCİLER, TÜRKİYE'Yİ TANIYOR' Okulun Türk kültürünün tanıtımı yolunda önemli bir misyon üstlendiğini söyleyen Prof. Dr. Gönül Tekin, Cunda'daki kendilerine ait evi okul binası olarak kullanmaya başladıklarını bildirdi. 2003 yılında Koç Üniversitesi Vakfı tarafından adadan alınan bir binanın Osmanlıca Yaz Okulu'nun hizmetine sunulduğunu hatırlatan Prof. Dr. Tekin, şöyle konuştu: 'Şimdi bu iki binada birden eğitim yapıyoruz. Programın temel amacı Osmanlı Türkçesi öğrenimi olmakla birlikte, bir yanı da yurt dışında Türkiye'yi tanıtacak konuma gelebilecek yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin bir buçuk aylık bir dönem içinde Türkiye'de ve bu cennet Cunda Adası'nda bulunmalarını sağlamaktı. Bunu başardık. Öğrenciler Türkiye'yi tanıyor. Kendi adıma, öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz adına çok mutluyum.' DHA